Klasik Arapça

İZHAR SORU VE CEVAPLARI AMİL BAHSİ MAMÜL BAHSİ İRAB BAHSİ

MAMÜL BAHSİ

47 – Kelamda vaki olan lafızları taksim ediniz.
Üç kısımdır.
Birinci kısım: Asla mamül olmayanlar. Bunlar ikidir. 1- Mutlak harfler. 2- (Basralılara göre) Emir bi ğayri lam. (Basralılara göre emri hazırın murap olup amel etmesi, muzarat harfi sebebiyleydi. Muzaraat harfi de emri hazırda hazfedildiği için müşabehetlik (muzarinin ismi faile benzeyip mamul olması) ortadan kalktı ve  en aslı olan (mazi) mebniliğe döndü. Küfeliler ise emri hazırın, başındaki gizli bir lam ile mureb olduğunu ifade ederek emri hazırın mamul olduğunu söylüyorlar. )
İkinci kısım: Daima mamül olanlar: Bunlarda ikidir. Mutlak isim ve fili muzari.
Üçüncü kısım: Asla mamül olmazlar. Ancak bazen ikinci kısım mevkiinde (yani mamüllerin kullanıldıkları mevkilerde ) kullanıldıklarında mamül olurlar. Bunlar fili mazi ve cümledir.

48- İsim olup olmadığında ihtilaf olunanlar hangi lafızlardır?

Esmai efaller isim mi, fiil mi? İsimdir çünkü; Failleri haber makamına kaim, mübteda olmak üzere mahallen merfudur ya da mefulu mutlak olmak üzere mahallen mensuptur diye hükmolundu. Bazı nahivciler ise isim fiiller, lafızda isim gibi gözükselerde fiil manası kendilerinde olduğu için iraptan mahalli yoktur demişlerdir.

Zamiri fasıl diğer zamirler gibi isim mi yoksa harf mi? (Zamiri faslın görevi, haberin sıfatla karışmasını önlemek için araya geldiği için ihtilaf olundu.) Bundan dolayı bunun harf olması üzerine hüküm olundu. Ama bazı nahivciler ise iraptan mahalli olmayan bir isimdir diyorlar.

Sıfatlara dahil olan lam harf mi isim mi? Bazıları diğer harfler gibi harftir derken, ekseri görüş; الذى ve الذتى manasına ismi mevsuldür demişlerdir. (Lamın irabı, lamdan sonraki lafız olan (صرب), fiil olmaktan isim olmaya (طارب ) intikal ettiği için kendisinden sonraki lafza verildi ( الطارب)
جاءنى الطاربُ  زيدًا  misalinin aslı جاءنى الذى طرب زيدا idi. الذى fail olmakla mamül طرب ise mamül değildi. Bu  kelam جاءنى الطاربُ  زيدًا olarak değişince الذى harf suretinde olmaya طرب de طارب olarak isim suretine intikal etti.
49- Fili mazi hangi mevkilerde kullanıldığında mamül olur?
Eğer mazi;
1-Mastar için olan اَنْ lafzından sonra  vaki olunca mahallen mensup olmakla mamül olur.
اَعجبنى اَنْ طَربْتَ و تَقْتُلَ  misalinde اَنْ,  طَربْتَ  yi mahallen nasb etmiş ve bu nasp irabı matuf olan تَقْتُلَ de ortaya çıkmıştır. (Çünkü matuf, atfolunduğu lafzın irabını giyer.)

2- Cezm eden bir harften sonra mazi, şart ya da ceza mevkiinde vaki olduğunda mahallen meczum olmakla mamül olur. Çünkü mahallen mensup ya da meczum olmasının sebebi, mazinin bu irabının matuf tarafında ortaya çıkmasından dolayıdır.(Mazi, lafzan mansup ya da meczum olamaz. Çünkü daime fetha üzerine mebnidir. İrabı ancak mahallen olur.)

اِنْ طَََرَبتَ و تَقتُلْ  misalinde de cezm edici harflerden biri olan اِنْ,   طَََرَبتَ olan fili maziyi mahallen cezm etmiş. Biz cezm ettiğini matufundaki تَقتُلْ ün cezm irabından anlıyoruz.

50- Cümle kaç kısımdır? Tarif ettiniz.

Cümleyi filiye: وهو المُرَكّبتُ من الفِعلِ لفضاً او معناً و فاعِلِهَِ (Lafzan ya da manen olan fiilden ve failden terekküp eden cümledir.)
Cümle-i ismiyye: وهى المركبتُ من المبتدءِ و الخبرِ او مِن اسمِ الحرفِ العاملِ (mübteda ve haberden ya da amil bir harfin isminden ve haberinden terekküb eden cümledir.)

51- Cümlenin hangi durumlarda iraptan mahalli olur?

1-Cümlenin lafzı murad edildiği zaman: Bu  takdirde, müfred bir isim hükmünde olur ve böylece kendisi için irap lazımdır. Müfred ismin vaki olduğu her yerde vaki olur. (Fail olur mübteda olur vb.)
2- Mastar manası murad edilen cümle: Eğer cümle ile اَنَّ veya mastariyet için olan اَنْ veya da mastariyet için olan ما vasıtası ile mastar manası murat edilirse bu cümleninde iraptan mahalli vardır.
بلغنعى اَنَّك قاءمٌ sözündeki اَنَّك قاءمٌ cümlesi gibi. Bu قيامُكَ takdirindedir.
Ya da mastar manası vasıtasız olarak murad edilir. Muzaf ileyh olmuş cümle gibi. يوم يَنْفَعُ اصَّادِقينَ صِدْقُهُمْ cümlesi  يوم نفْعِ اصَّادِقينَ صِدْقُهُمََْ takdirindedir. تَسْمَعُ بالمُعَيْدى  خيرٌ مِن  اَنْ تَرَاهُ   kavli سماعك tevilindedir.

52- Mastar manası murad edilen cümle ile lafzı murad edilen cümle dışında, iraptan mahalli olan cümleler nelerdir?
Eğer cümle;
1- Haber vaki olursa
a- Mübteda için haber vaki olursa. (زيدٌ أبوه قاءمٌ) Bu cümle haber olmakla mahallen merfudur.
b- İnne babının haberi vaki olan cümle (اِنَّ زيداً قامَ ابوه) Bu cümle haber olmakla mahallen merfudur.
c- كان babının haberi olan cümle (كان زيدٌ ابوه عالمٌ) – mahallen mensuptur.
d-  كاد babının haberi vaki olan cümle. (كاد زيدٌ يخرج) -mahallen mensuptur.

2- اعلم babının 3. mefulu olarak vaki olursa (اعلم زيدٌ عمراً بكراً ابوه قاءمٌ) mahallen mensuptur.
3- Hal vaki olursa. (جا ءني زيدٌ وهو راكبٌ) mahallen mensuptur.
4- Fa-i ceza veya iza-i müfaca’dan sonra şart-ı cazıma cevap vaki olursa. (اِنْ تُكْرِمني فانت مكرمٌ ) mahallen meczum.
5- Yukarıda zikredilenlere tabi olursa ki bunlar ;
– Nekre bir isim için sıfat vaki olursa (جاءني رجلٌ ابوه قاءمٌ)
– Müfret bir lafız üzerine matuf olarak vaki olursa.( زيدٌ طاربٌ و يَقتُلُ)
– İraptan mahalli olan bir cümle üzerine matuf olursa زيدٌ ابوه قاءمٌ وَابْنُهُ قاعدٌ
– Müfred olan lafızdan ve irabtan mahalli olan cümleden bedel vaki olursa
– İraptan mahalli olan cümle için tekit ya da beyan vaki olursa

53- Fail ve naibi failin tarifleri nelerdir?

Fail: وهوما اُسْنِدَ اليه الفعلُ التَّامُ المَعْلومُ او ما بمعناه
Tam malum fiil ya da tam malum fiil manasına olan şey kendisine isnad olunandır. ”

Naibi Fail: وهوما اُسْنِدَ اليه الفعلُ التَّامُ المَجهولُ او ما بمعناه Tam meçhul fiil ya da tam meçhul fiil manasına olan şey kendisine isnad olunandır. ”

54- Fail ve naibi fail kaça ayrılır?
İkiye ayrılır.
1-   Muzmer olur.
– Müstetir. Müstetir de Vacibül istitar olur, caizül istitar olur.
– Bariz ( -i muttasıl)
2-   Muzher olur.

55- Vacibül istitar nedir ve nerelerde vaki olur?

