İYİLİK, SILA VE EDEPLER El-Lu’lu ve’l-Mercan – Muhammed Fuad Abdulbaki
İYİLİK, SILA VE EDEPLER
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü’ne bir kimse geldi ve: Benim güzel hizmet ve ülfet etmeme insanlar içinde en layık ve en haklı olan kimdir? diye sordu. Allah Resulü: Anandır buyurdu. Sonra kimdir? dedi. Allah Resulü: Sonra anandır buyurdu. Sonra kimdir? dedi. Allah Resulü: Sonra anandır buyurdu. Sonra kimdir? deyince Allah Resulü: Sonra babandır, buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4621
Abdullah b. Amr b. As (r.a.) şöyle dedi:
Bir adam cihada gitmek hususunda izin istemek için Peygamber’e (a.s.) geldi. Peygamber: Anan baban sağ mıdırlar? diye sordu. Evet, dedi. Peygamber: Şu halde sen (evvela) onlar için çalış buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4623
Ebu Hureyre’nin (r.a.) anlattığına göre:
Cureyc, bir manastırda ibadet ediyordu. Derken annesi geldi. Humeyd dedi ki: Ebu Rafi’, Allah Resulü’nün Cureyc’in annesinin, Cureyc’i çağırdığı sıradaki hâlini, kadının elini kaşının üstüne nasıl koyduğunu, sonra da oğlunu çağırırken başını nasıl kaldırdığını tarif etmesini Ebu Hureyre’nin nasıl gösterdiğini bize vasfetti. Sonra kadın: Ey Cureyc! Ben senin ananım. Benimle konuş dedi. Annesi ona namaz kılarken tesadüf etmişti. Bunun üzerine Cureyc: Allahım! Biri annem, biri namazım? diye düşündü ve neticede namazını tercih etti. Cevap alamayınca anası geri döndü. Sonra ikinci defa çağırmaya geldi ve: Ey Cureyc! Ben senin annenim; benimle konuş, dedi. Cureyc yine kendi kendine: Allahım! Annem ve namazım? dedi ve yine namazını tercih etti. Bunun üzerine annesi: Allahım! Şüphesiz ki bu benim oğlum Cureyc’dir. Kendisiyle konuştuğum halde o benimle konuşmaktan çekinmiştir. Allahım! Sen ona fahişeleri göstermedikçe canını alma, dedi. Allah Resulü: Eğer annesi onun aleyhine fitneye uğratılmasını dua etmiş olsaydı Cureyc muhakkak fitneye uğratılırdı, buyurdu. Allah Resulü devamla şöyle dedi: Bir koyun çobanı vardı ki bunun manastırına sığınırdı. Bir gün köyden bir kadın çıkmış. Çoban bu kadınla zina etmiş. Kadın gebe kaldı ve sonunda bir oğlan doğurdu. Kadına: Bu nedir? diye sorulduğunda kadın: Şu manastırın sahibindendir, dedi. Bunun üzerine halk baltaları ve çapaları ile manastıra geldiler ve Cüreyc’e seslendiler. Fakat onu namaz kılarken çağırdıkları için, Cüreyc onlarla konuşmadı. Bunun üzerine onun manastırını yıkmaya başladılar. Cüreyc bunu görünce onların yanına indi. Halk Cureyc’e: Şu kadına sor dediler. Cureyc, gülümsedi. Sonra da çocuğun başını eliyle sıvazlayıp: Senin baban kim? diye sordu. Çocuk: Babam koyun çobanıdır diye cevap verdi. Halk çocuktan bunu işittiklerinde: Biz senin manastırından yıktığımız yerleri altın ve gümüşle bina edelim dediler. Cureyc: Hayır, eskiden olduğu gibi onu tekrar topraktan yapınız deyip yukarıya çıktı.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4625
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü’nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Allah, mahlûkatı yaratıp bunların takdiratını tamamlayınca, akrabalık ayağa kalkarak: (Ya Rabbi!) Burası, akrabalık münasebetlerini kesmekten sana sığınanların makamıdır dedi. Cenab-ı Hak: Evet. Sana sıla yapana benim de sıla yapmama; senden alâkayı kesenlerden benim de kesmeme razı olmaz mısın? buyurdu. Akrabalık: Evet, diye cevap verdi. Yüce Allah: “Bu sana verilmiştir” buyurdu. Bundan sonra Allah Resulü: İsterseniz şu ayetleri okuyunuz buyurdu: Geri dönerseniz hemen yeryüzünde fesat çıkaracak, akrabalık bağlarınızı keseceksiniz, öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah onları lânetlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir. Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalblerinde kilitler mi var?
