Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Beraet (Tevbe) Suresi
Ravi: Cabir
Hadisin Arapçası:
وعن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: ]أنَّ رسُول اللّهِ #: لَمَّا رَجَعَ مِنْ عمرَةِ الْجِعْرانَةِ بَعَثَ أبا بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ عَلَى الحَجِّ فأقْبَلْنَا مَعَهُ حَتَّى إذَا كُنَّا بِالْعَرْجِ ثَوَّبَ بِالصُّبْحِ ثُمَّ اسْتَوَى لِيُكَبِّرَ فَسَمِعَ الرَّغْوَةَ خَلْفَ ظَهْرِهِ فَوَقَفَ عَنِ التَّكْبِير فَقَالَ هذِهِ رَغْوَةُ نَاقَةِ رسُول اللّه # الجَدْعَاءِ؛ لَقَدْ بَدا لرَسُول اللّهِ # في الحَجِّ فَلعَلَّهُ يَكُونُ رسولَ اللّه # فَنُصَلِّىَ مَعَهُ، فإذَا علىٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ عَلَيْهَا. فَقَالَ لَهُ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: أمِيرٌ أمْ رَسُولٌ؟ فَقَالَ َ: بَلْ رَسُولٌ أرْسَلَنِى رسولُ اللّهِ # بِبَرَاءَةَ أقْرَؤُهَا عَلَى النَّاسِ في مَواقِفِ الحَجِّ؛ فَقَدِمْنَا مَكَّةَ فَلمَّا كانَ قبْلَ التَّرْوِيةِ بَيَوْمٍ قَامَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ. فَخَطَبَ النَّاسَ فَحَدَّثَهُمْ كَيْفَ يَنْفِرُونَ وَكَيْفَ يَرْمُونَ فَعَلَّمَهُمْ مَنَاسِكَهُمْ حَتَى إذَا فَرَغَ قَامَ علىٌّ كَرَّمَ اللّهُ وَجْهَهُ فَقَرَأ عَلَى النَّاسِ بَرَاءَةَ حَتَّى خَتَمَهَا. ثُمَّ كَانَ يَوْمُ النَّحْرِ فَأفَضْنَا فلمَّا رَجَعَ أبُو بكْرٍ خَطَبَ النَّاسَ فَحَدَّثَهُمْ عَنْ إفَاضَتِهِمْ وَعَنْ نَحْرِهِمْ وَعَنْ مَنَاسِكِهِمْ. فَلَمَّا فَرَغَ قَامَ عَليٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَقَرأ علَى النَّاسِ بَرَاءَةَ حَتَّى خَتَمَهَا. فَلَمَّا كانَ يَوْمُ النَّفْرِ ا‘وَّلِ: قَامَ أبُو بَكْرٍ فَخَطَبَ النَّاسَ فَحَدَّثَهُمْ كَيْفَ يَنْفِرُونَ وَكَيْفَ يَرْمُونَ فَعَلَّمَهُمْ مَنَاسِكَهُمْ. فَلمَّا فَرَغَ قَامَ عليٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَقَرأ علَى النَّاسِ بَرَاءَةَ حَتَّى خَتَمَهَا[. أخرجه النسائى .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ci’rane ümresinden dönünce Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’i haccın başında emir olarak yolladı. Onunla birlikte biz de vardık, el-Arc mevkiinde iken (es-salatu hayrun minen nevm) diye çağrıda bulundu. Bir müddet sonra da tekbir getirmek üzere doğrulduğu sırada arka tarafından kulağına bir deve sesi geldi. Bunun üzerine tekbiri bıraktı ve: “Bu ses, dedi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın devesi Ced’a’nın sesi, muhakkak ki hacc konusunda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yeni bir karara varmıştır, belki de bu, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’nın kendisidir, bu durumda namazı birlikte kılarız.” dedi. Devenin sırtındaki Ali Radıyallahu Anh idi. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh ona: “Hacc emiri olarak mı geldin, elçi olarak mı?” diye sordu. Hazreti Ali Radıyallahu Anh: “Elçi olarak geldim, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni Beraet süresiyle gönderdi. Onu hacc mahallerinde halka okuyup tebliğ edeceğim” dedi. Sonra Mekke’ye geldik. Tevriye gününden (Zilhicce’nin 8. günü) bir gün önce Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh kalktı. Halka hitabetti. (Mina’dan Mekke’ye) nasıl sökün edeceklerini, taşlamayı nasıl yapacaklarını, birer birer tarif ederek halka haccın menasikini (usul ve adabını) öğretti. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’in konuşması bitince sözü Hazreti Ali Radıyallahu Anh aldı. Beraet suresini halka, son ayetine kadar okudu. Sonra kurban günü geldi. Arafat’ı terketti. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh dönünce, tekrar halka hitabetti. Onlara Arafat’ı terketme (adabın)dan kesimlerinden (vesair) menasiklerinden sözetti. Sözü bitince, yine Hazreti Ali Radıyallahu Anh ayağa kalktı, halka, Beraet suresini sonuna kadar okudu. Nefrul-evvel günü (Mina’dan Mekke’ye hareket günü) Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh kalktı ve halka bir hitabede daha bulundu. Mina’yı nasıl terkedeceklerini, nasıl taşlama yapacaklarını tarif etti, haccın menasikini öğretti. Konuşmasını bitirince fecirden Hazreti Ali Radıyallahu Anh kalktı. Halka Beraet suresini sonuna kadar (bir kere daha) okudu.
Kaynak: Nesai, Hacc 186,187, (5, 247-248)