Arapça Seyahatte Konuşma Diyalogları
Seyahatte: في السفر
Nereye gidiyorsunuz?
|
الَي اَين اَنتَ ذَاهِب؟
|
Hac için Mekke’ye gidiyorum.
|
اَنَا ذَاهِب اِلَي مَكَّة لِلْحَجِّ
|
Gerekli malzemeleri aldınız mı?
|
هَل اَخَذْتَ الجهاز الذي نهتاج اليه
|
Uçakla mı gideceksiniz, otobüsle mi?
|
اَ تَذْهَبوُنَ بِالطَّائِرَةِ اَوْ بِالْحَافِلَةِ؟
|
Uçak biletleri cebimdeydi. Ama şimdi bulamıyorum.
|
كَانَ التَّذَاكِرُ الطَّائِرَةِ فيِ جَيْبيِ وَلَكِنَّ لاَ اسْتَطِيعُ اَنْ اَجِدَ الْآنَ.
|
Afedersiniz, Su alabilir miyim?
|
مِنْ فَضْلِكَ, يُمْكِنُ اَخْذُ المْاَءَ؟
|
Nerede mola vereceğiz?
|
اَيْنَ تَوَقُّف قَصِير؟
|
İçim bulandı, galiba çıkaracağım.
|
|
Kaç saatte varırız oraya?
|
فِي كَمْ سَاعَة نَصِلُ هُنَاك؟
|
Yaklaşık 20 saatte.
|
تَقْرِيباً عِشْرُونَ سَاعَة
|
Okumak için bir gazete istiyorum.
|
اُرِيدُ جَرِيدَةً لِاَنْ اَقْرَاَ.
|
Hangi dergiler var?
|
اَيُّ مَجَلّات مَوْجُود؟
|
Bir küçük bardakta kahve lütfen!
|
من فضلك, قهوة في فنجان صغير.
|
Sütlü mü olsun?
|
هل مَعَ الْحَلِيب؟
|
Hayır, sade istiyorum.
|
لا , اُريد خَالِصًا
|