Fiil

  • Nakıs Fiiller 3

    Nakıs fiil: Son harfi illetli harf olan fiildir.  دَعَا ، رَمَى ، نَسِىَ  gibi fiiller nakıs fiiller grubuna girmektedir. Genel olarak nakıs fiillerin mazi ve muzari çekiminde 3 tip fiil ile karşılaşırız:

    1- Mazide orta harfi üstün, muzaride orta harfi ötre olanlar: دَعَا يَدْعُو  gibi.

    2- Mazide orta harfi üstün, muzaride orta harfi esre olanlar: رَمَى يَرْمِى  gibi.

    3- Mazide orta harfi esre, muzaride orta harfi üstü olanlar: نَسِىَ يَنْسَى gibi.

    İlk önce, mazide orta harfi üstün, muzaride orta harfi ötre olan fiillerin mazi çekimiyle başlayalım: Bunların mazide “elif” olanlarında “elif”in aslı “vav”dır. Yani  دَعَا  fiilinin aslı  دَعَوَ şeklindedir. Buna dikkat ederek çekimini yaparız. دَعَا  fiilini çekerek bunu görelim:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    دَعَوْوا

    دَعَوَا

    دَعَا

    Gaib

    Onlar çağırdılar

    O ikisi çağırdı

    Çağırdı

     

    دَعَوْنَ

    دَعَتَا

    دَعَتْ

    Gaibe

    Onlar çağırdılar

    O ikisi çağırdı

    Çağırdı

     

    دَعَوْتُمْ

    دَعَوْتُمَا

    دَعَوْتَ

    Muhatab

    Siz çağırdınız

    Siz ikiniz çağırdınız

    Sen çağırdın

     

    دَعَوْتُنَّ

    دَعَوْتُمَا

    دَعَوْتِ

    Muhataba

    Siz çağırdınız

    Siz ikiniz çağırdınız

    Sen çağırdın

     

    دَعَوْنَا

    دَعَوْنَا

    دَعَوْتُ

    Mütekellim

    Biz çağırdık

    Biz ikimiz çağırdık

    Ben çağırdım

     

    Mazide orta harfi üstün, muzaride orta harfi esre olan nakıs fiillerin çekimi:

    رَمَى يَرْمِى nakıs fiilini çekerek bu tip fiillerin mazi çekimini öğrenelim:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    رَمَوْا

    رَمَيَا

    رَمَى

    Gaib

    Onlar attılar

    O ikisi attı

    Attı

     

    رَمَيْنَ

    رَمَتَا

    رَمَتْ

    Gaibe

    Onlar attılar

    O ikisi attı

    Attı

     

    رَمَيْتُمْ

    رَمَيْتُمَا

    رَمَيْتَ

    Muhatab

    Siz attınız

    Siz ikiniz attınız

    Sen attın

     

    رَمَيْتُنَّ

    رَمَيْتُمَا

    رَمَيْتِ

    Muhataba

    Siz attınız

    Siz ikiniz attınız

    Sen attın

     

    رَمَيْنَا

    رَمَيْنَا

    رَمَيْتُ

    Mütekellim

    Biz attık

    Biz ikimiz attık

    Ben attım

     

     

    Mazide orta harfi esre, muzaride orta harfi üstü olan nakıs fiillerin mazi çekimi:

    نَسِىَ يَنْسَى  nakıs fiilini çekerek bu tip fiillerin mazi çekimini öğrenelim:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    نَسُوا

    نَسِيَا

    نَسِىَ

    Gaib

    Onlar unuttular

    O ikisi unuttu

    Unuttu

     

    نَسِيْنَ

    نَسِيَتَا

    نَسِيَتْ

    Gaibe

    Onlar unuttular

    O ikisi unuttu

    Unuttu

     

    نَسِيْتُمْ

    نَسِيْتُمَا

    نَسِيْتَ

    Muhatab

    Siz unuttunuz

    Siz ikiniz unuttunuz

    Sen unuttun

     

    نَسِيْتُنَّ

    نَسِيْتُمَا

    نَسِيْتِ

    Muhataba

    Siz unuttunuz

    Siz ikiniz unuttunuz

    Sen unuttun

     

    نَسِينَا

    نَسِينَا

    نَسِيْتُ

    Mütekellim

    Biz unuttuk

    Biz ikimiz unuttuk

    Ben unuttum

     

     

    Nakıs fiillerin muzari çekimi: Üç tip nakıs fiilin muzari çekimini yaparak muzari çekimlerini görelim. İlk önce دَعَا  fiilinin muzari çekimini yapalım:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    يَدْعُونَ

    يَدْعُوَانِ

    يَدْعُو

    Gaib

    Onlar çağırıyorlar

    O ikisi çağırıyor

    Çağırıyor

     

    يَدْعُونَ

    تَدْعُوَانِ

    تَدْعُو

    Gaibe

    Onlar çağırıyorlar

    O ikisi çağırıyor

    Çağırıyor

     

    تَدْعُونَ

    تَدْعُوَانِ

    تَدْعُو

    Muhatab

    Siz çağırıyorsunuz

    Siz ikiniz çağırıyorsunuz

    Sen çağırıyorsun

     

    تَدْعُونَ

    تَدْعُوَانِ

    تَدْعِينَ

    Muhataba

    Siz çağırıyorsunuz

    Siz ikiniz çağırıyorsunuz

    Sen çağırıyorsun

     

    نَدْعُو

    نَدْعُو

    أَدْعُو

    Mütekellim

    Biz çağırıyoruz

    Biz ikimiz çağırıyoruz

    Ben çağırıyorum

     

     

    Şimdi de رَمَى fiilinin muzari çekimini yapalım:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    يَرْمُونَ

    يَرْمِيَانِ

    يَرْمِى

    Gaib

    Onlar atıyorlar

    O ikisi atıyor

    Atıyor

     

