Kasame Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Nesai Ebu Davud Tirmizi Malik
Başlık: KASAME BÖLÜMÜ
Konu: Kasame Hakkında
Ravi: Sehl İbnu Ebi Hasme
Hadisin Arapçası:
وعن سهل بن أبي حثمة قال: ]انْطَلَقَ عَبْدُاللّهِ بنُ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةُ ابْنُ مَسْعُودٍ الى خَيْبَرَ، وَهِيَ يَوْمَئِذٍ صُلْحٌ فَتَفَرَّقَا، فأتَى مُحَيِّصَةُ الى عبدِاللّهِ ابنِ سَهْلٍ وَهُوَ يَتشَحَّطُ في دَمِهِ قَتِيً فَدَفَنَهُ. ثُمَّ قَدِمَ الْمَدِينَةَ. فَانْطَلقَ عَبْدُ الرّحْمنِ بْنُ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةُ وَحُوَيِّصَةُ ابْنَا مَسْعُودٍ الى رَسُولِ اللّهِ #. فَذَهَبَ عَبْدُالرَّحْمنِ يتَكَلَّمُ. فقَالَ #: كَبِّرْ كَبِّرْ، وَهُوَ أحْدَثُ الْقَوْمِ فَسَكَتَ فَتَكَلّمُوا. فقَالَ رَسُولَ اللّهِ #: أتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِيناً وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ؟ قَالُوا: كَيْفَ نَحْلِفُ، وَلَمْ نَشْهَدْ وَلَمْ نَرَ؟ قَالَ: فَتُبْرِئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِيناً. قَالُوا: كَيْفَ نَأخُذُ أيْمَانَ قَوْمٍ كُفَّارٍ؟ فَعقَلَهُ رَسُول اللّهِ # مِنْ عِنْدِهِ[. أخرجه الستة.قوله: »يتشحط« أي يضطرب.وقوله: »كبّر« أمر بتقديم اكبر في الكم .
Hadisin Anlamı:
Abdullah İbnu Sehl ve Muhayyısa İbnu Mes’ud Hayber’e gittiler. O günlerde Hayber’le sulh yapılmıştı. Onlar (hususi işleri için) birbirlerinden ayrıldılar. Muhayyısa, Abdullah İbnu Sehl’e rastladı, kan revan içindeydi, son nefeslerini verdi. Muhayyısa, arkadaşını orada defnetti ve Medine’ye döndü. Mes’ud’un iki oğlu Muhayyısa ve Huvayyısa, Abdurrahman İbnu Sehl ile birlikte (durumu haber vermek üzere) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın yanına gittiler. Yaşça hepsinin küçüğü olan Abdurrahman konuşmaya başladı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Büyüğü büyükle, büyüğü büyükle!” diyerek, müdahele etti. Bunun üzerine o sustu, öbürleri anlattılar. Aleyhissalatu vesselam: “Elli yemin yapıp arkadaşınızın diyetini hak etmek ister misiniz?” buyurdular. Onlar, “Nasıl yemin ederiz, ne şahid olduk, ne de gördük!” dediler. Aleyhissalatu vesselam: “Yahudiler elli yeminle sizi tebrie etsinler mi?” buyurdular. Onlar: “Biz kafir insanlann yeminine nasıl itibar ederiz?” dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların bu halleri üzerine, adamın diyetini kendi nezdinden ödedi.
Kaynak: Buhari, Diyat 22, Sulh 7, Cizye 12, Edeb 89, Ahkam 38, Müslim, Kasame 1, (1669), Muvatta, Kasame 1, (2, 877, 878), Ebu Davud, Diyat 8, 9, (4620, 4521, 4532), Tirmizi, Diyat 23, (1422), Nesai, Kasame 3, (8, 5-12)