öğretmen olmaları için gerekli pedagojik formasyon derslerini, öğrenimleri sırasında alabilmek amacıyla eylem yaptı. 

Ayasofya Müzesi önünde bir araya gelen öğrenciler, “Formasyon gerçekti hayal oldu” yazılı pankart açtı. Öğrenciler, “İşi ehline vereceksen formasyonu ilahiyata vereceksin”, “İstanbul’dan Anadolu’ya selam, formasyon için direnişe devam” şeklinde dövizler açıp, “Formasyon hakkımız söke söke alırız” şeklinde slogan attı. 

Öğrenciler adına açıklama yapan Marmara İlahiyat Öğrencileri Platformu temsilcisi İhsan Koç, ilahiyat fakültesi öğrencilerinin, hazırlık sınıfıyla birlikte 6 yıllık bir eğitim sonucunda ancak öğretmen olabildiklerini kaydetti. 

Daha önceden öğrencilerin pedagojik formasyon derslerini öğrenimleri sırasında alabildiklerini, bu haklarının 28 Şubat sürecinde ellerinden alındığını ileri süren Koç, “Dört yıllık lisans öğrenimimiz sırasında pedagojik formasyon dersleri alarak öğretmen olmak istiyoruz. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza ve hükümetin diğer üyelerine soruyoruz: 28 Şubat, sadece ilahiyat öğrecileri için mi bin yıl sürecek?” dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan bu konuda destek beklediklerini ifade eden Koç, “Sayın Başbakanımıza seslenmek istiyorum. Biz taşla sopayla öğrencilik yapan değil, atılan her hayırlı adıma destek olan bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

iki tarafına da seslendi ve peygamberden hadisleri hatırlattı.

İŞTE O YAZI!..

Bu kısa yazı, Müslümanlar arasında çıkacak bir ihtilafta takip edilmesi gereken yöntemi hatırlatan bir yazıdır. Uhuvvete, kardeşliğe, birliğe davet eden bir yazıdır. Bu ihtilaf dünyanın neresinde olursa olsun çözüm aynıdır aslında. Müslümanlar arasında ihtilaflar olabilir. İnsanız. Farklı olabiliriz. Yanılabiliriz. Diyelim ki Müslümanlar arasında bir ihtilaf oldu. Müslümanlar arasındaki ihtilafta yapıcı olmalıyız. Böyle zamanlarda fitneyi -ihtilafı küllendirmeye çabalamalıyız.

FİTNEYİ KÜLLENDİRİN

Hz. Resul’ün (s.a.v.) emridir. “Fitneyi küllendirin.” Canlandırmayın. Üstünü örtün. Kuran ve Nebi’nin (s.a.v.) hukukuyla meseleleri çözün. İhtilafı diri tutmayın. Böyle zamanlarda bize düşen görevler vardır. Canımız kadar sevdiğimiz müminlerin ihtilaflarından menfaat devşirmeye çabalayan konumunda olmamalıyız. Çünkü biliriz ki, “Fitne döneminde dil kılıçtan daha keskindir.” Dil onarılmaz yara bırakır. Bırakabilir. Kılıç yarası tımar edilir ama dil yarası uzun süre geçmeyebilir. Burada ‘iyiliği emreden, fenalıktan sakındıran’ olmalıyız. Başka söze müsaade etmemeliyiz. Kötü niyetlilere, ‘aradan çekilin’ demeliyiz.

KILICINIZI TAŞA VURUP KIRIN

Efendimiz (s.a.v.); ‘Fitne zamanlarında kılıcınızı taşa vurup kırın’ buyuruyor. ‘Birbirinize vurmayın’ diyor. ‘İşi derinleştirmeyin, çözüme ve anlaşmaya zemin bırakın’ demek istiyorlar. Bu gibi hassas zamanlarda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) o genel uyarısını hatırlarız. “Ya hayır söyle veya sus!” İyi söyleyenler iki adım öne çıkmalı. Kötü söyleyenler geri durmalı. Elbette bu ihtilafta haklı ve haksız olanlar olabilir. Belki bizler de bu türden ihtilaflarda gönül itibariyle bir tarafta olabiliriz. Taraf olsak bile diğer tarafın hukukunu korumalıyız. ihtilafı derinleştirmemek için dikkat etmeliyiz.

