Muhtelif Nev’de Hadisler ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim
Başlık: İLAVELER BÖLÜMÜ
Konu: Muhtelif Nev’de Hadisler
Ravi: İbnu Abbas
Hadisin Arapçası:
وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]قَدِمَ مُسَيْلِمَةُ الكَذَّابُ عَلى عَهْدِ رَسُول اللّهِ # فَجَعَلَ يَقُولُ: إن جَعَلَ لِي مُحَمّدٌ ا‘مْرَ مِنْ بَعْدِهِ اتّبَعْتُهُ، وَقَدِمَ الْمَدِينَةَ في بَشَرٍ كَثِيرٍ مِنْ قَوْمِهِ، فَأقْبَلَ إلَيْهِ رَسُولُ اللّهِ # وَمَعَهُ ثَابِتُ بْنُ قَيْسِ ابْنِ شَمّاسٍ، وَفِى يَدِ رَسُولِ اللّهِ # قِطْعَةُ جَرِيدٍ حَتّى وَقَفَ عَلَيْهِ في أصْحَابِهِ، فَقَالَ: لَوْ سَألْتَنِي هذِهِ الْقِطْعَةَ مَا أعْطَيْتُكَهَا، وَلَنْ تَعْدُو أمْرَ اللّهِ فِيكَ، وَلَئِنْ أدْبَرْتَ لِيَعْقِرَنّكَ اللّهُ، وَإنِّي ‘رَاكَ الّذِي أُرِيتُ فىكَ مَا أُرِيتُ. قَالَ ابْنُ عَبَّاس: فَسَأَلْتُ عَنْ قَوْلِ رَسُولِ اللّهِ #، وَإنَّكَ الّذِي أُرِيتُ فِىكَ مَا أُرِيتُ، فأخْبِرَنِي أبُو هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنه، أنَّ رَسُولَ اللّهِ # قَالَ: بَيْنَا أنَا نَائِمٌ رَأيْتُ فِي يَدَيَّ سِوَارَيْنِ مِنْ ذَهَبٍ فَأهَمَّنِي شَأنُهُمَا، فَأوْحَى اللّهُ تَعَالَى إلَيَّ أنِ انْفُخْهُمَا، فَنَفَخْتَهُمَا، فَطَارَا فَأوَّلْتُهُمَا كَذَّابِىنَ يَخْرُجَانِ مِنْ بَعْدِي، وَكَانَ أَحَدُهُمَا الْعَنَسِيَّ صَاحِبَ صَنْعَاءَ، وَاŒخَرَُ مُسِيلَمَةَ صَاحِبَ الْيَمَامَةِ[. أخرجه الشيخان.والمراد »بالعَقر« هنا الهك .
Hadisin Anlamı:
Müseylime-i Kezzab, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında [Medine’ye] geldi ve: “Eğer Muhammed bu işi (hilafeti) kendinden sonra bana bırakırsa ben ona tabi olurum” demeye başladı. Sonra kavminden kalabalık bir cemaatle Medine’ye geldi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) da Sabit İbnu Kays İbni Şemmas ile birlikte ona uğradı. Bu sırada Aleyhissalatu vesselam’ın elinde bir dal parçası vardı. Arkadaşlarının arasında oturmakta olan Müseylime’ye yaklaştı ve: “Sen benden şu parçayı istemiş olsan dahi bunu sana vermem! Sen, Allah’ın senin hakkındaki emrini asla tecavüz edemeyeceksin. (Şayet bana itaatten) yüz çevirecek olursan Allah mutlaka senin hakkından gelecektir. Öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin! [işte Sabit, bana bedel sana cevap verecek!” buyurup, oradan ayrıldı.] İbnu Abbas der ki: “Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın: “öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin” sözü ile neyi kastettiğini sordum. Ebu Hureyre Radıyallahu Anh bana şu hususu haber verdi: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurmuştu ki: “Ben bir gün rüyamda, elimde iki altın bilezik gördüm. Yine rüyamda onlara fazla bir ilgi göstermiştim. Allah Teala hazretleri: “Onlara üfle!” diye vahyetti, ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile yorumladım.”[Ravi, Ubeydullah der ki]: “Bunlardan biri, San’a’nın sahibi el-Anesi, diğeri de Yemame’nin sahibi Müseylime’dir.”
Kaynak: Buhari, Menakıb 25, Megazi 70, 71, Tevhid 29, Müslim, Rü’ya 21, (2273)