    يَرْمِينَ

    تَرْمِيَانِ

    تَرْمِى

    Gaibe

    Onlar atıyorlar

    O ikisi atıyor

    Atıyor

     

    تَرْمُونَ

    تَرْمِيَانِ

    تَرْمِى

    Muhatab

    Siz atıyorsunuz

    Siz ikiniz atıyorsunuz

    Sen atıyorsun

     

    تَرْمِينَ

    تَرْمِيَانِ

    تَرْمِينَ

    Muhataba

    Siz atıyorsunuz

    Siz ikiniz atıyorsunuz

    Sen atıyorsun

     

    نَرْمِى

    نَرْمِى

    أَرْمِى

    Mütekellim

    Biz atıyoruz

    Biz ikimiz atıyoruz

    Ben atıyorum

     

     

    Şimdi de نَسِىَ fiilinin muzari çekimini yapalım:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    يَنْسَوْنَ

    يَنْسَيَانِ

    يَنْسَى

    Gaib

    Onlar unutuyorlar

    O ikisi unutuyor

    Unutuyor

     

    يَنْسَيْنَ

    تَنْسَيَانِ

    تَنْسَى

    Gaibe

    Onlar unutuyorlar

    O ikisi unutuyor

    Unutuyor

     

    تَنْسَوْنَ

    تَنْسَيَانِ

    تَنْسَى

    Muhatab

    Siz unutuyorsunuz

    Siz ikiniz unutuyorsunuz

    Sen unutuyorsun

     

    تَنْسَيْنَ

    تَنْسَيَانِ

    تَنْسَيْنَ

    Muhataba

    Siz unutuyorsunuz

    Siz ikiniz unutuyorsunuz

    Sen unutuyorsun

     

    نَنْسَى

    نَنْسَى

    أَنْسَى

    Mütekellim

    Biz unutuyoruz

    Biz ikimiz unutuyoruz

    Ben unutuyorum

     

     

    Nakıs fiilin emri hazır çekimi: Nakıs fiilin emri hazır çekiminde, cezim alameti olarak sonlarındaki illetli harf düşer. Üç nakıs fiilin emri hazır çekimini yaparak, emr-i hazır çekimlerini de görelim:

    İlk önce  دَعَا  fiilinin emri hazırını çekelim:

     

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    اُدْعُوا

    اُدْعُوَا

    اُدْعُ

    Muhatab

    Sizler çağırın

    Siz ikiniz çağırın

    Çağır

     

    اُدْعُونَ

    اُدْعُوَا

    اُدْعِي

    Muhataba

    Sizler çağırın

    Siz ikiniz çağırın

    Çağır

     

     

    Şimdi de  رَمَى  fiilinin emri hazırını çekelim:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    اِرْمُو

    اِرْمِيَا

    اِرْمِ

    Muhatab

    Sizler atın

    Siz ikiniz atın

    At

     

    اِرْمِينَ

    اِرْمِيَا

    اِرْمِى

    Muhataba

    Sizler atın

    Siz ikiniz atın

    At

     

     

    Şimdi de  نَسِىَ   fiilinin emri hazırını çekelim:

    Cem’i

    Müsenna

    Müfred

     

    اِنْسَوْا

    اِنْسَيَا

    اِنْسَ

    Muhatab

    Sizler çağırın

    Siz ikiniz çağırın

    Çağır

     

    اِنْسَيْنَ

    اِنْسَيَا

    اِنْسَىْ

    Muhataba

    Sizler çağırın

    Siz ikiniz çağırın

    Çağır

     

     

  • Nakıs Fiil

     NÂKIS FİİL

    Lâme’l-fiili (yani son harfi) illet harfi olan fiildir.

    Son harfi vâvdan (و) kaynaklanan uzun elif ise nâkıs-i vâvî,

    دَعَوَ

    den

    دَعَا

    dua etti, çağırdı

    Son harfi yâ (ي ) den kaynaklanan maksûre elif ise nâkıs-i yâî olur.  Fiilde ي  yazılmasına rağmen elif gibi çekerek okunur. Bu tip üstünden sonra gelen (ى) ler noktasız yazılır.

    رَمَىَ

    den

    رَمَى

    attı

    Ecvef fiilin üç çeşit çekimi olmasına karşılık nâkıs fiilin mâzî ve muzârilerinin ayne’l-fiilindeki durumu itibariyle dört çeşit fiil vardır:

    غَزَا  يَغْزُو

    savaştı

    رَمَى  يَرْمِي

    attı

    رَضِيَ   يَرْضَى

    razı oldu

    سَعَى يَسْعَى

    çalıştı

    Şimdi sırayla, sabır ve dikkatle bunların çekimini işleyelim.

    a)1. Babdan gelen Nâkıs-i vâvî       

    غَزَا  يَغْزُو   savaştı   (Aslı birinci babdan غَزَوَ يَغْزُوُ)

     

    Muzâri Çekimi

     

          Mâzî Çekimi

    يَغْزُو  يَغْزُوَانِ   يَغْزُونَ

    غَزَا      غَزَواَ      غَزَوْا

    تَغْزُو  تَغْزُواَنِ  يَغْزُونَ

    غَزَتْ    غَزَتَا      غَزَوْنَ

     

     