KARDEŞLERİMİZE ELİMİZİ UZATALIM

İhtilafa düşen kardeşlerimize elimizi uzatacağız. Birbirine aykırı düşmüş iki elin birleşmesine yardım edecek üçüncü el olmaya gayret edeceğiz. Hz. Peygamber (s.a.v.) böyle günler için şöyle buyuruyor. ‘İhtilafta oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden daha hayırlıdır.’ Bu söz ihtilafta olanlara değil, hepimizedir. Bizler geçtiğimiz dönemlerde büyük çileler çekmişiz. Az veya çok hepimiz horlanmışız. Zedelenmişiz. Zaman gelmiş evler basılmış. “Ayin yaptınız” diye takibata uğramışız. Müftü dedelerimiz sürgünler yemiş. Hocalarımız mekân mekân kovalanmışlar. Hapislere düşmüşüz. Şiirlerimiz suç teşkil etmiş. En masum şiirlere bile ceza elbisesi giydirilmiş. Kitaplar yasaklanmış. Büyükler takibata uğramış. Çile çekmişiz.

BAHARI KIŞA ÇEVİRMEK İSTEYENLER VAR

Sonra Allah (c.c.) nimet vermiş ve güzel bir bahar gelmiş. Bilin ki baharı kışa çevirmek isteyenler hep olacak. Fırsat vermeyelim. Yüreklerimizi yeniden yoklayalım. Problemlerimizi yürek ikliminde, secde makamında halledelim. Birbirimizi incitmeyelim. Mümin müminin kardeşidir. Mümin, müminin duacısıdır. Onu kırmaz. Onu korur. Darılsa da elini çekmez. Namusunu, iffetini korur. Tebessümü ihmal etmez. Teenni ile hareket eder. Acele etmez. Kardeşine dua eder. ‘Ya Rabbi kalplerimizi te’lif et’ der. Yumuşak söz söyler. Anlayışla davranır. Problemin tansiyonunu düşürür. Bekler. Elbette makul çözüm bulunur. Müslümanlar problemlerini mümince çözerler. Kardeşini canı kadar sever. Çünkü bilir ki çetin gününde yanında o yer alacaktır. Yer almalıdır. Başka bir hal, kötüleri sevindirir. Ellerini ovuştururlar. Şer insanlar, şer kuvvetler ihtilafı sever. Destekler. Aman ha. İhtilafı, fitneyi küllendirelim. Yarın yüz yüze bakacak mecalimiz olsun.

Umre organizasyonları ile ilgili “Suudi Arabistan’ın konuya ilişkin uygulamalarından emin olmadan 14 günlükten fazla umre turu yapmamaya karar verildi” denildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki haftadan daha uzun süreli umre organizasyonu düzenlenip düzenlenmeyeceği yolunda Başkanlığa çok sayıda soru gelmesi üzerine açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilerek şöyle denildi:

“Suudi Arabistan Hac Bakanının, Hac Bakanlığının WEB sayfasında, Haremi şerifteki inşaat sebebiyle 2013-2014 Umre Sezonunda umre yolcularının Suudi Arabistan’da en fazla on dört gün kalabileceğine dair bir açıklamasına yer verilmiştir“.

Başkanlığın geçen umre sezonu Ramazan ayında bütün planlamalar yapıldıktan sonra Suudi Arabistan’ın getirdiği kısıtlamalar yüzünden umreye gidecek vatandaşların karşılaştığı sıkıntıları da göz önüne alarak bu sezon, Suudi Arabistan’ın konuya ilişkin uygulamalarından emin olmadan 14 günlükten fazla umre turu yapmamaya karar verdiği vurgulanarak, “Vizeler alınmaya başlandıktan sonra 14 günden uzun süreli vize alma imkânı ortaya çıkması durumunda Başkanlığımız buna göre yeni turlar düzenleyecektir” ifadesi kullanıldı. 

 

Değerli Öğrencilerimiz, müfredatta yer alan dersler dışında da hocalarımız sizlerle… M.Ü.İLAHİYAT FAKÜLTESİ SEMİNER PROGRAMI-2013-14 GÜZ DÖNEMİ
KELAM ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Tevilatü’l Kur’an	Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz	Cuma	17:00-19:00	Güz	MC-101
El-Kifaye fi’l-Hidaye	Prof. Dr. İlyas Çelebi	Perşembe	17:00-19:00	Güz-Bahar	K-12
TEFSİR ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Tefsir Müzakereleri	Prof. Dr. Ömer Çelik	Perşembe	13:30-15:00	Güz	MC-101
Nesefi Okumaları	Prof. Dr. Yakup Çiçek	Çarşamba	13:30-14:30	Güz	KMS-4
Nesefi Okumaları	Prof. Dr. Yakup Çiçek	Çarşamba	15:30-16:30	Güz	KMKS
Belagat ve Tefsir	Prof. Dr. Abdülaziz Hatip	Cuma	13:00-14:45	Güz	KMS-5
Tefris Okumaları	Öğr. Gör.Ali Hüsrevoğlu	Çarşamba	13:30-15:00	Güz-Bahar	MC-301
HADİS ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Nevevi’nin Riyâzus-sâlihîn’i	Yrd. Doç. Dr. Aynur Uraler	Cuma	13:15-15:15	Güz-Bahar	MC-317
Buhâri’nin el-Câmiüs-sahîh’i	Yrd. Doç. Dr.Ayşe Esra Şahyar	Cuma	13:30-15:30	Güz-Bahar	MC-120
Hadis Usulü Okumaları	Yrd. Doç. Dr.Ayşe Esra Şahyar	Çarşamba	13:30-14:30	Güz-Bahar	MC-101
Kâdi Iyâz’ın Şifâ’sı	Yrd. Doç. Dr. Mehmet Efendioğlu	Cuma	10:00-11:30	Güz-Bahar	MC-401
ARAP DİLİ VE BELAĞATI ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
İzhar ve Maksud Dersleri	Prof. Dr. Hüseyin Elmalı			BAHAR
KUR’ÂN-I KERİM OKUMA VE KIRAAT ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Tashih-i Hurûf ve Kur’an’ı Güzel Okuma Çalışmaları	Doç dr. Mehmet Emin Maşalı	Perşembe	15:00-17:00	Güz-Bahar	MC-101
Tashih-i Hurûf ve Kur’an’ı Güzel Okuma Çalışmaları	Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak	Çarşamba	15:30-17:00	Güz-Bahar	MC-219
Tashih-i Hurûf ve Kur’an’ı Güzel Okuma Çalışmaları	Arş. Gör.Naci Demirci	Pazartesi	15:30-17:00	Güz-Bahar	MC-301
İSLAM HUKUKU ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Fıkıh Metinleri(Mavsilî,el-ihtiyar, Muamelât)	Prof. Dr. Abdullah Kahraman	Pzartesi	13:00-14:30	Güz-Bahar	YE-14
		Çarşamba	11:00-12:30	Güz-Bahar	YE-14
Fıkıh Metinleri(Nevevî,Minhacu’l-Talibin)	Prof. Dr. Ahmet Özel	Salı	15:30-17:00	Güz-Bahar	MC-403
Fıkıh Metinleri(Mavsılî,el-ihtiyâr.İbâdât)	Prof. Dr. Kemal Yıldız	Cuma	13:00-14:00	Güz-Bahar	MC-129
Usulü Fıkıh(İbn Kutluboğa Şerhu’l Menar)	Prof. Dr. Faruk Beşer	Salı	10:00-12:00	Güz-Bahar	K-6
Güncel Fıkhî Meseleler	Prof. Dr. Faruk Beşer	Çarşamba	13:30-15:00	Güz-Bahar	KMKS
İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
İtikâdi ve Aktüel Yönleriyle Caferîlik ve Şiîlik	Prof. Dr. İlyas Üzüm	Çarşamba	14:00-14:30		MC-422
DİNLER TARİHİ ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Milel ve Nihal, Dinler Tarihi Okumaları	Doç Dr. İsmail Taşpınar	Salı	11:00-12:30	Güz-Bahar	YE-14
İSLAM TARİHİ ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
İslâm’ın İlk Asırlarında Bizans’la İlişkiler	Doç Dr. Casim Avcı	Salı	17:30-19:00	Güz-Bahar	MC-101
Seçilmiş Modern Medya Metinleri ve Klasik Arapça Metinleri	Yrd.Doç Mahmut Kelpetin	Cuma	15:45-17:45		–
Siyer	Yrd. Doç. Dr. Nihal Şahin Utku	Çarşamba	13:00-15:00		–
İslam Tarihi Kaynak Okumaları (İbn Hişam)	Yrd. Doç Dr. Osman Aydınlı			BAHAR	–
TÜRK DİN MUSİKİSİ ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Uygulamalı Cami Musikisi	Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi	Perşembe	11:00-12:30	Güz-Bahar	YE-26
Erkekler Koro	Yrd. Doç Dr. Nuri Özcan	Çarşamba	12:30-13:30	Güz-Bahar	MC-513
Ney	Yrd. Doç Dr. Nuri Uygun	Cuma	13:00-14:00	Güz-Bahar	YE-25
Gitar	Prof. Dr. Safa Yeprem	Salı	16:00-17:30	Güz-Bahar	YE-26
		Çarşamba	14:00-16:00	Güz-Bahar	YE-26
Bayanlar Koro	Arş. Gör. Dr. Ayşe Başak İlhan	Çarşamba	12:30-13:30	Güz-Bahar	MC-510
Nota ve Repertuar	Arş. Gör. Mehmet Öncel	Perşembe	12:30-13:30	Güz-Bahar	YE-26
TÜRK-İSLAM SANATLARI ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Hüsn-i Hat	Öğr. Gör. M. Efdalüddin Kılıç	Salı	13:30-1500	Güz
TASAVVUF ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Mevlid ve Şerhi	Yrd. Doç Dr. M. Nedim Tan	Çarşamba	14:00-15:30	Güz-Bahar	MC-317
Tasavvuf Metinleri(Mektûbât)	Prof Dr. Süleyman Derin	Perşembe	12:30-13:30	Güz-Bahar	MC-310
TÜRK İSLAM EDEBİYATI ANABİLİM DALI
Dersin Adı	Öğretim Üyesi	Günü	Saati,	Dönem	Sınıf
Türk İslam Edebiyatı Metin Okumaları	Yrd. Doç. Dr. Ahmet Karataş	Çarşamba	15:30-17:00		MC301
	Yeni seminerler 02.12.2013 tarihinden itibaren başlayacaktır.
Ders saati ve sınıflar hakkındaki değişiklikler için hocalarımızdan bilgi alabilirsiniz.
Güncellenen programlar web sayfamızda mevcuttur.			DEKANLIK
	Kurslarımız Ücretsizdir.

