Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın Duasının Makbul Olması ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Nesai
Başlık: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın Duasının Makbul Olması
Ravi: İbnu Mes’ud
Hadisin Arapçası:
عن ابن مسعودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]بَيْنَا رَسُولُ اللّهِ # يُصَلِّى عِنْدَ الْبيْتِ وَأبُو جَهْلٍ وَأصْحَابُهُ جُلُوسٌ، وَقَدْ نُحِرَتْ جَزُورٌ بِا‘مْسِ. فَقَالَ أبُو جَهْلٍ: أيُّكُمْ يَقُومُ الى سََ جَزُورٍ بَنِى فَُنٍ، فَيْضَعَهُ بَيْنَ كَتِفَيْ مُحَمّدٍ إذا سَجَدَ؟ فَانْبَعَثَ أشْقَى الْقوْمِ فَأخَذَهُ، فَلَمَّا سَجَدَ النَّبِيُّ وَضَعَهُ بَيْنَ كَتِفَيْهِ. فَاسْتَضْحَكُوا، وَجَعلَ بَعْضُهُمْ يَمِيلُ عَلى بَعْضٍ، وَأنَا قَائِمٌ أنْظُرُ، لَوْ كَانَتْ لِى مَنَعَةٌ طَرَحْتُهُ عَنْ ظَهْرِهِ، وَالنَّبِيُّ # سَاجِدٌ مَا يَرْفَعُ رَأسَهُ، حَتّى انْطَلَقَ إنْسَانٌ فَأخْبَرَ فَاطِمَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنها، فَجَاءَتْ وَهِىَ جُوَيْرِيَةٌ، فَطَرَحَتْهُ عَنْهُ. ثُمَّ أقْبَلَتْ عَلَيْهِمْ تَشْتِمُهُمْ. فَلَمَّا قَضَى # صََتَهُ رَفَعَ صَوْتَهُ. ثُمَّ دَعَا عَلَيْهِمْ، وَكانَ إذَا دَعَا دَعَا ثََثَ مَرَّاتٍ، وَإذَا سَألَ سَألَ ثَثاً. ثُمَّ قَالَ: اللّهُمَّ عَلَيْكَ بِقُرَيْشٍ ثَثاً. فَلَمَّا سَمِعُوا صَوْتَهُ ذَهَبَ عَنْهُمُ الضَّحِكُ وَخَافُوا دَعْوَتَهُ. ثُمَّ قَالَ: اللّهُمَّ عَلَيْكَ بِأبِى جَهْلِ بْنِ هِشَامٍ وَعُتْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَالْوَلِيدِ بْنِ عُتْبَةَ وأُمَيَّةَ بْنِ خَلَفٍ وَعُتْبَةَ بْنِ أبِى مُعَيْطٍ، وَذَكَرَ السَّابِعَ وَلَمْ أحْفَظْهُ. فَوَالّذِى بَعَثَ مُحَمّداً # بِالْحَقِّ لَقَدْ رَأيْتُ الّذِينَ سَمّى صَرْعَى يَوْمَ بَدْرٍ. ثُمَّ سُحِبُوا الى الْقَلِيبِ: قَلِيبِ بَدْرٍ[. أخرجه الشيخان والنسائي.»السَّ« هو الذي يكون فيه الولد في بطن أمه، وقيل هو الكرش . و»الجزور« البعير ذكراً كان او أنثى إ أن اللفظة مؤنثة.و»المنعة« القوة والشدة التي يمتنع بها ا“نسان على من يريده بأذى أو غيره.و»القَليبُ« البئر التي لم تطو .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ka’be’nin yanında namaz kılarken, Ebu Cehl ve arkadaşları da orada oturuyordu. Bir gün öncesi bir deve kesilmişti. Ebu Cehl arkadaşlarına: “Falan ailenin kestiği devenin işkembesini kim getirip, secdeye gidince Muhammed’in omuzları arasına bırakacak?” dedi. Oradakilerin en bedbahtı firlayıp, işkembeyi kaptığı gibi, Aleyhissalatu vesselam secdeye kapanınca iki omuzu arasına bıraktı. Buna hepsi güldüler, (keyflerinden) birbirlerinin üzerine eğilmeye başladılar. Ben (biraz uzaklarında) ayakta durmuş onlara bakıyordum. Eğer bir destekcim olsaydı onu sırtından atardım. Resulullah secdede idi, başını kaldırmıyordu. Derken biri kalkıp Hazreti Fatıma Radıyallahu Anh’ya haber verdi. O, henüz küçük bir kızcağızdı, geldi, işkembeyi sırtından yere attı. Sonra onlara yönelip, hakaretler savurdu. Aleyhissalatu vesselam namazını tamamlayınca, sesini yükseltti ve hepsine bedduada bulundu. Resulullah dua etti mi üç kere tekrar ederdi, bir şey isteyince de üç kere isterdi. Namazı bitince: “Allah’ım, Kureyş(in helakini) sana havale ediyorum!” dedi ve üç kere tekrar etti. Resulullah’ın sesi kulaklarına gelince onlardan gülme gitti. Duasından korkuya düştüler, [Beddua edince bu onlara çok ağır geldi. Zira onlar bu beldede yapılan duaların kabul edildiğini biliyorlardı.] Sonra Resulullah: “Ey Allah’ım, Ebu Cehl İbnu Hişam’ın, Utbe İbnu Rebia’nın, Şeybt İbnu Rebia’nın, Velid İbnu Utbe’nin, Ümeyye İbnu Halef’in, Utbe İbnu Ebi Muayt’ın helaklerini sana havale ediyorum” dedi. Bir yedinciyi de zikretmişti, aklımda tutamadım. Muhammed’i hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, Resulullah’ın ismen zikrettiği bu adamları, Bedir günü hep yerlere serilmiş gördüm. Bunlar, sonra da kuyuya, Bedir kuyusuna sürüklenip atıldılar.
Kaynak: Buhari, Vüdu 69, Salat 109, Cihad 98, Cizye 21, Menakıbu’l-Ensar 29, Megazi 7, Müslim, Cihad 107, (1794), Nesai, Taharet 192, (1, 161)