Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim
Başlık: HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konu: Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
Ravi: Aişe
Hadisin Arapçası:
وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]أتَتْ فَاطِمَةُ وَالْعَبَّاسُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما أبَا بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ يَلْتَمِسَانِ مِيرَاثَهُمَا مِنْ رَسُولِ اللّهِ #، فقَالَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ # يَقُولُ: َ نُورثُ؛ مَا تَرَكْنَاهُ صَدَقَةٌ، إنَّمَا يَأكُلُ آلُ مَحمدٍ في هذَا الْمَالِ، وَإنِّى وَاللّهِ َ أدَعُ أمْراً رَأيْتُ رَسولَ اللّهِ # يَصْنَعُهُ إَّ صَنَعْتُهُ، إنِّى أخْشى إنْ تَرَكْتُ شَيئاً مِنْ أمْرِهِ أنْ أزِيغَ، فَهَجَرَتْهُ فَاطِمةُ رَضِىَ اللّهُ عَنْها فَلَمْ تُكَلِّمُهُ حَتَّى مَاتَتْ بَعْدَ سِتَّةِ أشْهُرٍ، فَدَفَنَهَا عَلىٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ لَيًْ، ولَمْ يُؤذِنْ بِهَا أبَا بَكْرٍ، وَكَانَ لِعَلىٍّ وَجْهٌ)ـ1( مِنَ النَّاسِ حَيَاةَ فَاطِمة رَضِىَ اللّهُ عَنْها، فَلَمَّا مَاتَتِ انْصَرَفَتْ وُجُوهُ النَّاسِ عَنْهُ، فقَالَ رَجُلٌ لِلزُّهْرِىِّ رَحِمَهُ اللّهُ: وَلَْ يُبَايِعُهُ عَلىٌّ سِتَّةٌ أشْهُرٍ؟ قالَ: َ، وَاللّهِ وََ أحَدٌ مِنْ بَنِى هَاشِمٍ، فَلَمَّا رَأى عَلِىٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ انْصِرَافَ وُجوُهِ النَاسِ عَنْهُ ضَرَعَ إلى مُصَالَحةِ أبى بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فأرْسَلَ إلَيْهِ أنْ ائْتِنَا وََ يَأتِنَا مَعَكَ أحَدٌ، وَكَرِهَ أنْ يأتِيَهُ عُمَرُ لِمَا عَلِمَ مِنْ شِدَّتِهِ، فَقَالَ عُمَرُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: َ تأتِهِمْ وَحْدَكَ، فقَالَ أبُو بَكْررَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: وَاللّهِ Œتَينَّهُمْ وَحْدِى مَا عَسى أنْ يَصْنَعُوا بِى؟ فانْطَلَقَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَدَخَلَ عَلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، وَقَدْ جَمَعَ بَنِى هَاشِمٍ عِنْدَهُ، فَقَامَ فَحَمِدَاللّهَ وَأثنى عَلَيْهِ، ثُمَّ قَالَ: أمَّا بَعْدُ، فََلَمْ يَمْنَعْنَا أنْ نُبَايِعَكَ يَا أبَا بَكْرٍ إنْكَارٌ لِفَضِيلَتِكَ، وََ نَفَاسَةٌ عَلَيْكَ، وَلكِنَّا كُنّا نَرَى أنَّ لَنَا في هذَا ا‘مْرِ حَقّاً فاسْتَبْدَدْتُمْ عَلَيْنََا، ثُمَّ ذَكَرَ قَرَابَتَهُ مِنْ رسول اللّه # وَحَقَّهُمْ فَلَمْ يَزَلْ عَلِيٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ يَذْكُرُ حَتَّى بَكى أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَصَمَتَ عَلِيٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَتَشَهَّدَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَحَمِدَ اللّهَ تَعالَى وَأثْنى عَليْهِ، ثُمَّ قالَ: أمَّا بَعْدُ، فَوَاللّهِ لَقَرَابَةُ رسول اللّهِ # أحَبُّ إلىَّ أنْ أصِلَ مِنْ قَرَابَتِى، وَإنِّى وَاللّهِ مَا ألَوْتُ في هذِهِ ا‘مْوَالِ الَّتِى كَانَتْ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ عَنِ الخَيْرِ، وَلكِنِّى سَمِعْتُ رسول اللّهِ # يَقُولُ: َ نُورَثُ مَا تَرَكْنَاهُ صَدَقَةٌ، إنَّمَا يَأكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ في هذا المَالِ، وَإنِّى وَاللّهِ َ أدَعُ أمْراً صَنَعَهُ رسولُ اللّهِ # إَّ صَنَعْتُهُ إنْ شَاءَ اللّهُ تَعالى، فقَالَ عَليٌّّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: مَوْعِدُكَ لِلبَيْعَةِ الْعَشِيَّةُ، فَلَمَّا صَلَّى أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ الظُّهْرَ أقْبَلَ عَلى النَّاسِ يَعْذُرَ عَلِيّاً رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ بِبَعْضِ مَا اعْتَذَرَ بِهِ، ثُمَّ قَامَ عَليٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَعَظَّمَ حَقَّ أبِى بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، وَذَكَر فَضِيلَتَهُ وَسَابِقَتَهُ، ثُمَّ قَامَ إلى أبِى بَكْرٍ فَبَايَعَهُ، فَأقْبَلَ النَّاسُ عَلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فقَالُوا: أصَبْتَ وَأحْسَنْتَ، فَكَانَ النَّاسُ إلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَرِيباً حِينَ رَاجَعَ ا‘مْرَ المَعْرُوفَ[. أخرجه الشيخان، واللفظ لمسلم.»ضََرَعَ«: أى خضع، وانقاد »وَالنَّفَاسَةُ«: الحسد، ومعنى »مَا ألَوْتُ« بالقصر: أى ما قصرت.