6. Dini Yayınlar Kongresi’ne katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
SORULARIN HEDEFİ, DİN İLE İLGİLİ DOĞRU VE YANLIŞLARI BELİRLEMEK
Görmez’e, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) yaptırılan ve “Hangi dine mensupsunuz?, “Kendinizi hangi mezhebe ait hissediyorsunuz?”, “Alevi misiniz, Sünni misiniz?”, “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah mıdır?”, “Sizce köpek giren eve melek girer mi?”, “Misafirlikte kadınlar ve erkekler aynı mı oturursunuz?” gibi sorulardan oluşan anket hatırlatılarak, böyle bir anketin neden yapıldığı soruldu.
Mehmet Görmez, ankete ilişkin şunları söyledi: “Bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Anayasal bir kuruluş olarak topumu din konusunda aydınlatmakla yükümkü olan bir kurumdur. Bilimsel verilere dayanarak, çalışmalarını yürütememiş olması bir eksiklik olmuştur. Dolayısıyla dünya çapında din hizmeti sunan, toplumun dini hayatına hizmet eden bir kurumun, toplumu din konusunda aydınlatmakla yükümlü olan bir kurumun toplumun içerisinde dini hayatla ilgili ne tür sorunlar yaşanıyor, ne tür doğru ya da yanlış düşünceler var, bunları bilmeden vaazları, hutbeleri, eğitim hizmetlerini tanzim etmesi mümkün değil. Herkes çok iyi bilir ki, bütün dünyada bunlar bilimsel çalışmalardır. Ve bu bilimsel çalışmalar asla insanları tasnif etmek, bölmek, tespit etmek için yapılmaz. Bütün bu bilimsel araştırmalar, bilimsel veriler oluşturarak, o bilimsel veriler doğrultusunda kendi hizmetlerini tanzim etmek için yapılır. Bunun kadar tabii bir şey yoktur diye düşünüyorum. Biz sadece, toplumun din ile ilgili doğru algılarını ve bilgilerini bilmekle yükümlü değiliz. Eğer yanlış bir algı, yorum, anlayış varsa, bizim onları da bilmemiz lazım. Dolayısıyla bütün o sorular, hatta çok daha saçma sorular olabilir, ancak bu soruların her birisinin hedefi, toplumda din ile ilgili doğru, yanlış yorumlar var mı, yok mu, bunu tespit etmeye yöneliktir.”
ANKET TAMAMLANDI
Söz konusu anketin tamamlanmadığı yönündeki iddialar sorulunca Görmez, “Tamamlandı. Şu anda bilim adamları çalışarak, bize sadece veriler verecektir. Biz de o bilimsel verileri dikkate alarak, kendi hutbelerimizi, vaazlarımızı, eğitim programlarımızı, bunu dikkate alarak yeniden değerlendirmeye alacağız” dedi.

