El Lulu Vel Mercan

AV VE HAYVAN KESİMİNE AİT HÜKÜMLER İLE ETİ YENEN HAYVANLAR El-Lu’lu ve’l-Mercan – Muhammed Fuad Abdulbaki

AV VE HAYVAN KESİMİNE AİT HÜKÜMLER İLE ETİ YENEN HAYVANLAR

Adiy b. Hatim (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Ey Allah’ın Resulü! Ben eğitilmiş köpekleri av peşine salıveririm ve onlar bana avı tutarlar, onları salıverirken besmele de çekiyorum, dedim. Hz. Peygamber (a.s.): “Öğretilmiş köpeğini besmele çekerek salıverdiğin zaman o avın etini ye!” buyurdu. Ben: Köpekler avı öldürürse? diye tekrar sordum. “Başka bir köpekle beraber tutmamışlarsa, sırf senin köpeğin avı öldürse de yine etini ye!” buyurdu. Bu sefer ben: Bir de ben ok atıyor ve avı vuruyorum, dedim. Hz. Peygamber: “Oku attığın zaman avı delerse o avı da ye! Fakat ava okun enli tarafı çarparak (onu öldürürse) böylesini yemezsin” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3560

Ebu Sa’lebe Huşenî (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Ben Hz. Peygamber’e (a.s.) gelerek: Ey Allah’ın Resulü! Biz kitap ehli bir kavmin arasında yaşıyor, onların kaplarındn yemek yiyoruz. Bir de av yerinde bazen yayımla, bazen de eğitilmiş ve eğitilmemiş köpeğimle avlanıyorum. Bunlardan hangisi helal olur, haber ver dedim. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Kitap ehli bir kavmin diyarında bulunduğunuzu, onların kaplarından yemek yediğinizi söyledin. Eğer başka bir kap bulursanız, onların kaplarından yemeyin. Eğer onların kabından başka bulamazsanız, onların kabını yıkadıktan sonra kullanın. Av yerinde bulunman meselesine gelince, sen yayınla ele geçirdiğin avın üzerine besmele çekerek ye! Eğitilmiş köpeğinle de her ne avlarsan onu da Allah’ın ismini an, sonra ye! Eğitilmemiş olan köpeğinle avladığın avı ise henüz ölmemişken yetişip boğazlayabilirsen onu da ye.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3567

Ebu Sa’lebe’nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Oku attıktan sonra avı kaybedersen, ardından da onu bulursan kokmamış ise onu ye.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3568

Ebu Sa’lebe’nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) yırtıcı hayvanların azı dişi olanlarının etini yemeyi yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3570

Cabir (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) bizleri, üzerimize Ebu Ubeyde’yi kumandan tayin ederek Kureyş’in kervanını karşılamak üzere bir sefere yollamış ve bizlere azık olarak bir dağarcık hurma vermiş başka bir şey bulamamıştı. (Sefer esnasında açlık tehlikesi belirdiğinden) Ebu Ubeyde onları bize teker teker veriyordı. Ravi Ebu Zubeyr dedi ki: Ben Cabir’e: O hurmalarla nasıl yapıyordunuz? diye sordum. Cabir: Biz o hurmayı, çocuk gibi emiyor, sonra da üzerine su içiyorduk. Bununla geceye kadarki günlük gıdamızı karşılıyorduk. Bir de sopalarımızla selem ağacının yapraklarını silkiyor, sonra da onu su ile ıslatarak yiyorduk. Sonra Cabir şöyle devam etti: Biz sahil boyunca gittik. Sonunda bize yüksek bir kum tepesi gibi bir şey göründü. Onun yanına geldik. Bir de baktık ki o balina denilen hayvan! Ebu Ubeyde “Bu murdardır” dedi, sonra da: “Hayır, bizler Allah resulunün elçileriyiz ve Allah yolundayız. Şimdi de açlıktan ölme tehlikesindesiniz. Bu yüzden bunu yiyiniz” dedi. Artık biz onun yanında bir ay kaldık. Üç yüz kişi olduğumuz halde semizledik. Yeminle söylerim ki onun göz çukurundan testilerle yağ doldurduğumuzu ve ondan öküz büyüklüğünde parçalar kestiğimizi pek iyi bilmekteyim. Yine yeminle söylerim ki Ebu Ubeyde yanına on üç kişi alarak bu hayvanın göz çukuruna oturttu. Ve onun kaburga kemiklerinden birini alıp dikti. Sonra yanımızdaki en büyük deveyi semerledi ve deve bu şekilde onun altından geçti. Onun etinden haşlama yaptık. Nihayet Medine’ye döndüğümüzde Hz. Peygamber’in yanına varıp bu olayı anlattık. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “O, Allah’ın sizler için çıkardığı bir rızıktır. Yanınızda onun etinden bir parça varsa bize de tattırsanız?” buyurdu. Biz de ondan Hz. Peygamber’e gönderdik ve O da yedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3576