    تَغْزُو  تَغْزُواَنِ  تَغْزُونَ

    غَزَوْتَ  غَزَوْتُماَ  غَزَوْتُمْ

    تَغْزِينَ  تَغْزُواَنِ  تَغْزُونَ

    غَزَوْتِ  غَزَوْتُماَ  غَزَوْتُنَّ

    أَغْزُو   نَغْزُو     نَغْزُو

    غَزَوْتُ  غَزَوْناَ    غَزَوْناَ

    Görüldüğü gibi, nâkıs-i vâvî fiil, mâzi çekiminde; müfred gâibde (غَزَا) olarak gelmişken tesniye gâibde tesniye elifi kolay söylenebilmesi için fiilin aslı olan (غَزَوَ)’ye birleşmiş ve (غَزَواَ) olmuştur. Cemi gâibde vâvu’l-cemâa’ya (وا) bitişince (غَزَوُوا) olması gerekirken dile ağır geldiğinden, yanyana gelen iki sükûnun birisinden kurtulmak için şahsı gösteren vâvü’l-cemâa atılamayacağından fiilin illet harfi olan vâv düşürülmüş, vâv’dan önceki üstün harekeyle cemi vâvı bağlanıp (غَزَوْا) haline getirilmiştir. Müfred gâibi (غَزَا) olan fiilin müfred gâibesini yapmak için (تْ) eklenmesi yeterlidir. Fakat burada da “uzatmadan sonra cezm gelince uzatma düşer” kaidesi devreye girmiş ve fiil (غَزاَتْ) halinden aradaki elifin düşmesiyle (غَزَتْ) haline getirilmiştir. Fiil bu hale geldikten sonra müennes tesniyesini yapmak için elif koymak yeterli olmuştur (غَزَتَا). Gâibe cemi müennesde ise nûnu’n-nisve’ye (-ْنَ) bağlanırken illet harfi yine aslına dönmüş ve (غَزَوْنَ) olmuştur. Bundan sonrası ise diğer üçlü mâzî fiillerde olduğu gibidir (غَزَوْتَ  غَزَوْتُماَ غَزَوْتُمْ ..). Bu fiile benzeyen bütün fiillerde aynı formül uygulanacağından kitabın burasına kadar gelip anlayan kimse için umutsuzluğa düşmek abestir. Bol tekrarla anlaşılmayacak konu yoktur.

    Nâkıs-ı vâvî muzâri çekiminde tesniye gâiblerde fiil aslına dönmüş (يَغْزُوَانِ), cemi gâibte vâvu’l-cemâa’ya birleşince yukarıda bahsedilen kaideler gereği kendi illet harfini düşürüp (يَغْزُوُونَ) yerine (يَغْزُونَ) olmuştur. Gâibe cemi müenneste de aynı şekilde fiilin son harfine nûnu’n-nisve dil kolaylığı açısından cezmi atılıp (يَغْزُونَ) olarak gelmiştir. Müennes muhâtaba’da ayne’l-fiilin ötresi, kendisinden sonra gelen ve ses uyumu gereği esreli okunan harf sebebiyle (تَغْزُوِينَ) olarak telaffuzda ağırlık teşkil ettiği için düşürülmüştür. Bundan sonra harfi illetin esre harekesi, ayne’l-fiile aktarılarak (تَغْزِوِينَ) olmuştur. Bu defa yanyana gelen iki sükûnludan illetlisi düşürülmüş, böylece daha rahat kullanılan (تَغْزِينَ) şekli ortaya çıkmıştır.

      

    b) 2. Babdan gelen Nâkıs-ı yâî

              رَمَى  يَرْمِيattı     (aslı ikinci babdan  (رَمَىَ يَرْمِيُ   

         Muzâri Çekimi

                  Mâzî Çekimi

    يَرْمِي  يَرْمِيَانِ  يَرْمُونَ

    رَمَى    رَمَيَا    رَمَوْا

    تَرْمِى  تَرْمِيَانِ  يَرْمِيْنَ

    رَمَتْ   رَمَتَا    رَمَيْنَ

    تَرْمِى تَرْمِيَانِ  تَرْمُونَ  

    رَمَيْتَ  رَمَيْتُماَ  رَمَيْتُمْ

    تَرْمِينَ تَرْمِيَانِ  تَرْمِيْنَ  

    رَمَيْتِ  رَمَيْتُماَ  رَمَيْتُنَّ

    أَرْمِى نَرْمِي  نَرْمِي  

    رَمَيْتُ  رَمَيْناَ  رَمَيْناَ

    Görüldüğü gibi mâzî çekimde iki illet yanyana sakin halde (رَمَيُوا) olarak gelemeyeceği için gâib cemide nâkıs-i yâî düşmüş (رَمَوْا) olmuştur, müfred gâibede uzatmadan sonra cezim gelince (elif-i maksûre) düşmüş (رَمَتْ), tesniye gâibede buna yalnızca tesniye elifi eklenmiş (رَمَتَا), bunların dışında asıldaki yâ geri gelmiştir.

    Nâkıs-i yâî muzâride vâvu’l-cemâaya bitişince fiilin illet harfi düşmüştür. Vâvu’l-cemâayla ses uyumunun sağlanması için de ayne’l-fiilin esresi ötreye çevrilmiştir. Böylece aslı olan (يَرْمِيُونَ) den (يَرْمُونَ) haline gelmiştir.

    c) 4. Bâb’dan gelen Nâkıs-ı yâî

     رَضِيَ   يَرْضَىrazı oldu     (Aslı dördüncü babdan رَضِيَ يَرْضَىُ)

             Muzâri Çekimi

                 Mâzî Çekimi

    يَرْضَى  يَرْضَياَنِ  يَرْضَوْنَ

    رَضِيَ   رَضِياَ  رَضُوا

    تَرْضَى  تَرْضَيَانِ  يَرْضَيْنَ

    رَضِيَتْ رَضِيَتَا  رَضِيْنَ

    تَرْضَى  تَرْضَيَانِ  تَرْضَوْنَ

     رَضِيْتَ رَضِيْتُماَ رَضِيْتُمْ           

    تَرْضَيْنَ تَرْضَيَانِ  تَرْضَيْنَ

    رَضِيْتِ رَضِيْتُماَ رَضِيْتُنَّ

    أَرْضَى  نَرْضَى   نَرْضَى

    رَضِيْتُ  رَضِيْناَ   رَضِيْناَ

    Bu babdaki nâkıs-i yâî mâzî çekimde vâvu’l-cemâa’ya bitişirse fiilin illet harfi düşer. Ayne’l-fiilin esresi (aslındakiرَضِيُوا  ) vâvu’l-cemâaya ses uyumu gereği ötreli bağlanır[1].