 

Artvin: Mehmet Kocatepe

1 Ocak 1966 yılında Artvin Yusufeli, Altıparmak (Barhal) köyünde doğdu. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladıktan sonra, Sosyal Bilimler Enstitüsünde Halk Eğitimi üzerine mastır yaparak “Bilim Uzmanı” unvanını aldı.Esnaf bir ailenin çocuğu olarak, gıda ve tekstil üzerine on yıl ticaretle uğraştı. 1992’de öğretmenliğe başladı. 1996-2003 yılları arasında TBMM’de çalıştı. 2003-2009 yılları arasında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde Personel ve Eğitim Daire Başkanı olarak görev yaptı. Kocatepe, 25 Nisan 2009 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Evli ve 3 çocuk babası olup, İngilizce ve Arapça bilmektedir.

Çankarı: İrfan Dinç, mevcut başkan.

1964 yılında Çankırı´da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Çankırı´da, yükseköğrenimini ise 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´nde tamamladı.

Üniversite eğitiminin ardından siyasi hayata atılan Dinç, Çankırı´da ticari faaliyetlerde bulundu. 1989-1990 yılları arasında bir siyasi partide İl Müfettişliği, 1990-1996 yılları arasında İl Başkanlığı yaptı. 1996 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek´in danışmanı olarak göreve başlayan İrfan Dinç, ardından Büyükşehir Belediyesi Metropol A.Ş.´de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı 3 yıl içerisinde Ankara´da birçok rekreasyon alanı, köprülü kavşak çalışmalarının altına imzasını attı.

2004 yılında yapılan yerel seçimlerde Ak Parti´den Belediye Başkanı seçildi.
5 senelik belediye başkanlığı sürecinde aktif performans sergileyerek Çankırı´da belediyecilik anlayışını değiştiren Dinç, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Ak Parti´den yeniden aday gösterilerek ikinci kez Belediye Başkanlığına seçildi.
Dinç evli ve üç çocuk babasıdır.

Giresun: Prof. Dr. Yılmaz Can

1962’de Giresun’da doğdu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Evli ve 3 çocuk babası.

iresun Üniversitesi eski Rektör Vekili, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olan Can, 1962 yılında Giresun’da doğdu. 1984 yılında araştırma görevlisi olarak girdiği Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalında “İslam Şehirlerinin Fiziki Yapısı” konulu tez çalışmasıyla doktora unvanını aldı.

Kütahya: Kamil Saraçoğlu

1959 Kütahya doğumludur. İlk,orta ve lise tahsilini (ihl) Kütahya’da tamamlayıp, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur. 1986’da ticari hayatına başlayıp, 1991 yılında 2 ortaklı bir şirket (oto cemre otomotiv ltd.şti.)kurarak halen ticari hayatına devam etmektedir. 1990 yılından itibaren aktif siyasetin içinde bulunmuştur.2001 de kurulan AK Parti il yönetim kurulunda kurucu üye olarak görev almış, 1. kongreden sonra il başkan yardımcılığı görevin de bulundu.2009’da il kongresinde il başkanlığına seçildi. 2011 genel seçimleri için görevinden istifa etti ve 2012 yılında tekrar il başkanlığına seçildi. Evli ve üç çocuk babasıdı

Liste Güncellenecektir

 

 

ershaneler konusunda yaşanan tartışmalara değindi. Görmez, “Biz birbirimizin her gün yüzüne bakmak durumundayız. Birbirimize karşı bizi mahcup edecek her türlü dilden, her türlü üsluptan uzak durmaya davet edebilirim herkesi.” dedi.

