Hz. Muhammedin Hayatı

Es-Saa (Kıyamet) Hz. Muhammedin Hayatı

 

25   
ES-SAA   (KIYAMET)

 

Kâfirlerin sık sık öne
sürdüğü şeylerden biri de, eğer Allah gerçekten vahy gönderdiyse bir melek
göndermeliy­di fikri idi. Buna karşı Kur’an’ın cevabı şuydu:

«Eğer yeryüzünde
(insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, biz de onlara gökten
elçi olarak elbette me­lek gönderirdik.» (Isra: 95).

Cebrail’in zaman zaman
yeryüzüne inmesi, onu Kur’-anlanlamda elçi (rasul) yapmıyordu. Elçi olabilmek
için, mesaj getirilen insanlar arasında yeryüzünde yerleşmek gerekliydi. Kur’an
şöyle diyordu :

«Bize kavuşmayı
ummayanlar dediler fer: «Bize meleklerin in­dirilmesi ya da Rabbimizİ bir görmemiz
gerekmez miydi?» Andolsun onlar ktmdi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve
büyük bi) az­gınlıkla baş kaldırdılar. Melekleri görecekleri gün,
suçlu-gunah-kârlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler kt:
«(Size sevinçli haber) yasaktır, yasak» (Furkan: 21-22).

Bu yasaklama, onların
dünya ile Ahiret açasına bir perde çekilmesi için yalvarmalarına, ama kibir
içinde yal­varmalarına karşılıktır. Sema ile direkt bağlantıya geçil­diğinde ve
dünya yerle bir olup zaman ve uzay anlamsız-laştığmda ebedi son gelmiş
olacaktır. «İnsanların, her yana dağılmış ‘pervaneler gibi olacakları gün ve
dağların da etrafa saçılmış* renkli yünler gibi olacakları gün* (Karia: 4-5) ve
«çocukların saçlarını ağartan bir gün» (Müzemmil: 17). Bu son, Kur’an’m tümünde
sürekli tekrarlanır. Bu, es-saat*tır ve çok yakındır -*O göklerde de yerde de
ağırlaştı» (A’raf: 187). Kıyamet vakti henüz gelmemiştir, onun yakın olduğu
söylendiğinde ise, «Gerçekten senin Rabbi-nin katında bir gün, sizin, savmakta
olduklarınızdan bin yıl gibidir» <Hacc: 47) âyeti hatırlanmalıdır. Fakat
yine de vahyin geldiği dönem boyunca sürekli kıyamet beklenmiş­tir.

Bu eşyanın tabiatı
gereğidir. Çünkü ne zaman Vahy insanlarla muhatap oluyor ve yeni bir din ortaya
konu­yorsa, Sema ve dünya arasındaki perde biraz aralanmah-dir. Bu perdenin
kaldırılması dünyanın şartlarını değiş­tirecek ölçüde büyük değildir, fakat
peygamberin görev süresini, İsa, Musa, İbrahim ve Nuh zamanlarında olduğu gibi
istisna kılmaya yetecek kadardır. Kur’an, Cebrail’in Hira dağındaki
mağaradayken Muhammed’e (s.a.v.) ilk geldiği gece olan Kadir gecesi ha-Vinnda
şöyle der: «Ka­dir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh, on­da
Rablerinin izniyle her bir iş için inerler» (Kadir: 3-4). Kadir gecesinin bu
eşsizliği bir bakıma Cebral’in Peygam­ber’e (s.a.v.) vahy getirdiği sûrenin
tümü için de geçer­lidir.

Kıyameti beklemek,
muhakemeyi beklemektir: Kur’an da kendini, el-Furkan (Bu bir surenin adıdır)
doğruyu yan­lıştan ayıran kriter, hakim olarak niteler. Bu nitelik, tüm vahyi
kitaplar için de geçerlidir. Çünkü vahy ezeli ve ebe­di olanın fani olanda
görünmesidir ve bu uhrevî varoluş nihai muhakemeye Öncülük eder. Bu da birçok
defalar, pey­gamberin (s.a.v.) gaybı bilmesinden bağımsız bir şekilde Cennet’le
Cehennem’in çok acık olarak görünmesi demek­tir. İyilik ve kötülüğün
gizlilikleri artık yüzeye çıkmıştır Peygamberin (s.a.v.) varlığı da buna
paralel bir görev yük-ienir, çünkü onun doğru yola çağırması kendisine karş:
koyanları da, hemen kabul edenleri de kapsar.

Vahyin, İyi olanları,
kendilerini mümtaz kılmakla yü­kümlü tuttuğu hemen anlaşılıyordu. Fakat, o
zamana kadar kötü olmadığına inandıkları birçok kişinin aniden kotu ve düşman
diye nitelenmesi mü’minleri hem şaşırtıyor, hem de duygusal baskı altına
alıyordu. Kur’an inananlara, bu­nu kabul etmeleri gerektiğim söylüyordu, çünkü
O’na kar­şı çıkanlarla dost olunamazdı. Bu konuda birçok âyetler gelmiştir.

«Ândolsun, biz bu
Kur’an’da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp- düşünsünler diye. Oysa bu,
onların daha da uzaklaşmaların­dan başkasını getirmiyor» (lsra: 41).

«Biz onları
korkutmaktayız. Fakat (bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şey
artmmyor» (tsra: 60).

Hiç kimse daha önce
Ebu Leheb’in asıl tabiatını bil miyordu; 
buna  bir diğer  örnek de 
Abdu’r-Rahman İbn Avfın, Cumah’m lideri ve İslâm’a düşman olan Ümeyye
İbn Halefle eskiden arkadaş olmasıydı. Buna paralel ela rak Kur’an, Nuh’un,
getirdiği mesajın kendisiyle  kavmi nin
arasını ayırdığından ve onların daha da sapmasına yol açtığı için nasıl Allah’a
şikayet ettiğinden bahseder (Nuh. 6).

 

İlgili Makaleler