Âvamil,162 ( إِذْمَا تَتُبْ تُقْبَلْ تَوْبَتُكَ ) “Ne zaman tövbe edersen, senin tövben kabul olunur.” ( إِذْمَا ) ismi, cümlede “ne zaman” mânasını verir ve içinde “ön şartlar yerine getirildiğinde” ifadesi saklıdır. Çünkü bir Hadis-i Şerifte mealen: “Tövbe etti ama; (1) ilim öğrenmeye kalkışmadı, (2) ibadeti fazlalaşmadı, (3) akrabası ondan razı olmadı, (4) süslenmesi değişmedi, (5) arkadaşlarını değiştirmedi, (6) teheccüde kalkmadı ve (7) tasadduk etmedi ise, tövbekâr değildir.” tevbenin şartları tanımlanmıştır. İki fiili cezm eder. Birinci fiile “şart”, ikinci fiile “ceza” denir. Yani, birinci fiil işlenir ise, ikinci fiil de biz-zaruri (ister-istemez) meydana gelir.
1) ( إِذْ ) şart ismidir, sükun üzere mebnidir. Şart fiilinin mefulün fihi olmak üzere mahallen mensubtur. “ma” zaid harftir. ( تَتُبْ ) muzari fiil ( إِذْمَا ) ile lafzen meczumdur. Fâili tahtında müstetir ( أَنْتَ ) zamiridir. Fiil, fâili ile birlikte cümledir ve şart fiili olduğu için irabdan mahalli yoktur.
2) ( تُقْبَلْ ) meçhul muzari fiil olup, “izmâ” ile lafzen meczumdur. Naibu Fâili, ( تَوْبَتُ ) lafzıdır. Fiil, fâili ile birlikte bir cümledir. Cezayı Şart fiili olduğu için irabdan mahalli yoktur.