Dini Yayınlar Kongresi’nde gazetecilerin sorularını cevaplayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, dershane tartışmalarıyla ilgili çağrıda bulundu.

Doğrudan bu konuya girmesinin uygun olmadığını ifade eden Görmez, “Sadece Diyanet İşleri Başkanı ve bu topraklarda yaşayan kardeşiniz olarak bir çağrıda bulunabilirim. Elbette bizim gelecek nesillerimizi, insan yetiştirme düzeneklerimizi, eğitim müfredatlarımızı tartışmamız, konuşmamız son derece önemlidir ve tabiidir. Ancak bunu yaparken herkesin kardeşlik ahlakı ve kardeşlik dokusu içinde kalarak, birbirini üzmeden birbirine itham etmeden doğru bir dil ve üslup kullanarak bu tartışmaları bu konuşmaları yapmamız çok önem arz ediyor. Allah bizi kardeş olarak ilan etmiştir. Biz birbirimizin her gün yüzüne bakmak durumundayız. Birbirimize karşı bizi mahcup edecek her türlü dilden her türlü üsluptan uzak durmaya davet edebilirim herkesi.” diye konuştu.

“Sizce dershanelerin kapatılması yanlış mı, doğru mu?” sorusuna Görmez, “Onu sizin takdirinize bırakıyorum artık” yanıtını verdi.

 

MEB 8. Sınıf Ortak Sınav Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Soru ve Cevapları

1.

 

 

2.

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10.

11

12

13

14

 

15

16

17

18

19

 

20

Cevap Anahtarı

 

TEOG Din Kültürü Soru ve Cevap Anahtarı

Diyanet İşleri Başkanlığınca 6. Dini Yayınlar Kongresi düzenlenecek. Yarın başlayacak “İslam, sanat ve estetik” konulu kongrede,İslam ve edebiyat, mimari, musiki, görsel sanatlar gibi konular ele alınacak.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6. Dini Yayınlar Kongresi’nin İstanbul’da yapılacağını bildirdi.

Başkanlık olarak iki yılda bir söz konusu organizasyonu gerçekleştirdiklerini dile getiren Özafşar, kongrelerde önemli konuları ele aldıklarını belirtti. Kongrenin bu seneki konusunun “İslam, sanat ve estetik” olarak belirlendiğini ifade eden Özafşar, üç gün sürecek kongrenin İstanbul’da ilk defa yapılacağını söyledi.

Kongreye alanında önemli 100’e yakın edebiyatçı, yazar ve akademisyenin katılacağını bildiren Özafşar, kongrede 10 genel, 4 özel oturumun yapılacağını aktardı. Kongrede İslam ve edebiyat, mimari, musiki, görsel sanatlar gibi konuların gündeme geleceğini anlatan Özafşar, “İslam, sanat ve estetik konusunda çok kapsamlı bir kongrenin gerçekleşeceğini ümit ediyoruz” diye konuştu. Temanın önceki kongrede belirlendiğini anımsatan Özafşar, şunları kaydetti:

“İslam sanat ve estetik konusu son yıllarda çok tartışılan bir konudur. Mimari konusu özellikle. Bu süre zarfında başkanlığımız bir üniversitemizle cami mimarisi konulu bir sempozyumu da gerçekleştirdi. Yine Türkiye gündeminde ağır siyasi ve toplumsal tartışmaların arasında ‘Müslüman sanatı olur mu olmaz mı, Müslüman sanatçının kimliği nedir’ gibi tartışmalar da çok yoğun yaşanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığının yürüttüğü hizmet de bir anlamda sanat ve estetikle iç içedir. Bir defa camilerin inşaları sanat ve mimarinin konusudur. Aynı zamanda ibadetlerin yönetimi, ibadetlere çağrı bir estetik, sanat konusudur. Tabii toplumun eğitim seviyesinin yükselmesi, bir anlamda bu toprakların dünya görüşünü, birikiminin de toplum tarafından daha bir fark edilebilir şekilde paylaşılması böyle bir konuyu gündeme getirmiştir. İslam dünyasının içinden geçtiği süreçler çok farklı bir noktaya doğru ilerlerken toplum daha çok sorunlarla ve derin krizlerle boğuşurken bir anlamda belki bu ağır gündemin içinde topluma nefes aldıracak bir imkan olarak bu sanat ve estetik konusu gündeme gelmiştir.”

Özafşar, kongre kapsamında İslam sanatlarını tanıtan sergiyle Ahmet Özhan ile Devlet Türk Müziği Topluluğu konserlerinin de düzenleneceğini ifade etti.

Kongredeki oturumlarda dinler ve estetiğin keşfi, İslam sanatının tarihsel serüveni, dindarlık-sanat ve estetik, Endülüs’ten esintiler, İslam ve edebiyat, İslam ve mimari, İslam ve musiki, İslam ve görsel sanatlar, geleneksel Türk-İslam sanatları, din ve sanat konulu neşriyat, sanatta perspektif sorunu, medeniyetimiz ve sanatçı kimliği konuları ele alınacak.

Kongre Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in başkanlığındaki genel değerlendirmenin yapılacağı oturumun ardından sona erecek.

“Dini görevlerini yerine getirmek isteyen kişiler kampus dışındaki ibadethanelere gitmeye zorlanmaktadır. Bu durum namaz kılmak isteyen kişileri, dersleri/ işleri/ibadetleri arasında tercih yapmaya zorlamaktadır. Bu mağduriyetin giderilmesi için kampus içinde bir ibadethane açılması zaruri hale gelmiştir” içerikli bir dilekçe hazırladı.

Zaten Gezi’ye de katılmadılar!

Star Gazetesi’nin haberine göre; Dilekçeyle imza kampanyası başlatan ve 15 günde 200 imza toplayan öğrenciler, akıl almaz hakaretlere maruz kaldı. Nazi Almanyasını hatırlatan bir saldırı kampanyası düzenlenleyen muhalif öğrenciler, bu talebi ‘AK Parti iktidarının üniversitelere hakim olma’ adımı olarak değerlendirdirerek “Dilekçeyi verenler zaten Gezi’ye de katılmamıştı” suçlaması yaptı. Muhalif öğrenciler daha da ileri giderek talepte bulunanlara küfredilmesi hatta suratlarına tükürülmesi için kampanya başlattılar.

GSÜ iktidara secde eder mi?

Öğrencilerin ibadethane talebine ilk tehdit, Fikir Kulüpleri Federasyonu‘ndan (FKK) geldi. İnternet sayfalarından “GSÜ iktidara secde eder mi” başlıklı bir açıklama yayınlayan FKK GSÜ adlı grup, ibadethane isteyen öğrencileri hem suçladı hem de tehdit etti. Açıklamada, okulun yangında zarar gördüğü, eğitim yapacak alan sıkıntısı çekildiği bir ortamda ibadethane için imza toplanması “AKP iktidarının işaret ettiği şekilde kamusal alanın dinselleştirilmesi” olduğu iddia edildi. Açıklama şöyle son buldu:

Gördüğünüz yerde tükürün!

“Gençlik siyasal İslam’ın ağzındaki özgürlük demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın bu çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz.”

İbadethane isteyen öğrencilere bir diğer tehdit ve hakaret ise konunun tartışıldığı Facebook’taki sayfalarda geldi. Bir yorum bu kadar da olmaz dedirtirken, ibadethane isteyen öğrencilere yönelik şu sözlerle başlatılan saldırı kampanyası ise kan dondurdu: “Sınav zamanları ders çalışmak isteyen öğrenciler kütüphanede yer bulamazken, tiyatro topluluğunun g.t kadarcık atölye alanı da henüz sınıflaştırılmışken, öğretim görevlileri koğuş sisteminde akademi içinde var olmaya çabalarken GSÜ’de ibadethane talep etmek açıkça yüzsüzlüktür, art niyettir; bunların hiçbiri değilse beyin ve sağduyu yoksunluğudur. Bu insanları gördüğünüz yerde küfrediniz, aşağılayınız, rencide ediniz, hatta suratlarına tükürünüz; zira Rasim Ozan-Can Ataklı düzeyinde bir tartışmayı bile haketmiyor bu talep.”