Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Bakara Suresi
Ravi: İbnu Abbas
Hadisin Arapçası:
وعن مجاهد قال: سَمِعْتُ ابنَ عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما يقول: ]كَانَ في بنِى إسرائيل القصاصُ ولم تكن فيهم الديةُ فقال اللّهُ تعالى لهذِهِ ا‘مة كُتِبَ عَلَيْكُمُ القِصَاصُ في الْقَتْلَى الحُرُّ بِالْحُرِّ والْعَبْدُ بالْعَبْدِ وَا‘نْثَى بِا‘نْثى فَمَنْ عُفِىَ لَهُ مِنْ أخِيهِ شَئٌ فَاتِّبَاعٌ بالمَعْرُوفِ وأدَاءٌ إلَيْهِ بِإحْسَانٍ. فَالْعَفْوُ: أنْ يَقْبَلَ الرَّجُلُ الدِّيةَ في الْعَمْدِ. واتِّبَاعٌ بالْمَعْرُوفِ وأدَاءٌ إلَيْهِ بِإحْسَانٍ أنْ يَطْلُبَ هذَا بالْمَعْرُوفِ وَيُؤَدِّىَ هذَا بإحْسَان، ذلِكَ تَخْفِيفٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ« مِمَّا كتِبَ عَلَى مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذلِكَ قُتِلَ بعد قبولِ الديةِ[. أخرجه البخارى والنسائى .
Hadisin Anlamı:
Mücahid, İbnu Abbas Radıyallahu Anh’tan rivayet ettiğine göre şunu anlatmıştır: “Benİ İsrail’de kısas vardı, fakat diyet yoktu. Cenab-ı Hakk Muhammed ümmetine şöyle buyurdu: “Öldürülenler hususunda size kısas farz kılınmıştır. Hür hür ile, köle köle ile, kadın kadın ile kısas edilir. Öldüren, ölenin kardeşi tarafından affedilmişse, kendisine örfe uymak ve affedene güzellikle (diyet) Ödemek gerekir” (Bakara, 178). Buradaki “afv’dan maksad, amden öldürmelerde kişinin diyet almayı kabul etmesidir. “Örfe uygun ve affedene güzellikle ödemek”e gelince, bundan maksad (mağdur tarafın) örfe uygun miktarda bir diyet istemesi, öbürünün de bunu güzellikle ödemesidir. Ayetin devamındaki: “Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir” ibaresi de, “sizden öncekilere farz kılınanlarda olmayan bir hafifletme” demektir, (çünkü onlara diyet imkanı tanınmamıştı). Ayetin son kısmı olan “Bundan sonra tecavüzde bulunana elim azab vardır” ibaresinden diyet almayı kabul etmesine rağmen (kan davası güderek) katili öldüren kimse kastedilmektedir.”
Kaynak: Buhari, Tefsir, Bakara 2, 23, Diyat 8, Nesai, Kasame 27, (8, 36,37)