بحيس لا يجز اِبْرازُهُ ولا يُسْنَدُ عاملِهِ اِلاَّ اليه
Açığa çıkarılması caiz olmayıp, amilinin ancak kendisine isnad edilmesi haysiyetiyle gizlenmesi vacip olan zamirdir.

1-Mazinin gayri, mütekellim vahde, meal ğayr ve müfred müzekker muhataplarda
2- Emir manasında olan isim fiillerde olur. ( نَزَالِ  olan isim fiil اِنْزِلْ manasını ifade eder. )
3- Kühl meselesinin gayrı olduğu halde ismi tafdilde
4- Zahir olan failde amel etme şartları bulunmadığı zaman; ismi failde, mefulde, ikisi manasında olan lafızda, sıfatı müşebbehede, zarfı müstegarda bulunur.
5- İsmi fail ve mefulun tesniye ve cemilerinde 6- Fiil oldukları halde عدا ve خلا lafızlarında 7- İstisna babında kullanıldıkları halde لا يكون, ليس, ما عدا, ما خلا

56- Caizül istitar nedir, nerelerde bulunur?

بحيس يسند عامله تارةً اليه و تارةً الى اسمٍ ضاهرٍ    Amilinin bazen kendisine, bazen de ismi zahirine isnad olması haysiyeti ile gizlenmesi caiz olan zamirdir.

Bulunduğu yerler:
Bütün fiillerin: 1-Müfred müzekker gaip ve müfret müennes gaibe sığalarında. 2- İsmi failin  müfretlerinde.3- İsmi mefulun müfretlerinde  4- Sıfatı müşebbehede ve 5- zarfı müstegarda bulunur.

57- Barizi muttasıl zamiri nerelerde bulunur?

* Fiillerin tesniyelerinde bulunur. O zamir de eliftir.
* Cemi müzekkerlerde bulunur. O zamir de vavdır.
* Cemi müennes sigalarında bulunur. O zamirde nundur.
* Fiili mazi müfred müzekker muhatap تَ ve müennes muhataba sığalarında تِ bulunur.
* Fili mazi mütekellim vahde sığasında تُ, meal ğayr sığasında نا dır.
* Fili maznin gayrisinde müfred muhatap sığalarında bulunur. Bu da ى dır.

58- Failin kısımlarından olan muzhar ismin amilinin müfred ya da müennes olduğu yerler nelerdir?

*  Amil muzher olan isme isnad edildiği zaman, muzher isim ister tesniye ister cemi olsun amilin müfred ve gaib olması vacip olur.
* a- Muzhar isim, amiline bitişik, müfred ya da müennes olduğu halde ademiden hakiki müennes olursa ve amili de mutasarrıf bir fiil ise amilinin müennes olması vacip olur. طَربَتْ هِنْدٌ
* b- Yine muzhar isim cemi müzekker mükesser akilin gayrısı olan bir zamire isnad olursa amilinin müennes olması vacip olur. واشَّمْسُ طَلَعَتْ او طالعةٌ misali; failin هو zamiri olup amilinin طلعت diye müennes olduğuna misaldir.
Bu ikisinin gayrısında (a ve b ) amilin müzekker ya da müennes olması caiz olur.
طَلَعَتْ او طَلَعَ اشَّمسُ misali; ismi muzher olan şems kelimesinin gayri hakiki bir müennes olup amilin طَلَعَ diye müzekker ya da طَلَعَتْ diye müennes gelmesinin caiz olduğuna misaldir.

59- Müennes nedir, müenneslik alametleri nelerdir?

Müennes: ما فيه علامت اتاْنيث لفضا او تقديراً lafzan ya da tagdiren kendisinde müenneslik alameti bulunan isimdir.
Müennes-i hakiki: ما بِِاِزَا ءِهِ  ذكرٌ من الحيوان Karşısında hayvanattan müzekker bulunandır.

Alametler: üzerinde ها olarak durulan  ت. Elifi magsure, Elifi memdude.
3’ten 10’â kadar olan sayıların ise müzekkerleri ت ile, müennesleri ise ت ‘nın hazfiyledir.
3’ten 9’a kadar olan sayılar 10 sayısı ile terekküp ederse ت lafzı sadece birincisinde gelir ve müzekkerdir. İkincisi ise ت siz gelir ve müennestir.

60- Cemi mükesser, cemi müzekker salim, cemi müennes salim ve tesniyenin tarifi nedir?

Cemi mükesser: ما تَغَيَّرَ صِيغَتُ مفردِه Müfredinin sığası cemisinde değişendir.

Cemi müzekker salim: ما لحق آخرِ مفرده واوٌ مضمومٌ ما قبلها  او ياءٌ مكسورٌ ما قبلها  و نونٌ مفتوحتٌ فى غير الاضفت  Müfredinin
ahirine ma gabli mezmum bir vav ya da ma gabli meksur bir ya ve izafetin gayri bir nun bitişen cemidir.

Cemi müennes salim: ما لحق آخرِ مفرده الفٌ و تاءٌ  Müfredinin ahirine elif ve ta bitişen cemidir.

Tesniye: ما لحق آخرِ مفرده الفٌ او ياءٌ مفتوحٌ ما قبلها و نونٌ مكسورةٌ في غير الاضفت   Müfredinin ahirine elif ya da ma gabli meftuh olan ya; ve izafetin gayrı durumlarda meksur bir nun bitişendir.

61- Cemi zamirlerinin amilinin halleri nelerdir?

*  Cemi müzekker salimin amilinin müfred olması vaciptir.

1- Eğer amil cemi müzekker salimin zamirine isnad olursa amilinin cemi müzekker olması vaciptir. المسلمون جاؤُ misalinde amil هم olan zamire isnad olmuştur ve amili جاؤُ diye cemi müzekker olarak gelmiştir.

2-  Eğer amil cemi müzekker mükesser akil zamirine isnad olursa amilinin müfred müennes ya da cemi müzekker olması caviptir. ارجال جاءت او جاؤ

* Bu iki yerin gayrısındaki cemilerin zamirine amil isnad olduğu zaman; amilin müfred müennes ya da cemi müennes olması vaciptir.

62-  Mübtedanın kısımları nelerdir?

Mübteda iki nevidir.

1-   الاسم اولمُؤوَّلُ اليه المجرد عن العوامل الفضية Müsned-i ileyh olan ve lafzi amillerden soyulmuş olan isimdir. Bu kısım mübteda için bir haber lazımdır. زيدٌ قاءمٌ
2-   الصفتُ الواقعتُ بعد كلمتِ الاستفهامِ او انفى رافعتً لضاهرٍ   Mübteda zahir bir ismi raf edici olduğu halde istifham veya  nefi kelimesinden sonra vaki olan sıfattır. Bu kısım mübteda için haber lazım değildir. Faili haber makamına kaimdir. اقاءم الزيدان- ما قاءم الزيدان gibi.
Mübtdanın şartı, marife ya da hususi bir nekre olmasıdır. ولعبدٌ مؤمنٌ خيرٌ من مشركٍ misalinde köle, müminlikle hususileşip mebteda olmuştur.

63- Haber nedir, ve mübtedanın haberine fanın duhülünün vacip ve caiz olduğu yerler nelerdir?
 
وهو المجرد عن العوامل اللفضيتِ المسند به غيرَ الفعلِ و معناه  Fiil ya da fiil manasının gayrı olduğu halde kendisine isnad olunan ve lafzi amillerden soyulmuş mücerred isimdir.
Mübta اماَّ dan sonra gelirse haberine ف nın duhulu vaciptir.
Caiz olduğu yerler:
1-   Mübteda fiil ile sılalanmış ismi mevsul olursa  الذى ياءتي فله درهمٌ
2-   Mübteda zarf ile sılalanmış ismi mevsul olursa  الذىفىدار فله درهمٌ
3-   Mübteda fiil ile sılalanmış olan ismi mevsulle sıfatlanmış olursa  الرجال الذى ياءتي فله درهمٌ
4-   Mübteda zarf ile sılalanmış olan ismi mevsulle sıfatlanmış olursa  الرجال الذىفىدار فله درهمٌ
5-   Mübteda fiil ile sıfatlanmış bir nekre olursa   رجلٌ ياءتيني فله درهمٌ
6-    Zarf ile sıfatlanmış nekre olursa رجلٌ فى الدار فله درهمٌ
7-   8-9-10-11-12  Mübteda geride zikredilenlere muzaf olursa. غلام الذى ياءتيني فله درهمٌ (1. Ye muzaf olmuş)
13-Mübteda müfred lafız ile sıfatlanmış olan nekreye muzaf olan “kül” lafzı olursa. كلُّ رجلٍ عالمٌ فله درهمٌ
14- Mübteda hiç sıfatlanmamış olan nekreye muzaf olan “kül ” lafzı olursa كلُّ رجلٍ فله درهمٌ

64- Diğer merfuların hükümleri nelerdir?

