Benu İsrail Suresi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Nesai Tirmizi İbni Mace
Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Benu İsrail Suresi
Ravi: Saffan İbnu Assal
Hadisin Arapçası:
وعن صفوان بن عسال رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ ]أنَّ يَهُودِيَيْنِ قَالَ أحَدُهُمَا لِصَاحِبِهِ: اذْهَبْ بِنَا إلى هذَا النَّبِىِّ نَسْألُهُ. قالَ َ تَقُلْ لَهُ نَبىٌّ، فأنَّهُ إنْ سَمِعَهَا كَانَتْ لَهُ أرْبَعَةُ أعْيُنِ فأتَيا النَّبىَّ # فَسأَهُ عَنْ قَوْلِهِ تعالى: وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى تِسْعَ آياَتٍ بَيْنَاتٍ فقَالَ رَسولُ اللّه #: َ تُشْرِكُوا بِاللّهِ شَيْئاً، وََ تَسْرِقُوا، وََ تَزْنُوا، وََ تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِى حَرَّمَ اللّهُ إَّ بِالْحَقِّ، وََ تَسْحَرُوا، وََ تَمْشُوا بِبَرِئٍ إلى سُلْطَانٍ فَيَقْتُلَهُ، َوَ تَأكُلُوا الرِّبَا، وََ تَقْذِفُوا مُحْصَنَةً، وََ تَفِرُّوا مِنَ الزَّحْفِ، وَعَلَيْكُمْ مَعْشَرَ الْيَهُودِ خَاصَّةً أنْ َ تَعْدُوا في السَّبْتِ. فَقَبََّ يَدَيْهِ وَرجْلَيْهِ وَقَاَ: نَشْهَدُ أنَّكَ نَبىٌّ. قَالَ: فَمَا يَمعنَعُكُمَا أنْ تُسْلِمَا؟ قَاَ: إنَّ دَاوُدَ عَلَيْهِ السََّمُ دَعَا اللّهَ تعالَى أنْ َ يَزَالَ في ذُرِّيَّتِهِ نَبىٌّ، وَإنَّا نَخافُ إنْ أسْلَمْنَا تَقْتُلَنَا الْيَهُودُ[. أخرجه الترمذى والنسائى.»وَالزَّحْفُ« القتال، والمراد به: الجهاد في سبيل اللّه .
Hadisin Anlamı:
İki Yahudi konuşuyorlardı, biri arkadaşına: “Gel seninle şu Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gidelim ve birşeyler soralım” dedi. Arkadaşı: “Ona peygamber deme” diye müdahale edip ekledi: “Şayet o, kendisinden “peygamber” diye bahsettiğini duyacak olursa sevincinden gözleri dört olur.” Beraberce gidip Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ı imtihan niyetiyle dokuz açık ayetten soru sordular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara “Allah’a hiç bir şeyi ortak kılmayın, hırsızlık yapmayın, zina fazihasını işlemeyin. Allah’ın haram kıldığı cana kıymayın, masum kişiyi öldürtmek için sultana gammazlamayın, sihir yapmayın, faiz yemeyin, günahsız kadına zina iftirası atmayın, savaş sırasında cepheyi koyup kaçmayın, ey Yahudiler, bilhassa sizin için söylüyorum, cumartesi günü yasağını ihlal etmeyin” dedi. Saffan der ki: “Bu cevap üzerine Yahudiler, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın el ve ayaklarını öptüler ve: “Şehddet ederiz ki, sen peygambersin” dediler. Saffan diyor ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara: “Öyleyse niye bana uymuyorsunuz?” diye sordu. Onlar: “Davud (a.s.), neslinden peygamber kesilmesin diye dua etti. Biz, sana uyduğumuz takdirde Yahudilerin bizi öldürmesinden korkuyoruz” cevabını verdiler.
Kaynak: Tirmizi, İsti’zan 33, (2734), Tefsir, Benu İsrail (3143), Nesai, Tahrim 18, (7, 111), İbnu Mace, Edeb 16, (3705)