Mehrin Miktarı ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Nesai Ebu Davud Tirmizi Malik
Başlık: MEHİR BÖLÜMÜ
Konu: Mehrin Miktarı
Ravi: Sehl İbnu Sa’d
Hadisin Arapçası:
عن سهل بن سعد رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]جَاءَتِ امْرَأةٌ إلى رَسُولِ اللّه # فَقَالَتْ: يَا رَسُولَ اللّهِ؟ جِئْتُ أهَبُ نَفْسِي لَكَ. فَنَظَر إلَيْهَا فَصَعَّدَ النَّظَرَ فِيهَا وَصَوَّبهُ وَطَأطَأ رَأْسَهُ. فَلَمَّا رَأتْ أنَّهُ لَمْ يَقْضِ فِيهَا شَيْئاً جَلَسَتْ. فقَامَ رَجُلٌ فقَالَ: يَا رَسولَ اللّهِ إنْ لَمْ يَكُنْ لَكَ بِهَا حَاجَةٌ فَزَوِّجْنِيهَا، فقَالَ: فَهَلْ عِنْدَكَ مِنْ شَىْءٍ؟ فقَالَ: َ؛ وَاللّهِ يَا رسولَ اللّهِ. فقَالَ: اذْهَبْ إلى أهْلِكَ فَانْظُرْ هَلْ تَجِدْ شَيْئاً فَذَهَبَ. ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ: َ؛ وَاللّهِ يَا رَسُولَ اللّهِ! مَا وَجَدْتُ شَيْئاً. فقَالَ: انْظُرْ وَلَوْ خَاتَماً مِنْ حَدِيدٍ. فَذَهَبَ ثُمَّ رَجَعَ فقَالَ: َ وَاللّهِ يَا رسَولَ اللّهِ، وََ خَاتماً مِنْ حَدِيدٍ. ولَكِنْ هذَا إزَارِي. قالَ سَهْلٌ: مَالَهُ رِدَاءٌ، فَلَهَا نِصْفُهُ فقَالَ #: مَا تَصْنَعُ بِإزَارِكَ إنْ لَبِسْتَهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهَا مِنْهُ شَىْءٌ وَإنْ لَبِسَتْهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْكَ مِنْهُ شَىْءٌ. فَجَلَسَ الرَّجُلُ حَتّى إذَا طَالَ مَجْلِسُهُ قَامَ فَرَآهُ رسولُ اللّهِ # مُوَلِّياً فَأمَرَ بِهِ فَدُعِى فقَالَ: مَاذَا مَعَكَ مِنْ الْقُرآنِ؟ قالَ: مَعِي سُورَةُ كَذَا وَكَذَا، عَدَّدَهَا. فقَالَ: تَقْرَؤُهُنَّ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِكَ؟ قالَ: نَعَمْ. قالَ: اذْهَبْ، فقَدْ مَلّكْتُكَهَا[. وفي رواية: »أنْكَحْتُكَهَا بِمَا مَعكَ مِنَ الْقُرآنِ«. أخرجه الستة .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bir kadın gelerek: “Ey Allah’ın Resulü,” dedi. “Sana nefsimi bağışlamaya geldim.” Aleyhissalatu vesselam kadına şöyle bir nazar edip sonra tepeden tırnağa gözden geçirdi, bir de sabit baktı ve sonunda (hiçbirşey söylemeden) başını yere eğdi. Kadın, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın hakkında hiç bir hükme varmadığını görünce oturdu. Derken bir adam doğrulup: “Ey Allah’ın Resulü! Sizin ona ihtiyacınız yoksa onu bana nikahlayın!”dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): “Yanında (buna mehir olarak verecek) bir şeyler var mı?” diye sordu. Adam: “Vallahi yok ey Allah’ın Resulü!” deyince: “Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bir bak.” dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi: “Hayır, vallahi ey Allah’ın Resulü hiç bir şey bulamadım!” dedi. Resulullah tekrar: “İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!” buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: “Hayır! Vallahi ya Resulullah, demirden bir yüzük bile yok! Ancak işte şu izarım var, yarısı onun olsun” dedi. Sehl der ki: “Adamın ridası yoktu” Aleyhissalatu vesselam: “İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde birşey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak!” buyurdular. Bunun üzerine adam oturdu. Epey bir müddet oturduktan sonra, kalktı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun döndüğünü görünce, geri çağırılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. “Kur’an’dan ne biliyorsun (hangi sureler ezberinde?)” diye sordu. Adam: “Şu şu sureleri biliyorum!” diye bildiklerini saydı. Yani sen bunları ezbere okuyor musun?” diye tekrar sordu. Adam: “Evet!” deyince, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Haydi git, ben kadını sana temlik ettim” buyurdu. (Bir rivayette: “Kur’an’dan bildiklerinen öğretmen) mukabilinde onu sana nikahladım” buyurdu)
Kaynak: Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40,44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu’l-Kur’an 21, 22, Libas 49, Müslim, Nikah 76, (1425), Muvatta, Nikah 8, (2, 626), Ebu Davud, Nikah 31, (2111), Tirmizi, Nikah 22, (1114), Nesai, Nikah 62, (6,113)