Arapça’da bir şeyin yerini bildiren “altında, üstünde, içinde, sağında, solunda, arkasında…” gibi kelimelere
( (ظَرْفُ الْمَكَانِ“Zarfu’l-mekân: yer zarfı” denir.
Bugün, bu zarflardan (önünde: emâme أَمَامَ ) anlamına gelen zarftan bahsedeceğim.
“Evin önünde” demek istiyorsak önce “ön”, sonra “ev” kelimesini söyleriz.
أَمَامَ الْبَيْتِ |
Emâme’l-beyti |
Evin önünde |
“Oğlan evin önündedir” demek için, ilk önce “oğlan” kelimesini söyler, sonra yukarıdaki ifadeyi ekleriz.
اَلْوَلَدُ أَمَامَ الْبَيْتِ |
El-veledu emâme’l-beyti. |
Oğlan, evin önündedir. |
Oğlan | El-veled | اَلْوَلَدُ |
Önünde | Emâme | أَمَامَ |
Ev | El-beyt | الْبَيْتُ |
“Ön” zarfı, kendinden sonraki kelimenin sonunu etkiler.
“Ön”den sonra gelen kelimenin cinsiyetine ve sayısına göre etkisi değişir. Tablo halinde görelim:
1 . أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, tekil ve erilse, sonu esre olur :
Örnek cümle:
|
2. أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, ikil ve erilse, sonu (يْنِ ) olur :
Örnek cümle:
|
3. أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, düzenli çoğul ve erilse (sonu ون ile bitiyorsa), sonu (ينَ) ‘ye dönüşür.
Örnek cümle:
|
4. أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, tekil ve dişilse sonu esre olur.
Örnek cümle:
|
5. أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, ikil ve dişilse, sonu (يْنِ ) olur :
Örnek cümle:
|
6. أَمَامَ ’den sonra gelen kelime, düzenli çoğul ve dişilse (sonu اتُ ile bitiyorsa), sonu esrelenir.
Örnek cümle:
|
Kelime, düzensiz çoğulsa, başına أَمَامَ gelince, sonu esrelenir.
Bir adam | Racul | رَجُلٌ |
Adamlar (düzensiz çoğul, sonunda ون yok) | Ricâl | رِجَالٌ |
Örnek:
أَمَامَ الرِّجَالِ |
Emâme’r-ricâli |
Adamların önünde |
Eşyaların düzensiz çoğullarında da, son harf aynı şekilde esrelenir.
Bir cami | Mescid | مَسْجِدٌ |
Camiler | Mesâcidu | مَسَاجِدُ |
أَمَامَ الْمَسَاجِدِ |
Emâme’l-mesâcidi |
Camilerin önünde |
*********************************************
أَمَامَ (emâme : ön) kelimesinin sonuna bitişik zamirler eklenebilir ve anlamları aşağıdaki tablodaki gibi olur.
أَمَامَـهُـمْ 3 (Emâmehum) Onların önünde (erkek) | أَمَامَـهُـمَا 2 (Emâmehumâ) O ikisinin önünde (erkek) | أَمَامَـهُ 1 (Emâmehu) Onun önünde (erkek) | Gâib (erkek) |
أَمَامَـهُـنَّ 6 (Emâmehunne) Onların önünde (bayan) | أَمَامَـهُـمَا 5 (Emâmehumâ) O ikisinin önünde (bayan) | أَمَامَـهَا 4 (Emâmehâ) Onun önünde (bayan) | Gâibe (bayan) |
أَمَامَـكُمْ 9 (Emâmekum) Sizin önünüzde (erkek) | أَمَامَـكُمَا 8 (Emâmekumâ) İkinizin önünde (erkek) | أَمَامَـكَ 7 (Emâmeke) Senin önünde (erkek) | Muhatab (erkek) |
أَمَامَـكُنَّ 12 (Emâmekunne) Sizin önünüzde (bayan) | أَمَامَـكُمَا 11 (Emâmekumâ) İkinizin önünde (bayan) | أَمَامَـكِ 10 (Emâmeki) Senin önünde (bayan) | Muhataba (bayan) |
أَمَامَـنَا 15 (Emâmenâ) Bizim önümüzde | أَمَامَـنَا 14 (Emâmenâ) İkimizin önünde | أَمَامِـي 13 (Emâmî) Benim önümde | Nefsi mütekellim (cinsiyet farkı yok) |
Örnek cümle:
اَلْكِتَابُ أَمَامَنَا |
El-kitâbu emâmenâ. |
Kitap, bizim önümüzde. |
Bu zarfı, cümlenin en başında kullanırsak, cümlenin anlamı değişir. Çeviriye (…var) anlamı katar.
Örnek cümle:
كِتَابٌ أَمَامَنَا |
Emâmenâ kitâbun |
Bizim önümüzde bir kitap var. |
Bu zarfın eş anlamlısı:
Önünde | Kuddâme | قُدَّامَ |
Bu zarfın zıt anlamlısı:
Arkasında | Halfe | خَلْفَ |