Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye”nin bugüne kadar uluslararası Kuran
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye’nin bugüne kadar uluslararası Kuran yarışmalarında gerektiği gibi varlık gösteremediğini belirterek, “Bu eksikliği gördüğümüzü ve gidermek için süratli adımlar atmaya başladığımızı ifade etmek isterim” dedi.
Görmez, Uluslar arası Kıraat Sempozyumu’na katıldı. Zeytinburnu’ndaki Novotel’de düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Görmez, “Sadece dünyanın muhtelif dillerinde Kuran’ı anlamak için yazılan tefsirleri bir araya getirecek olursak, herhalde bu kaynakları, kitapları bir arada tutacak kütüphane bulunmayacaktır. Aynı şekilde Kuran-ı Kerim’le ilgili muhteşem bir edebiyatımız var, bütün dillerde ve lehçelerde. Osmanlıca kaynaklarda Kuran’ın lafzı yerine, Nazm-ı Celil kelimesi kullanılır. Kuran’ın manasıyla birlikte Nazm-ı Celil’i nesilden nesile en güzel bir şekilde ortaya koymak için, sadece bir ilim değil, ilimler ortaya konmuş. O ilimler, âlimler, hafızlar, kurralar yetişmiş; bir taraftan sadırlarla nesilden nesile nakletmiş, diğer taraftan satırlarla nesilden nesile nakletmiştir” diye konuştu.
Kıraat ilminin daima Kuran ilimlerinin önemli bir parçası olduğunu aktaran Görmez, “Kıraat ilmi denildiğinde zuhurundan günümüze kadar değerinden hiçbir şey kaybetmeyen bir ilmi ve geleneği kastediyoruz. Zira Kıraat ilmi evvelemirde Kuran’ın mevsûkiyetiyle doğrudan irtibatlı olması hasebiyle büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra kıraatler Kuran’ın mucize oluşunu gösteren delillerden birisidir. Bunca okuyuş farklılığının herhangi bir tezat ve çelişki oluşturmaması, ancak mucizeyle izah edilebilir. Öte yandan kıraat farklarının, gelenekte, Kuran’ın mana ve mesajının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunan, muhtelif mana takdirine ve istinbatına imkân veren bir araç olarak değerlendirilmiş olması da kıraat ilmini her zaman için önemli kılan bir diğer husus olmuştur. Zira İslam düşüncesinin şekillenmesinde kıraat farklarının katkısı kayda değerdir. Bu sempozyumun söz konusu hedefe ulaşma noktasında attığımız bir ilk adım olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
Görmez, bugün ülkemizde genel Kuran eğitimi veren 15 bin 262 kursun yanında sadece hafızlık eğitimi veren 910 Kuran kursunun olmasının bu ihtimamın en açık göstergesi olduğunu söyledi. Görmez, “Yine imam hatip okullarımızın ve ilahiyat fakültelerimizin ders müfredatında yoğun bir şekilde Kur’an kıraatine yer verilmiştir. Bu yıl ülkemizdeki tüm orta dereceli okullara Seçmeli Kuran Okuma dersi konulması ise halkımızın Kur’an kıraati hakkındaki yüksek talebini ve bilincini ifade etmektedir” dedi.
Türkiye’nin bugüne kadar uluslararası Kuran yarışmalarında gerektiği gibi varlık gösteremediğini belirten Görmez, “Bu eksikliği gördüğümüzü ve gidermek için süratli adımlar atmaya başladığımızı ifade etmek isterim. İşte bu sempozyum böyle bir yaklaşım sonucunda gerçekleşmektedir.
Son tahlilde, Kuran metnini ele alan en ciddi batılı araştırma açısından Kuran, versiyonu olmayan bir dünya klasiğidir. Bunun bizim dünyamızdaki karşılığı ise Kuran’ın bir benzerinin asla olmadığı ve olmayacağıdır ve Kuran’ın tehaddisinin devam ettiğidir.
Allah Kuran’da sadece Kuran’ın mucizevî karakterine vurgu yapmıyor, aynı zamanda onun hangi alanda mucize olduğunu da açıkça ifade ediyor” diye konuştu.
Görmez, konuşmasında Müslümanlara yönelik yapılan saldırılara da değinerek, “Yeni hicrî yılın başlamasından itibaren, Müslümanlara yönelik katliamların sona ermesini, Suriye’de kanın durmasını, Arakan’daki Müslümanların tekrar vatanlarına kavuşmalarını yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.