41
اَلدِّينُالنَّصِيحَةُقُلْنَا: لِمَنْ )يَارَسُولَاللَّهِ؟( قَالَ: لِلَّهِوَلِكِتَابِهِوَلِرَسُولِهِوَلأئِمَّةِالْمُسْلِمِينَوَعَامَّتِهِمْ
(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi
Müslim, İmân, 95
42
يَسِّرُواوَلاَتُعَسِّرُواوَبَشِّرُواوَلاَتُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz
Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6
43
إنَّمِمَّاأدْرَكَالنَّاسُمِنْكَلاَمِالنُّبُوَّةِ:
إذَالَمْتَسْتَحِفَاصْنَعْمَاشِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür
Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6
44
لاَيُلْدَغُاْلمُؤْمِنُمِنْجُحْرٍمَرَّتَيْنِ
Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63
45
إنَّاللَّهَتَعَالىيُحِبُّإذَاعَمِلَأحَدُكُمْعَمَلاًأنْيُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334
46
اَلإِيمَانُبِضْعٌوَسَبْعُونَشُعْبَةًأفْضَلُهَاقَوْلُلاَإِلهَإِلاَّاللَّهُوَأدْنَاهَاإِمَاطَةُاْلأذَىعَنِالطَّرِيقِوَالْحَيَاءُشُعْبَةٌمِنَاْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş küsur derecedir En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır Haya da imandandır
Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58
47
عَيْنَانِلاَتَمَسُّهُمَاالنَّارُ: عَيْنٌبَـكَتْمِنْخَشْيَةِاللَّهِوَعَيْنٌ
بَاتَتْتَحْرُسُفِيسَبِيلِاللَّهِ
İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz
Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12
48
لاَتَدْخُلُونَالْجَنَّةَحَتَّىتُؤْمِنُواوَلاَتُؤْمِنُواحَتَّىتَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56
49
لاَتَبَاغَضُواوَلاَتَحَاسَدُواوَلاَتَدَابَرُواوَكُونُواعِبَادَاللَّهِإخْوَانًا
وَلاَيَحِلُّلِمُسْلِمٍأنْيَهْجُرَأخَاهُفَوْقَثَلاَثِةِاَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz
Buhârî, Edeb, 57, 58
50
إنَّالصِّدْقَيَهْدِيإلَىالْبِرِّوَإنَّالْبِرَّيَهْدِيإلَىالْجَنَّةِوَإنَّالرَّجُلَلَيَصْدُقُحَتَّىيُكْتَبَعِنْدَاللَّهِصِدِّيقًاوَإنَّالْكَذِبَيَهْدِيإلَىالْفُجُورِوَإنَّالْفُجُورَيَهْدِيإلَىالنَّارِوَإنَّالرَّجُلَلَيَـكْذِبُحَتَّىيُكْتَبَعِنْدَاللَّهِكَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür İyilik de cennete götürür Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır Yalancılık kötüye götürür Kötülük de cehenneme götürür Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır
Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104
51
لاَتُمَارِأخَاكَوَلاَتُمَازِحْهُوَلاَتَعِدْهُمَوْعِدَةًفَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme
Tirmizî, Birr, 58
52
تَبَسُّمُكَفِيوَجْهِأخِيكَلَكَصَدَقَةٌوَأمْرُكَبِالْمَعْرُوفِوَنَهْيُكَعَنِالْمُنْكَرِصَدَقَةٌوَإِرْشَادُكَالرَّجُلَفِيأرْضِالضَّلاَلِلَكَصَدَقَةٌوَإِمَاطَتُكَالْحَجَرَوَالشَّوْكَوَالْعَظْمَعَنِالطَّرِيقِلَكَصَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır
Tirmizî, Birr, 36
53
رِضَىالرَّبِّفيرِضَىالْـوَالِدِوَسَخَطُالرَّبِّفيسَخَطِالْـوَالِدِ
Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir
Tirmizî, Birr, 3
54
ثَلاَثُدَعَوَاتٍيُسْتَجَابُلَهُنَّلاَشَكَّفِيهِنَّ:
دَعْوَةُالْمَظْلُومِ،وَدَعْوَةُالْمُسَافِرِ،وَدَعْوَةُالْوَالِدِلِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası
İbn Mâce, Dua, 11
55
مَانَحَلَوَالِدٌوَلَدًامِنْنَحْلٍأَفْضَلَمِنْأدَبٍحَسَنٍ
Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez
56
اِجْتَنِبُواالسَّبْعَالْمُوبِقَاتِقَالُوايَارَسُولَللهِوَمَاهُنَّقَالَ: اَلشِّرْكُبِاللَّهِوَالسِّحْرُوَقَتْلُالنَّفْسِالَّتِيحَرَّمَاللَّهُإلاَّبِالْحَقِّوَأكْلُالرِّبَاوَأكْلُمَالِاْليَتِيمِوَالتَّوَلِّييَوْمَالزَّحْفِوَقَذْفُالْمُحْصَنَاتِالْغَافِلاَتِالْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının Onlar nelerdir ya Resulullah dediler Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu
Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144
57
مَنْكَانَيُؤْمِنُبِاللَّهِوَالْيَوْمِالآخِرِفَلاَيُؤْذِجَارَهُوَمَنْكَانَيُؤْمِنُبِاللَّهِوَالْيَوْمِالآخِرِفَلْيُكْرِمْضَيْفَهُوَمَنْكَانَيُؤْمِنُبِاللَّهِوَالْيَوْمِالآخِرِفَلْيَقُلْخَيْرًاأوْلِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75
58
مَازَالَجِبْرِيلُيُوصِينِيبِالْجَارِحَتَّىظَنَنْتُأنَّهُسَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim
Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141
59
اَلسَّاعِيعَلَىالأرْمَلَةِوَالْمِسْكِينِكَالْمُجَاهِدِفِيسَبِيلِاللَّهِ
أوِالْقَائِمِاللَّيْلَالصَّائِمِالنَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir
Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;
Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78