Zamanla Vukua Gelecek Fitne Ve Hevalar ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Ebu Davud
Başlık: FİTNELER HEVALAR VE İHTİLAFLAR BÖLÜMÜ
Konu: Zamanla Vukua Gelecek Fitne Ve Hevalar
Ravi: Huzeyfe
Hadisin Arapçası:
وعن حذيفة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كَانَ النَّاسُ يَسْألُونَ رَسُولَ اللّهِ # عَنِ الْخَيْرِ، وَكُنْتَ أسْألُهُ عَنِ الشَّرِّ، مَخَافَةَ أنْ يُدْرِكَنِى. فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللّهِ إنَّا كُنَّا في جَاهِلِيَّةٍ وَشَرٍّ فَجَاءَنَا اللّهُ بهذَا الْخَيْرِ، فَهَلْ بَعْدَ هذَا الْخَيْرِ مِنْ شَرٍّ. قَالَ: نَعَمْ: قُلْتُ: فَهَلْ بعْدَ ذلِكَ الشَّرِّ مِنْ خَيْرٍ قَالَ: نَعَمْ، وَفِيهِ دَخَنٌ. فَقُلْتـ34وَمَا دَخَنُهُ؟ قَالَ: قَوْمٌ يَسْتَنُّونَ بِغَيْرِ سُنَّتِي وَيَهْتَدُونَ بِغَيْرِ هَدْيِي تَعْرِفُ مِنْهُمْ وَتُنْكِرُ. قُلْتُ: فَهَلْ بَعْدَ ذلِكَ الْخَيْرِ مِنْ شَرٍّ؟ قَالَ: نَعَمْ. دُعَاةٌ على أبْوَابِ جَهَنَّمَ، مَنْ أجَابَهُمْ إلَيْهَا قَذَفُوهُ فيهَا. قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللّهِ، فَمَا تَأمُرُنِى إنْ أدْرَكَنِى ذلكَ؟ قَالَ: تَلْزَمُ جَمَاعَةَ الْمُسْلِمينَ وإمَامَهُمْ. قُلْتُ: فإنْ لَمْ يَكُنْ جَمَاعَةٌ وََ إمَامٌ؟ قَالَ: فاعْتَزِلْ تِلْكَ الْفِرَقَ كُلِّهَا وَلَوْ أنْ تَعَضَّ بِأصْلِ شَجَرَةٍ؛ حَتّى يُدْرِكَكَ الْمَوْتُ وأنْتَ عَلى ذلِكَ[. أخرجه الشيخان وأبو داود
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e halk hayırdan sorardı. Ben ise, bana da ulaşabilir korkusuyla, hep şerden sorardım. (Yine bir gün): “Ey Allah’ın Resulü! Biz cahiliye devrinde şer içerisinde idik. Allah bize bu hayrı verdi. Bu hayırdan sonra tekrar şer var mı?” diye sordum. “Evet var!” buyurdular. Ben tekrar: “Pekiyi bu şerden sonra hayır var mı?” dedim. “Evet var! Fakat onda duman da var” buyurdular. Ben: “Duman da ne?” dedim. “Bir kavim var. Sünnetimden başka bir sünnet edinir, hidayetimden başka bir hidayet arar. Bazı işlerini iyi (maruf) bulursun, bazı işlerini kötü (münker) bulursun” buyurdular. Ben tekrar: “Bu hayırdan sonra başka bir şer kaldı mı?” diye sordum. “Evet!” buyurdular. “Cehennem kapısına çağıran davetliler var. Kim onlara icabet ederek o kapıya doğru giderse, onlar bunu ateşe atarlar” buyurdular. Ben: “Ey Allah’ın Resulü! Ben (o güne) ulaşırsam, bana ne emredersiniz?” dedim. “Müslümanların cemaatine ve imamlarına uy, onlardan ayrılma. [İmam sırtına (zulmen) vursa, malını (haksızlıkla) alsa da onu dinle ve itaat et!]” buyurdular. “O zaman ne cemaat ne de imam yoksa?” dedim. “O takdirde bütün fırkaları terket (kaç)! Öyle ki, bir ağacın köküne dişlerinle tutunmuş bile olsan, ölüm sana gelinceye kadar o vaziyette kal.” buyurdular.
Kaynak: Buhari, Fiten 11, Menakıb 25, Müslim, İmaret 51, (1847), Ebu Davud, Fiten 1, (4244, 4245, 4246, 4247)