Hadis Arapça TürkçeSahihi Buhari Buhari Hadisleri

Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari

Başlık: HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM

Konu: Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
Ravi: Hasan el-Basri
Hadisin Arapçası:

وعن الحسن البصرى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]اسْتَقْبَلَ واللّهِ الحَسَنُ بْنُ عَليٍّ مُعَاوِيَةَ بِكَتَائِبَ أمْثَالِ الجِبَالِ، فقَالَ عَمْرُو بْنُ العَاصِ لِمُعَاوِيَةَ: إنِّى وَاللّهِ ‘رَى كَتَائِبَ َ تُوَلّى حَتَّى تَقْتُلَ أقْرَانَهَا، فقالَ لَهُ مُعاوِيَةُ. وَكَانَ وللّهِ خَيْرَ الرَّجُلَيْنِ: أىْ عَمْرُوا أرَأيْتَ إنْ قَتَلَ هؤَُءِ هؤَُءِ، وَهَؤَُءِ هؤَُءِ، مَنْ لِى بِأُمُورِ المُسْلِمِينَ، مَنْ لِى بِنِسَائِهِمْ، مَنْ لِى بِضَيْعَتِهِمْ، فَبَعَثَ إلَيْهِ رَجُلَيْنِ مِنْ قُرَيْشٍ مِنْ بَنِى عَبْدِ شَمْسٍ: عَبْدَ الرَّحْمنِ بْنَ سَمُرَةَ، وَعَبْدَ اللّهِ ابنَ عَامِرٍ فقَالَ: اذْهَبَا إلى هذَا الرَّجُلِ وَاعْرِضَا عَلَيْهِ، وَقُوَ لَهُ واطْلُبَا إلَيْهِ، فَأتَيَاهُ فَدَخََ عَلَيْهِ فَتَكَلَّمَا، وَقَاَ لَهُ وَطَلَبَا إلَيْهِ فقَالَ لَهُمْ الحَسَنُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ إنَّا بَنِى عَبْدِالمُطَّلِبِ قَدْ أصَبْنَا مِنْ هَذَا المَالِ، وَإنَّ هذِهِ ا‘مَّةَ قَدْ عَاثَتْ في دِمَائِهَا. قَاَ: فإنَّهُ يَعْرِضُ عَلَيْكَ كَذَا وَكَذَا، ويَطْلُبُ إلَيْكَ وَيَسْألُكَ. قَالَ فَمَنْ لِى بِهذَا: قَاَ نَحْنُ لَكَ بِهِ، فَمَا سَأَلَهُمَا شَيْئاً إَّ قَاَ نَحْنُ لَكَ بهِ فَصَالَحَهُ. قالَ الحَسَنُ الْبَصَرِىُّ: سَمِعْتُ أبَا بَكْرَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قالَ: رَأيْتُ رسولَ اللّهِ # عَلى المِنْبَرِ وَالحَسَنُ ابنُ عَلِيٍّ إلى جَانِبِه وَهُوَ يُقْبِلُ عَلى النَّاسِ مَرَّةً، وَعَلَيْهِ أُخْرَى وَيَقُولُ: إنَّ ابْنِى هَذَا سَيِّدٌ وَلَعَلَّ اللّهَ تَعَالى أنْ يُصْلِحَ بِهِ بَيْنَ فِئَتَيْنِ عَظِيمَتَيْنِ مِنَ المُسْلِمِينَ[. أخرجه البخارى.»الكَتَائِبُ«: جمع كتيبة، وهى قطعة من الجيش مجتمعة، وقوله: »عَاثَتْ«: أى أفسدت. »والعَيْثُ«: الفساد.

Hadisin Anlamı:

Hasan İbnu Ali, vallahi Hazreti Muaviye Radıyallahu Anh’yi dağlar gibi büyük askeri birliklerle karşıladı. Bunun üzerine Amr İbnu’l-As, Hazreti Muaviye’ye: “Ben vallahi, öyle askeri birlikler görüyorum ki, bunlar kendileri gibi (sayıca ve keyfiyetçe) akran olan birlikleri öldürmedikçe geri dönmezler” dedi. Muaviye de Amr Radıyallahu Anh’a -ki vallahi Hazreti Muaviye bu iki adamın hayırlısıdır- şu cevabı verdi: “Ey Amr, söyle bakalım! Şunlar (bizimkiler) öbürlerini, öbürleri de şunları öldürseler Müslümanların işlerini kim benim adıma yürütecek, kim kadınlarının, yetimlerinin bakımını benim adıma üzerine alacak?” Sulh yapmak için, Kureyş’in Beni Abdişşems boyundan iki kişiyi yani Abdurrahman İbnu Semüre ve Abdullah İbnu Amir’i, Hazreti Hasan Radıyallahu Anh’a gönderdi. Bunlara: “Haydi, şu zata gidin, ona (sulh yapmak istediğimizi) söyleyin. (Hilafet arzusundan vazgeçmesini) taleb edin, (buna mukabil ne isterlerse) verin!” dedi. Bunlar Hazreti Hasan Radıyallahu Anh’ın yanına gidip, huzuruna çıktılar. (Hazreti Muaviye’nin tenbihine uygun olarak) konuştular. (Hilafeti Hazreti Muaviye’ye bırakması halinde ne isterse vereceğini) söylediler. Hazreti Hasan Radıyallahu Anh onlara: “Bizler Abdulmuttalib’in oğullarıyız. Beytu’l-maldan bir hissemiz var. Bu ümmet (ihtiyaç karşısında mal için) kanını israf etmeye başladı. (Beytu’l-maldan bize ayrılacak hisse nedir?)” dedi. Onlar: “Hazreti Muaviye size şunları teklif ediyor, hilafetten vazgeçmenizi taleb ediyor, mukabilinde ne istediğinizi soruyor” dediler. Hazreti Hasan Radıyallahu Anh: “Sizin bu vaadlerinizi bize kim tekeffül edecek?” dedi. Elçiler: “Sana biz tekeffül ediyor, garanti veriyoruz!” dediler. Hazreti Hasan her ne talebte bulundu ise hepsine: “Biz tekeffül ediyoruz!” diyerek teminat verdiler. Böylece Hazreti Hasan, Hazreti Muaviye Radıyallahu Anh ile sulh yaptı. Hasan Basri demiştir ki: “Ben Ebu Bekir Radıyallahu Anh’i işittim şöyle demişti: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ı minberde gördüm, yanında HazretiHasan İbnu Ali vardı. Bazan halka yöneliyor, bazan Hasan’a yöneliyor ve: “Şu oğlum, seyyiddir. Umulur ki, Allah bununla iki muazzam Müslüman orduyu sulha kavuşturacak” diyordu.”

Kaynak: Buhari, Sulh 9, Menakıb 25, Fedailu’l Ashab 22, Fiten 20

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu