Diyanet isleri Baskanligi

Müftü Yine Kızdı: Müslümanların Yüz Karası Suud Yönetimi

 

Kamuoyunun Sıradışı Müftü Olarak tanıdığı Kırklareli İl Müftü Vekili Adnan Zeki Bıyık, Soma’da maden faciasında şehit düşen emekçilerimize tüm dünya acımız paylaşırken, Suûdi Arabistan Yönetiminin hiçbir taziyede bulunmamasına sert tepki gösterdi.

İşte Müftü Bıyık’ın o yazısı:

  

 “Siz Müslümansınız, Drogba Gâvur Öyle mi? Hadi Ordan

 

Adı Drogba, Memleketi Fildişi Sahilleri , Müslüman değil

Ülkesinde savaşı bitirmiş bir barış adamı, Somadaki kardeşlerimize 1 Milyon Euro gibi ciddi bir parayı insani yardım yapmış bir kahraman…Şimdi bu güzel insan gavur siz Müslümansınız Öyle mi…Yuh sizin kalıbınıza

 

Ey Suud Yönetimi! Size Müslüman değilsiniz demeyeciğim ama, Müslümanların yüz karası diyeceğim. Bu nasıl bir kindir Yarabbi…Elimden gelse Müslümanları protestoya çağıracağım, bir yıl hacca gitmeyin görsünler günlerini diyeceğim ama, bu da mümkün değil. Çünkü hac ibadeti Allahın bir emri olarak orada yapılıyor. Peki bunları neden ifade ettim. Şöyle ki;

 

Bütün dünya Soma’da maden emekçisi kardeşlerimizin Rahmet-i Rahman’a kavuşması sebebiyle taziyelerde bulundular. Amerika, Rusya, Çin, İspanya, İsveç, Almanya, Kazakistan, Ukrayna, Hollanda, Belçika, Romanya, Kosova, Azerbaycan, İran, Kırgızistan , Pakistan ( Pakistan 1 Gün de yas ilan etti.), KKTC, Katar, Moritanya, Tunus, Filistin Yönetimi ve Hamas, Kuveyt, Bahreyn ve daha birçok ülke bu facia sebebiyle üzüntülerini bildirip taziyede bulundular.

Yunanistan‘ın başkenti Atina’da ise Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi milletvekilleri, Soma kazası için saygı duruşunda bulundu. İngiltere‘nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore da Soma‘daki maden kazası ile ilgili başsağlığı diledi. 

PAPA DUAYA ÇAĞIRDIKatolik aleminin dini lideri Papa Françesko bugünkü genel kabulünde Soma’da yaşamını yitiren madenciler için dua çağrısında bulundu. Papa, kendisini dinleyenlere şöyle seslendi:

“Sevgili kardeşlerim, dün Soma’daki madende yaşamını yitiren madenciler ve hala tünellerde sıkışıp kalanlar için hepinizi dua etmeye çağırıyorum. Yaşamını yitirenlere Tanrı’dan rahmet, geride kalan ailelerine sabır diliyorum.”

İNGİLTERE BAŞBAKANI MEKTUP YAZDIİngiltere Başbakanı David Cameron da, mevkidaşı Başbakan Erdoğan‘a taziye mektubu gönderdi. Cameron mektubunda, Soma’daki faciadan etkilenenlere Birleşik Krallık halkının taziyelerini iletti.

İNGİLİZ BAYRAĞI DA YARIYA İNDİİngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği de Twitter’dan “Türkiye’nin yasını paylaşıyoruz” mesajıyla birlikte Büyükelçilik bahçesindeki İngiltere bayrağının yarıya indirildiğini gösteren fotoğrafı paylaştı. Durum bu merkezde iken, Müslümanlığın neş’et ettiği Suudi Arabistan ülkesinin başında hiç hak etmedikleri halde bulunan Kral ve hanedanından ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ne Başbakan Erdoğan’a bir taziye mesajı gelmedi. Hem de dinlisi, dinsizi, Müslümanı, Hristiyanı Yahudisi, herkes taziyede bulunmuşken…

 

İşin en ilginç tarafı ise İsrail bile taziye mesajı yolladı. Ama ne kadar büyük bir düşmanlıkmış ki Suûd’un çok Müslüman? yönetimi hiç acımızı paylaşmadı. Milletimiz her sene milyonlarca lirayı  hac ve umre ibadeti sebebiyle o topraklarda bırakıyor. Tüm İslam alemince kutsal olan mübarek Kâbe ve Sevgili Peygamberimizin kabr-i şerifi orada olduğu için milletimiz başta olmak üzere Müslümanlar akın akın kutsal topraklara gidiyor.

 

Ey Suud Yönetimi ! O mübarek mekanlar olmasa sizin çene sakal  suratlarınızı, veya entarilerinizi görmek için kim gelirdi oralara Allah aşkına?

