İnne ve Kardeşleri İNNE VE BENZERLERİ
“İnne ve Benzerleri”nin Tanımı ve Görevleri
Arapçada isim cümlesinin başına gelerek onun yapısını ve anlamını
değiştiren “kâne ve ehevâtuhâ” gibi nâkıs fiiller ve bir takım harfler vardır.
“İnne ve ehevâtuhâ/İnne ve benzerleri” adı verilen harfler isim cümlesinin
başına gelerek yapısını değiştiren harflerdendir. “İnne ve ehêvâtuha”, “elhurûfu’l-
müşebbehe bi’l-fiil”, “el-hurûfu’n-nevâsih” adı verilen bu harfler
şunlardır:
(إنَّ ، أنَّ ، كَأَنَّ ، لكِنَّ ، لَيْتَ ، لَعَلَّ)
Bu harfler isim cümlesinin başına gelerek mübtedayı kendilerine isim
olarak alır nasb eder, haberi de haberleri olarak alır ref‘ ederler. ( (العِلْمُ نُورٌ
“İlim ışıktır” anlamındaki bu isim cümlesi mübteda olan ( العلمُ ) kelimesi ile
haber olan ( نُورٌ ) kelimelerinden oluşmaktadır. Bu cümlenin başına bu
harflerden ( إنّ )yi getirdiğimiz zaman cümle şu şekle dönüşmektedir: ( إنّ العِلْمَ
نُورٌ ) “Muhakkak ilim nurdur”. Bu durumda ( العلمُ ) kelimesi ( إنّ ) nin ismi olarak
mansûb olmakta, ( نُورٌ ) kelimesi de haberi olarak merfû‘ olmaktadır. Şu
örnekleri inceleyiniz:
1. اللهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ إنّ اللهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ.
2. الخَبَرُ صَحيحٌ ليتَ الخَبَرَ صَحيحٌ.
3. الربِيعُ قادِمٌ يَسُرُّنِي أنَّ الرَّبِيعَ قادمٌ.
İnne ve Benzerleri’nin Cümleye Kazandırdıkları Anlamlar
إِنَّ) ): Te’kit ve pekiştirme (tahkîk ve te’kîd) edatıdır. İsim cümlesinin
anlamını tekit eder ve pekiştirir. Cümlenin anlamına “muhakkak, kesinlikle,
şüphesiz, gerçekten, elbette” gibi anlamlar katar. Genellikle bu harf
muhatabın o konuda şüphe içinde olması, kafasının karışık olması
durumunda veya olayın önemini vurgulamak için kullanılır. Bu harf ile
cümleye doğrudan başlanılır. Meselâ, ( الجَمَلُ صَبُورٌ ) “Deve sabırlıdır”
anlamındaki isim cümlesinin başına ( إنَّ ) harfini getirdiğimiz zaman cümle ( إنّ
الجَمَلَ صَبُورٌ ) “Kesinlikle deve sabırlıdır” şekline dönüşmektedir. Mübtedayı
kendisine isim olarak alıp nasb etmekte, haberi de haber olarak alıp ref‘
etmektedir. Şu örneklerin yapı ve anlamlarına dikkat ediniz.
Muhammet elbette öğrencidir. . 1. مُحَمَّدٌ طالِبٌ. إنّ مُحَمداً طالِبٌ
Muhakkak edep gereklidir. . 2. الأدَبُ واجِبٌ. إنَّ الأدَبَ واجِبٌ
Kesinlikle cadde geniştir. . 3. الشارِعُ واسِعٌ. إنَّ الشارِعَ واسِعٌ
أَنَّ) ): Bu harf de ( إِنَّ ) gibi te’kit ve pekiştirme harfıdir. Ancak bu harf ( (إِنَّ
harfinden farklı olarak başına geldiği isim cümlesinin anlamını mastara
çevirir, onu anlam yönünden cümle olmaktan çıkarır. Bu sebeple bu harf bir
anlam ifade eden cümlenin başında bulunmaz, ismi ve haberiyle birlikte
başka bir cümlenin unsuru haline dönüşür. ( أَنَّ ) isim cümlesinin anlamını
başka cümleye bağlarken “-dığı, dığını, -eceği” gibi bağlaç görevi görür. ( (أَنَّ
nin isim ve haberinden oluşan cümleye “masdar-ı müevvel, te’villi mastar”
denir. Bu yapı Arap dilinde cümlelerin anlamına derinlik ve genişlik
kazandıran, kullanımı çok yaygın olan bir yapıdır. Meselâ, ( (علِيٌّ ذاهِبٌ إلى السُّوقِ
“Ali çarşıya gidiyor” cümlesinin başına ( أَنَّ ) yi getirdiğimiz zaman bu cümle
أنّ علِيّاً ذاهِبٌ إلى السّوقِ) ) “Ali’nin çarşıya gitmesi” şeklinde mastara dönüşür ve
tek başına bir anlam ifade etmez. Başka bir ana cümleye bağlamamız gerekir
ve şöyle deriz:, ( رأيتُ أنّ عليّاً ذاهِبٌ إلى السُّوقِ ) “Ali’nin çarşıya gittiğini gördüm.”
