Secdeler Üzerine Fasıl – Sehv Secdesi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud
Başlık: NAMAZ BÖLÜMÜ
Konu: Secdeler Üzerine Fasıl – Sehv Secdesi
Ravi: Muhammed İbnu Şirin
Hadisin Arapçası:
وفي رواية: ]صَلّى إحدَى صََتَىْ الْعَشِىِّ. قالَ مُحَمَّدٌ: وَأكْثَرُ ظَنِّى أيُّهَا الْعَصْرُ رَكْعَتَيْنِ، ثُمَّ سَلَّمَ، ثُمَّ قَامَ إلى خَشَبَةٍ في مُقَدِّمِ المَسْجِدِ فَوَضَعَ يَدَهُ عَلَيْهَا وَفِيهِمْ أبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ فَهَابَاهُ أنْ يُكَلِّمَاهُ، وَخَرَجَ سُرْعَانُ النَّاسِ، فقَالُوا: أقَصُرَتِ الصََّةُ؟ وَرَجُلٌ يَدْعُوهُ رسولُ اللّهِ # ذَا الْيَدَيْنِ، فقَالَ يَا رسُولَ اللّهِ: أقَصُرَتِ أمْ نَسِيتَ؟ فقَالَ: لَمْ أنْسَ وَلَمْ تُقْصَرْ، فقَالَ: بَلَى قَدْ نَسِيتَ، فقَامَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ، ثُمَّ سَلَّمَ، ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ مَثْلَ سُجُودِهِ أوْ أطْوَلَ، ثُمَّ رَفَعَ رَأسَهُ فَكَبَّرَ، ثُمَّ وَضَعَ رَأسَهُ فَكَبّرَ، فَسَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أوْ أطْوَلَ، ثُمَّ رَفَعَ رَأسَهُ وَكَبّرَ[. »سُرْعَانُ النَّاسِ« أوائلهم ومتقدموهم .
Hadisin Anlamı:
(Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğle ve ikindi namazlarından birini iki rek’at kılmıştı – Ravi der ki: “Zann-ı galibime göre bu, ikindi namazı idi. Sonra selam verdi. Sonra mescidin ön kısmındaki kütüğe gitti. Elini üzerine koydu, (yüzünde öfke okunuyordu). Cemaatte Hazreti Ebu Bekr ve Hazreti Ömer de vardı. Bunlar (namazda yapılan eksiklikten) Efendimize söz etmekten (hicab edip) korktular. Cemaatin çabuk çıkanları: “(Ey Allah’ın Resulü!) namaz kısaldı mı?” diye sordular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın Zülyedeyn dediği bir zat da: “Ey Allah’ın Resulü! Namaz mı kısaldı, siz mi unuttunuz?” dedi. “Ne ben unuttum, ne de namaz kısaldı!” cevabını verdi. Ama Zülyedeyn tekrar: “Hayır (farkında değilsiniz), unuttunuz!” (dedi). Bunun üzerine (Aleyhissalatu Vesselam) kalktı iki rek’at daha kıldı, sonra selam verdi. Sonra tekbir getirdi, tıpkı diğer secdeleri gibi -veya biraz daha uzun olmak üzere- (sehiv için) secde yaptı, sonra başını kaldırdı tekbir getirdi. Sonra başını koydu tekbir getirdi, peşinden önceki secdesi gibi -veya daha uzun- (sehiv için ikinci defa) secde etti, sonra başını kaldırdı ve tekbir getirdi, (oturup teşehhüd okudu ve selam vererek namazı tamamladı).
Kaynak: Ebu Davud, Salat 195, (1008)