Yıl: 2013

  • Zarflar ve yön isimleri

    Yer ve zaman bildiren isimlere zarf denir. Bazı zarflar ve manaları şöyledir:

    أَمَامَ  önünde; خَلْفَ   arkasında;  بَيْنَ  arasında;  عِنْدَ  yanında;  تَحْتَ  altında; فَوْقَ   üstünde; قَبْلَ   -den önce; بَعْدَ   -den sonra;  اَلْيَوْمَ  bugün; أَمْسِ  dün;  غَدًا  yarın…

    Zarflar ikiye ayrılır:

    1- Yer zarfları: “Nerede?” sorusuna cevap veren zarflardır.

    2- Zaman zarfları: “Ne zaman?” sorusuna cevap veren zarflardır.

    NOT: Bizler Hafıza Merkezi olarak, zarfların da içinde bulunduğu tam 143 edatın hafıza teknikleriyle ezberletildiği çok özel bir eseri sizler için hazırladık. “Hafıza Teknikleriyle Arapça Edatları Ezberleme” setimizde tam 143 edatı hafıza teknikleriyle ezberletiyor ve her edatın kullanılış şeklini örnek cümlelerle gösteriyoruz. Ayrıca ezberleyip ezberleyemediğinizi de birçok test ile ölçüyoruz. Bu kıymetli esere sahip olarak zarfları ve diğer edatları kolayca ezberleyebilirsiniz.

    YÖNLER:

    Yönlerin Arapçası şu şekildedir: اَلشِّمَالُ  “Kuzey”; اَلْجَنُوبُ  “Güney”;   اَلشَّرْقُ “Doğu”;  اَلْغَرْبُ “Batı”

    HARF-İ CERLER:

    Harf-i cerler: Tek başına anlamları olmayıp, başına geldikleri isimle anlam kazanan ve sonunu cer eden kelimelerdir. Cer harfleri her zaman ismin baş tarafında bulunan bir takım takılardır. Harf-i cerlerden sonra gelen isimler genellikle marife olur ve bu harfler kendinden sonra gelen isimleri cer ederler. Cer alameti taşıyan isme de mecrur denir.

    Cer harfleri ve manaları şöyledir:

    بِ : ile, -de, -da, sebebiyle manalarındadır. Mesela, بِاسْمِ اللَّهِ “Allah’ın ismi ile” manasına gelmektedir. Buradaki “ile” manasını “bi” (بِ) harf-i ceri vermektedir.

    مِنْ : -den, -dan, -den dolayı, bazısı manalarındadır. Mesela, مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ “Mescid-i Haram’dan” manasına gelmektedir. Burada “dan” manasını “min” harf-i ceri vermektedir.

    إِلَى : -e, -a, -e doğru, -e kadar manalarındadır. Mesela,  إِلَى الْجَنَّةِ “Cennete” manasına gelmektedir. Burada “e” manasını “ilâ” harf-i ceri vermektedir.

    فِى : -de, -da, hakkında manalarındadır. Mesela, فِى الْجَنَّةِ “Cennette” manasına gelmektedir. Burada içinde olma manasını “fî” harf-i ceri vermektedir.

    عَنْ : -den, -dan manasındadır. Mesela, عَنِ الْمَحَطَّةِ “İstasyondan” manasına gelmektedir. Burada “dan” manasını “an” harf-i ceri vermektedir.

    عَلَى : üzerinde, aleyhinde manasındadır. Mesela, عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ “Fesat çıkartan kavmin üzerine” manasına gelmektedir. Burada “üzerine” manasını “alâ” harf-i ceri vermektedir.

    لِ : için manasındadır ve sahiplik bildirir. Mesela, لِلَّهِ “Allah için” manasına gelir. Burada “için” manasını “li” harf-i ceri vermektedir.

    كـ : gibi manasındadır. Mesela, كَالشَّمْسِ “Güneş gibi” manasına gelir. Burada “gibi” manasını “kef” harf-i ceri vermektedir.

    حَتَّى : -e kadar manasındadır. Mesela, حَتَّى الصُّبْحِ “Sabaha kadar” manasına gelir. Burada “-e kadar” manasını “hattâ” harf-i ceri vermektedir.

    رُبَّ : belki, nice manasındadır. Mesela, رُبَّ دَرْسٍ  “Nice ders” manasına gelir. Burada “nice” manasını “rubbe” harf-i ceri vermektedir.

    و  (yemin vavı): Buna “vâv-ul kasem” de denilir ve yemin için kullanılır. Mesela, الْفَجْرِ وَ “Fecre yemin olsun ki…” manasına gelir. Burada “yemin olsun ki” manasını “vav” harf-i ceri vermektedir.

    ت (yemin ta’sı): Buna “tâ-ul kasem” de denilir ve yemin için kullanılır. Mesela,  تَاللَّهِ  “Allah’a yemin olsun ki…” manasına gelir. Burada “yemin olsun ki” manasını “tâ” harf-i ceri vermektedir. Tâ harf-i ceri sadece Allah ismiyle kullanılır.

    مُذْ ، مُنْذُ : -den beri manasındadır. Mesela, مُذْ يَوَمَيْنِ “İki günden beri” manasına gelir. Burada “-den beri” manasını “mûz” harf-i ceri vermektedir.

    حَاشَا ، خَلاَ ، عَدَا : dışında, hariç, başka manalarındadır. Mesela, عَدَا مَكْتَبٍ “Bir mektep hariç”;

    خَلاَ مُوَظَّفٍ “Bir memur hariç” ;  حَاشَ عَلِىٍّ “Ali’den başka”  manalarına gelmektedir.

  • Sıfat tamlaması Sıfat Mevsuf

    Sıfat: Varlıkların nasıl olduğunu, yani rengini, durumunu veya sayısını bildirene kelimelere denir. Kırmızı, sarı, büyük, küçük, uzun, kısa, birinci, beşinci gibi kelimeler sıfat grubuna giren kelimelerdir. Arapça olarak birkaç örnek verecek olursak: حَرٌّ  sıcak; بَارِدٌ  soğuk; صَغِيرٌ  küçük; كَبِيرٌ  büyük; جَدِيدٌ  yeni; أَخْضَرُ  yeşil gibi kelimeler sıfat grubuna giren kelimelerdir.

    Sıfatlar isim grubunda yer alır ve ismin özelliklerini taşırlar. Yerine göre tenvin veya elif-lam takısı alırlar. Müfred, müsenna ve cemi olurlar. Müzekker veya müennes olurlar.

    Sıfat tamlaması: En az bir isim ve bir sıfattan meydana gelen tamlamadır. Arapçada sıfat tamlaması yapılırken önce isim sonra onu niteleyen sıfat gelir. Özelliği belirtilen isme mevsuf, diğer ifadeyle men’ut; özelliğe de sıfat, diğer ifadeyle na’t denilir.

    Örnekler:

    (اَلْقَلَمُ الْجَدِيدُ  ) “Yeni kalem” manasındadır ve bir sıfat tamlamasıdır. Burada “el-kalem” kelimesi “mevsuf”tur. “el-cedi:d” kelimesi ise “sıfat”tır.

    (عَذَابٌ عَظِيمٌ  ) “Büyük azap” manasında bir sıfat tamlamasıdır. Burada “azab” kelimesi “mevsuf”tur. “azim” kelimesi ise “sıfat”tır.

    (اَلطَّالِبُ الْمُجْتَهِدُ  ) “Çalışkan öğrenci” manasında bir sıfat tamlamasıdır. Burada “etta:lib” kelimesi “mevsuf”tur. “elmüctehid” kelimesi ise “sıfat”tır.

    Sıfat ve mevsuf uyumu: Sıfat mevsufa 4 yönden uyar:

    1- Sıfat mevsufa marifelik-nekralık cihetinden uyar. Eğer mevsuf marife ise sıfat marife; mevsuf nekra ise sıfat da nekra olur.

    2- Sıfat mevsufa cinsiyet cihetinden uyar: Eğer mevsuf müzekker ise sıfat da müzekker olur. Mevsuf müennes ise sıfat da müennes olur.

    3- Sıfat mevsufa sayı cihetinden uyar: Eğer mevsuf müfred ise sıfat müfred olur. Eğer mevsuf müsenna ise sıfat müsenna olur. Ve eğer mevsuf cemi ise sıfat da cemi olur.

    4- Sıfat mevsufa irab cihetinden uyar. Mevsuf merfu ise sıfat merfu olur. Mevsuf mensub ise sıfat mensub olur. Mevsuf mecrur ise sıfat da mecrur olur.

    .

  • İsim tamlaması / Muzaf – Muzafun ileyh

    En az iki ismin yan yana gelerek anlamca birbirini tamamlamalarına izafet denir. Eğer izafet iki isimden daha fazla isimler arasında olursa buna “tetâbu-i izafet” yani “zincirleme isim tamlaması” denir.

    İzafetin iki ögesi vardır. Bunlar muzaf ve muzâfun ileyhtir. Muzaf, tamlanan; muzâfun ileyh ise tamlayandır. Arapçada İzafet yapılırken Türkçeye göre ters düşünülür. Mesela “evin kapısı” demek için önce “kapı” sonra “ev” kelimeleri getirilir. Çünkü Arapçada, önemli olan yani kendisinden bahsedilen daha önce gelir. “Evin kapısı” denildiğinde; evden değil, kapıdan bahsedilmektedir. Bu sebeple “kapı” kelimesi, “ev” kelimesinden daha önce gelir. Demek, Arapçada izafet yapılırken Türkçeye göre ters düşünmelisiniz.

    Örnekler:

    (بَابُ الْبَيْتِ  ) dediğimizde, “bâb” kelimesi “kapı” manasındadır. “beyt” ise “ev” demektir. Burada “bâb” muzaftır, “beyt” ise muzâfun ileyhtir.

    (قَوْمُ نُوحٍ  ) “Nuh’un kavmi” demektir.  Burada “kavm” kelimesi muzaftır, “Nuh” ise muzâfun ileyhtir.

    (لَيْلَةُ الْقَدْرِ  ) “Kadir gecesi” demektir.  Burada “leyletü” muzaftır, “kadr” ise muzâfun ileyhtir.

    (خَيْرُ الْبَرِيَّةِ  ) “Yaratılmışların en hayırlısı” demektir. Burada “hayr” muzaftır, “beriyye” ise muzâfun ileyhtir.

    (اِخْوَانُ لُوطٍ  ) “Lut’un kardeşleri” demektir. Burada “ihvan” muzaftır, “lut” kelimesi ise muzâfun ileyhtir.

    (نَصْرُ اللَّهِ  ) “Allah’ın yardımı” demektir.  Burada “nasr” muzaftır, “Allah” lafzı ise muzâfun ileyhtir.

    (مَلِكُ النَّاسِ  ) “İnsanların meliki” demektir.  Burada “melik” kelimesi muzaftır, “na:s” ise muzâfun ileyhtir.

    (حَبِيبُ التَّوَّابِينَ  ) “Tövbe edenlerin sevgilisi” demektir.  Burada “habi:b” kelimesi muzaftır, “tevva:bi:n” ise muzâfun ileyhtir.

    (وَعْدُ اللَّه  ) “Allah’ın vaadi” demektir.  Burada “va’d” kelimesi muzaftır, “Allah” lafzı ise muzâfun ileyhtir.

    (جُنُودُ اللَّهِ  ) “Allah’ın askerleri” demektir.  Burada “cünud” kelimesi muzaftır, “Allah” lafzı ise muzâfun ileyhtir.

    TETÂBU-İ İZAFET: Tetâbu-i izafet yani zincirleme isim tamlaması, iki isimden daha fazla ismin yan yana gelerek anlamca birbirini tamamlamasıdır.

    Örnekler:

    “Allah’ın Peygamberinin sözü” manasında olan (قَوْلُ رَسُولِ اللَّهِ  ) tamlamasını inceleyelim: Bu tamlamada (قَوْل  ) muzaftır ve  (رَسُولِ  ) kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda (رَسُولِ  ) kelimesi muzaf olup (اللَّه  ) lafzı da muzafun ileyhtir. Demek (رَسُولِ  ) kelimesi hem muzaf olurken hem de muzafun ileyh olmaktadır. Başka bir ifadeyle: (رَسُولِ  ) kelimesi kendinden önceki kelimenin muzafun ileyhi iken, kendinden sonraki kelimenin muzafıdır.

    “Mahmud’un ailesinin fertleri” manasında olan  ( أَفْرَادُ أُسْرَةِ مَحْمُودٍ ) tamlamasını inceleyelim: Bu tamlamada  (  أَفْرَاد) muzaftır ve  ( أُسْرَة ) kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda ( أُسْرَة ) kelimesi muzaf olup  ( مَحْمُود ) kelimesi de muzafun ileyhtir. Demek ( أُسْرَة ) kelimesi hem muzaf olurken hem de muzafun ileyh olmaktadır.

