وَ قَدْ يُحْذَفُ الْفِعْلُ لِقِيَامِ قَرِينَةٍ جَوَازًا فِي مِثْلِ زَيْدٌ لِمَنْ قَالَ مَنْ قَامَ وَ لِيُبْكَ بِزَيْدٍ ضَارِعٌ لِخُصُومَةٍ وَ وُجُوبًا فِي مِثْلِ وَ إِنْ أَحَدٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ
Fiilin Hazfedildiği Yerler; وَ قَدْ يُحْذَفُ الْفِعْلُ bazen fiil hazfedilir, لِقِيَامِ قَرِينَةٍ karine ortaya çıktığı zaman, جَوَازًا caiz olarak ortaya çıktığı zaman, فِي مِثْلِ زَيْدٌ Zeyd gibisinde, لِمَنْ قَالَ o kimse için dedi, مَنْ قَامَ kim kalktı. Zeyd’in ayağa kalktığını düşünelim, birisi ayağa kim kalktı diye sorarsa cevap olarak tek başına “Zeyd” dememiz yeterlidir, “kalktı” fiilini hazfedebiliriz. Ve daha لِيُبْكَ بِزَيْدٍ ضَارِعٌ لِخُصُومَةٍ terkibine gelince, لِيُبْكَ ağlanılsın, بِزَيْدٍ Zeyd’e, ضَارِعٌ öç almaya gücü yetmeyen, لِخُصُومَةٍ hasımlarına. “Hasımlarına karşı öç almaya gücü yetmeyen Zeyd için ağlanılsın” gibidir. Bazı kayıtlarda بِزَيْدٍ “Zeyd’e” yerine لِيُبْكَ يَزِيدُ “Yezid ağlasın” diye yazılmıştır. Tahlil edelim; لِيُبْكَ بِزَيْدٍ Zeyd için ağlanılsın, neden ağlanılsın? Çünkü Zeyd ضَارِعٌ yani öç almaya gücü yetemeyen bir kimsedir. ضَارِعٌ ismi faildir. لِخُصُومَةٍ hasımlarına karşı. Misal şöyle olsa idi; لِيُبْكَ ضَارِعٌ عَنْ حُصُومَةٍ terkibinde “Hasımlarına karşı gücü yetmeyene ağlasın” gibidir. وَ وُجُوبً ve o fiilin hazfi vacip olur; فِي مِثْلِ şu gibi terkiblerde; وَ إِنْ أَحَدٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ “Ve eğer müşriklerden birisi senden aman dilerse…” Tevbe suresi 6. Ayeti. Bu ayetteki إِنْ in-i şartiyyedir. Eğer İn-i şartiyyeden sonra أَحَدٌ lafzı gelirse yani إِنْ أَحَدٌ olursa bu ikisinin arasında bir fiilin vücuben hazf edildiği anlaşılır. Bu mahzuf fiilin bir yerde tefsir edilip açığa çıkması gerekmektedir. Bu da اسْتَجَارَكَ “senden aman diledi” fiilidir.