Taaccüb Üslubu Arapça Dersleri
TAACCÜB USLÛBU
Bir şeye karşı duyulan iyi veya kötü duyguyu, hayranlığı veya şaşkınlığı ifade eden cümledir. Üç harfli fiilleri (ماَ أَفْعَلَهُ) ve (أَفْعِلْ بِهِ) kalıbına sokmak suretiyle yapılır. Daha ziyade fiillerin sonundaki zamir yerine isim getirilerek duygular yansıtılır. (ماَ أَفْعَلَهُ) tarzı diğerine nazaran daha çok kullanılır. “…ne, …ne kadar …” şeklinde Türkçe’ye tercüme edilebilir. (ماَ أَفْعَلَ) den sonra gelen isim mef’ûlün bih olarak mansûbtur. (أَفْعِلْ بِهِ ) kalıbı şaşmayı daha kuvvetli olarak anlatır.
هَذاَ شاَرِعٌ طَوِيلٌ. |
Bu uzun bir caddedir. | |
ماَ أَطْوَلَ هَذاَ الشاَّرِعَ! |
Bu cadde ne kadar uzun ! | |
هَذِهِ حَدِيقَةٌ واَسِعِةٌ. |
Bu geniş bir bahçedir. | |
ماَ أَوْسَعَ هَذِهِ الْحَدِيقَةَ! |
Bu bahçe ne kadar geniş! | |
هَؤُلاَءِ مُدَرِّسُونَ طَيِّبُونَ. |
Bunlar iyi öğretmenlerdir. | |
ماَ أَطْيَبَ هَؤُلاَءِ الْمُدَرِّسِينَ! |
Bunlar ne iyi öğretmenler! | |
ماَ أَحْسَنَ الْعِلْمَ! |
İlim ne güzeldir! | |
قُتِلَ الْإِنسَانُ مَا أَكْفَرَهُ ! |
Kahrolası insan (deyim)! Ne inkarcıdır !(Abese, 17) ! | |
أَقْبِحْ بِالْجَهْلِ! |
Cahil olmak ne çirkindir! | |
أَعْظِمْ بِهِمْ مِنْ فاَتِحِينَ! |
Fatihler (fetih yapanlar) ne büyüktür! | |
أَشْجِعْ بِأَبْطاَلِ الْمُسْلِمِينَ! |
Müslümanların kahramanları ne (kadar) cesurdur! |
*Birden fazla nesneye taaccüb yapılacaksa atıf vâvıyla bir tane (ماَ) ya da bir tane (بِهِ) yeterlidir:
أَسْمِعْ بِهِ وَ أَبْصِرْ (بِهِ) ! |
O ne kadar çok işitir ve ne kadar çok görür! |
ماَ أَحْسَنَ الْإِيماَنَ وَ (ماَ) أَقْبَحَ الْكُفْرَ! |
İman ne güzel ve küfür ne kadar çirkindir! |
…لَهُ غَيْبُ السَّموَاتِ وَالْأَرْضِ أَبْصِرْ بِهِ وَأَسْمِعْ… ..Göklerin ve yerin gizli bilgisi O’na aittir. Onun görmesi de işitmesi de şâyanı hayrettir.. (Kehf, 26) |
*Bir fiilin bizzat kendisinden taaccüb yapılması için o fiilin sülâsî (üç harfli), malûm, olumlu ve mutasarrıf (çekimi yapılabilen) tam bir fiil olması gerekir. Yâni yalnızca mâzîsi çekilen (لَيْسَ) ve nâkıs olan (كاَنَ) ve benzerlerinden yapılmaz. Ayrıca sıfat vezni olan (أَحْمَرُ حَمْراَءُ) kalıbında da olmaması gerekir. Bu şartları taşımayan bir fiil direk taacüp siygasına girmez. Taaacübü yapılması için o fiilin masdarı ya da müevvel masdarı (أَنْ + fiil) yapılıp başına da yardımcı olarak bu şartları taşıyan başka bir fiil taaccüp kalıbında getirilir:
ماَ أَحْسَنَ أَنْ تُكْرِمَ الضَّيْفَ! |
Misafire ikram etmen ne güzeldir! |
ماَ أَحْسَنَ أَنْ تُساَعِدَ أَخاَكَ! |