Ebu Sa’lebe’nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini haram kılmıştır.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3582

İbn Ömer’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini yemeyi yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3583

Süleyman Şeybani (r.a.) şöyle anlatır:
Abdullah b. Ebu Evfa’ya, evcil eşeklerin eti hakkında sorduğumda şöyle cevap verdi: “Biz Hayber günü Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber bulunurken şiddetli bir açlığa düştük. Bu sırada şehirden dışarı çıkmakta bulunan düşmana ait eşekler ele geçirdik ve onları kestik. Artık tencerelerimiz de kaynıyordu. Birden Hz. Peygamber’in tellalı: “Tencereleri dökünüz, eşek etlerinden yemeyiniz!” diye duyurdu. Ben: Hz. Peygamber bunları ne sebeple haram kıldı ki? dedim. Aramızda böyle konuştuk. Neticede kimimiz; Hz. Peygamber onları kati ve ebedi olarak haram kıldı, kimimiz de; Onların henüz beşte biri alınmadığı için yasakladı dedik.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3585

İbn Abbas (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini, onlar insanların eşyalarını taşıyan hayvanlar olduğu ve bu yüzden nakil vasıtalarından bir kısmının yok olup gitmesini istemediği için mi, yoksa Hayber günü mü (beşte biri ayrılmadan kesilmiş olduğundan mı) yasakladı, bu hususu iyi bilmiyorum.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3591

Seleme b. Ekva (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Bizler Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber Hayber seferine çıktık. Bu seferde Allah, müslümanlara Hayber’in fethini müyesser kıldı. Fethin olduğu gün akşam olunca mücahitler yer yer bir çok ateş yaktılar. Hz. Peygamber: “Bu ateşler nedir, niçin yakıyorsunuz?” diye sordu. Sahabeler: “Et Pişirmek için” dediler. Hz. Peygamber: “Ne eti?” dedi. Sahabeler: “Evcil eşeklerin eti” diye cevap verdiler. Bu cevap üzerine Resulüllah: “Onları dökünüz, kaplarını da kırınız!” emrini verdi. Sahabelerden biri (Ömer b. Hattab): “Ey Allah’ın Resulü! Etleri döküp de kabları yıkasak (olmaz mı)?” dedi. Hz. Peygamber: “O da olur” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3592

Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber Hayberi fethettiğinde şehrin dışında bir takım eşekler ele geçirdik ve onlardan yemek yaptık. Bunun üzerine Hz. Peygamber’in tellalı: “Dikkat! Allah ve Resulü bunu yasaklıyor. Çünkü bu şeytan işi bir pisliktir” diye duyurdu. Hemen etlerin kaynadığı kaplar boşaltıldı.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3593

Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) Hayber gününde evcil eşek etini yasakladı ve at eti yemeye ise izin verdi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3595

Esma (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) zamanında bir at kestik ve onu yedik.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3597

Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber’e (a.s.) keleri yemenin hükmü sorulunca cevaben: “Ben onu ne yerim ne de haram kılarım” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3598

