Hadis Arapça TürkçeSahihi Buhari Buhari HadisleriSüneni Nesai Hadisleri

Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Nesai

Başlık: HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM

Konu: Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri
Ravi: Aişe
Hadisin Arapçası:

وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]تُوُفِّىَ رسول اللّهِ # وَأبُو بَكْرٍ بِالسُّنُحِ، تَعْنِى بِالْعَالِيَةِ، فقَامَ عُمَرُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ يَقُولُ: وَاللّهِ مَا مَاتَ رسول اللّه # وَلَيَبْعَثَنَّهُ اللّهُ تَعالى، فَلْيُقَطِّعَنَّ أيْدِى رِجَالٍ وَأرْجُلَهُمْ، فَجَاءَ أبُو بَكْر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَكَشَفَ عَنْ رسولِ اللّهِ #، فقَبَّلَهُ وَقَالَ: بِأبِى أنْتَ وَأُمِّى طِبْتَ حَيّاً وَمَيِّتاً، وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ َ يُذِىقُكَ اللّهُ المَوْتَتَيْنِ أبداً، ثُمَّ خَرَجَ فقَالَ: أيُّهَا الحَالِفُ عَلى رِسْلِكَ، فَلَمَّا تَكَلّمَ أبُو بَكْر جَلَسَ عُمَرُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما، فَحَمِدَ اللّهَ أبُو بَكْرٍ، وَأثْنى عَلَيْهِ، ثُمَّ قَالَ: أَ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ مُحَمَّداً، فإنَّ مُحَمَّداً قَدْ مَاتَ، وَمَنْ كانَ يَعْبُدُ اللّهَ فإنَّ اللّهَ حَىٌّ َ يَمُوتُ، وَتََ: إنَّكَ مَيِّتٌ وَإنَّهُمْ مَيِّتُونَ. وَمَا مُحَمَّدٌ إّ رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ أفَإنْ مَاتَ أوْ قُتِلَ انْقَلَبْتُمْ عَلى أعْقَابِكُمْ، وَمَنْ يَنْقَلِبْ عَلى عَقِبَيْهِ فَلَنْ يَضُرَّ اللّهَ شَيْئاً وَسَيَجْزِى اللّهُ الشَّاكِرِينَ. فَنَشَجَ النَّاسُ يبَْكُونَ، وَاجْتَمَعَ ا‘نْصَارُ إلى سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ في سَقِيفَةِ بَنِى سَاعِدَةَ، فقَالُوا: مِنَّا أمِيرٌ وَمِنْكُمْ أمِيرٌ، فَذَهَبَ إلَيْهِمْ أبُو بَكْرٍ وَعُمرُ وَأبُو عُبَيْدَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُم، فَذَهَبَ عُمَرُ يَتَكَلَّمُ، فأسْكَتَهُ أبُو بَكْرٍ، فكَانَ عُمَرُ يَقُولُ: وَاللّهِ مَا أرَدْتُ بِذلِكَ إَّ أنِّى كُنْتُ قَدْ هَيَّأتُ كََماً أعْجَبَنِى خَشِيت أنْ َ يَبْلُغَهُ أبُو بَكْرٍ فَتَكَلَّمَ وَاللّهِ أبُو بَكْرٍ، فَوَاللّهِ مَا زَوَّرْتُ)ـ1( في نَفْسِى كََماً إَّ وَأتَى عَلَيْهِ وَأبْلَغَ، وَكَانَ في كََمِهِ: نَحْنُ ا‘مرَاءُ وَأنْتُمْ الْوُزَرَاءُ، فقَامَ حُبَابُ بْنُ المُنْذِرِ فقَالَ: َ وَاللّهِ َ نَفْعَلُ، مِنَّا أمِيرٌ وَمِنْكُمْ أمِيرٌ؟ فقَالَ أبُو بَكْرٍ: َ، وَلكِنَّا ا‘مَرَاءُ، وَأنْتُمُ الوُزَرَاءُ[.