Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Enfal Suresi
Ravi: Ömer
Hadisin Arapçası:
وعن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]لَمَّا كانَ يَوْمُ بَدْرٍ وَأخَذَ: يعنِى النبىّ # الْفِدَاءَ. فأنزَلَ اللّهُ تعالى: ما كانَ لِنبىّ أنْ يَكُونَ لَهُ أسرَى حتَّى يُثْخِنَ في ا‘رْضِ تُريدُونَ عَرَضَ الدُّنْيَا. إلى قوله: لَمَسَّكُمْ فِيمَا أخَذْتُمْ؛ مِنَ الْفِدَاءِ: عَذَابٌ عَظِيمٌ. ثُمَّ أحَلَّ لَهُمُ الْغَنَائِمَ[. أخرجه أبو داود .
Hadisin Anlamı:
Bedir savaşında Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (esirlerin serbest bırakılmaları mukabilinde) fiyde-i necat alınca Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: “Yeryüzünde savaşırken, düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz. Oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah güçlüdür, hakimdir. Daha önceden Allah’tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan ötürü size büyük bir azab erişirdi. Elde ettiğiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yiyin…” (Enfal 67-69). Ganimetler sonradan helal kılındı.
Kaynak: Ebu Davud, Cihad (2690), Müslim, Cihad 58, (1763)