TECVİD İLMİ
I-Tecvid İlmi’nin Tanımı :
Sözlükte “bir şeyi güzel yapmak, süslemek” anlamına gelen tecvid kelimesi “sıfatlarına uygun şekilde harfleri mahreçlerinden çıkarmak” demektir. Tecvid ilmi “Kur’ân-ı Kerîm’i harflerin mahreç ve sıfatlarına riayet edip vakıf (duruş), vasıl (geçiş), sekte (nefes kesme) vb. tilâvet kurallarına uyarak güzel ve hatasız okumayı öğreten ilim[46]” olarak tanımlanmıştır.
Tecvid bir takım teorik bilgileri içermekle birlikte daha çok pratik yönü ön plana çıkan bir ilimdir. Tecvid’e dair bilgiler kitaplardan elde edilebilirse de uygulama aşamasında uzman hocaya ihtiyaç duyulur. Tecvid konuları ilim, uygulamaları sanattır. Sanat da sanatkârdan öğrenilir. Bu nedenle Kur’an eğitiminde en önemli unsur işin uzmanı olan hoca (sanatkâr) dır.
Kur’ân-ı Kerîm’de tecvid kelimesi bulunmamakla birlikte “Kur’an’ı yavaş yavaş, tane tane, düşünerek okuma” anlamında “tertîl[47]” geçmektedir. Hz.Ali âyetlerde geçen tertîli Kur’an harflerinin mahreç ve sıfatlarına uygun biçimde telaffuz edilmesi ve durulacak yerlerin bilinmesi diye açıklamıştır[48].
II-Tecvid İlmi’nin Konusu :
Tecvid ilminin konusu Kur’ân-ı Kerîm’in harfleridir[49]. Bu çerçeve içinde harflerin mahreç ve sıfatları, bağımsız ve birleşik ses özellikleri, med, kasır vs. konular tecvid ilminin inceleme alanına girer.
III-Tecvid’in Gerekliliği :
Tecvid ilminin gerekliliği Kur’ân-ı Kerîm, sünnet ve icmâ delilleriyle sâbittir.
1.Kur’an :
- A) {وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا } : “Biz onu (Kur’an’ı) tertil üzere okuduk[50].”
- B) {وَرَتِّلِ الْقُرأَنَ تَرْتِيلًا } : “Kur’an’ı tertil üzere oku![51]”
Tertîl kelimesi -daha önce de ifade edildiği üzere- tecvid anlamına geldiğinden, âyetler bize Kur’an’ın tecvidli indirildiğini ve tecvid üzere okunması gerektiğini bildirmektedir.
2.Sünnet :
A)Hz. Peygamber (sav)’in hanımlarından Ümmü Seleme (r.ah.) peygamberimizin kıraatinin nasıl olduğunu soranlara şu cevabı vermiştir : “O’nun kıraati harf harf, tane tane açıklanan bir kıraat idi; kıraatini ayırırdı (tane tane, dura dura okurdu)[52].”
- B) Peygamberimiz (sav)’in okuyuşuyla ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlere Enes b. Mâlik : “O’nun kıraati med’li idi, uzatılacak yerleri uzatırdı” demiş ve ardından Besmele’yi örnek verip, “Peygamber (sav) Bismillâh’ı uzatır, er-Rahmân’ı uzatır ve er-Rahîm’i uzatırdı” cümlesiyle sözlerine devam etmiştir[53].”
Bu rivayetler göstermektedir ki Hz. Peygamber (sav)’in kıraati tertîl çerçevesinde ağır ağır, tane tane, yani tecvitli idi.
3.İcmâ :
Gerek sahâbîler gerekse tâbiîn neslinden olanlar Kur’ân-ı Kerîm’in tertîl (tecvid) ile okunduğunu bildiren ve muhataplarına tertîl üzere Kur’an okumalarını emreden âyet-i kerîmelerin hükmü gereği Allah’ın kelâmını tertîl çerçevesinde (tecvid kurallarına göre) okumuş ve okutmuşlardır. Daha sonra gelen nesiller de aynı yolu takip etmiştir. Kur’an’ın tecvitsiz okunabileceğine dair başta sahâbîler olmak üzere tâbiîn, tebe-i tâbiîn ve diğer nesillerden bize intikal etmiş bir rivâyet yahut fiili bir uygulama söz konusu olmadığından, tecvid üzere Kur’an okumanın gerekliliği icmâ delili ile de sâbit olmuştur.
IV-Tecvid İlmi’ni Öğrenme ve Uygulamanın Hükmü :
Tecvidi teorik olarak öğrenmek ile Kur’an okurken uygulamak birbirinden farklı hususlardır.
1.Tecvidi ilim olarak öğrenmek ve bilmek müslümanlar üzerine farz-ı kifâyedir. Bir grup müslümanın tecvid ilmini öğrenip öğretmesi gereklidir. Aksi takdirde bütün müslümanlar sorumlu olur[54].
2.Kur’an okuyan bir müslümanın kıraatini lahn-ı celî’den (açık hata) kurtaracak kadar tecvîde riâyet ederek okuması[55], daha açık ifadeyle, herkesin okuyabildiği ve öğrenebildiği sûre ve âyetlerde tecvid kaidelerine uyarak hareket etmesi farz-ı ayn’dır[56].
3.Lahn-ı hafî’den (gizli hata) kurtaracak kadar tecvîde riâyet etmesi ise farz-ı kifâyedir[57].
4.Her müslümanın en azından namazda okuyacak kadar Kur’an’dan bir bölümü düzgün bir şekilde okumayı öğrenmesi lâzımdır[58].
V-Tecvid İlmi’nin Gayesi :
1.Kur’ân-ı Kerîm’in tecvid ile okunması hususundaki ilâhi emri yerine getirmek,
2.Kur’an lafızlarını Hz. Peygamber (sav)’den öğrenildiği gibi okuyabilmeyi sağlamak,
3.Kur’an okurken dili hatadan korumak ve sorumluluktan kurtulmak,
4.Kur’ân’a karşı önemli bir sorumluluğumuzu yerine getirmenin mânevi hazzını ve ahiret mutluluğunu yaşamak[59].
VI-Tecvid İlmi’nin Değeri :
Tecvid ilmi Kur’ân-ı Kerîm ile doğrudan meşgul olması bakımından dîni ilimlerin en değerlilerinden birisidir.
Bilindiği gibi tecvid Kur’an’ı usûlüne uygun olarak doğru okumayı öğreten bir ilimdir. Kur’ân-ı Kerîm ise Peygamberimiz (sav)’in ifadesiyle, Allah katında yerden, göklerden ve onlarda bulunanlardan daha sevimlidir. Öyleyse, böyle seçkin ve yüce bir kelâmın tilâvetiyle meşgul olması da tecvide seçkin bir yer kazandırmış olmaktadır[60].