Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İslam’ı terörizm ve şiddetle yan yana koymanın İslam’a yapılmış en büyük iftira olduğunu belirterek, “Bu iftiranın karşısında yapmamız gereken İslam’ı doğru temsil etmek, doğru bir dille anlatmak ve mesajlarını dünyanın her yerine doğru bir biçimde ulaştırmak” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Avrasya İslam Şurası’nda konuştu. Bozdağ, bugün Müslümanların pek çok alanda ciddi sorunlar yaşadığını belirterek, “Müslümanlar sorun yaşıyorsa bunun yüzlerce sebebi olabilir ama en önemli sebeplerinden biri de birbirlerinden kopuk ve habersiz olmaları, birbirleriyle tanışıp, işi kolay kılmanın yollarını aramamaları ve yeterince istişare edememeleridir” diye konuştu.
Bugün Müslümanlarına karşı karşıya olduğu en ciddi sorunların başında İslam’ın doğru anlaşılması ve anlatılmasının geldiğini aktaran Bozdağ, “İslam’ın doğru öğrenilmesi ve anlatılması gelmektedir. İslam’ı doğru anlamanın tek yolu Allah’ın kitabı Kuran’ı doğru anlamaktan, Kuran’ı doğru anlamanın ise Kuran’a ilk muhatap ve onu insanlara ilk tebliğ eden, sözleri ve yaşantısıyla Kuran’ın en büyük müfessiri olan peygamberimizi tanımak, anlamak, örnek almak ve ona uymaktan geçmektedir. Peygamberi tanımadan Kuran’ı tanımak ve anlamak, Kuran’sız da peygamberi anlamak ve tanımak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Bozdağ, pek çok ayet ve hadise rağmen Kuran ile Peygamber veya Peygamber ile Kuran’ın arasını ayırmak veya aralarına mesafe koymak isteyenlerin asla iyi niyetli olmadıklarını vurgulayarak, “Bunu yapmak isteyenler İslam’ın ana kaynakları Kuran ve sünneti yorum yoluyla tahrip ederek kendilerine göre İslam’ı dönüştürmek isteyenlerdir” dedi.
“Hiçbir insanın düşüncesi Kuran’ın ve sünnetin yerine ikame edilemez” diyen Bozdağ, şöyle devam etti:
“Mezhepler Kuran ve sünneti doğru anlama çalışmalarının ürünlerdir. Ama hiçbir mezhep, hiçbir anlayış Kuran ve sünnet değildir, Kuran ve sünnet yerine ikame edilemezler. Müslümanlar mezhepleri yarıştırarak, bir mezhep için ölerek veya öldürerek değil, Kuran’ın kitabı Kuran’ı, Allah’ın peygamberi Resulullah’ın sünnetini doğru anlayarak, Allah’ın emrettiği ve Resulünün yaşadığı gibi yaşayarak ancak başarılı olabilirler. Bunun dışındaki yol ve yöntemler sonuç itibariyle İslam’a ve Müslümanlar’a zarar vermekten başka sonuçlar doğurmamıştır. Bu noktada İslam alimlerine çok büyük görevler düşmektedir.”
İslam dininin ırkçılığı reddettiğini vurgulayan Bekir Bozdağ, “Onun yerine kardeşliği, dinde kardeşliği ikame eder. Bütün inananları kardeş olarak kabul eden bir anlayışın mensupları, ırkçılığı reddeden ilahi mesaja iman eden insanlar renklerin, dillerin farklılığı ve başka nedenlerle birbirinin karşısında durmayı ve bu noktada üstünlük yarışı içine girmeyi de men eder. Rengi ve dili farklı diye terör örgütleri kurmayı, başkalarını ötekileştirmeyi, ırkçılık nedeniyle ölme veya öldürmeye gitmeyi de men eder. Çünkü İslam yaşatma dinidir ve bütün insanlara tarağın dişleri gibi eşit gözle bakmayı esas almıştır. Bugün dünyanın bazı yerlerinde yaşanan ırkçılık hadiseleri İslam coğrafyasının değişik yerlerine sirayet etmiş, değişik terör olaylarına vesile olmuşsa, Kuran’ın bu mesajlarının, Peygamber Efendimizin mesajlarının ve yaşantısının yeteri kadar bil inmediğinin ve sindirilmediğinin somut göstergesidir. O nedenle İslam a bilginlerine bu noktada büyük görevler düşmektedir” şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bugün dünyanın değişik yerlerinde birilerini bilerek veya bilmeyerek, ya da hesapla, İslam ile şiddeti, terörü yan yana getirdiklerini vurgulayarak, “İslam’ı terörle, şiddetle özdeş olarak takdim etme gayreti içerisindeler. Şunu herkes bilmelidir ki İslam ile terörü ve şiddeti yan yana koymak İslam’a yapılmış en büyük iftiradır. İslam’ı terörizm ve teröristle özdeş göstermek İslam’a yapılmış en büyük iftiradır. Bu iftiranın karşısında bizim yapmamız gereken İslam’ı doğru temsil etmek, doğru bir dille anlatmak ve İslam’ın mesajlarını her alanda, dünyanın her yerine doğru bir biçimde ulaştırmak. Hak, adalet, eşitlik, hukuk, paylaşım, yardımlaşma, dayanışma, insan hakları, bütün bu evrensel kavramların tamamı İslam’ın yücelttiği kavramlar ve Peygamberin uğruna mücadele ettiği kavramlar. Ama Müslümanlar’ın itham edildiği noktalara baktığınızda bu ana noktalarda sanki İslam, sanki Müslümanlar buna karşıymış gibi bir hava oluşturulmak, bir algı yaratılmaktadır. Bu algıyı değiştirecek, bu havayı bozacak İslam alimleridir” diye konuştu.