Halid b. Velid’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber, Peygamber’in zevcesi Meymune’nin yanına girmiştir. Meymune onun ve İbn Abbas’ın teyzesidir. Onun yanında kızartılmış bir keler gördü. Bu keleri Meymune’nin kız kardeşi Hufeyde bt. Haris, Necid’ten getirmişti. Meymune bu keleri Hz. Peygamber’e takdim etti. Hz. Peygamber’e bir yiyecek takdim edilirse mutlaka o yemekten kendisine anlatılır ve ismi söylenirdi. Hz. Peygamber elini kelere uzattı. Bu anda orada hazır bulunan kadınlardan biri Hz. Peygamber’e takdim ettiğiniz yemeğin ne olduğunu kendisine haber verin! dedi. Kadınlar: O kelerdir Ey Allah’ın Resulü! dediler. Peygamberimiz elini kaldırdı. Bunun üzerine Halid b. Velid: “Keler haram mıdır?” Ey Allah’ın Resulü! diye sordu. Hz. Peygamber: “Hayır, fakat o benim halkımın arazisinde bulunmaz. Ben de kendimi ondan tiksiniyor hissederim” dedi. Halid Ben keleri kendime çekip yedim, Hz. Peygamber gördüğü halde bunu yasaklamadı.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3603

İbn Abbas (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Teyzem Ümmü Hufeyd bir kere Hz. Peygamber’e (çöl armağanı olarak) bir miktar tereyağı, keş ve bir kaç keler hediye etmişti. Hz. Peygamber (a.s.) tereyağından ve keşten birer miktar yedi de tiksindiği için kelerleri bıraktı. Hz. Peygamber’in sofrasında keler yenilmiştir. Eğer keler haram olsaydı Hz. Peygamber’in yemek sofrası üzerinde yenilmezdi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3604

Abdullah b. Ebu Evfa (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber yedi gazada bulunduk, (hepsinde) çekirge yiyorduk dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3610

Enes b. Malik (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Bir seferde yürüyorduk, Merru Zehran’a geldiğimizde bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Seferde bulunanlar arkasından koştularsa da yorulup onu yakalayamadılar. Ben koştum ve tavşanı yakaladım. Müteâkiben onu Ebu Talha’ya getirdim. Ebu Talha hayvanı kesti ve uyluğunu ve budunu Hz. Peygamber’e (a.s.) gönderdi. Bunu Hz. Peygamber’e ben getirdim, o da kabul etti.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3611

Abdullah b. Muğaffel’in (r.a.) rivayetinde İbn Büreyde’nin anlattığına göre:
Abdullah b. Muğaffel arkadaşlarından bir kimsenin sapan ile taş attığını görünce ona: “Böyle taş atma, iyi bil ki Hz. Peygamber (a.s.) sapanla taş atmayı hoş karşılamazdı (yahut) yasakladı. Zira sapan ile atılan taşla ne av avlanır, ne de düşman öldürülür. Ancak bu taş diş kırar ve göz çıkarır” demiştir. Abdullah b. Muğaffel, aradan bir zaman geçtikten sonra aynı şahsı yine sapanla taş atarken görünce ona: “Ben sana Hz. Peygamber’in sapanla taş atmayı hoş görmediğini yahut yasakladığını haber veriyorum ve seni hâlâ sapanla taş atmaya devam ediyor görüyorum! Bir daha sana böyle bir söz söylemem” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3612

Enes b. Malik (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) hayvanların hapsedilip bağlanarak hedef yapılmalarını ve bu şekilde öldürülmelerini yasak etmiştir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3616

İbn Ömer’in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
İbn Ömer (r.a.) bir tavuğu dikerek ona ok atan bir grubun yanından geçmişti. Bu gençler, İbn Ömer’in gelmekte olduğunu görünce dağıldılar. Bunun üzerine İbn Ömer “Bu tavuğu kim nişangâh dikti? İyi biliniz ki Hz. Peygamber (a.s.) canlı bir hayvanı atış hedefi edinenlere lânet etti” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3618

İlgili Makaleler