İSM-İ MENSÛB
Bir yer, bir varlık veya bir işle ilgiyi ona aidiyeti, nisbeti bildiren isimdir. İsm-i mensûb yapmak için o ismin son harfini esre yapar, yanına şeddeli bir يّilave ederiz[3].
شَامُ | Şam → | شَامِيٌّ | Şam’lı |
حَلَبُ | Haleb → | حَلَبِيٌّ | Halep’li |
إزْمِيرُ | İzmir → | إزْمِيرِيٌّ | İzmir’li |
Müennesi için tâ-i merbûta (ة) getiririz:
هُوَ شاَمِيٌّ ث هِيَ شاَمِيَّةٌ | O Şam’lıdır. |
İsm-i mensûb şu hususlardan birine aidiyeti belirtmek için kullanılır:
a) Cinsiyet;
تُرْكِيٌّ | Türk | فَرَنْسِيٌّ | Fransız | عَرَبِيٌّ | Arab |
b) Memleket;
إِزْمِيرِيٌّ | İzmir’li | بَغْداَدِيٌّ | Bağdad’lı | قاَهِرِيٌّ | Kahire’li |
c) Din;
مَسِيحِيٌّ | Hristiyanlığa ait, Hristiyanlığa mensûb |
إِسْلاَمِيٌّ | İslâm’a ait , İslâm ile ilgili
|
|
d) Kabile, bir sınıf ya da topluluk;
قُرَشِيٌّ | Kureyş kabilesine mensûb (Kureyş kabilesinden) |
هاَشِمِيٌّ | Haşîmi (kabilesine mensûb) |
صَحاَبِيٌّ | sahabeye mensûb, sahabi |
e) Meslek;
تِجاَرِيٌّ | ticârete ait, ticâretle ilgili | زِراَعِيٌّ | ziraate ait, ziraatle ilgili |
f) Sanat;
فِضِّيٌّ | gümüşçü | ذَهَبِيٌّ | altıncı | سُكَّرِيٌّ | şekerci |
g) Durum ve keyfiyet, herhangi bir sıfat;
تَجْرِيبِيٌّ | tecrübeye ait |
İsm-i Mensûbla İlgili Diğer Özellikler:
*İsmin sonunda ةvarsa mensûbunu yaparken atarız:
مَكَّةُ | Mekke | مَكِّيٌّ | Mekke’li |
اَلْبَصْرَةُ | Basra | اَلْبَصْرِيٌّ | Basra’lı |
جِدَّةُ | Cidde | جِدِّيُّ | Cidde’li |
*İsmin ortasında ي varsa atarız:
مَدِينَةٌ | Medine | مَدَنِيٌّ | Medine’li |
*Sonunda elif-i memdûde olanın hemzesinin yerine vâv getiririz:
سَماَءٌ | gök | سَماَوِيٌّ | göğe ait, gökle ilgili |
بَيْضاَءُ | beyaz | بَيْضاَوِيٌّ | beyazla ilgili |
*Sonunda elif-i maksûre (-َى..ا) bulunanın elifini vâv’a çeviririz:
دُنْياَ | (dünya) | دُنْيَوِيٌّ | dünyevî | اَلْمَعْنَى- مَعْنىً | (mana) | مَعْنَوِيٌّ | manevi |
*(قَرْيَةٌ) (köy) ve (عُرْوَةٌ)(kulp) gibi kelimelerin ism-i mensûbunu yaparken yâ’lı olanı vâv’a çevirir, vâv’lı olanı aynen bırakırız. Ancak ikinci harflerini fethalarız[4].
عُرْوَةٌ | عُرَوِيٌّ | kulba ait | قَرْيَةٌ | قَرَوِيٌّ | köye ait (köylü) |
Cümle Örnekleri:
خاَلِدٌ طاَلِبٌ باَكِسْتاَنِيٌّ. | Hâlit Pâkistan’lı bir öğrencidir. |
فاَطِمَةُ مُعَلِّمَةٌ سُورِيَّةٌ. | Fâtıma Sûriye’li bir öğretmendir. |
حَضَرَ عُمَرُ إِلَى بَلَدٍ إِسْلاَمِيٍّ. | Ömer İslâmi bir ülkeye geldi. |
اَلْمَوْلَوِيَّةُ وَ الْبَكْتاَشِيَّةُ طَرِيقَتاَنِ. | Mevlevîlik ve Bektaşîlik iki tarikattır. |
مَكَّةُ فِي الْمَمْلَكَةِ الْعَرَبِيَّةِ السُّعُودِيَّةِ. | Mekke Suudi Arabistan Krallığı’ndadır. |
يَوْمُ الْجُمْعَةِ أَوَّلُ الْعاَمِ الْهِجْرِيِّ. | Cuma günü hicrî yılın başıdır. |