Namazın Mahiyeti Ve Rükünleri ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim Nesai Tirmizi Malik
Başlık: NAMAZ BÖLÜMÜ
Konu: Namazın Mahiyeti Ve Rükünleri
Ravi: Hafsa
Hadisin Arapçası:
وعن حَفْصَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]مَا رَأيْتُ رسولَ اللّهِ # صَلّى في سُبْحَتِهِ قَاعِداً حَتّى كَانَ قَبْلَ وَفَاتِهِ بِعَامٍ فَكَانَ يُصَلِّى في سُبْحَتِهِ قَاعِداً، وَكانَ يُصَلِّى بِالسُّورَةِ فَيُرَتِّلُهَا حَتَّى تَكُونَ أطْوَلَ مِنْ أطْوَلَ مِنْهَا[.المراد »بِالسُّبْحَةِ« هنا: النافلة خاصة.»وَتَرْتيلُ الْقِرَاءَةِ« تبيينها وترك الْعَجَلَةِ فيها.
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın, nafile namazlarını kılarken, ölümüne bir yıl kalıncaya kadar hiç oturduğunu görmedim. Bundan sonra hep oturarak kıldı. Namazda sureyi hep tertil üzere okurdu. Bundan dolayı o sure, aslında ondan daha uzun olan sureden daha uzun görünürdü.
Kaynak: Müslim, Müsafirin 118, (733), Muvatta, Cum’a 20, (1, 137), Tirmizi, Salat 275, (373), Nesai, Kıyamu’l-Leyl 19, (3. 223)