Şu cümleleri inceleyiniz:
Yazın sıcaklık şiddetlidir. . 1. الحَرُّ شَدِيدٌ في الصَّيفِ
Yazın sıcağın şiddetli olduğunu hissettim. . شَعَرتُ أنّ الحَرَّ شَدِيدٌ في الصّيفِ
Kız hastadır. . 2. البِنْتُ مَرِيضَةٌ
Kızın hasta olması bana acı veriyor. . يُؤْلِمُنِي أنّ البِنْتَ مَرِيضَةٌ
Çalışkanlar daima başarılıdırlar. . 3. المجُْتَهِدُون ناجِحُون دائماً
Çalışkanların daima başarılı olduklarını bil. . إعْلَمْ أنّ المجُْتَهِدِين ناجِحُون دائِماً
كَأَنَّ) ): Teşbih (benzetme) edatıdır, cümleye “güya, sanki, -mış gibi”
anlamlar kazandırırır. İsmini haberine benzetme görevi görür. Meselâ ( الجُنْدِيُّ
أسَدٌ ) “Asker aslandır” anlamındaki bu cümlenin başına ( كَأَنَّ ) edatını
getirdiğimiz zaman cümle ( كَأَنّ الجُنْدِيَّ أسَدٌ ) “Asker sanki aslandır” anlamına
bürünmektedir. Şu örnekleri inceleyiniz.
Kitap sanki arkadaştır. . 1. الكِتابُ رَفِيقٌ. كأَنَّ الكِتابَ رَفِيقٌ
Ay sanki kandildir. . 2. القَمَرُ مِصْبَاحٌ. كأَنَّ القَمرَ مِصْبَاحٌ
Otomobil sanki füzedir. . 3. السّيّارَةُ صارُوخٌ. كأنَّ السّيّارَةَ صارُوخٌ
لكِنَّ) ): Bu harf istidrak (hatayı düzeltmek, telafi etmek) içindir, “lakin,
ancak, fakat” anlamlarını ifade eder. Birbirine ters olan iki hüküm arasında
yer alır, önceki cümlenin ifade ettiği anlamın yanlış anlaşılmasını önlemek
için o hükmü düzeltir. Bu sebepten dolayı doğrudan cümleye bu harf ile
başlanılmaz. Meselâ, (. حَضَرَ الطلابُ. سَلِيمٌ غائِبٌ ) “Öğrenciler geldi. Selim
yoktur.” cümlelerini ( لكنّ ) ile birleştirdiğimiz zaman şu şekle
dönüşmektedirler: (. حضَرَ الطلابُ لَكِنَّ سَلِيماً غائِبٌ ) “Öğrenciler geldiler ancak
Selim yok.” Birinci cümlede anlatılan durum ikinci cümle ile düzeltilmiştir.
Şu cümleleri inceleyiniz.
1. الجَوُّ مُمْطِرٌ.الشمسُ مُشْرِقَةٌ. الجوُّ مُمْطِرٌ لكنّ الشمسَ مُشْرِقَةٌ.
Hava yağışlıdır, ancak güneş ışık saçıyor.
2. الحَدِيقَةُ واسِعَةٌ. الأشْجارُ قَلِيلَةٌ. الحَدِيقَةُ واسِعَةٌ لكنّ الأشجارَ قَلِيلةٌ.
Bahçe geniştir, ancak ağaçlar azdır.
3. مبنَى الكُلّيّةِ كَبِيرٌ. الطلابُ قلِيلُون. مَبْنَى الكُلِّيّةِ كَبِيرٌ لكنّ الطلابَ قلِيلُون.
Fakültenin binası büyüktür, ancak öğrenciler azdır.
لَيْتَ) ): Temenni içindir, “keşke” anlamını içerir. Bu harf olması mümkün
olmayan veya olması çok zor olan şeyleri temenni etmek için kullanılır.
Meselâ ihtiyar biri gençliğinin geri gelmesini dilediğinde şöyle der: ( لَيْتَ
الشَّبَابَ يَعُودُ يَوْماً ) “Keşke bir gün gençlik geri dönse.” Şu örnekleri inceleyiniz:
Keşke meyve olgun olsa. . 1. الفاكِهَةُ ناضِجَةٌ. ليتَ الفاكِهَةَ ناضِجَةٌ
Keşke ay bu gece doğsa. . 2. القمَرُ طالِعٌ الليلَ. لَيْتَ القَمَرَ طالِعٌ الليلَ
ا.