Hadisin Anlamı:
Hazreti Fatıma ve Hazreti Abbas Radıyallahu Anh, Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’e uğrayıp, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’tan kendilerine kalan mirası sordular. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh onlara: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın: “Bize kimse varis olamaz, bıraktıklarımız hep sadakadır. Ancak Al-i Muhammed bu maldan (ihtiyacı kadarını) yer” dediğini işittim. Allah’a yemin olsun Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın yaptığını gördüğüm bir şeyi terketmem, mutlaka onu yaparım. Ben O’nun emrinden bir şey terkedecek olsam sapıtmaktan korkarım!” dedi. Bunun üzerine Hazreti Fatıma, Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’e küstü ve altı ay sonra ölünceye kadar onunla konuşmadı. Hazreti Ali, onu geceleyin defnetti. Ölümünü Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’e haber vermedi. Hazreti Ali, Fatıma Radıyallahu Anh sağken halk nazarında ayrı bir makama, izzete sahipti. Hazreti Fatıma vefat edince, halkın alakası ondan kesildi. Bir adam Zühri Radıyallahu Anh’ye: Ali, (Hazreti Ebu Bekir’e) altı ay biat etmedi mi?” diye sordu. “Hayır, vallahi hayır, Beni Haşim’den hiç kimse geri kalmadı. Ali Radıyallahu Anh, insanların nazarlarının kendinden çevrildiğini görünce Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’le musalahaya mecbur kaldı. Ona haber salarak: “Yanında kimse olmadan, yalnız olarak bize gel!” dedi. kendisine Hazreti Ömer’in gelmesini istemiyordu, çünkü ondaki şiddet ve hiddet halini biliyordu. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh: “Onlara tek başıa gitme!” dedi. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh: “”Vallahi tek başıma gideceğim. Bana ne yapabilirler ki?” dedi ve Ebu Bekir Radıyallahu Anh onlara gitti. Hazreti Ali Radıyallahu Anh’nin yanına girdi. Beni Haşim, yanında toplanmışlar idi. (Hazreti Ebu Bekir’i görünce) kalktı. Allah’a hamd-ü senada bulundu. Sonra şunu söyledi: “Emma ba’d! Ey Ebu Bekir, bizim sana biat etmemize mani olan şey senin faziletini inkarımız değildir, sana karşı bir rekabet düşüncemiz de yok. Ancak, biz, bu “iş”te bizim de bir hakkımız olduğuna inanıyorduk. Bize karşı müstebit davrandınız!” Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e olan yakınlığını zikretti. Ali bunları zikrettikçe Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh ağlamaktan kendini alamıyordu. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh şehadet getirdi, Allah Teala’ya hamdetti, senada bulundu. Sonra şunları söyledi: “Emma ba’d! Allah’a kasem olsun, şurası muhakkak ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın akrabaları bana, kendi akrabalarımdan daha yakın, daha sevgili. Ve ben, yeminle söylüyorum, benimle sizin aranızda olan bu mal meselesinde haktan ve hayırdan hiç ayrılmış değilim. Zira, ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’dan şunu işittim: “Bize kimse varis olamaz, bıraktığımız sadakadır. Al-i Muhammedi bu maldan yer.” Vallahi ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın yaptığını gördüğüm bir işi terketmem, Allah’ın izniyle mutlaka yaparım” dedi. Hazreti Ali Radıyallahu Anh: “Biat için öğleden sonra buluşalım” dedi. Ebu Bekir Radıyallahu Anh öğleyi kılınca, cemaate yönelip Hazreti Ali Radıyallahu Anh’nin (biati geciktirmedeki) beyan ettiği özürleri halka anlattı. Sonra da Hazreti Ali Radıyallahu Anh kalkıp, Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’in hakkını tazim buyurdu, faziletlerini, İslam’a sebkat eden hizmetlerini zikretti. Sonra Ebu Bekir Radıyallahu Anh’e yaklaşıp biat etti. Halk, Hazreti Ali Radıyallahu Anh’nin etrafını sarıp:”isabet ettin, çok iyi bir davranışta bulundun” diyerek takdir ettiler. Hz, Ali Radıyallahu Anh bu ma’ruf işe döndüğü zaman halk (tekrar) kendisine yakınlık (ve alaka) gösterdi.” [Metin Müslim’dendir. Hadis Buhari’de muhtasardır.]
Kaynak: Buhari, Fedailu’l-Ashab 12, Müslim, Cihad 53, (1759)