Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Nisa Suresi
Ravi: İbnu Abbas
Hadisin Arapçası:
وعنه رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ في قوله: ]َ تَأكُلُوا أمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إَّ أنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَراضٍ مِنْكُمْ؛ لَمَّا نَزَلَتْ قَالَ فكَانَ الرَّجُلُ يَتَحَرَّجُ أنْ يَأكُلَ عِنْدَ أحَدٍ مِنَ النَّاسِ بَعْدَ مَا نَزَلَتْ هذِهِ اŒيةُ: فَنَسَخَ اللّهُ ذلِكَ بِاŒيةِ اŒخرَى الَّتِى في سورةِ النُّورِ فقَالَ: لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أنْ تَأكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ إلى قوله جَميعاً أوْ أشْتَاتاً اŒيةَ فَكَانَ الرَّجُلُ الْغَنِىُّ يَدْعُو الرَّجُلَ مِنْ أهْلِهِ إلى طَعَامٍ فَيَقُولُ إنِّى ‘جْنَحُ أنْ آكُلَ مِنْهُ، وَالْجَنْحُ الْحَرَجُ؛ وَيَقُولُ الْمِسْكِينُ أحَقُّ بِهِ مِنِّى فَأُحِلَّ في ذلِكَ أنْ يَأكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّهِ عَلَيْهِ، وَأُحِلَّ طَعاَمُ أهْلِ الْكِتَابِ[. أخرجه أبو داود .
Hadisin Anlamı:
Ey iman edenler, birbirinizin mallarını haram sebeplerle yemeyin. Meğer ki, (o mallar) sizden karşılıklı bir rızadan (doğan) bir ticaret (malı) ola… (Nisa 29) ayetiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Bu ayet indiği zaman kişi, bir başkasının yanında yemeyi nefsine haram etti. Sonra Cenab-ı Hakk bu ayeti Nur suresinde yer alan şu ayetle neshetti: “… Evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kızkardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde, veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyası olup anahtarlar elinde olan evlerde, ya da dostlarınızın evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir ara veya ayrı ayrı yemenizde bir sorumluluk yoktur” (Nur 61). Bundan önce zengin kişi, ehlinden olan kimseyi yemeğe davet ederdi de çağrılan kimse: (Nisa süresindeki ayeti gözönüne alarak): Benim bundan yemem günahtır, zira fakirin bundan yeme hakkı benden fazladır” derdi. (Nur süresindeki) bu ayetle, Müslümanlara (ayette sayılan kimselere ait olmak üzere) üzerine Allah’ın ismi zikredilen yemeklerinden yemeleri helal kılındığı gibi, ehl-i kitabın yiyecekleri de helal kılındı.
Kaynak: Ebu Davud, Et’ime 6, (3753)