* Kane babının isminin hükmü: Failin hükmü gibidir.
* İnne babının haberinin hükmü: Mübtedanın haberinin hükmü gibidir.
* Cinsini nefi için olan Lanın haberi: Mübtedanın haberinin hükmü gibidir.
* Leyseye müşabih ma ve lanın isminin hükmü: Mübtedanın hükmü gibidir.

65- Mefulu mutlak ve mefulu bih tarifi nedir, kaç kısımdır?

Mefulu mutlak: وهو اسمٌ ما فعله فاعلُ عاملٍ مذكورٍ لفضاً او تقديراً  Lafzan ya da takdiren mezkur ve mastar olan isimle aynı manada olan bir amilin failinin yapmış olduğu bir hadesin (işin) ismidir.

Mefulu bih: وهو اسمٌ ما وقع عليه فعلُ الفاعلِ  Failin fili, kendi üzerinde vaki olan şeyin ismidir. İki kısımdır.

Mefulu bih عام dır.Bu harfi cer ile mecrur olandır. Diğer ismi, mefulu bih gayrı sarihtir. مررت بزيدٍ
Mefulu bih خاص dır. Bu da müteaddi fiile has olandır. Diğer ismi mefulu bih sarihtir.

66- Mefulu fih mefulu leh ve mefulu meah’ın tarifleri nelerdir?

Mefulu fih:   وهو اسمُ ما فُعِلَ فيه مضمونُ عامله من زمانٍ او مكانٍ  Zamandan ve mekandan amilinin manası kendisinde işlenen şeyin ismidir.

Mefulu leh: وهو اسمُ ما فُعِلَ لِاَجْلِهِ مضمونُ عامله Amilinin manası kendi ecli için işlenen şeyin ismidir.

Mefulu meah: وهو المذكور بعد واو المصحبتِ معمولُ عاملٍ  Amilin mamülünün beraberliğini ifade etmek için vav harfinden sonra zikrolunandır.

67- Hal’in tarifi ve şartları nedir?

وهى ما يُبَيّنُ هىئَتَ الفاعلِ او المفعول به لفضاً او معناً  Lafzan ya da manen failin ya da mefulu bihin heyetini beyan eden mamüldür.
Şartı nekre olmaktır. Mecrur olan zilhal (halin sahibi) üzerine ve manevi amil üzerine tegaddüm etmez. Şayet zilhal, nekre-i mahza olursa halin zilhal üzerine tegaddüm etmesi vacip olur. جاءني  راكباً رجلٌ

Hal cümlei haberiye olursa,cümleyi zilhale bağlayacak bir rabıt lazımdır. Bu zamir müsbet muzarilerde sadece zamirdir. جاءني زيدٌ يَرْكَبُ. Fili muzarinin gayrısında ise vavla beraber zamirdir ya da yalnız vavdır.  جاءني زيدٌ و رَكِبَ عمرٌ

68- Temyiz nedir ve nerelerdeki kapalılığı kaldırır?

وهو ما يَرْفَعُ الابهامَ عن ذاتٍ مذكورةٍ تامتٍ باحد الشياء الخمستِ او مقدرةٍ فى جملتٍ او ما ضا ها ها او في اضافتٍ
* Beş şeyden biri ile mezkur zattan; (43. Soruda geçmişti. Onları söyleyiniz.)
* Veya cümle içindeki mukadder bir zatdan;.( طاب ذيدٌ نفساً misali  شئُ ذيدٍ takdirindedir. )
* Veya cümleye benzeyen şeydeki mukadder zatdan; ( الحوض ممتلءٌ ما ءً misali de ممتلءٌ شىءُهُ takdirindedir. )
* Veya izafetle mukadder zatdan ( اعجبني طِيبُهُ اباً misali  طِيبُ  شيْئِهِ takdirindedir.)
Kapalılığı kaldıran mamüldür temyiz.

69- Müstesna kaç nevidir?

Müstesna-i Muttasıl:  المخراج عن متعدد بِاِلاِّ او احدا اخواتها İlla ve kardeşlerinden biriyle adetlendiği şeyden çıkarılandır.
Müstesnai Munfasıl: المخراج عن غيرِ متعدد بِاِلاِّ او احدا اخواتها  ve kardeşlerinden biriyle adetlenmediği  şeyden çıkarılandır.

70- Müstesna hangi durumlarda nasp ve cer okunur.

* Tam mucab kelamda, sıfatın gayrı olan iladan sonra vaki olunca müstesna mensuptur. جاءني القومُ اِلاَّ ذيداً
* Müstesna, müstesna minh üzerine tegaddüm ettiği zaman mensptur. ما جاءني الا ذيدٌ احدٌ
* Müstesna, mungatı olduğu zaman mensuptur. جاء القوم الا حماراً
* Müstesna  ما عدا *ما خلا* لا يكون* ليس *خلا *عدا  ‘dan sonra vaki olursa mensuptur. جاءني القوم خلا زيدا
* Müstesna minh mezkur değilse müstesna amilin gerektirdiği şekilde iraplanır. ما جاءني الا ذيدٌ misalinde m. Minh zikredilmemiş ve müstesna amilin gerektirdiği şekilde yani fail olarak vaki olmuş ve raf irabı giymiştir.

* سواءٍ * سوى * غير * حا شا ‘dan sonra gelirse müstesna mecrurdur. 

71-  لو كان فيهما آلهةٌٌ الا اللهُ لفسدتا  cümlesi neye misaldir?

الا’nın bir maniden dolayı istisna için olmayıp sıfat olan غير lafzına hamolunduğuna misaldir.
Mani şudur:
Müstesnai muttasıl yapamayız çünkü; müstesnai muttasılın şartı; müstesnanın müstesna minhe duhulünün kat’i olması lazımdır.
O halde  الله müstesna آلهتٌ müstesna minh olması lazım ki yanlıştır. Çünkü Hz. Allah’ın ilahlar arasına dahil olması kat’i değildir.

Müstesnai munkati de olamaz çünkü: müstesnanın müstesna minh üzerine ademi duhulünün şart olmasıdır. Yani adetlenmediği şeyden istisna olmasıdır.
Görünürde şart mevcut, yani Allah diğer ilahlara dahil değil. Bir takım ilahlar var da Hz. Allah onlar içerisine dahil değil manası çıkacak.
Müstesna yapmak özürlendiği için  الا  غيرُ اللهِ takdirindedir. Ve manası şöyledir.
Yer ve semada Hz. Allah’ın gayrı olan bir takım ilahlar olmuş olsa elbette fesar çıkardı.

72-  Muzaf ve muzaf-ı ileyh’in hazfedilme halleri nelerdir?

Muzaf hazfedilince irabı muzafı ileyhe verilir. واسأل القريتَ aslı اَهلَ القريتِ idi.

1- Muzaf-ı ileyh hazfedilir, ve hali üzere baki kalır.(Yani irabı değişmez.) Şayet hazfolunmuş olam muzaf-ı ileyhin aynısı olan lafza izafe olunmuş olan bir isim, muzafın üzerine atfolunduğu takdirdedir.
بين ذراعى وجهةِ الاسدِ  misali  ذراعىِ الاسدِ وجهةِ الاسدِ takdirindedir.
2- Veya hazfedilmiş olan muzafun ileyhin aynısına muzaf olan isim tekrar edilirse muzaf hali üzere baki kalır. يا تيم تيم عدى misali يا تيم عدى تيم عدى takdirindedir.
* Bu iki yerin gayrısında, muzafta gaye kelimelerinden biri olmadıkça muzafu ileyhten bedel olsun için . tenvinlenir. حين اِذٍ ve يوم اِذٍ misallerinde olduğu gibi. حين اذ كان كذا ve يوم اذ كان كذا takdirlerindedir.
Eğer muzaf gaye kelimelerinden (جهات سته * حَسْبُ * لا غير * ليس غير ) biri olursa muzaf zamme üzerine mebnidir. اما بعدُ gibi. Bu misal اما بعدَ البسملةِ واصلولةِ takdirindedir.