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4634
Hz. Aişe’nin (r.ah.) rivayet ettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): “Rahim Arşa asılmış der ki: Beni gözeteni Allah gözetsin, beni terk edeni Allah terk etsin” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4635
Cubeyr b. Mut’im’den (r.a.) nakledildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): “Akraba ziyaretini kesen kimse Cennete giremez” buyurmuştur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4636
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü’nün (a.s.) şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: “Her kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, sıla-i rahim yapsın.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4638
Enes b. Malik’ten (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Resulü (a.s.): “Biribirinize kin tutmayın, biribirinizle hasetleşmeyin, biribirinizden sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! kardeşler olunuz. Bir müslümanın din kardeşine küsüp, üç günden fazla ayrı durması helal değildir” buyurmuştur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4641
Ebu Eyyûb Ensari’den nakledildiğine göre:
Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Bir müslümanın din kardeşine üç günden fazla küsüp ayrı durması helal olmaz. Birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa çevirir, öbürüsü de öte tarafa çevirir. Halbuki bunların en hayırlısı önce selam vermeye başlayandır.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4643
Ebu Hureyre’den (r.a.) bildirildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Su-i zandan çekininiz. Çünkü su-i zan sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız. Birbirinizin özel hayatını araştırmayınız. Menfaatte bencillik yapmayınız. Hasetleşmeyiniz. Birbirinize nefret etmeyiniz. Birbirinize arka dönmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Hepiniz kardeşler olunuz.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4646
Hz. Aişe (r.ah.)
“Hastalığı, Allah Resulü’nden (a.s.) daha şiddetli olan hiçbir kimse görmedim” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4662
Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü’nün huzuruna girdim; kendisi şiddetli hasta idi. Elimle ona dokundum ve: Ey Allah’ın Resulü! Siz gerçekten çok ızdırap çekiyorsunuz dedim. Allah Resulü (a.s.): Evet Ben sizden iki kişinin çektiği kadar şiddetli bir ızdıraba maruz bulunuyorum dedi. Ben: Bu yüzden sizin için muhakkak iki kat ecir vardır, dedim. Bunun üzerine Allah Resulü: Evet dedikten sonra şöyle buyurdu: “Kendisine hastalık ve daha başka neviden herhangi bir eza isabet eden hiçbir Mümin yoktur ki Allah bu eza sebebiyle onun günahlarını, ağacın yapraklarını döktüğü gibi dökmesin.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4663
Hz. Aişe (r.ah.)
Allah Resulü’nü (a.s.) şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: “Kendisine bir diken yahut ondan büyük bir şey batan hiç bir müslüman yoktur ki onun sebebiyle kendisine bir derece verilmesin ve bir günahı silinmesin.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4664
Ebu Saîd Hudrî,
Allah Resulü’nü şöyle buyururken işitmiştir: “Müslümana bir ağrı, bir meşakkat, bir hastalık, bir üzüntü, hatta kendisini bunaltan bir iç sıkıntısına varıncaya kadar herhangi bir şey isabet ederse günahlarından bir kısmı yokedilir.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4670
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Her kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görürayeti nazil olunca bu ayet müslümanlara çok ağır geldi. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu:, “İşlerde orta bir yol tutunuz, daima doğru olanı arayınız. Müslümanın başına gelen her musibette bir keffaret vardır. Hatta meydana gelen bir sıyrıkta, yahut batan bir dikende bile.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4671
Atâ b. Ebu Rebah
İbn Abbas bana: Sana Cennet kadınlarından bir kadın göstereyim mi? dedi: Ben de evet göster dedim. İbn Abbas şöyle dedi: Şu siyah kadındır. Bu kadın bir kere Peygamber’e geldi ve: Ben sara hastalığına tutuluyorum, sara tuttuğu zaman üzerimi açıyorum. Allah’a benim için dua ediver dedi. Allah Resulü (a.s.): İstersen hastalığına sabret. Bunun mukabilinde sana Cennet vardır. İstersen sana şifa vermesi için Allah’a dua edeyim buyurdu. Kadın: Sabrederim, ancak ben açılıyorum. Allah’a dua et de açılmayayım, dedi. O da kendisine dua etti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4673
Abdullah b. Ömer (r.ahm.)
Allah Resulü (a.s.): “Muhakkak ki zulüm Kıyamet gününde meşakkattir” buyurdu, demiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4676
İbn Ömer’den (r.ahm.) rivayet edildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu tehlikeye atmaz. Her kim bir kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Her kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da o kimseden Kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet gününde onun kusurunu örter.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4677
Ebu Musa’nın (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.): “Şüphesiz Aziz ve Celil Allah zalime mühlet verir. Ama bir de onu yakalarsa bırakmaz” buyurdu. Sonra da: Rabbin, zulmeden memleketlerin halkını yakaladığı zaman böyle yakalar; yakalaması da şidettli ve elimdirayetini okudu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4680
Cabir’in (r.a.) anlattığına göre:
Biri Muhacirlerden, öbürü de Ensar’dan iki genç biribiriyle dövüştü. Derken Muhacir yahut Muhacirler Ey Muhacirler! Yetişin! diye bağırdı. Ensari de: Ey Ensar, Yetişin! diye seslendi. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) dışarı çıktı ve: “Ne bu cahiliyet ahalisinin davası?” diye sordu. Orada bulunanlar: Hayır, öyle birşey yok ya Resulüllah! Yalnız şu iki genç dövüşmüş de, biri diğerinin kıçına vurmuş, dediler. Allah Resulü: “O halde zararı yok. Kişi, zalim olsun, mazlum olsun kardeşine yardım etsin. Eğer kardeşi zalim ise onu zulmünden alıkoysun. Şüphe yok ki bu da o zalim için bir yardımdır. Kardeşi mazlum olmuş ise ona da yardım etsin” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4681
Ebu Musa’nın (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.): “Müminin Mümine bağlılığı, birbirini perçinleyen bina gibidir” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4684
Numan b. Beşir (r.a.)
Allah Resulü’nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımada, birbirlerine şefkât hususlarında müminlerin misali, vücut gibidir. O vücuttan bir organ hastalanınca vücudun diğer azaları, uykusuzluk ve ateşle ona katılmaya çağrışırlar.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4685
Hz. Aişe’nin (r.ah.) ifade ettiğine göre:
Bir kimse Peygamber’in huzuruna gelmek için izin istedi. Peygamber: “Ona izin veriniz. O, aşiretin ne kötü oğludur, yahut aşiretin ne kötü kişisidir” buyurdu. O kimse yanına girince Peygamber ona karşı yumuşak sözler söyledi. Aişe Ey Allah’ın Resulü! Onun için söylediğini söyledin. Sonra da ona yumuşak konuştun? diyerek bunun sebebini sordum. Allah Resulü (a.s.): “Ey Aişe! Kıyamet günü Allah katında mevkii bakımından insanların en şerlisi kötülüğünden korunmak için insanların veda ettiği veya terk ettiği kimsedir” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4693
Hz. Aişe’nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: “Ey Aişe! Şüphesiz ki Allah Refik’tir. Rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever. Şiddet (sertlik ve kabalık) ve başka hiçbir şey için vermediğini rıfka verir.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4697
Ebu Hureyre’nin (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle dua etti: “Allahım! Ben ancak bir insanım. Müslümanlardan herhangi bir kimseye ağır söz söylemiş, lânet etmiş, veya vurmuş isem bunları onun için bir temizlik ve rahmet kıl.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4706
Ümmü Külsum bt. Ukbe (r.ah.)
Hz. Peygamber’i (a.s.): “İnsanların arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir” buyururken işitmiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4717
Abdullah b. Mesûd (r.a.)
Hiç şüphesiz Muhammed (a.s.) “Adh’ın ne olduğunu size haber vereyim mi? O, insanlar arasında koğuculuktur, insanlar arasında söz taşıyıp yaymaktır” buyurdu. Ve yine hiç süphesiz Muhammed (a.s.) “Muhakkak ki kişi doğru söyleye söyleye nihayet Sıddık (pek doğru sözlü olarak) yazılır. Ve yalan söyleye söyleye de nihayet yalancı yazılır” buyurdu, demiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4718
Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): “Pehlivan, herkesi yenen kimse değildir. Pehlivan ancak öfke zamanında kendini tutan kimsedir” buyurmuştur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4723
Süleyman b. Surad’ın (r.a.) anlattığına göre:
İki kişi Peygamber’in yanında birbirlerine sövdüler. Bunlardan birinin gözleri kızarmaya ve şah damarları şişmeye başladı. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): “Ben bir kelime biliyorum ki eğer şu kimse o kelimeyi söylese bu hâl ondan giderdi. O kelime: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım” sözüdür, buyurdu. Buna karşılık o öfkeli kimse: Yoksa bende bir delilik mi görüyorsun?” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4725
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü (a.s.): “Biriniz kardeşi ile kavga ettiği zaman yüze vurmaktan çekinsin” buyurdu, demiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4728
Cabir’in (r.a.) anlattığına göre:
Bir adam okları ile mescide uğradı. Allah Resulü (a.s.) ona: “Okların demirlerinden tut (da kimseye dokunmasınlar) ” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4736
Ebu Musa’dan (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz elinde oklarla bir mescit yahut bir çarşıdan geçerse, okların demirlerinden tutsun, sonra okların demirlerinden tutsun, sonra okların demirlerinden tutsun.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4739
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Ebu’l-Kasım (a.s.): “Her kim kardeşine bir demir parçası ile işaret ederse, hiç şüphesiz ana baba bir kardeşi olsa da bırakıncaya kadar melekler ona lânet eder” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4741
Hz. Aişe (r.ah.)
