Öğretmenler için kılık-kıyafet serbest oldu
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıklamalarını değerlendirdi, MEB’in eski ve yeni yönetmeliğini karşılaştırdı.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yeni hazırlanan Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde okullarda görevli öğretmen, memur, hizmetli gibi çalışanların kılık-kıyafetiyle ilgili iç düzenlemenin kaldırıldığını belirterek, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ‘Üniversite öğrencileri, öğretmenler, hizmetliler, idari görevliler, okul idarecileri yönetmelikte yer alan ‘başı açık olacak’ kapsamına dâhil değildir’ açıklamasıyla Bakanlığın tavrını ortaya koymuştur. Kılık-kıyafet konusunda Bakan irade beyanında bulunmuştur, artık kimse kraldan çok kralcı takılmasın” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıklamalarını değerlendiren Genel Başkan vekili Özer, MEB’in eski ve yeni yönetmeliğini karşılaştırdı. Özer, “Bakan Dinçer’in “Eski yönetmelikte de ‘başı açık olacak’ ibaresi vardı ve kapsamı çok genişti. Birincisi ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerini kapsıyordu. İkincisi öğretmenler bu kapsamın içindeydi. Üçüncüsü idari personel, görevliler ve hizmetliler yine bu kapsama dâhildi. Aslında biz ‘yeni yönetmelik’le bu kapsamı o kadar daralttık ki sadece ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini kapsama alanı içinde tuttuk” sözlerini hatırlattı. Özer, “Eski ve yeni yönetmeliğe baktığımızda eski yönetmelikte şöyle bir ibare var: ‘Milli Eğitim Bakanlığı ile diğer bakanlıklara bağlı okullardaki görevlilerle öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine ilişkin yönetmelik’ yani ‘görevliler’ derken oradaki bütün görevli kapsamı içerisine giren öğretmenler, memurlar, hizmetliler, okulda çalışan herkes; arkasından da öğrenciler deniyor. Yeni yönetmeliğe baktığımızda ise ‘Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulöğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelik’ denilmiş ve değişen yönetmelikte sadece öğrencilerle ilgili bölüm ele alınmıştır. Yani görevlilerle ilgili bölüm tamamen kapsam dışında bırakılmıştır. Şu an için baktığımızda görevlilerle ilgili yani öğretmen, memur, hizmetli gibi okuldaçalışan okul personelinin kılık-kıyafetiyle ilgili iç düzenleme tamamen kaldırılmıştır. Dolayısıyla Bakan Beyin burada dile getirmek istediği husus budur. Şimdi buna baktığımızda şu an itibariyle özel okullarda, dershanelerde görevlilerin kılık-kıyafetiyle ilgili herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Bununla beraber 657 sayılı devlet memurları kanunuyla ilgili genel bir çerçeve yönetmeliği şu an için hala mevcuttur. Ancak Sayın Bakan kendi iradesini burada ortaya koymuştur, bakanlığın iradesini ortaya koymuştur, ‘Benim bakanlığımda yöneticilerle görevlilerin kılık ve kıyafeti bir anlamda artık sorun değildir’ demek istemiştir.” şeklinde konuştu.
“EĞİTİM KURUMLARINDA KILIK-KIYAFET DAYATMASI YAPILAMAZ”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, “Milli Eğitim Bakanlığına bağlı İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, okul ve kurum müdürleri Milli Eğitim Bakanlığının taşradaki temsilcileridir. Bu yöneticiler disiplin amirliği ile ilgili iş ve işlemleri yürütürken Milli Eğitim Bakanı’nın ortaya koyduğu iradeye sahip çıkmakla yükümlüdürler. Bundan dolayı artık okullarımızda kılık ve kıyafetle ilgili yöneticilerin, görevlilerin, öğretmenlerin, hizmetli memurların kılık-kıyafetiyle ilgili herhangi bir olumsuz işlem tesis etmemelidirler. Bundan sonra idarecilerimiz, yöneticilerimiz eğitim kurumlarında başörtüsünden ve kılık kıyafetle ilgili kısıtlayıcı diğer hususlardan dolayı hiç kimseyi mağdur etmemelidir. Sorun çıkarmaya veya huzursuzluk meydana getirmeye niyetlenenler Milli Eğitim Bakanı’nın iradesinin hilafına hareket etmiş olur. Milli Eğitim Bakanı’nın karşısında duran yöneticiler mutlaka bunun sorumluluğunu taşıyacaklardır. Ben buradan bütün idarecilerimize, bütün yöneticilerimize seslenmek istiyorum. Bundan sonra okullarımızda kılık-kıyafetle ilgili olarak yöneticilerin, öğretmenlerin, memurların kılık-kıyafetiyle ilgili hiçbir disiplin işlemi yapılmamalıdır, hiç kimse kraldan daha kralcı geçinmemelidir. Bundan sonra okullarımız özgürlüklerin yuvası, eğitimin artık tam olarak yaşandığı hiç kimsenin kapılardan çevrilmediği, hiç kimsenin huzursuz edilmediği, herkesin başındaki örtüsü ve görüntüsünden ziyade ne ürettiğine ne ortaya koyduğuna bakıldığı yerler olmalı diyorum. Bundan sonra bu irade ortaya konmuştur. Bu iradenin karşısında kim durursa şüphesiz ki Eğitim-Bir-Sen de onun karşısında duracaktır.” dedi.
Kaynak: CİHAN