    Nâkıs-i yâî, muzâri çekimde vâvu’l-cemâa’ya veya yâu’l-muhâtaba’ya bitişirse aynı şekilde fiilin illet harfi düşer[2].

    d) 3. Bâb’dan gelen Nâkıs-ı yâî

    سَعَى   يَسْعَى çalıştı     (aslı üçüncü babdan سَعَىَ   يَسْعَىُ)

          Muzâri Çekimi

         Mâzî Çekimi

    يَسْعَى يَسْعَياَنِ   يَسْعَوْنَ

    سَعَى   سَعَياَ   سَعَوْا

    تَسْعَى  تَسْعَياَنِ  يَسْعَيْنَ

    سَعَتْ   سَعَتاَ   سَعَيْنَ

    تَسْعَى  تَسْعَياَنِ  تَسْعَوْنَ

     سَعَيْتَ سَعَيْتُماَ سَعَيْتُمْ            

    تَسْعَيْنَ  تَسْعَياَنِ  تَسْعَيْنَ

    سَعَيْتِ سَعَيْتُماَ سَعَيْتُنَّ

    أَسْعَى  نَسْعَى     نَسْعَى   

    سَعَيْتُ  سَعَيْناَ    سَعَيْناَ

    Görüldüğü gibi (سَعَى) (رَمَى) benzeri, (يَسْعَى) da (يَرْضَى) benzeri olarak çekilmiştir. Yukarıda çekimi yapılan (غَزَا) (رَمَى) ve (رَضِيَ) fiillerini ezberleyerek benzerlerinin çekimini bunlara göre yapmak da öğrenmenin bir başka yoludur.

    Emr-i Hâzırları

    Nâkıs-ı vâvî               اُغْزُ     يَغْزُو  savaş

    Nâkıs-ı vâvî emir çekimi

    اُغْزُ       اُغْزُواَ     اُغْزُوا

    Muhâtab

    اُغْزِي     اُغْزُوَا     اُغْزُونَ

    Muhâtaba

    Nâkıs-i yâî

    اِرْضَ  dan  يَرْضَى

    razı ol

    اِرْمِ  den  يَرْمِي

    at

    اِسْعَ  dan يَسْعَى

    çalış
             

     

     

    Nâkıs-i yâî emir çekimi

     

    اِرْضَ      اِرْضَيَا    اِرْضَوْا

    Muhâtab

    اِرْمِ     اِرْمِيَا    اِرْمُوا

    Muhâtab

    اِرْضَىْ[3]  اِرْضَيَا    اِرْضَيْنَ

    Muhâtaba

    اِرْمِى   اِرْمِيَا    اِرْمِينَ

    Muhâtaba
               

     

    اِسْعَ     اِسْعَياَ    اِسْعَوْا

    Muhâtab

    اِسْعَىْ   اِسْعَياَ    اِسْعَيْنَ

    Muhâtaba

    İsm-i Fâilleri

    غَازٍ  غَزَى

    savaşan

    رَامٍ  رَمَى

    atan

    رَاضٍ  رَضِيَ

    razı olan

    ساَعٍ  سَعَى

    çalışan
             

    *Nâkıs fiillerde ism-i fâil ma’rife olduğunda (اَلْفاَعِلُ) kalıbındadır. Nekre olduğunda ise 3. kök harfi düşer ve kesre tenvin alır:

    اَلْهاَدِي  هاَدٍ

    yol gösteren (ref ve cer hâli)

    اَلْهاَدِيَ هاَدِياً

    (nasb hali)

    Cemi müzekkerler de müfredlere benzer bozulmalara uğrar:

    هاَدُونَ  (هاَدِيُونَ)

    ref hali

    هاَدِينَ (هاَدِيِينَ)

    nasb ve cer hâli

    هاَدٍ kalıbındaki çekim bozuklukları sadece ism-i fâile ait değildir. Sonu (و) veya (ي) ile biten pek çok çoğulda aynı durumu gösterir.

     

                                                    İsm-i Mef’ûlleri

    مَغْزُوٌّ    غَزَى

    savaşılan, savaşılmış

    مَرْمِىٌّ    رَمىَ

    atılmış, atılan

    مَرْضِىٌّ    رَضِىَ

     razı olunmuş, razı olunan

    مَسْعِىٌّ    سَعَى

    çalışılmış, çalışılan

     



     

     

    NÂKIS FİİLLERİN MEÇHÛLLERİ

    a) Nâkıs-i vâvî

    يُغْزَى   يَغْزُو

    savaşılıyor

    غُزِيَ    غَزَا

    savaşıldı
        Meçhûl Muzâri  Çekimi

              Meçhûl Mâzî Çekimi

     

    يُغْزَى  يُغْزَيَانِ  يُغْزَوْنَ

    غُزِيَ   غُزِيَا    غُزُوا

     

    تُغْزَى  تُغْزَيَانِ  يُغْزَيْنَ

    غُزيَتْ  غُزِيَتَا  غُزِيْنَ

     

    تُغْزَى  تُغْزَيَانِ  تُغْزَوْنَ

    غُزِيْتَ…          

     

    تُغْزَيْنَ  تُغْزَيَانِ  تُغْزَيْنَ

     

     

    أُغْزَى  نُغْزىَ   نُغْزىَ

     

     
               

    b) Nâkıs-i yâî 

    يُرْمَى   يَرْمِي  

    atılıyor

           رُمِيَ  رَمَى

    atıldı

    Meçhûl Muzâri Çekimi

        Meçhûl Mâzî Çekimi  

    يُرْمَى    يُرْمَيَانِ    يُرْمَوْنَ

    رُمِىَ    رُمِيَا    رُمُوا

     

    تُرْمَى    تُرْمَيَانِ     يُرْمَيْنَ

    رُمِيَتْ  رُمِيَتَا  رُمِيْنَ

     