Ne kadar büyük bir milletiz ki, yıllarca bize (Osmanlı’ya) bağlı güven içinde yaşadınız. Dedelerimiz, mübarek Kâbeye, Efendimize ve Ashab-ı Kirama olan saygısından dolayı sizleri askerlikten muaf tuttu, vergiden muaf tuttu, yetmedi Sevgili Peygamberimizin soyundan gelen tüm akrabasına (Seyyid ve Şerif) “Nakibûl Eşraf” adında bir kasa tahsis etti. Bu kasa seyyid ve şeriflerin masraflarını karşılıyor, geçimini sağlıyordu. Onların kimseye muhtaç olmasına Osmanlı izin vermedi. Bakın şu asalete. Abdülhamit, binlerce km tren yolu yaptırdı.

 

Suûd  Yönetimi, maalesef halkından uzak fildişi kulelerde yaşayan, umumiyetle İslam aleminin yanında olmayan, mazlumlara el uzatmayan, devamlı zorbalarla iş birliği yapan, yer yer bu zorbalara silahsal ve parasal destekler verip başta Hz Peygamber’in bağlı olarak Müslümanların kalplerini yıkan, ruhlarını inciten bir anlayışa sahiptirler.

 

Özel hayatlarında da baktığımızda bu hanedan ve onun yavruları olan zengin petrol şeyhlerinin yaşantısının makamında oturdukları Yüce Peygamberimiz ile uzaktan yakından ilgileri yoktur. Tuvaletleri bile altundan olup, saraylarının veya köşklerinin içindeki gümüş ve altun tezyinat, milyarlarca liralık israf, abartılı söylemiyorum Firavun Saraylarında yoktur. Allah için siz söyleyin bu adamların, hasırda yatan, mütevazi giysilerle halkının arasında olan tüm zamanların en büyük lideri, ahlakın zirvesi, olan Hz Muhammed (s.a.v) ile nasıl bir bağlantısı vardır?

 

Hz Peygamber İslam’dan önce de gariplerin yanındaydı, İslam yayıldıktan sonra da…Suudi Yönetimi kurulduğu günden beri hep zorbaların yanındaydı, hala da öyle…Hz Peygamber gayet sade ve herkesi hayran edecek tarzda örnek yaşadı.

 

Suudi Yönetimi, Zemzem Tower namıyla bilinen beton yığının üstündeki saate 6 ton altunu harcadı. Gariplere bir kuruş yardım edemeyen, savaş sebebiyle perişan olan mazlumlara el uzatmak yerine bombacılarla hemzemin olan bu nasipsizler bir saate 6 ton altunu israf etmekten hiç kaçınmadılar.

 

Hz Peygamber, birçok azgınlıktan ve taşkınlıktan ümmetini nehyetti. Bu arkadaşlar (petrol şeyhleri) Bahreyn’de kumar oynamaktan şarap içmekten hiç çekinmediler (Mekke ve Medine’de yasak-göz boyayacaklar ya)

 

Müslüman milletlerin hac ibadeti vesilesiyle bıraktıkları dövizleri, saraylarına, zevk û safâlarına harcadılar. Hanedanın çocuklarının denizde alem yaptıkları yatların paraları ile fakir Müslümanlara ne yardımlar yapılabilirdi halbuki…

 

Güya din adına peçeyi zorunlu tuttular ama hanedan gelini prensi ile Bodruma gelince hemen atıverdi peçeyi…Ülkelerinde bayanlara araba kullanmayı din adına yasakladılar, ama hızla artan fuhuş ve livatanın önüne geçemediler. Neden mi . Çünkü samimi değiller. Din-i Mübin-i İslam çarpmış bu hanedanı,  israfın lüks ve debdebenin içinde yaşarken garibin çektiği ıztırapları duymaz olmuş. Müslüman kardeşlerinin acılarını paylaşamayacak kadar kalpleri katılaşmış. “Kardeşinin derdi ile dertlenmek” hadisleri kitaplarda ve riyakâr ağızlara din malzemesi olmuş.

 

Halbuki  hanedanın ağababaları bile bize taziyede bulunup bazıları bayraklarını yarıya kadar indirmişken bu nasipsiz ve vicdansızların aymaz ve merhametsiz tavırları milletimizin gönlünü yaralamıştır. Bidattır deyip, kalemizi yıktılar, hurafedir deyip, hiçbir dini yapıyı himaye etmediler. Gidin bakın Efendimiz’in doğduğu evin perişan haline…Birkaç sene öncesine kadar öyleydi…

Sözün özü bu hanedan, o mübarek toprakların yönetimini hak etmiyor,ecdadımızın gösterdiği saygıyı ve himayeyi ne kutsal topraklara ne de İslam alemine göstermiyor. Kasalardaki riyaller değil dolarlar bu adamları esir almış durumda. Kral ve baronlarının saâdeti ve de saltanatı için çalışıyoruz yani anlayacağınız…Krallık,

 

İSLAMDA KRALLIK YOKTUR

İslamda krallık diye bir yönetim yok, demokrasiye neden geçemiyorlar. Eğer böyle bir şeye geçerseler, kim altundan ve gümüşten tuvaletlere tahliyey-i beden eyleyecek,

 demokrasiye geçilirse, kim milyon dolar servetlere malik olacak,

demekrosiye geçerlerse kim mübarek mekânları  para kazanma aracı olarak görebilecek, demokrasiye geçilirse bir yabancı ülkeye geziye giderken 10 tır eşya ile gidebilecek…Türkiye’yi niye sevsinler ki, akılları gidiyor, demokrasi ülkemize gelir diye…Biliyorlar ki demokrasi gelirse halkları sömüremeyecekler….

