المستثنى MÜSTESNA
حضر الأصدقاء إلا عليا Ali’den başka bütün arkadaşlar geldi.
. طار الحمام إلا واحدة Biri hâriç güvercinlerin hepsi uçtu.
. فتحت التوافد إلا نافذة. Bir pencere hâriç diğerlerini açtım.
عاد المسافرون إلا أخاك . Kardeşinden başka bütün yolcular döndü.
Yukarıdaki cümlelerde de görüldüğü gibi إلا ve benzerlerinden sonra gelen isim, önceki kısmın hükmünün dışında kalmıştır. İlk cümlede arkadaşlar gelmiş olmalarına rağmen, Ali gelmemiş ve cümlenin ifâde ettiği hükmün dışında kalmıştır.
A 1- İstisna Edatları: Belli başlıları:
إلا غير سوى خلا عدا حاشا
2-İstisnâ edetından sonra gelen isme müstesna المستثنى denir.
3-İstisna edatından önce gelen isme ise müstesna minh المستثنى منه denir.
خَالِدًا | إلا | جاء الطلاب |
Müstesna | İstisni edatı | Müstesna minh |
Halid’ den başka bütün öğrenciler geldi.
Yukarıda da görüldüğü gibi istisnânın oluşumu için üç unsûr gerek- mektedir:
1. Müstesna minh
2. İstisna edatı
3. Müstesna
Not: Müstesnâ minh; ya cemî, ya umumî mânâlı, ya da kısımları bulunan bir isim olmalıdır.
B إلا ‘nın Müstesnâsı:
1-Müstesnâ minh zikredilmiş (söylenmiş), cümle de müsbet (olumlu) ise müstesnâ mansub olur (Bu duruma tam müsbet denir):
Ahmed’den başka bütün adamlar geldi.
Bir işçinin dışında bütün işçiler yoruldu.
جَاءَ الرِّجَالُ إِلَّا أَحْمَدَ .
تَعِبَ الْعُمَالُ إِلا عاملاً.
2-Müstesnâ minh zikredilmiş, cümle menfi (olumsuz) ise müstesnâ ya mansûb olur, ya da müstesnâ minhden bedel olur (aynı î’rabı alır) (Bu duruma tam menfî denir):
مَا ذَهَبَ أَحَدٌ إِلَّا نَجِيبًا . ( = مَا ذَهَبَ أَحَدٌ إِلَّا نَجِيبٌ ) . Necib’den başka kimse gitmedi.
مَا رَأَيْتُ الْأَنْهَارَ إِلَّا الْوَرْدَ فِي الْحَدِيقَةِ . ( = مَا رَأَيْتُ الأَزْهَارَ إِلَّا الْوَرْدَ فِي الْحَدِيقَةِ ) .
Bahçede gülden başka çiçek(ler) görmedim.
مَا سَلَّمْتُ عَلَى الْقَادِمِينَ إِلَّا خَالِدًا . ( = مَا سَلَّمْتُ عَلَى الْقَادِمِينَ إِلَّا خَالِدٍ ) .
Gelenlerden sadece Hâlid’ e selâm verdim.
3-Müstesnâ minh mahzûfsa zikredilmemişse إلا yokmuş gibi cümledeki yerine göre (doğrudan cümlenin unsuru olarak) hareke alır (Bu duruma ise nâkıs denir):
لا يَفُوزُ إِلَّا الْمُجْتَهِدُ Ancak çalışan kazanır
. مَا نَصَرْتُ إِلَّا أَخَاكَ Kardeşinden başkasına yardım etmedim.
. لا تَعْتَمِدُ إِلَّا عَلَى الله Allah’tan başkasına güvenme!
Yukarıdaki birinci cümledeki müstesna olan ) الْمُجْتَهِدُ ( kelimesi fail yerinde olduğu için merfû, ikinci cümledeki müstesna olan أَخَاكَ kelimesi harf-i cersiz mef’ûlün bih olduğu için mansûb, üçüncü cümledeki عَلَى الله ( ise harf-i cerli mef’ûlün bih olduğu için mecrûrdur.
4- إلا , harftir.