Ana Sayfa Arapça Gramer Kitabı Online Fihrist Arapça Gramer Hal Arapça

Hal Arapça

43451

الحَالُ

Hal, كَيْفَ sorusunun cevabı olarak cümlede yer alıp, hal sahibi‘nin durumunu bildiren mensup halde olan isimlerdir.

كَيْفَ جَاءَ بِلالٌ؟ : Bilal nasıl geldi?

جَاءَ بِلالٌ رَاكِباً : Bilal binici olarak geldi. (Bu cümlede بِلالٌ  hal sahibi, رَاكِباً de halidir.)

جَاءَتْنِي الطِفْلَةُ بَاكِيَةً، ورَجَعَتْ ضَاحِكَةً : Kız çocuğu bana ağlayarak geldi, gülerek döndü.

أُحِبُّ اللَحْمَ مَشْوِيّاً، والسَمَكَ مَقْلِيّاً، والبَيْضَ مَسْلُوقاً : Eti ızgara, balığı kızartma, yumurtayı haşlama seviyorum.

 

Hal sahibi kelime cümle içinde aşağıdaki konumlarda bulunabilir;

– Fail,

كَلَّمَنِي الرَجُلُ بَاسِماً : Adam benimle gülümseyerek konuştu.

– Naib fail,

يُسْمَعُ الأَذَانُ وَاضِحاً : Ezan net duyulur.

– Mef’ulun bih,

اِشْتَرَيْتُ الدَجَّاجَةَ مَذْبُوحَةً : Tavuğu kesilmiş aldım.

– Mübteda,

الطِفْلُ فِي العُرْفَةِ نَاىِٔماً : Odadaki çocuk uyuyor.

– Haber,

ھذا الھِلَالُ طَالِعاً : Bu hilal doğuyor (yükseliyor).

 

Hal sahibi yukarıdaki örneklerde olduğu gibi genellikle belirlidir. Şu durumlarda ise belirsiz olur;

– Bir sıfatla sıfatlanırsa,

جَاىَٔنِي طَالِبٌ مُجْتَھِدٌ مُسْتَأْذِناً : Çalışkan bir talebe izin istemek için bana geldi.

– Belirsiz bir isim tamlaması olursa,

سَأَلَنِي ابْنُ مُدَرِّسٍ غَاضِباً : Öğretmenin oğlu kızgın bir şekilde bana sordu.

Eğer bu şartlardan birine uymazsa, o zaman;

– Hal, sahibi hal’dan önce gelir,

جَاءَنِي سَاىِٔلاً طَالِبٌ : Bir öğrenci bana soru sormaya geldi.

– Hal bir cümle olarak gelir,

جَاءَنِي وَلَدٌ وھو يَبْكِي : Bir çocuk bana ağlayarak geldi.

Bazen de hal sahibi bu şartlara uymadan belirsiz olur;

صَلَّى رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عليهِ وسَلَّمَ قَاعِداً، وصَلَّى وَرَاءَهُ رِجَالٌ قِيَاماً : Rasulullah (SAV) oturarak namaz kıldı ve bazı adamlar arkasında ayakta namaz kıldı.

 

 

Hal Çeşitleri

– Kelime;

دَخَلَ المُدَرِّسُ الفَصْلَ حَامِلاً كُتُباً كَثِيرَةً : Öğretmen bir çok kitap taşırken sınıfa girdi.

– Fiil cümlesi;

جَلَسْتُ أَسْتَمِعُ إِلى تِلَاوَةَ القُرْآنِ الكَرِيمِ مِنْ الإِذَاعَةِ : Radyodan Kuran-ı Kerim tilâveti dinlemek için oturdum. (Muzari Fiil)

اِلْتَحَقْتُ بِالجَامِعَةِ وقد تَخَرَّجَ أَخِي : Üniversiteye kardeşim mezun olduktan sonra katıldım. (Mazi Fiil; Hal mazi fiil cümlesi ise قد kullanılmak zorundadır.)

– İsim cümlesi;

حَفِظْتُ القُرْآنَ وأَنا صَغِيرٌ : Küçükken Kuran’ı ezberledim.

جَاءَ الجَرِيحُ دَمُهُ يَتَدَفَّقُ : Yaralı kanı fışkırıyorken geldi.

 

 

Hal cümlesi ana cümleye bir zamir ya da ‘ve’ bağlacı ya da her ikisiyle birden bağlanır;

جَاءَتْ الأَخَوَاتُ يَضْحَكْنَ : Kız kardeşler gülerek geldiler. (Burada نَ zamiri hal cümlesini ana cümleye bağlar.)

دَخَلْتُ مَكَّةَ والشَمْسُ تَغْرُبُ : Mekke’ye güneş batarken girdim. (Burada و bağlacı hal cümlesini ana cümleye bağlar.)

رَجَعَ الطُلَّابُ وھم مُتْعَبُونَ : Öğrenciler yorgun döndüler. (Burada و bağlacı ve ھم zamiri hal cümlesini ana cümleye bağlar.)

 

 

Hal ve hal sahibi sayı ve cinsiyet bakımından birbirine uyarlar;

جَاءَ الطَالِبُ ضَاحِكاً

جَاءَ الطَالِبانِ ضَاحِكَيْنِ

جَاءَ الطُلابُ ضَاحِكِينَ

جَاءَتْ الطَالِبَةُ ضَاحِكَةً

Önceki İçerikİşaret Zamirleri
Sonraki İçerikMunfasıl Zamirler