El Lulu Vel Mercan

İÇECEKLER El-Lu’lu ve’l-Mercan – Muhammed Fuad Abdulbaki

İÇECEKLER

Ali b. Ebu Talip (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber bulunduğum Bedr gazası günü yaşlı bir deveyi ganimet olarak aldım. Hz. Peygamber bana bir yaşlı deve daha vermişti. Bir gün bu develerimi Ensar’dan bir kimsenin kapısı önünde çöktürdüm. Bunlara boya otu yükleyip satmak ve parasıyla Fatıma’nın düğün yemeğine yardım etmek istiyordum. Kaynuka kabilesinden bu işe vâkıf bir kuyumcu da benimle beraberdi. Bu sırada Hamza b. Abdu’l-Muttalip bu Ensari’nin evinde içki içiyor ve beraberinde de şarkıcı bir kadın şarkılar söylüyordu. Bu şarkıcı kadın:
Ey Hamza! Semiz develere bak! deyince hemen Hamza kılıcı ile bu iki hayvana doğru sıçrayarak bunları boğazladı. Hörgüçlerini kopardı, böğürlerini yarıp ciğerlerinden birer parça aldı. Ben İbn Şihab’a Hörgüçten de mi? diye sordum. “İkisinin de hörgüçlerini aldı,” dedi. İbn Şihab Ali’nin devamla: Beni çileden çıkaran bir manzara görmüştüm. Peygamberimizin yanına geldim. Yanında Zeyd. b. Harise vardı. Ona olanı anlattım. O Zeyd ile beraber dışarı çıktı, ben de ardından gittim. Hamza’nın yanına giderek ona kızdığını belli etti. Hamza başını kaldırdı ve: “Siz benim babalarımın kölelerinden başka nesiniz ki?” dediğini bildirdi. Bunun üzerine Peygamberimiz de gerisin geri çıktı.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3660

Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
İçkinin haram kılındığı gün ben, Ebu Talha’nın evinde bir içki meclisinde sakilik yapıyordum. Onların o günkü içkileri hurma koruğu ve hurma şarabıydı. Derken birisi seslenmeye başladı. Ebu Talha: “Çık bak!” dedi. Ben de çıktım. Bir münadi “Haberiniz olsun ki şarap haram kılınmıştır” diye duyuruyordu. Hemen Medine sokaklarında su gibi şarap aktı. Ebu Talha da bana: “Çık şarapları dök” dedi. Ben de onları döktüm. Bu sırada halk arasında bazı kimseler: (Uhud günü) Falancalar karınlarında şarap olduğu halde öldürüldüler bunlar ne olacak? dediler. Ravi: “Bu son söz, Enes’in hadisinden midir? bilmiyorum” demiştir. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayetleri indirdi: İman edip de iyi amellerde bulunan kimselere, sakındıkları ve imanlarında sebat ile iyi işlere devam ettikleri takdirde (haram kılınmazdan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3662

Cabir b. Abdullah’ın (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) kuru üzümle hurmayı ve hurma koruğuyle hurmayı karıştırmayı yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3674

Ebu Katâde’nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Alacalanmış hurma koruğu ile taze hurmayı birleştirerek şıra yapmayınız. Kuru üzümle hurmayı birleştirerek de şıra yapmayınız. Fakat bunlardan her birini ayrı şıra yapabilirsiniz.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3681

Ali’nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) Dubba’da ve müzeffette şıra tutulmasını yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3693

Müminlerin annesi Hz. Aişe’nin (r.ah.) rivayetinde Esved şöyle anlatır:
Hz. Aişe’ye; Ey Müminlerin annesi! Bana Hz. Peygamber’in, içinde şıra tutulmasını nehyettiği şeyleri bildiriver dedim. Hz. Aişe: “Biz ev halkının dubba’da ve müzeffette şıra kurmamızı yasakladı” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3694

İbn Ömer’in (r.a.) rivayetinde Saîd b. Cübeyr şöyle anlatır:
Ben İbn Ömer ve İbn Abbas Resulüllah’ın (a.s.) dubba’yı, hantemi, müzeffeti ve nakiri yasakladığını duyduklarına şahitlik ediyorum.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3705

Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Resulüllah (a.s.) bazı kaplara şıra ve şerbet konulup içilmesini yasakladığı zaman sahabeler: “Herkesin tulum, kırba gibi deri kabı yok ki” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber onlara; çömlek, testi, küp gibi kilden yapılmış fakat ziftlendirilmemiş kaplar içinde şıra, şerbet, sirke kurmalarına müsaade etti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3726

Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber’e (a.s.) bıt’in hükmü sorulmuştu. O da “Sarhoş eden her içki haramdır” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3727

İbn Ömer’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her sarhoşluk veren şey (dinde yasaklanan içki olan) hamr grubundandır ve sarhoşluk veren her şey haramdır. Her kim dünyada sarhoş edici içki içer ve içkiyi bırakmadan ölürse, o kişi Ahirette cennet şarabından içemeyecektir.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3733

Sehl b. Sa’d (r.a.) şöyle anlatır:
Ebu Useyd Saidî, Hz. Peygamber’i kendi düğün yemeğine davet etmişti. O gün gelin olan karısı da davetlilere hizmet etmekte idi. Ravi Sehl, şöyle demiştir: Siz o gelinin Hz. Peygamber’e ne sunduğunu biliyor musunuz? Gelin, Peygamber (a.s.) için bir kap içinde geceden birkaç hurma ıslattı. Peygamberimiz yemeğini yiyince bu hurma şırasını ona takdim etti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3746

Sehl b. Sa’d’ın (r.a.) haber verdiğine göre:
“Hz. Peygamber’e Arap bir kadından bahsedildi. Ebu Useyd’e o kadına haber göndermesini emretti. Ebu Useyd de o kadına haber yolladı. Bunun üzerine kadın Medine’ye geldi ve Beni Saide kalesine misafir oldu. Hz. Peygamber çıkarak kadının bulunduğu yere geldi ve yanına girdi. Başını aşağıya doğru eğmiş bir kadınla karşılaştı. Hz. Peygamber onunla konuşunca kadın: “Senden Allah’a sığınırım” dedi. Hz. Peygamber (a.s.): “O halde ben seni kendimden korudum” buyurdu. Bunun ardından oradakiler kadına: “Sen onun kim olduğunu biliyor musun?” diye sordular. Kadın: “Hayır bilmiyorum” dedi. Oradakiler: “Bu Hz. Peygamber’dir. Seni istemeye gelmişti” dediler. Kadın: “Ben Peygamber’le evlenme fırsatını kaçırmaktan dolayı bedbaht oldum” dedi. Sehl der ki: O gün Hz. Peygamber geldi de kendisi ve sahabeleri Benu Saide sofasına oturdular. Sonra Hz. Peygamber Sehl’e “Bize su ver! buyurdu. Ben de onlar için su kadehi çıkardım ve bununla kendilerine su içirdim.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3747

Enes b. Malik (r.a.)
Andolsun ki ben şu kadehimle Hz. Peygamber’e (a.s.) bal, nebiz (şıra) su ve süt gibi bütün içecek şeyleri içirdim, demiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3748

Ebu Bekr Sıddık (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber (hicret sırasında) Mekke’den Medine’ye doğru yola çıktığımız zaman bir çobana rastladık. Hz. Peygamber susamıştı. Ben Hz. Peygamber için biraz süt sağdım ve bunu Hz. Peygamber’e getirdim. Kendisi içti, nihayet ben de susuzluğunu karşıladığımı bilip rahat oldum.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3749

Ebu Humeyd Saidî (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Ben bir kere Hz. Peygamber’e Naki’den üstü açık bir kase süt getirdim. Hz. Peygamber (a.s.): “Bu kaseyi bir bezle örtmedin mi? Keşke bunun üzerini çapraz bir dal parçasıyla olsun örtseydin!” buyurdu. Ebu Humeyd “Tulum ve kırbaların geceleyin ağızlarının bağlanmasını, kapıların da geceleyin kilitlenmesini emretmiştir” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3752

Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlatır:
Bizler Hz. Peygamber ile beraberdik. Bir aralık kendisi içecek su istedi. Bir kimse: Ey Allah’ın Resulü! Sana nebiz içireyim mi? dedi. Hz. Peygamber: “Evet içir” buyurdu. O kişi koşarak çıktı, içinde nebiz bulunan bir kase getirdi. Hz. Peygamber: “Bu kaseyi bir bezle niye örtmedin? Keşke bunun üzerini enlemesine bir çalı ile de olsa örtseydin” buyurdu ve içti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3753

Cabir’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kapları örtün, kırbaların bağlarını bağlayın, kapıları kilitleyin, kandili söndürün. Çünkü şeytan hiçbir kırba bağını çözemez, hiçbir kapıyı ve hiçbir kap kacak ağzını açamaz. Eğer biriniz kap kacağını örtmek için onun üzerine enlemesine bir çalı parçası koymaktan başka bir imkan bulamazsa Allah’ın ismini anarak bunu yapsın. Çünkü küçük fasık (fare), ev halkı üzerine evlerini yakabilir.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3755

Abdullah b. Ömer’in (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Uykuya yatacağınız zaman evlerinizde söndürülmemiş ateş bırakmayınız” buyurmuştur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3759

Ebu Musa’nın (r.a.) anlattığına göre:
Medine’de içinde oturulan bir ev gece vakti yanmış, bu durum Hz. Peygamber’e haber verilince: “Şüphesiz ateş sizin düşmanınızdır. Bu yüzden uyumak istediğiniz zaman ateşi söndürünüz” buyurmuştur.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3760

Ömer b. Ebu Seleme (r.a.) şöyle anlatır:
Ben Hz. Peygamber’in terbiyesi altında bulunuyordum. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafına dolaşırdı. Hz. Peygamber (a.s.) bana: “Ey oğul! Allah’ın adını an, sağ elinle ve sana yakın olan taraftan ye!” buyururdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3767

Ebu Saîd (r.a.)
Hz. Peygamber’in (a.s.) tulumların ağızlarını dışarıya kıvırmayı yasakladığını rivayet etmiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3769

İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatır:

Ben Hz. Peygamber’e (a.s.) zemzem suyu verdiğimde ayakta olduğu halde içti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3776

Enes (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Hz. Peygamber (a.s.) (su içerken) bir bardak suda üç defa nefes alırdı.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3781

Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Hz. Peygamber’e su ile karıştırılmış bir miktar süt getirildi. Resulüllah’ın sağ tarafında bir çöl arabı, sol tarafında ise Ebu Bekr bulunuyordu. Hz. Peygamber (a.s.) içtikten sonra çöl arabına verdi ve: “Sağa, sıra ile sağa ver!” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3783

İlgili Makaleler