 

Bir cüppe giyebilecek kadar kumaşa sahip olamayıp, oğlunun kumaşı ile kendisinin kumaşını birleştirip sırtına cüppe diktirebilen Devlet başkanı Hz Ömer’in makamında oturan müsrif, azgın, nasipsizlerin durumuna bakın eyyyyy Müslümanlar…

 

Bir yanda sarayındaki birçok aksesuarı altun gümüş olan Firavuna şapka çıkarttıracak kadar azmış bir nasipsizler topluluğu, bir yanda yavrularına  helal lokma yedirebilmek için yerin altına inen ve orada canlarını kaybeden Cennetin Çocukları…

Neymiş Suud’un müsrif ve azgın hanedanı bu kardeşlerimizi kaybettiğimizden dolayı bize taziyede bulunmamış…Onların yanında yer almamış…

Ne zaman Müslümanların yanında yer aldı ki bu vicdansızlar? Kuran-ı Kerim’in açık beyanı olan “Kafirleri Dost Edinmeyin” ayeti ile dalga geçtiler. Çünkü hep küffar ile dost oldular.

 

ARABİSTANI  PUTPERESTLERE  TESLİM ETTİLER

Bakın az buçuk bir şeylerin farkında olan her Müslüman, hatta ehl-i insaf her insan bunlara

Suudi Arabistan demiyor, Suudi Amerika diyor. Peygamberimizin ülkesini ne hale getirdiler. Aziz Peygamberimiz, putperestliğe son verdi, gidin bakın Tüm Arabistan şehirleri Putperestlerin ürünlerinin pazarı haline geldi. Adamlar bir şey ürettiği yok, petrol ve hacdan oluk gibi para geliyor. Nasıl olsa para akıyor beyefendiler niye üretim yapsın ki…Haliyle de elin putperesti ürünleri ile ekonomik olarak mübarek toprakları ele geçirmiş duruma geliyor.

 

Yazımı bir dua ile bitirmek istiyorum.

 

*Ey yerin göğün sahibi ulu Allahım, yaptıkları İslam nezahetinden uzak taş yığın binalarla o mukaddes beldeleri iğfal eden,

Bu ucûbe binalarla Beytullahını itibarsızlaştırmaya çalışan,

 

*Birçok kutsal öğeyi bağlı bulundukları siyasal ve mezhepsel taassup ile yok eden,

 

*Bidattir diyerek aslında tarihi düşmanlığı sebebiyle birçok Osmanlı yapısını hak ile yeksan eden,

 

*Tembelliğinden mütevellid, üretim yapmayan, Efendimizin ülkeden temizlediği putperest-şirk hegemonyasını ürünlerini satarak tekrar ihya eden, böylelikle de Hz. Peygamberin şirk mücadelesine ihanet eden,

 

*Alem-i İslam zalimlerin elinde can çekişirken, masum yavruların kafalarına bombalar yağarken, ezilenle değil de ezenle birlik olan,

 

*Ellerinden gelse bidat ve hurafe diye Mübarek Peygamberimizin ravzasını yıkmak üzere tasallut edebilme potansiyelinde olan,

 

*Polis baskısıyla namaz vakti dükkanları kapattırıp, zorla bayanlara peçe taktırıp, araba kullanma yasağı ve muhtelif hanedan yasakları koyup dünya kamuoyuna “Biz Müslüman bir idareyiz” mesajı veren ama diğer taraftan her  türlü israfı ve muhtelif günahları işlemekten çekinmeyen riyakarlardan,

 

*Hayatıyla uzaktan yakından alakası olmadıkları Hz Peygamberimizin kabr-i Şerifini diğer mukaddes mekanları ve İslam alemini bu nasipsiz  ve israfta azmış baronlardan kurtar.

AMİN…

 

Not : Biliyorum ki Aziz Peygamberimiz bunların bu vaziyetlerini görseydi, hepsini Arabistan’dan çıkarır sürgüne gönderirdi. Ve “kardeşlerim” diye hadisiyle muştuladığı biz ümmetinden bir avuç maden emekçisi kardeşlerimizi kazandıkları helal lokmaları sebebiyle  alınlarından öperdi. Suûd baronlarının aksine onlara “Ümmetim” derdi. Çünkü Efendimiz, cennette zorbalarla değil, kendisi gibi dünyada misafir gibi yaşayan, mütevazi olan ve gariplerle yoldaş olanlarla  birlikte olacaktır…

Tüm müsrifler-azgınlar Cehennemdedir. Sadakkallahülazim

 

19 Mayıs 2014

Adnan Zeki Bıyık

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu