Bir gün kendime böyle bir ceza vereceğim hiç aklıma gelmezdi. Neden verdiysem? Ama artık tutmalıyım: hafta sonu bilgisayar yasağı sözümü. Bilgisayarsız ama onurluyum ne de olsa. Of off günler, saatler bir türlü geçmiyor. Şimdi patlayacağım. Hâlbuki iki adım ötemde, işte kanepenin üstünde o güzel varlık. Yo yo olmaz pes edemem. Kitap mı okusam, ama zaten sabahtan beri kitap okuyorum. Canım bilgisayar dışında hiçbir şey istemiyor.
İşte böyle bir süre bunalım içinde geçirdim saatlerimi. Ancak akşam yemeğinden sonra fark edebildim kendimi bilgisayarla sınırlayanın kendim olduğunu ve Pazar günü için harika planlar hazırladım.
Sabahın ilk ışıkları yüzüme vurur vurmaz kalktım. Ezber yapmaya başladım. Kahvaltıdan sonra Kur’ân çalıştım. Hadis, ilmihal, Arapça derken günün sonunda hiç bilgisayar aramadığımı fark ettim. Tabii bu çalışmalarımla bazılarını da kıskandırmıştım. Yaşasın bilgisayarsız hayat! Diyorum. Tabii bu Pazartesi günü bilgisayara sarılmayacağım anlamına gelmiyor.
SELCEN BETÜL ARABACI
İzdüşünce