Kardeşine yardım etmen ne güzel! |
ماَ أَرْوَعَ أَنْ تُساَعِدَ الْفُقَراَءَ! |
Fakirlere yardım etmen ne muhteşem! |
ماَ أَسْوَأَ أَنْ تُهْمِلَ واَجِبَكَ! |
Ödevini ihmal etmen ne kötü! |
ماَ أَحْسَنَ اِحْتِراَمَ الصَّغِيرِ لِلْكَبِيرِ! |
Küçüğün büyüğe saygısı ne güzeldir! |
ماَ أَقَلَّ أَنْ لاَ تَزُورَناَ! |
Bizi ziyaret etmemen ne kadar azdır! |
ماَ أَكْثَرَ أَنْ يُظْلَمَ الْمُسْلِمُونَ! |
Müslümanlara ne kadar zulmediliyor! |
*Taaccüb (şaşma) fiilleri de çekilir, ancak çekimde fiil değişmez, fiilden sonra gelen isim ya da zamir değişir:
ماَ أَجْهَلَهُمْ! |
Onlar ne kadar da câhil! |
ماَ أَعْلَمَ الْأُسْتاَذَ! |
Hoca ne kadar âlimdir! |
|
|
||
ماَ أَجْهَلَنِي! |
Ne kadar da câhilim! |
ماَ أَعْلَمَهُ! |
O ne kadar âlimdir! |
أَغْفِلْ بِناَ! |
Ne kadar da gafiliz! |
ماَ أَعْلَمَكُماَ! |
İkiniz ne kadar âlimsiniz! |
أَسْمِعْ بِهِمْ وَأَبْصِرْ … ! Onlar (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler… (Meryem, 38) |
ARAPÇA ŞAŞIRMA FİİLLERİ
Bu konu, Arapça gramer kitaplarında “taaccüp fiilleri” olarak geçer.
“Hızlı” sıfatını ele alalım.
Bu sıfatı, “ne kadar hızlı” anlamında kullanabilmek için formunu değiştiririz.
Ve bunu yapabilmek için:
eğer sıfatta uzatma harflerinden olan ye ( ( ي varsa atarız. Ve sıfatın başına, mâ’dan ( ما ) sonra (أ ) ekleriz
Örnek: 1
Hızlı (sıfat) | Serî’ | سَرِيع |
Ne kadar hızlı | Mâ esra’a | مَا أَسْرَعَ |
Örnek: 2
Küçük (sıfat) | Sagîr | صَغِير |
Ne kadar küçük | Mâ asgara | مَا أَصْغَرَ |
Örnek: 3
Güzel (sıfat) | Cemîl | جَمِيل |
Ne kadar güzel | Mâ ecmele | مَا أَجْمَلَ |
Örnek cümlelerin olduğu video için linki tıklayın:
https://www.youtube.com/watch?v=gjCNqiveocM
Videoda geçen cümleler:
1.
Şahane bir oyuncak | Luğbetun râia | لُعْبَةٌ رَائِعَة |
Bir oyuncak | Luğbe | لُعْبَة |
Şahane, harika | Râia | رَائِعَة |
Ne kadar şahane bir oyuncak! | Mâ erva’al-luğbe | مَا أَرْوَعَ اللُّعْبَةَ ! |
2.
Güzel bir gül | Verdetun cemîle | وَرْدَةٌ جَمِيلَة |
Bir gül | Verde | وَرْدَة |
Güzel | Cemîle | جَمِيلَة |
Ne kadar güzel bir gül ! | Mâ ecmele’l-verde | مَا أَجْمَلَ الْوَرْدَةَ ! |
3.
Hızlı bir panter | Fehdun serî’ | فَهْدٌ سَرِيعٌ |
Bir panter | Fehd | فَهْد |
Hızlı | Serî’ | سَرِيعٌ |
Ne kadar hızlı bir panter ! | Mâ esra’al-fehd | مَا أَسْرَعَ الْفَهْدَ ! |
4.
Ne kadar şahane bir oyuncak! | Mâ erva’al-luğbe | مَا أَرْوَعَ اللُّعْبَةَ ! |
Ne kadar güzel bir gül ! | Mâ ecmele’l-verde | مَا أَجْمَلَ الْوَرْدَةَ ! |
Ne kadar hızlı bir panter ! | Mâ esra’al-fehd | مَا أَسْرَعَ الْفَهْدَ ! |
5.
لَا تَنْسَ عَلَامَةَ التَّعَجُّبِ ! |
Lâ tense alâmete’t-taaccub |
Ünlem işaretini unutma ! |
Genel Cümle Örnekleri
1- اَلسَّياَّرَةُ سَريِعةٌ – ماَ أَسْرَعَ سَياَّرَتيِ . ماَ أَطْوَلَ هَذاَ الْيَوْمَ – ماَ أَقْصَرَ هَذِهِ الْبِنْتَ.
2- ماَ أَسْهَلَ هَذاَ الدَّرْسَ – ماَ أَنْشَطَ هَذِهِ الْمَرْأَةَ – ماَ أسْرَعَ هَذاَ اللاَّعِبَ.
3- ماَ أَبْعَدَ هَذاَ الطَّريِقَ – ماَ أَجْمَلَ هَذاَ الشَّهْرَ – هَذاَ حِذاَءٌ قَدِيمٌ – ماَ أَقْدَمَ هَذاَ الْحِذاَءَ.
4- هَذاَ الطَّقْسُ جَمِيلٌ – ماَ أَجْمَلَ هَذاَ الطَّقْسَ – ماَ أَجْمَلَ الطَّقْسَ هَذِهِ الْأَياَّمَ.
5- هَذاَ لاَعِبٌ سَرِيعٌ – ماَ أَسْرَعَ هَذاَ اللاَّعِبَ – ماَ أَعْذَبَ حَدِيثَكَ مَعَ زُمَلاَئِكَ.
6- ماَ أَشَدَّ حُمْرَةَ الشَّفَقِ عِنْدَ الْغُرُوبِ – أَقْبِحْ[1] بِأَنْ يُؤْذِي[2] الْمُسْلِمُ أَخاَهُ الْمُسْلِمَ.
7-ماَ أَجْمَلَ التِّلْمِيذاَتِ وَ هُنَّ بِمَلاَبِسِ الْمَدْرَسَةِ – ماَ أَنْشَطَ الْعُماَّلَ وَهُمْ بِمَلاَبِسِ الْعَمَلِ.
8- ماَ أَسْرَعَ اللاَّعِبَيْنِ وَ هُماَ بِمَلاَبِسِ الرِّياَضَةِ – ماَ أَجْمَلَ مَنْظَرَ الْحُجاَّجِ وَهُمْ بِمَلاَبِسِ الْإِحْراَمِ.
9- ماَ أَسْعَدَ الْبَناَتِ وَ هُنَّ بِمَلاَبِسِ الْعِيدِ – ماَ أَقْبَحَ مُخاَلَفَةَ أَواَمِرِ اللَّهِ وَ نَواَهِيهِ .
10- ماَ أَسْرَعَ أَنْ يَنْتَشِرَ[3] الْإسْلاَمُ – ماَ أَحْسَنَ أَنْ يَتَعاَوَنَ[4] الْمُسْلِمُونَ .
Tercüme:
1- Araba hızlıdır. Arabam ne kadar hızlı! Bugün ne kadar uzun! Bu kız ne kadar kısa!
2- Bu ders ne kadar kolay! Bu kadın ne kadar çalışkan! Bu oyuncu ne kadar hızlı.!
3- Bu yol ne kadar uzak! Bu ay ne kadar güzel! Bu eski bir ayakkabıdır. Bu ayakkabı ne kadar eski!
4- Bu hava güzeldir. Bu hava ne güzeldir! Bugünlerde hava ne güzeldir!
5- Bu hızlı bir oyuncudur. Bu oyuncu ne kadar hızlıdır! Arkadaşlarınla konuşman ne kadar tatlı!
6- Batışı esnasında şafak ne kadar kırmızı (şafağın kırmızılığı ne kadar şiddetli)! Müslümanın müslüman kardeşine eziyet etmesi ne kadar çirkin.
7- Okul elbiseleriyle öğrenciler ne kadar güzel! İş elbiseleriyle işçiler ne kadar çalışkan!
8- Spor elbiseleriyle iki oyuncu ne kadar hızlı!İhram elbiseleriyle hacıların manzarası ne güzel!
9- Bayram elbiseleriyle kızlar ne kadar mutlu! Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet etmek ne kadar çirkin!
10- İslâm’ın yayılması ne kadar hızlı! Müslümanların yardımlaşması ne kadar güzel!