Arapça Hastanede فِي الْمُسْتَشْفَى
مَرْحَبًا. Merhaba.
أَهْلاً يَاسَيِّدِي، تَفَضَّلْ. Hoş geldiniz efendim, buyurun.
أَنَا مَرِيضٌ. Ben hastayım.
لاَ أَعْرِفُ مَاذَا أَصَابَنِي. Ne oldu bana bilmiyorum.
رُبَّمَا أُصِبْتُ بِا لْبَرْدِ؟ Belki de üşüttüm.
بِمَ تَشْعُرِ الْأَنَ؟ Şu anda ne hissediyorsun?
أَشْعُرُ بِأَلَمٍ فِي عَيْنِي. Gözümde sancı duyuyorum.
وَعِنْدِي صُدَاعٌ قَلِيلٌ. Birazda başım ağrıyor.
هَلْ عِنْدَكَ شَهِي لِلْأَكْلِ؟ İştahınız var mı?
قَلِيلٌ جِدًّا. Çok az.
إِفْتَحْ فَمَكَ. Ağzını aç.
أَخْرِجْ لِسَانَكَ. Dilini çıkar.
أُرْقُدْ عَلَى ظَهْرِكْ. Sırt üstü yat.
تَنَفَّسْ. Nefes al.
مُنْذُ مَتَى أَنْتَ مَرِيضٌ؟ Ne zamandan beri hastasın?
مُنْذُ يَوْمَيْنِ. İki günden beri.
هَلْ تَنَاوَلْتَ أَىَّ دَوَاءٍ؟ Herhangi bir ilaç aldın mı?
لَمْ أَتَنَاوَلْ بَعْدُ. Henüz almadım.
سَأَصِفُ لَكَ بَعَضَ الْأَدَوِيَّةَ. Sana bazı ilaçlar yazacağım.
أَرْجُو شِفَاءً عَاجِلاً. Sana acil şifalar dilerim.
شُكْرًا. Teşekkür ederim.
عِنْدِي حَرَارَةً Ateşim var.
عِنْدِي إِمْسَاكَ. Kabızım.
عِنْدِي قَيْءَ. Kusuyorum.
أَيْنَ أَقْرَبُ صَيْدَلِيَّةَ؟ En yakın Eczane nerede?
اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler
حَرَارَةٌ Ateş
صُدَاعٌ Baş ağrısı
أَلْمٌ Acı, sancı
إِسْهَالٌ İshal
زُكَامٌ Nezle
سُعَالٌ Öksürük.
مَرَضُ السُّكَّرِ Şeker hastalığı
ضَغْطُ الدَّمِ Tasiyon.
بَوْلٌ İdrar.
دَمٌ Kan.
نَبْضٌ Nabız
كَشْفٌ عَامٌ Check-up
صَيْدَلِيَّةٌ Eczane
وَصْفَةٌ Reçete
دَوَاءٌ İlaç
قَطْرَةٌ لِلْعُيُونِ Göz damlası
قَطْرَةٌ لِلْأُذُنِ Kulak damlası
مُسَكِّنٌ Teskin edici/ sakinleştirici
مَرَّةٌ فِي الْيَوْمِ Günde bir defa
قَبْلَ الطَّعَامِ Yemekten önce
بَعْدَ الطَّعَامِ Yemekten sonra
فِي الصَّبَاحِ Sabahleyin
فِي الْمَسَاءِ Akşamleyin
جُرْحٌ Yara
حَسَّاسِيَّةٌ Alerji
طَبِيبٌ Doktor
جَرَّاحٌ Operatör
فَحْصٌ Muayene
مَرَضٌ Hastalık
تَحْلِيلٌ Tahlil
تَحْلِيلُ الْبَوْلِ İdrar tahlili
تَحْلِيلُ الدَّمِ Kan tahlili
عِيَادَةٌ Muayenehane
مُسْتَوْصَفٌ Klinik