    “Rabbinin orduları” manasında olan (جُنُودُ رَبِّكَ  ) tamlamasını inceleyelim: Bu tamlamada  ( جُنُودُ ) muzaftır ve “rab” kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda “rab” kelimesi muzaf olup  ( كَ ) zamiri muzafun ileyhtir. Demek “rab” kelimesi hem muzaf olurken hem de muzafun ileyh olmaktadır.

    Muzafın özellikleri:

    1- Muzaf olan kelime tenvin almaz.

    2- Muzaf harf-i tarif almaz.

    3- Muzafın irabı cümledeki yerine göre değişir.

    4- Müsenna ve cem’i müzekker-i salim isimler muzaf olduklarında sonlarındaki “nun” ( ن ) düşer.

    Muzafun ileyhin özellikleri:

    1- Muzafun ileyh harf-i tarif alabilir. Eğer alırsa “belirtili isim tamlaması” olur. Eğer almazsa “belirtisiz isim tamlaması olur.

    2- Muzafun ileyhin irabı cerdir. Her zaman cer durumunda gelir.

  • İsimlerde İrab

     

    Arapçada kelimelerin sonu cümledeki yerlerine veya başlarına gelen bir edata göre değişikliğe uğrar. Bu değişikliğe “irab” adı verilir. İrab denilince akla “isim” ve “fiil” gelir. İsimlerin sonu daha çok cümledeki yerine göre değişirken fiillerin sonu başlarına gelen bir edattan dolayı değişir.

    İrab durumları: Ref, nasb, cer ve cezm olarak 4 şekildedir. Bunlardan ref, nasb ve cer isimlere aittir. İsimlerde cezm yoktur. Ref, nasb ve cezm de fiillere aittir. Fiillerde de cer hali yoktur.

    İsimlerdeki irab durumunu aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

    CER

    NASB

    REF

     

    ـِ

    ـَ

    ـُ

    Müfred

    ىْ

    ىْ

    ا

    Müsenna

    ى

    ى

    و

    Cem’i müzekker-i salim

    ـِ

    ـِ

    ـُ

    Cem’i müennes-i salim

    ـِ

    ـَ

    ـُ

    Cem’i mükesser

    MECRUR

    MANSUB

    MERFU

     

    كَاتِبٍ

    كَاتِبًا

    كَاتِبٌ

    Müfred

    كَاتِبَيْنِ

    كَاتِبَيْنِ

    كَاتِبانِ

    Müsenna

    كَاتِبِينَ

    كَاتِبِينَ

    كَاتِبُونَ

    Cem’i müzekker-i salim

    كَاتِبَاتٍ

    كَاتِباتٍ

    كَاتِباتٌ

    Cem’i müennes-i salim

    كُتَّابٍ

    كُتَّابًا

    كُتَّابٌ

    Cem’i mükesser

    Ref alametinin kullanıldığı yerler şunlardır:

    1- Fail 2-Mübteda 3- Haber 4- Fiile benzeyen harflerin haberi 5- Nakıs fiillerin ismi 6- Cinsini nefyeden yani genel olumsuzluk bildiren lâ’nın (لا  ) haberi.

    Nasb alametinin kullanıldığı yerler şunlardır:

    1- Meful 2- Hâl 3- Temyiz 4- Müstesna 5- Fiile benzeyen harflerin ismi 6- Nakıs fiillerin haberi 7- Cinsini nefyeden lâ’nın ( لا ) ismi.

    Cer alametinin kullanıldığı yerler şunlardır:

    1- Muzâfun ileyh 2- Harf-i cerden sonra gelen isim.

     

  • Marife-Nekra

     

    Nekra: Söylendiği zaman, kimden veya neden bahsedildiği tam olarak anlaşılamayan, belirsiz bir kimseyi veya belirsiz bir şeyi gösteren isimlerdir.

    Mesela:مُدَرِّسٌ  dediğimizde, herhangi bir öğretmeni kastetmiş oluruz. Yani مُدَرِّسٌ  kelimesiyle; bahsettiğimiz kişinin öğretmen olduğu bilinir; ancak ismi, nereli olduğu ve kaç yaşında olduğu gibi bilgiler bilinmemektedir.

    Genel olarak nekra isimler sonlarına tenvin alır ve başlarına harf-i tarif denilen elif-lam ( ال  ) takısı almazlar. İngilizce bilenler için; Arapçada nekra, İngilizcede “a, an” ile kullanılan isimlere karşılık gelir.

    Marife: Marife nekranın zıddıdır. Söylendiği zaman, kimden veya hangi şeyden bahsedildiği tam olarak anlaşılan, belirli bir kimseden veya hangi şeyden bahsedildiği tam olarak anlaşılan, belirli bir kimseyi veya şeyi gösteren isimlerdir. Yine İngilizce bilenler için; Arapçada marife, İngilizcede “the” ile kullanılan isimlere gibidir.

    Mesela:مُدَرِّسٌ  dediğimizde herhangi bir öğretmeni kastetmiş olurken; اَلْمُدَرِّسُ  dediğimizde, yani kelimeyi elif-lam takısıyla marife olarak ifade ettiğimizde artık tanınan ve bilinen bir öğretmeni kastetmiş oluruz.

    Arapçada 6 farklı marife isim vardır. Başka bir ifadeyle: 6 tip kelime marife olarak kabul edilmiştir.

    1- Başında harf-i tarif denilen elif-lam ( ال  ) takısı bulunan isimler marifedir. Aynı zamanda, nekra bir ismi marife yapmanın yolu da başına bu takıyı getirmektir. Başına elif-lam takısı getirilen ismin sonundaki tenvin tek harekeye düşer.

    2- Alem denilen bütün özel isimler marife kabul edilir. Özel isimler, ister insan ismi olsun, ister şehir ismi olsun ya da ister herhangi bir varlık ismi olsun marife kabul edilir.

    3- Zamirler marife kabul edilir. Zira zamirler belirli bir ismin yerini tutar ve belirli bir ismin yerine kullanılır.

    4- İşaret isimleri marifedir. Çünkü işaret isimleri de belirli bir ismin yerini tutar ve belirli bir ismin yerine kullanılır.

    5- Belirli bir isme muzaf olan isimler marife kabul edilir. Yani isim tamlamasındaki muzafun ileyh ögesi marife ise muzaf da marife kabul edilir.

    6- İsm-i mevsuller marifedir. İsm-i Mevsul: Kendisinden sonra gelen cümle ile açıklanan ve iki cümleyi birbirine bağlayan kelimelerdir. İsm-i mevsuller de belirli bir isme işaret ettikleri için marife kabul edilmiştir.

     

  • Sayısına göre isimler

    Türkçede varlıklar sayı bakımından ikiye ayrılır. Tekil ve çoğul. Arapçada ise kelimeler sayı bakımından üçe ayrılır: Müfred yani tekil, müsenna yani ikil ve cem’i yani çoğul.

    Müfred: Aynı tür varlıklardan yalnız bir tanesini gösteren kelimelere denir:  كِتَابٌ  (kitap), قَلَمُ (kalem), رَجُلٌ (adam) gibi kelimeler müfred grubuna giren kelimelerdir. Bu kelimeler tek bir varlığa işaret ederler.

    Müsenna: Aynı tür varlıklardan iki taneyi gösteren kelimelere denir. Müsenna yerine “tensiye” kelimesi de kullanılır. Müfred bir kelimeyi müsennaya dönüştürebilmek için kelimenin sonuna elif ve kesreli nun ( انِ ) getirilir. Ya da cümledeki yerine göre, cezimli “ye” ve kesreli nun ( يْنِ )  getirilir.

    Mesela: رَسُولٌ elçi demektir. Bu kelimeyi tensiye yaparken sonuna elif ve esreli nun ekliyoruz. Bu sayede kelimemiz  رَسُولاَنِ  şekline dönüyor.

    Cemi: Aynı tür varlıklardan olup ikiden fazla varlığı gösteren kelimelere denir. İsimlerin cemi belli bir kurala göre gelmediği için ancak sözlüğe bakarak veya bir başkasından duyarak öğrenilir. Yani isimlerin cemi semâîdir. Cemi üçe ayrılır:

    1- Cem’i müzekker-i salim: Kaideye uygun olarak çoğul olan müzekker demektir. Bazı müzekker isimler çoğul olurken sonuna harekesiz vav ve fethalı nun harfi ( ونَ )  gelir. Bazen de cümledeki yerine göre harekesiz “ye” ve nun harfi ( ينَ )  getirilir. Böyle çoğullara cem’i müzekker-i salim denir.

    Mesela: صَالِحٌ  kelimesi çoğul olurken  صَالِحُونَ نَ  şeklinde gelir.  صَالِحُونَ  kelimesi cem’i müzekker-i salim bir kelimedir.

    2- Cem’i müennes-i salim: Kaideye uygun olarak çoğul olan müennes demektir. Bazı müennes isimler çoğul olurken sonlarına elif ve te harfi ( ات )  alırlar. Bu kelimelere cem’i müennes-i salim denir.

    Mesela:  مُؤْمِنَةٌ kelimesi müennes bir kelimedir. Bu kelime çoğul olurken  مُؤْمِنَاتٌ   şeklinde gelir.  مُؤْمِنَاتٌ   kelimesi cem’i müennes-i salim bir kelimedir.

    3- Cem’i mükesser: Bazı cemiler -müzekker olsun müennes olsun- belli bir kurala göre yapılmamıştır. Kelimenin müfredinde ya bir hareke ya bir harf ya da hem harf hem de hareke değişikliğiyle çoğul elde edilir. Bu çoğullara cem’i mükesser denir.

    Mesela:   رَجُلٌ (adam) kelimesinin cemi رِجَالٌ  (adamlar) şeklindedir. Burada belirli bir kaide yoktur. Bu tür cemilere cem’i mükesser denir. Hem müzekker hem de müennes kelimelerin bu çeşit cemileri vardır. Bu sebeple kelimenin cem’i mükesserini gördüğümüzde kelimenin müzekker mi müennes mi olduğunu anlayamayız.

  • Müzekker kelimeler

    Müennes olma işaretlerinden birini taşımayan ve dişil olmayan kelimelere müzekker kelimeler denir:  أَحْمَدُ ، بَابٌ ، أَخٌ ، مُوسَى ، نُوحٌ gibi kelimeler müzekker kelimelerdendir.

    Şuna da dikkat etmek gerekir: Bazı müzekker isimlerin sonunda yuvarlak “te” bulunabilir. Bu, o isimlerin müennes olduğunu göstermez. Halife manasındaki  خَلِيفَةٌ kelimesi ve Hamza manasındaki حَمْزَةٌ kelimesi bu tip kelimelerdendir. Sonlarında yuvarlak te olmasına rağmen bu kelimeler müzekkerdir.

  • Müennes kelimeler

     

     

    Bir ismin müennes olabilmesi için şu şartlardan birini taşıması gerekir:
    1- Bizzat dişi bir varlığı göstermelidir:   أُمٌّ ، بِنْتٌ ، مَرْيَمُ ، أُخْتٌ ، اِمْرَأَةٌ (Anne, kız, Meryem, kız kardeş, kadın) gibi kelimeler dişi varlığı gösteren kelimelerdir ve müennestir.

    2- Sonunda tâ-i te’nis, yani yuvarlak (ة)  olmalıdır: طَيِّبَةٌ ، مَائِدَةٌ ، زَلْزَلَةٌ ، كَلِمَةٌ ، سِنَةٌ   (İyi, sofra, sarsıntı, kelime, uyuklama) gibi kelimeler, sonlarında taşıdıkları tâ-i te’nis sebebiyle müennes kelimelerdir.

    3- Sonunda elif-i memdûde olmalıdır. Elif-i memdûde: İsmin sonunda, hemzeden önce gelen eliftir. Tecvitte 4 elif miktarı uzatılması şarttır. Kelimenin aslından değildir.  صَحْرَاءُ ، حَمْرَاءُ ، زَرْقَاءُ (Çöl, Kırmızı, Mavi) gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir ve müennestirler.

    4- Sonunda elif-i maksûre olmalıdır: Kelimenin sonunda “ye” şeklinde görülen bir elif vardır. Bu “ye” harfinin elif-i maksure olabilmesi için, kelime sonunda olması ve fetha ile harekeli harften sonra sakin olarak gelmesi gerekir. قُصْوَى ، كُبْرَى ، سُفْلَى ، أُخْرَى ، عُسْرَى  (En uzak, daha uzak; en büyük, daha büyük; en aşağı, daha aşağı; başka, diğer; en zor, daha zor) gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir ve müennestirler.

    5- Canlı ama akıl sahibi olmayan varlıkları gösteren topluluk ismi olmalıdır:  غَنَمٌ ، حَمَامٌ (Koyun sürüsü, güvercin sürüsü) gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir. Yine akıl sahibi olmayan varlıkların çoğulu da müfred-müennes kabul edilir.

