Kehf Suresi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Tirmizi

30216

Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR

Konu: Kehf Suresi
Ravi: Zeyneb Bintu Cahş
Hadisin Arapçası:

وعن زينب بنتِ جحش رَضِىَ اللّهُ عَنْها. ]أنَّ رسولَ اللّهِ # دَخَلَ عَلَيْهَا فَزعاً يقولُ: َ إلَه إّ اللّهُ، وَيْلٌ لِلْعَرَبِ مِنْ شَرٍ قَدِ اقْتَرَبَ. فُتِحَ الْيَوْمَ مِنْ رَدْمِ يَأجُوجَ وَمأجُوجَ مِثْلَ هذِهِ، وَحَلَّقَ بِأصْبُعَيْهِ ا“بْهَامِ وَالَّتِى تَلِيها. فقُلْتُ يَا رسُولَ اللّهِ: أنَهْلُكُ وَفِينا الصَّالِحُونَ؟ قَالَ نَعَمْ: إذَا كثُرَ الخُبْثُ[. أخرجه الشيخان والترمذى.»الخُبْثُ« الفسق والفُجُور .

Hadisin Anlamı:

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün korkulu bir vaziyette odaya girdi. Şöyle diyordu: “La ilahe illallah, yaklaşan bir beladan Arabın vay haline. Bugün, Ye’cüc ve Me’cüc’ün seddinden şöyle bir gedik açıldı.” baş parmağı ile şehadet parmağını halka yaparak gösterdi. Ben: “Ey Allah’ın Resulü, yani içimizde salih kimseler olduğu halde toptan helak mı olacağız?” dedim. “Evet, dedi, fenalıklar artarsa öyle olur.”

Kaynak: Buhari, Enbiya 7, Menakıb 20, Fiten 4, 28, Müslim, Fiten 1, (2880), Tirmizi, Fiten 23, (2188)