هُمْ لَنْ يَـجْلِسُوا 3
(Hum len yeclisû)
Onlar oturmayacaklar (erkek)
|
هُمَا لَنْ يَـجْلِسَا 2
(Humâ len yeclisâ)
O ikisi oturmayacak
(erkek)
|
هُوَ لَنْ يَـجْلِسَ 1
(Huve len yeclise)
O oturmayacak
(erkek)
|
Gâib
(erkek)
|
هُنَّ لَنْ يَـجْلِسْنَ 6
(Hunne len yeclisne)
Onlar oturmayacaklar (bayan)
|
هُمَا لَنْ تَـجْلِسَا 5
(Humâ len teclisâ)
O ikisi oturmayacak
(bayan)
|
هِيَ لَنْ تَـجْلِسَ 4
(Hiye len teclise)
O oturmayacak
(bayan)
|
Gâibe (bayan)
|
أَنْتُمْ لَنْ تَـجْلِسُوا 9
(Entum len teclisû)
Siz oturmayacaksınız (erkek)
|
أَنْتُمَا لَنْ تَـجْلِسَا 8
(Entumâ len teclisâ)
İkiniz oturmayacaksınız
(erkek)
|
أَنْتَ لَنْ تَـجْلِسَ 7
(Ente len teclise)
Sen oturmayacaksın
(erkek)
|
Muhatab (erkek)
|
أَنْتُنَّ لَنْ تَـجْلِسْنَ 12
(Entunne len teclisne)
Siz oturmayacaksınız
(bayan)
|
أَنْتُمَا لَنْ تَـجْلِسَا 11
(Entumâ len teclisâ)
İkiniz oturmayacaksınız
(bayan)
|
أَنْتِ لَنْ تَـجْلِسِي 10
(Enti len teclisî)
Sen oturmayacaksın
(bayan)
|
Muhataba (bayan)
|
نَحْنُ لَنْ نَـجْلِسَ 15
(Nahnu len neclise)
Biz oturmayacağız
|
نَحْنُ لَنْ نَـجْلِسَ 14
(Nahnu len neclise)
İkimiz oturmayacağız
|
أَنَا لَنْ أَجْلِسَ 13
(Ene len eclise)
Ben oturmayacağım
|
Nefsi mütekellim
(cinsiyet farkı yok)
|
Enise Sema