73-  Şart ve cezaya fanın duhulunün caiz, vacip, ve caiz olmadığı yerler nelerdir?

Eğer şart ve cezanın her ikisi de muzari olursa ya da birincisi fa’sız muzari olursa muzariyi cezm etmek vaciptir.
Şart mazi ceza muzari olursa ikincisinde raf ve cezm caizdir.
Eğer ceza muzari manasında mutasarrif bir fiili mazi olursa ya da ceza fili lem ve lemma ile menfi olan bir fili muzari olursa cezaya fanın duhulu caiz olmaz.

Cezaya fanın duhulünün vacip olduğu yerler.

Şayet ceza; cümlei ismiyye olursa (اِن طربْتَ فانت مُطربٌ )
Veya gayrı mutesarrıf fili mazi olursa  (ومن يفعل ذلك فليس من الله فى شئٍ )
Veya fili mazi manasını manasını içeren mazi bir fiil olursa (وان كان قميصه قُدَّ من قُبُلٍ فصدقت )
Veya sin, sevfe, len ma harfiyle beraber olan fili muzari olursa (وان تعاسرتم فَسَتُرْظِعُ له اُخرا )
Veya ceza cümlei filiye olup inşai fiil olursa (emir, nehi,soru, ve dua cümlesi gibi )  (ان طربك ذيدٌ فاطرِبْه )
Şayet ceza sin sevfe len ve ma ile beraber olmayan müsbet ya da La harfi ile menfi olan bir muzari olursa raf ile beraber cezaya fanın duhulü, ya da cezm ile beraber fasız gelmesi caiz olur. ان تطرِبْ اَطْرِبْ فاطرِبْ

74- Sıfatın tarifi nedir. Ve sıfatın mevsuf ile kaç yerde mutabakatı aranmalıdır?
 
تابعٌ يدل على معنىً فى متبوعه مطلقاً  Mutlak olarak metbuunda (tabi olduğu şeydeki) olan bir mana üzerine delalet eden tabidir.

Sıfat, mevsufun haliyle ya da mevsufun müteallakının haliyle vasıflanır.
Eğer mevsuf ile vasıflanırsa 10 yerde mutabakat aranır.

Raf- Nasb- Cer-Müfred-Tesniye- Cemi-Müzekker-Müennes-Marife-Nekre

Eğer müteallaki ile vasıflanırsa sadece marife ve nekrelikte tabi olur.

75- Marife nedir ve kaç tanedir?

ما وضع لشئِ بعينه  Muayyen bir şey için vaz olunandır. Marife 6 nevidir.

1- Zamirler         2-Alem          3- Esmai işaret             4- İsmi mevsul
5-Muarraf billam          6- Geride zikredilen 5 şeye muzaf olursa

76- Zamirler kaç kısımdır, nerelerde bulunur ve çekimleri nasıldır?

4 kısımdır.
1- Merfuu muttasıl zamiri: (57. Soruyu tekrar ediniz.)
2-Merfu munfasıl zamiri. Bunlar terkipte mübteda vaki olur.
gaip ve gaibelerde;  هو*هما*هم*هى* هما* هن
muhatab ve muhatabalarda;  انت* انتما* انتم* انتِ* انتما* اَنْتُنّ*
mütekellimlerde; انا* نحن

3- Mensubu muttasıl ile mecruru muttasıl arasında müşterek kısım. Bu kısmın zamirleri ه*هما*هم*ها* هما* هن* ك* كما*كم*كِ* كما* كن*نى*نا dir.
Eğer bunlar fiile dahil olursa ve ismi nasp haberi raf eden harflere bitişirlerse mensubu muttasıl olur. Eğer  harfi cer ya da izafetle mecrur olursa mecruru muttasıl olur.  …له* لهما* الح

4- Mensubu munfasıl:  اياه* اياهما* اياهم**اياها*اياهما* اياهن * اياكَ* اياكما* اياكم*  اياكِ* اياكما* اياكنَّ*ايانى* ايانا

77- Esmai işaretten olan ذا nın çekimi nedir?

