Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Malik

2317

Başlık: HUDUD (SINIRLAR) BÖLÜMÜ

Konu: Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
Ravi: Zübeyr İbnu’l-Avvam
Hadisin Arapçası:

وعن الزبير بن العوام رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ ]أنَّهُ لَقِىَ رَجًُ قَدْ أخَذَ سَارِقاً يُرِيدُ أنْ يَذْهَبَ بِهِ إلى السُّلْطَانِ فَشَفَعَ لَهُ الزُّبَيْرُ لِيُرْسِلَهُ، فقَالَ: َ حَتَّى أبْلُغَ بِهِ إلى السُّلْطَانِ، فقَالَ الزُّبَيْرُ: إنَّمَا الشَّفَاعَةُ قَبْلَ أنْ يُبَلَّغَ السُّلْطَانُ، فَإذَا بُلِّغَ السُّلْطَانُ لُعِنَ الشَّافِعُ وَالمُشَفَّعُ[. أخرخه مالك .

Hadisin Anlamı:

Anlattığına göre, hırsızı yakalayıp sultana götürmekte olan bir adama rastlar. Zübeyr adamı salıvermesi için lehinde şefaatte bulunur. Adam: “Hayır, sultana ulaştırıncaya kadar onu salmam” der. Zübeyr Radıyallahu Anh şu açıklamayı yapar: “Şefaat, sultana ulaşmadan önce caizdir. Sultana ulaştı mı, ondan sonra şefaat yapan da, şefaati kabul eden de mel’undur.”

Kaynak: Muvatta, Hudud 29, (2, 835)