Resulü’nden (a.s.) şunları işittiğini söylemiştir: “Cibrîl bana komşu hakkına riayet olunmasını o kadar vasiyet etti ki, onu mutlaka mirasçı yapacak sandım.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4756
İbn Ömer (r.ahm.),
Allah Resulü (a.s.): “Cibrîl, bana komşuyu o derece tavsiyede bulundu ki onu mutlaka mirasçı yapacak zannettim” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4757
Ebu Musa (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.), bir ihtiyacının yerine getirilmesini isteyen bir kimse geldiği zaman, yanında oturanlara döner ve: “Sizler şefaat ediniz ki ecir kazanasınız. Allah Peygamberinin dilinden istediğini yerine getirsin” buyururdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4761
Ebu Musa’dan (r.a.) nakledildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “İyi kimse ile oturup kalkan ve kötü kimse ile arkadaş olanın misali tıpkı misk taşıyanla körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana da verir, ya sen ondan satın alırsın, yahut da ondan güzel bir koku duyarsın. Fakat körük üfüren ise, ya senin elbiseni yakar, yahut da ondan fena bir koku duyarsın.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4762
Hz. Peygamber’in zevcesi Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Bir kere beraberinde iki kız çocuğu bulunan bir kadın yanıma geldi. Benden birşeyler istedi. Fakat o sırada yanımda bir tek hurmadan başka bir şey bulamadım. Onu kadına verdim. Kadın hurmayı aldı ve onu iki kızı arasında taksim etti, kendisi ondan hiç bir şey yemedi. Sonra kızlarıyla beraber kalktı gitti. Müteâkiben yanıma Peygamber (a.s.) girdi. Ben kadının hikayesini Peygamber’e söyledim. Bunun üzerine Peygamber: “Bir kimse, kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya düşer de onlara iyi davranırsa, kızlar kendisine Cehennem ateşine karşı perde olurlar” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4763
Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Müslümanlardan üç çocuğu ölen kimseye, yemini yerini bulacak kadar müstesna Cehennem ateşi dokunmaz.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4766
Ebu Saîd Hudrî’nin (r.a.) ifade ettiğin göre:
Bir kadın Allah Resulü’ne gelerek: Ey Allah’ın Resulü! Senin sözlerini hep erkekler alıp gidiyorlar. Bize de kendiliğinden bir gün tahsis et de o günde sana gelelim. Allah’ın sana öğrettiği şeylerden bizlere öğretirsin! dedi. Allah Resulü (a.s.): Şu günde ve şu günde toplanınız buyurdu. Kadınlar toplandılar. Allah Resulü de geldi ve onlara Allah’ın kendisine öğretmiş olduğu şeylerden öğretti. Sonra da: Hiç bir kadın yoktur ki evladından üç tanesini (Ahirete) yollasın da bu çocukları kendisi için Cehenneme karşı birer perde olmasınlar buyurdu. Bunun üzerine bir kadın: İki tanesi de, iki tanesi de, iki tanesi de! dedi. Allah Resulü cevaben: İki tanesi de, iki tanesi de, iki tanesi de, buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4768
Ebu Hureyre’nin (r.a.) bildirdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah bir kulu sevdiği zaman, Cebrail’i çağırır ve: Ben filanı seviyorum, sen de onu sev diye emreder. Cibrîl de onu sever. Sonra Cibrîl semada seslenip: Allah filan kimseyi seviyor, binaenaleyh siz de onu seviniz! der. Artık gök ahalisi de onu severler. Sonra yeryüzüne onun için (Allah tarafından) kabul konulur. Allah bir kula buğz edince de Cibrîl’i çağırır ve: Ben filanı sevmiyorum, sen de onu sevme diye emreder. Cibrîl de onu sevmez. Sonra Cibrîl gök halkı içinde: Allah filan kimseyi sevmiyor, siz de onu sevmeyiniz diye nida eder. Göktekiler de o kimseyi sevmezler. Sonra onun için yeryüzüne (Allah tarafından) buğz ve nefret konulur.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4772
Enes b. Malik’in (r.a.) anlattığına göre:
Bir A’rabi Allah Resulü’ne: Kıyamet ne zaman kopacak? dedi. Allah Resulü (a.s.) ona: Kıyamet için ne hazırladın? diye sordu. Bedevi: Allah’ın ve Resulünün sevgisini dedi. Allah Resulü: Sen sevdiklerinle berabersin buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4775
Abdullah b. Mesûd (r.a.)
Allah Resulü’nün huzuruna bir adam geldi ve: Ey Allah’ın Resulü! Henüz içlerine katılmadığı bir kavmi seven kimse hakkında ne buyurursunuz? diye sordu. Allah Resulü (a.s.): Kişi sevdiği ile beraberdir buyurdu, demiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4779