    تُرْمَى    تُرْمَيَانِ     تُرْمَوْنَ

    رُمِيْتَ…

     

    تُرْمَيْنَ    تُرْمَيَانِ     تُرْمَيْنَ

     

     

    أُرْمَى      نُرْمَى      نُرْمَى

     

               

     

    يُرْضَى  يَرْضَى    

    razı olunur

    رُضِىَ   رَضِيَ

    razı olundu

    Meçhûl Muzâri Çekimi

              Meçhûl Mâzî Çekimi  

    يُرْضَى   يُرْضَيَانِ   يُرضَوْنَ

    رُضِىَ  رُضِيَا    رُضُوا

     

    تُرْضَى   تُرْضَيَانِ    يُرْضَيْنَ

    رُضِيَتْ رُضِيَتَا  رُضِيْنَ

     

    تُرْضَى   تُرْضَيَانِ    تُرْضَوْن

    رُضِيْتَ…

     

    تُرْضَيْنَ   تُرْضَيَانِ     تُرْضَيْنَ

     

     

    أُرْضَى    نُرْضىَ     نُرْضىَ

     

     
               

    Not: a) Nâkıs fiilde cemî vâvı sâkin (cezimli) olduğunda kendisinden sonra hemze-i vasıl gelirse; vâv zamme ile, sakin olan muhâtaba yâ’sından sonra hemze-i vasıl gelirse, yâ kesre ile harekelenir:

    (رَمَوْا) – رَمَوُا الْحِجاَرَةَ.

    Taşı attılar.

    (أَ لَمْ تَرَيْ) – أَلَمْ تَرَيِ الْوَلَدَ؟

    Çocuğu görmedin mi?

            b) Nâkıs fiile zamir birleştiği zaman maksûre olan elif uzun elif haline gelir:

    رَماَهُ مِنَ الناَّفِذَةِ فَسَقَطَ عَلَى الْخِزاَنَةِ.

    Onu pencereden attı (o da) dolabın üzerine düştü.

    Cümle Örnekleri:

    1- خَشِيَ (يَخْشَى)[4] الْمُؤْمِنُونَ رَبَّهُمْ – اَلْمُؤْمِنُونَ خَشُوا (يَخْشَوْنَ) رَبَّهُمْ (خَشِيَ يَخْشَى).

    2- صَحَتِ (تَصْحُو) الْبِنْتاَنِ مُبَكِّرَتَيْنِ – اَلْبِنْتاَنِ صَحَتاَ (تَصْحُواَنِ) مُبَكِّرَتَيْنِ (صَحا يَصْحُو).

    3- رَمَتِ (تَرْمِي) اللاَّعِبَتاَنِ الْكُرَةَ – اَللاَّعِبَتاَنِ رَمَتاَ (تَرْمِياَنِ) الْكُرَةَ (رَمَى يَرْمِي ).

    4- دَنَا (يَدْنُو) الْجُنُودُ مِنَ الْأَعْداَءِ – الْجُنُودُ دَنَوْا (يَدْنُونَ) مِنَ الْأَعْداَءِ (دَنَا يَدْنُو مِنْ).

    5- دَعاَ (يَدْعُو) أَحْمَدُ وَ عَلِيٌّ أَصْدِقاَئَهُماَ إِلَى الْعَشاَءِ – أَحْمَدُ وَ عَلِيٌّ دَعَواَ (يَدْعُواَنِ) أَصْدِقاَئَهُماَ إِلَى الْعَشاَءِ (دَعاَ يَدْعُو).

    6- رَمَى (يَرْمِي) الْكُرَةَ بَعِيداً – نَحْنُ رَمَيْناَ (نَرْمِي) الْكُرَةَ بَعِيداً – دَنَا (يَدْنُو) مِنَ الْبَحْرِ – هُنَّ دَنَوْنَ (تَدْنُونَ) مِنَ الْبَحْرِ.

    7- مَشَى (يَمْشِي) مُسْرِعاً إِلَى مَنْزِلِهِ – أَنْتُماَ مَشَيْتُماَ (تَمْشِياَنِ) مُسْرِعَيْنِ إِلَى مَنْزِلِكُماَ (مَشَى يَمْشِي).

    8- بَكَى (يَبْكِي) عِنْدَماَ ذَهَبَتْ أُمُّهُ – هُنَّ بَكَيْنَ (يَبْكِيْنَ) عِنْدَماَ ذَهَبَتْ أُمُّهُنَّ (بَكَى يَبْكِي).

    9- بَنَى (يَبْنِي) الْمَنْزِلَ فِي سَنَةٍ كاَمِلَةٍ – بَنَيْناَ الْمَنْزِلَ فِي سَنَةٍ كاَمِلَةٍ (بَنَى يَبْنِي).

    10- خَشِيَ (يَخْشَى) الْوُصُولَ مُتَأَخِّراً – هُماَ خَشِياَ (يَخْشَياَنِ) الْوُصُولَ مُتَأَخِّرَيْنِ.

    11- أَصْبَحَتْ غُرْفَتِي جَمِيلَةً عِنْدَماَ طَلَيْتُهاَ بِاللَّوْنِ الْأَزْرَقِ (طَلَى يَطْلِي) – ذَهَباَ إِلَى الْمَنْزِلِ الَّذِي أَتَى مِنْهُ صَوْتُ الْخَرُوفِ (أَتَى يَأْتِي).

    12- دَعَوْتُ (أَدْعُو) صَدِيقِي إِلَى مَنْزِلِي (دَعاَ يَدْعُو) – سَعَيْناَ (نَسْعَى) بَيْنَ الناَّسِ بِالْحَقِّ (سَعَى يَسْعَى).

    13- اَلْأَوْلاَدُ دَعَوْا (يَدْعُونَ) أَصْدِقاَئَهُمْ – اَلْوَلَداَنِ رَمَياَ (يَرْمِياَنِ) الْكُرَةَ .

    14- اَلبَناَتُ مَضَيْنَ إِلَى مَناَزِلِهِنَّ مُسْرِعاَتٍ (مَضَى يَمْضِي) – مَشَيْناَ إِلَى مَنْزِلِناَ مُسْرِعِينَ (مَشَى يَمْشِي).

    15- اَلْبَناَتُ صَحَوْنَ مُبَكِّراَتٍ (صَحاَ يَصْحُو)- اَلرِّجاَلُ دَنَوْا مِنَ الْبِئْرِ (دَنا يَدْنُو).

    16- فاَطِمَةُ وَ لَيْلَى بَكَتاَ كَثِيراً (بَكَى يَبْكِي) – ساَلِمٌ وَ صاَلِحٌ قَضَياَ الْيَوْمَ فِي الْحَدِيقَةِ (قَضَى يَقْضِي).

    Tercüme:

    1- Mü’minler Rabb’lerinden korktu (korkar). (Aynı manada isim cümlesi).

    2- İki kız erken uyandı (uyanır).

    3- İki oyuncu topu attı (atıyor) (müe.).

    4- Askerler (ordu) düşmanlara yaklaştı (yaklaşıyor-yaklaşır).

    5- Ahmet ve Ali arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti (çağırdı) (çağırıyor).

    6- Topu uzağa attı (atıyor). Biz topu uzağa attık (atarız). Denize yaklaştı (yaklaşıyor). Onlar (bayanlar) denize yaklaştı (yaklaşıyor).

    7- Hızlıca evine yürüdü (yürür). İkiniz hızlıca evinize yürüdünüz (yürüyorsunuz).

    8- Annesi gidince ağladı (ağlar). Onlar (müe.) anneleri gidince ağladılar (ağlarlar).

    9- Evi tam bir senede yaptı (yapar). Evi tam bir senede yaptık (yaparız).

    10- Geç ulaşmaktan korktu (korkar). İkisi geç varmaktan korktu (korkar).

    11- Mavi boyayla boyadığım zaman ev güzel oldu. İkisi kuzu sesinin geldiği eve gittiler (giderler, yürürler).

    12- Arkadaşımı evime çağırdım (çağırıyorum). İnsanlar arasında hakla çalıştık (çalışıyoruz).

    13- Çocuklar arkadaşlarını çağırdılar (çağırıyorıyorlar). İki çocuk topu attı (atıyor).

    14- Kızlar hızlıca evlerine gittiler (gidiyorlar). Hızlıca evimize yürüdük (yürürüz).

    15- Kızlar erken uyandı (uyanır). Erkekler kuyuya yaklaştı (yaklaşıyor).

    16- Fâtıma ve Leylâ çok ağladı (ağlıyor). Sâlim ve Sâlih bugünü bahçede geçirdiler (geçiriyorlar).

    &&&&&&&&&&

    MEHMÛZE’L-FÂ VE NÂKIS

    Kur’ân’da geçen أَتَى (geldi) fiili başında hemze (أ) olması dolayısıyla mehmûze’l- fa’dır. Kelimenin sonunda da ى gelmesiyle aynı zamanda nâkıstır. Onun da çekimini yapmamız konunun daha da pekişmesini sağlayacaktır:

     

     Muzâri Malûm Çekimi         Mâzî Malûm Çekimi  

    geliyor يَأْتِى  يَأْتِيَانِ  يَأْتُونَ

     

    geldi أَتَى    أَتَيَا   أَتَواْ

     

                 تَأْتِى  تَأْتِيَانِ  يَأْتِيْنَ

     

             أَتَتْ  أَتَتَا   أَتَيْنَ

     

                 تَأْتِى  تَأْتِيَانِ  تَأْْتُونَ

     

            أَتَيْتَ أَتَيْتُماَ  أَتَيْتُمْ

     

                تَأْتِينَ  تَأْتِيَانِ   تَأْتِيْنَ

     

            أَتَيْتِ أَتَيْتُماَ  أَتَيْتُنَّ

     

               آتِي  نَأْتِي    نَأْتِي

     

            أَتَيْتُ  أَتَيْناَ  أَتَيْناَ

     

     

     

     

     

    Muzâri Meçhûl Çekimi

     

    Mâzî Meçhûl Çekimi

     

      gelinir  يُؤْتَى    يُؤْتَيَانِ   يُؤْتَوْنَ

     

    gelindi اُتِيَ      اُتِيَا      أُتُوا

               تُؤْتَى   تُؤْتَيَانِ     يُؤْتَيْنَ

     

           اُتِيَتْ    اُتِيَتَا    اُتِيْنَ

     

               تُؤْتَى   تُؤْتَيَانِ    تُؤْتَوْنَ

     

           اُتِيْتَ    اُتِيْتُماَ   اُتِيْتُمْ

     

                 تُؤْتَيْنَ   تُؤْتَيَانِ   تُؤْتَيْنَ

     

              اُتِيْتِ    اُتِيْتُماَ    اُتِيْتُنَّ

     

                 أُوتَى    نُؤْتَى    نُؤْتَى

     

              اُتِيْتُ     اُتِيْناَ     اُتِيْناَ

     
     

     

    Emr-i Hâzırı

     

    İsm-i Fâil

     

    İsm-i Mef’ûl

     
     

    يَأْتِي  den تِ

    (أَتَى)   dan    آتٍ

    (أَتَى)  dan  مَأْتِيٌّ

     
     

    gel

    gelen

    gelinen, gelinmiş

     
                           

    Emr-i Hâzır Çekimi:

    تُوا    (اِيتُوا) 

    تِيَا

    تِ

    تِيْنَ

    تِيَا

    تِي

    gelin

    ikiniz gelin

    gel

    &&&&&&&&&&

    MEHMÛZE’L-LÂM VE ECVEF

     جَاءَ (geldi) fiilinde hemze son harfte olmasından dolayı mehmûze’l-lâm ve ortası (ا) illet harfi olmasından dolayı da ecvef fiilin özellikleri biraraya gelmiştir. Her ne kadar diğerlerinde olduğu gibiyse de Kur’ân’da ve diğer yerlerde geçtiği için bunun da çekimini yapalım:

     

    Muzâri Malûm Çekimi

      Mâzî Malûm Çekimi  
     

     يَجِئُ   يَجِيئَانِ   يَجِيئُونَ

    geliyor

     جَاءَ     جَاءاَ   جَاؤُوا

    geldi
     

     تَجِئُ    تَجِيئَانِ    يَجِئْنَ

     

    جَاءَتْ  جَاءَتَا  جِئْنَ

     
     

     تَجِئُ…

     

    جِئْتَ…           

     
     

    Emr-i Hâzırı

    İsm-i Fâil

    İsm-i Mef’ûl

     
     

    (يَجِئُ) danجِئْ

    (جَاءَ) den  جَاءٍ

    (جَاءَ)  den   مَجِيئٌ

     
     

    gel

    gelen

    gelinen, gelinmiş

     
                       

    Meçhûlleri:: جِيءَ (يُجاَءُ)    gelindi

     

    Ayet Örnekleri:

    وَأَشْرَقَتِ الْأَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَجِيءَ[5] بِالنَّبِيِّينَ وَالشُّهَدَاءِ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ.

    (Mahşer) yeri, Rabbinin nûru ile aydınlanmıştır. Kitap (amel defterleri) konmuş, peygamberler ve şahidler getirilmiş ve kullar arasında adaletle hükmedilmiştir. Onlar asla zulmedilmezler (Zümer, 69).

    وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى؟

    Cehennem de o gün getirilmiştir; ogün insan düşünür, fakat o düşünüp anlamaktan ona ne fayda? (Fecr, 23)

    Emr-i Hâzır Çekimi: جِئْ (يَجِئُ)    gel

     

    جِيئُوا

    جِيئَا

    جِئْ

    جِئْنَ

    جِيئَا

    جِيئِي

     
             

     

  • Misal Fiil İlletli Fiiller Arapça Dersleri

     

    II) İLLETLİ FİİLLER

    A) MİSAL FİİL

    İlk harfi illet harflerinden  و ya da ي  ile başlayan fiildir. Fiilin başında vâv (و) bulunursa misâl-i vâvî denir.

    وَجَدَ

    buldu

    وَضَعَ

    koydu

    وَهَبَ

    bağışladı, verdi

    وَعَدَ

    vaadetti

    وَدَعَ

    bıraktı, ayrıldı

    وَقَعَ

    vaki oldu

    Fiilin başında  ي   bulunursa misâl-i yâî denir.

    يَبِسَ

    kurudu

    يَقِظَ

    uyandı

    يَسُرَ

    kolay oldu    
             

    Misâl-i vâvî olan  وَجَدَve misâl-i yâî olan يَسُرَ  nın mâzî çekimleri aynen sahih fiil çekimi gibidir.

    a) Misâli vâvîlere muzaraat harfi eklenince başındakiوَ   ler kalkar. Örneğin; وَجَدَ den يَجِدُ olur. Aynı şekilde bu vâvlar masdarından da düşer:

    وَعَدَ  يَعِدُ  عِدَةٌ

    vaad etti, söz verdi

    وَعَظَ  يَعِظُ  عِظَةٌ

    vaaz verdi, nasihat etti

    Mâzî meçhûlü ve çekimi bildiğimiz diğer fiiller gibidir: (وَجَدَ) buldu, (وُجِدَ) bulundu.

    Muzâri meçhûlünde ise kalkmış olan وlar geri gelir. Dile kolaylık olsun diye cezmi söylenmez: (يَجِدُ) bulur (يُوجَدُ) bulunur  gibi. Mâzî çekimi sahihden farklı olmayan bu fiilin şimdi de muzâri çekimlerini inceleyelim:

     
    Misâl-i vâvî Muzâri Meçhûl Çekimi
     

    Misâl-i vâvî  Muzâri Malûm Çekimi

     

    يُوجَدُ   يُوجَداَنِ   يُوجَدُونَ

    يَجِدُ  يَجِدَانِ  يَجِدُونَ

     
     

    تُوجَدُ   تُوجَدَانِ    يُوجَدْنَ

    تَجِدُ  تَجِدَانِ  يَجِدْنَ

     
     

    تُوجَدُ   تُوجَدَانِ   تُوجَدوُنَ

    تَجِدُ  تَجِدَانِ   تَجِدُونَ

     
     

    تُوجَدِينَ  تُوجَدَانِ  تُوجَدْنَ

    تَجِدِينَ  تَجِدَانِ  تَجِدْنَ

     
     

    أُوجَدُ    نُوجَدُ     نُوجَدُ  

    أَجِدُ      نَجِدُ     نَجِدُ      

     
           

    Not: (و) ile başlayan misâl fiillerin aynel fiili muzâride esre ise muzâriye çevrilince (و) düşer. Aynel fiil muzâride fethalı ya da zammeli ise düşmez:

    وَهِمَ يَوْهَمُ

    vehmetti

    وَجُهَ يَوْجُهُ

    şan şeref sahibi oldu

    Bu fiillerin sâlim çekimden farkı yoktur.

    b) Misâl-i Yâîler muzâriye çevrilince baştaki ي kalkmaz.  Aynen sahihler gibi çekilir.

    يَسُرَ

    kolay oldu (mâzî)

    يَيْسُرُ

    kolay olur (muzâri)

    Meçhûlünde ise kelimenin aslından olan ي harfi muzaraat harfinin ötre okunmasından dolayı (dilde kolaylık olması bakımından) و ‘a çevrilir.

    يُوسَرُ

    kolaylaşır (muzâri meçhûl)

    يَيْسُرُ

    kolay olur (muzâri)
                  Misâl-i yâî  Muzâri Meçhûl Çekimi           Misâl-i yâî  Muzâri Malûm Çekimi  
     

    يُوسَرُ  يُوسَراَنِ  يُوسَروُنَ

    يَيْسُرُ  يَيْسُراَنِ  يَيْسُروُنَ

     
     

    تُوسَرُ  تُوسَراَنِ  يُوسَرْنَ

    تَيْسُرُ  تَيْسُرَانِ  يَيْسُرْنَ

     
     

    تُوسَرُ  تُوسَرَانِ  تُوسَروُنَ

    تَيْسُرُ  تَيْسُراَنِ  تَيْسُروُنَ

     
     

    تُوسَرِينَ توسَرَانِ تُوسَرْنَ

    تَيْسُرِينَ تَيْسُراَنِ تَيْسُرْنَ

     
     

    اوُسَرُ    نُوسَرُ     نُوسَرُ    

    اَيْسُرُ  نَيْسُرُ   نَيْسُرُ        

     
                     

    Misâli vâvîlerin emr-i hâzırı: Muzâri harfi kalkar.  Sonuna cezim getirilir.  Cezim getirildiğinde diğerlerindekiن  lar düşer. Muzaraat harfinden sonraki harf harekeli olduğu için başa hemze getirilmez. Okunabilmesi için hemzeye ihtiyacı yoktur.

    يَجِدُ

    bulur

    جِدْ

    bul
           Emr-i Hâzır Çekimi

    جِدُوا

    جِداَ

    جِدْ

     

    جِدْنَ

    جِداَ

    جِدِي

     

    Misâli yâî’lerin emr-i hâzırında ise muzâri harfinden sonraki harf cezimli olduğu için okunabilmesi açısından başa ötreli أُ eklenerek يَيْسُرُ  dan اُيْسُرْ  kalır.  Okunuşu zor olduğundan ي   harfi  و ‘a değiştirilir.  Böylece:  اُوسُرْ  olur[1].

    يَيْسُرُ  kolay olur   اُيْسُرْ  dan   اُوسُرْ  kolay ol

    İsm-i Fâilleri  (وَجَدَ) den (واَجِدٌ) bulan / (يَسُرَ)dan (يَاسِرٌ)  kolay olan

    İsm-i Mef’ûlleri  (وَجَدَ) den (مَوْجوُدٌ)   bulunan, varolan

                               (يَسُرَ)  dan (مَيْسوُرٌ) kolaylaştırılan, kolaylaştırılmış

     

    Cümle Örnekleri:

    1- وَعَدْتُ[2] بِفِعْلِ الْخَيْرِ – وَعَدْناَ بِفِعْلِ الْخَيْرِ .

    2- أَعِدُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ – نَعِدُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ .

    3- وَعَدَتِ الْبِنْتاَنِ بِفِعْلِ الْخَيْرِ  – اَلْبِنْتاَنِ وَعَدَتاَ بِفِعْلِ الْخَيْرِ.

    4- تَعِدُ الْبِنْتاَنِ بِفِعْلِ الْخَيْرِ  – اَلْبِنْتاَنِ تَعِداَنِ بِفِعْلِ الْخَيْرِ.

    5- وَعَدَ الْأَغْنِياَءُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ – الْأَغْنِياَءُ وَعَدُوا بِفِعْلِ الْخَيْرِ.

    6- يَعِدُ الْأَغْنِياَءُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ – اَلْأَغْنِياَءُ يَعِدُونَ بِفِعْلِ الْخَيْرِ.

    7- وَعَدَتِ الْغَنِياَّتُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ – اَلْغَنِياَّتُ وَعَدْنَ بِفِعْلِ الْخَيْرِ .

    8- تَعِدُ الْغَنِياَّتُ بِفِعْلِ الْخَيْرِ – اَلْغَنِياَّتُ يَعِدْنَ بِفِعْلِ الْخَيْرِ .

    9- لاَ أَسْتَطِيعُ أَنْ أَجِدَ حَقِيبَتِي – رُبَّماَ تَجِدُ حَقيِبَتَكَ فيِ الْمَكْتَبَةِ.

    10- لاَ تَقِفْ وَسَطَ هَذاَ الشاَّرِعِ الْمُزْدَحِمِ بِالسَّياَّراَتِ – صِفْ[3] ماَ شاَهَدْتَ فِي دَقِيقَتَيْنِ.

    11- مَهْماَ تَفْعَلْ تَجِدْ ثَواَبَهُ عِنْدَ اللَّهِ – أَجْلِسُ فِي الْمَقْعَدِ الَّذِي أَجِدُهُ خاَلِياً .

    12- يَجْلِسُونَ فِي الْمَقْعَدِ الَّذِي يَجِدُونَهُ خاَلِياً – يَجْلِسُونَ فِي الْغُرْفَةِ الَّتِي يَجِدُونَهاَ خاَلِيَةً.

     

    Tercüme:

    1- Hayırlı işe söz verdim. Hayırlı işe söz verdik.

    2- Hayırlı işe söz veriyorum. Hayırlı işe söz veriyoruz.

    3- İki kız hayırlı iş (için) söz verdi. (Aynı manada isim cümlesi).

    4- İki kız hayırlı işe söz veriyor. (Aynı manada isim cümlesi).

    5- Zenginler hayır yapacaklarına söz verdiler.  

    6- Zenginler hayır yapacaklarına söz veriyorlar.

    7- Zengin (bayanlar) hayır yapacaklarına söz verdiler.

    8- Zengin (bayanlar) hayır yapacaklarına söz veriyor.

    9- Çantamı bulamıyorum. Çantanı belki kütüphanede bulursun.

    10- Arabalarla dolu bu caddenin ortasında durma. Gördüğün şeyleri iki dakikada anlat (vasfet).

    11- Her ne yaparsan sevabını Allah katında bulursun. Boş bulduğum koltuğa oturuyorum.

    12- Boş buldukları koltuğa oturuyorlar. Boş buldukları odaya oturuyorlar.