Müfred müzekker: ذا  Tesniye müzekker: ذان* ذَيْنِ cemi müzekker: اُلاَءِ
Müfred müennes:  تَا* ذِى*تِي* تِهِ* ذِهِ * تِهِي* ذِهِي    tesniye müennes:  تان* تَيْنِ cemi müennes: اُلاَءِ

78- Sılanın şartı nedir, ve الذى nin çekimi nasıldır?

Her ismi mevsul için bir sıla lazımdır. Bu sıla da işiten kişi için malum bir cümlei haberiyyedir. Ve o cümleden ismi mevsula raci bir zamir lazımdır.

Müfred müzekker: الذى  tesniye müzekker:  اَلذَانِ* اَلّذَيْنِ  cemi müzekker:  اَلّذِيْنَ
Müfred müennes: اَلّتِى    tesniye müenne:  اَلَّلتانِ* اللتَيْنِ  cemi müennes: اَلَّلاتِ* اَلَّلاتِى* اَلَّلىِ* اللائِ* اللواتِى * اللوائِ

79- Atıf nedir ve atıfla alakalı kaideler  nelerdir?
وهو تابعٌ يَتَوَسَّطُ بينه و بين متبوعِهِ احد حروف العشرة     On harften birisiyle tabii ile  metbusunun arasını ortalayan tabidir.
Atıf harfleri: و*ف*ثم*حتى* او* اما*ام* لا* بل* لاكن 
Eğer bir şey merfu muttasıl zamiri üzere atfolunursa önce munfasıl bir zamirle tekitlenmesi vaciptir.
طربتُ انا و ذيدٌ Ancak atıf ile matuf arası bir şeyle faslolursa munfasıl zamirine gerek yoktur. طربتُ اليوم وزيدٌ
Zamiri mecrur üzerine atıf yapıldığı zaman car iade edilir. مررت بك وبزيدٍ ve  الامالُ بينِى وبَيْنَكَ
Bir amilin iki mamülü üzerine bir harfi atıfla iki şeyin atfolunması caizdir. طرب زيدٌ عمراً وبكرٌ خلداً
Muhtelif iki amilin iki mamül üzerine tek bir atıf harfi ile iki şeyin atfı caiz değildir.

80- Tekid kaç kısımdır ve nelerdir?
İki kısımdır. Tekidi lafzi olur ki bu bütün lafızlarda geçerlidir. Bu tekid birinci lafzın tekrarı ya da benzeri ile olur.
Tekidi manevi ise marife lafızlara hâs olandır. Tekidi manevi olan lafızlar: نفسُهُ* عَيْنُهُ* كِلاهُما* كِلْتاهما* كُلُّهُ
اجمع* اَكتَعُ * اَبْتعُ * ابصَعُ  son üç lafız اجمع lafzı ile beraber gelir.

81- Bedelin kısımları nelerdir atfı beyan niçin getirilir?

Bedeli kül minel kül: Bedel ile mübdelün minh tek bir şey üzerine itlak olursa (biri diğerinin aynı olursa)
جاءني زيدٌ اخوكَ
Bedeli ba’z minel kül:  Bedel, mübdelün minhin cüzü olursa: طربتُ زيداً رأسَهُ
Bedeli iştimal: Bedel ile mübdelün minh arasında külliyet ve cüziyet alakasının gayrı bir alaka olursa. Şöyle ki, işiticinin nefsi birincisinin zikrinden sonra bekler ve ikinci lafza iştiyakla arzu duyar. سُلِبَ ذيدٌ ثوْبُهُ
Bedeli galat: Mübdelün minhin zikri galat, yanlış olduğu takdirdedir. Fasih kimselerin kelamında olmaz, bilakis onlar بل lafzı ile getirirler. رأيتُ رجلً حماراً

*Marife olan bir lafızdan bedeli kül olarak bedel yapılan nekre bir lafzın sıfatlanması vaciptir. Cenab-ı Hakkın kavlinde olduğu gibi. بالناصيةِ ناصيةٍ كاذبةٍ bu ayette ناصيةٍ lafzı marife olan بالناصيةِ lafzından bedeli kül olarak bedel getirildiği için كاذبةٍ lafzı ile sıfatlanmıştır.
Atfı beyan: تابعٌ جِئَ به لِاِيضاحِ متبوعِهِ ولا يَدُلُّ على معناً فيه Metbbundaki bir manaüzerine delalet etmeksizin metbbunu izah için getirilen tabidir.

 

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa
Başa dön tuşu