    6- Semâ-i müennes: Bazı isimlerin üzerinde müenneslik işareti olmadığı ve dişi varlığı göstermediği halde Araplar bu kelimeleri müennes olarak kabul ederler. Bunların müennes olduklarını ancak sözlükten öğrenebiliriz. Bu yüzden bu tür isimlere, “duymayla ilgili” anlamında “semâ-i müennes” denilmiştir:  أَرْضٌ ، جَهَنَّمُ ، شَمْسٌ ، نَارٌ ، رِيحٌ   حَرْبٌ ، عَيْنٌ ، نَفْسٌ   (Savaş, göz, nefis, yeryüzü, Cehennem, Güneş, ateş, rüzgar ) gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir.

    O halde müennes, hakiki müennes ve mecazi müennes olarak ikiye ayrılır:

    Hakiki Müennes: Müenneslik işareti taşısın ya da taşımasın gerçekte dişi olan varlıktır.

    بِنْتٌ ، أُمٌّ ، زَيْنَبٌ (Kız evlat, anne, Zeynep) gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir. Bu kelimeler hakiki müennestir.

    Mecazi müennes de ikiye yarılır: 1- Lafzî müennes 2- Semâ-i müennes.

    Lafzî müennes: Müenneslik işareti taşıyan kelimelerdir. أُخْرَى ، صَفْرَاءُ ، نَافِذَةٌ gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir.

    Semâ-i müennes: Müenneslik işareti taşımayan, Arapların müennes olarak vasfettiği kelimelerdir. شَمْسٌ ، نَارٌ ، يَدٌ gibi kelimeler bu tip kelimelerdendir.

     

  • Cinsiyet bakımından kelimeler

    Arapçada kelimeler cinsiyet bakımından ikiye ayrılır: Müzekker ve müennes.

    Müzekker: Genel olarak erkek varlıkları gösteren kelimelere denir.
    Müennes: Genel olarak dişi varlıkları gösteren kelimelere denir.

    Arapçada ister insan olsun, ister nesne olsun, ister bir hayvan olsun ya da isterse bir fiil olsun kelimeler ya müzekkerdir ya da müennestir.

  • Arapçada Kelime çeşitleri

    Kelime: Cümleleri oluşturmak için kullandığımız sözlerin her birine denir. Kelime üç çeşittir: İsim, fiil ve harf.

    1- İsim: Zamana bağlı olmayan varlıklara ad olan kelimelere denir. İsmin en önemli özelliği belli bir zamanı kapsamamasıdır. Şimdi isimle ilgili bazı tanımları öğrenelim:

    Özel İsim (İsm-i Alem): Özel isim, insan ve yer isimleri gibi isimlerdir.

    Cins İsim: Nesne ve hayvan isimleri gibi isimlere cins isim denilir. Pencere manasındaki نَافِذَةٌ  ; kapı manasındaki بَابٌ   ; köpek manasındaki كَلْبٌ   gibi isimler bu gruba girer. Cins isim iki çeşittir:

    A- Madde ismi: Gözle görülüp elle tutulan varlıkların isimleridir. Çocuk manasındaki وَلَدٌ   ; horoz manasındaki دِيكٌ   gibi isimler bu gruba girer.

    B- Mana ismi: Gözle görülüp elle tutulmayan, sadece hissedilen şeylerin isimleridir. Sevgi manasındaki حُبٌّ   ; akıl manasındaki   عَقْلٌ gibi isimler bu gruba girer.

    Cem’i isim: Çoğul manası ifade ettiği halde şeklen müfred olan isimlerdir. Ordu manasındaki جَيْشٌ  ; halk manasındaki  شَعْبٌ  gibi isimler bu gruba girer.

    2- Fiil: Zamana bağlı olarak bir iş, bir oluş, bir hareket bildiren kelimelerdir. Ancak, fiillerin masdarları zamana bağlı olmadıkları için isim grubunda yer alırlar.

    3- Harf: Burada kastedilen harf alfabenin harfleri değildir. Harf, tek başına tam bir anlamı olmayıp, bir isimle veya bir fiille yan yana geldiğinde anlam kazanan kelimelerdir. -de, -da manasında  “fî” ( فِى ); şüphesiz manasındaki “inne” ( اِنَّ ); -den -dan manasındaki min ( مِنْ ) harf grubuna giren kelimelerdir. Bazı kelime grupları şunlardır: Atıf harfleri, fiile benzeyen harfler, muzari fiili nasb eden harfler, muzari fiili cezm eden harfler.