زاد رزين: ]لَنْ يُعْرَفَ هذَا ا‘مْرُ إَّ لِهذَا الحَىِّ مِنْ قُرَيْشٍ، هُمْ أوْسَطُ الْعَرَبِ دَاراً وَأعْرَبُهُمْ أحْسَاباً، فبَايِعُوا عُمََرَ، أوْ أبَا عُبَيْدَةَ، فقَالَ عُمَرُ: بَلْ نُبَايِعُكَ أنْتَ، فَأنْتَ سَيِّدُنَا وَخَيْرُنَا وَأحَبُّنَا إلى رسولِ اللّهِ #، فَأخَذَ عُمَرُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ بِيَدِهِ فَبَايَعَهُ النَّاسُ، فقَالَ قَائِلٌ! ____________ )ـ1( أي هيأت وأصلحت، والتزوير: إصح الشئ، وكم مزور: محسن. قَتَلْتُمْ سَعْدَ بْنَ عُبَادَةَ، فقَالَ عُمَرُ: قَتَلَهُ اللّهُ تَعَالى، قالَتْ: فَمَا كَانَ مَنْ خُطْبَتَيْهِمَا مِنَ خُطْبَةٍ إَّ نَفَعَ اللّهُ بِهَا، لَقَدْ خَوَّفَ عُمَرُ النَّاسَ، وَإنَّ فِيهِمْ لَنِفَاقاً فَرَدَّهُمُ اللّهُ تَعالى بذَلِكَ، ثُمَّ لَقَدْ بَصَّرَ أبُو بَكْرٍ النَّاسَ في اللّهِ تَعالى وَعَرَّفَهُمُ الحَقَّ الَّذِى عَلَيْهِمْ وَخَرَجُوا بِهِ يَتْلُونَ: وَمَا مُحَمَّدٌ إَّ رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ اŒية[. أخرجه البخارى والنسائى.قلت: وقوله زاد رزين: كذا في التجريد وأصله، وهذه الزيادة بعينها في صحيح البخارى واللّه أعلم »السُّنُحُ«: بضم السين المهملة والنون، وقيل بسكون النون: موضع بعوالى المدينة فيه منازل بنى الحارث بن الخزرج، وقوله: »َ يُذِيقُكَ اللّهُ المَوْتَتَيْنِ« أى في الدنيا، قال ذلك أبو بكر ردا لقول عمر: إن اللّه سيبعث نبيه فيقطع أيدى رجال وأرجلهم. »والسَّقِيفَةُ« الصفة في البيت، »والنَّشِيجُ«: تردد صوت الباكى في صدره من غير انتحاب .

Hadisin Anlamı:

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman, babam Ebu Bekir Radıyallahu Anh, (Mescid-i Nebi’den bir mil kadar uzaklıkta olan) Sunh nam mevkide idi -ki Aliye (denen Medine’nin yüksek kısmını ki burası Hazrec’e mensup Beni’l-Harise’nin menzillerinin bulunduğru mevki)yi kasdetmektedir- HazretiÖmer Radıyallahu Anh kalkıp: “Vallahi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat etmedi. Allah mutlaka onu geri gönderecektir, o da (münafık) kimselerin ellerini ve ayaklarını kesecek…” diyordu. Derken Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh geldi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın yüzünü açtı ve öptü. “Annem babam sana feda olsun. Sağlığında hoştun, ölümünde de hoşsun! Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, Allah sana ebediyyen iki ölüm tattırmayacak!” dedi. Sonra dışarı çıkıp: “(Hazreti Ömer’i kasdeterek): “Ey (Peygamber ölmedi diye) yemin eden kişi, ağır ol!” dedi. Hazreti Ebu Bekir konuşmaya başlayınca Hazreti Ömer Radıyallahu Anh oturdu. Hazreti Ebu Bekir Allah’a hamd ü sena ettikten sonra: “Haberiniz olsun! Kim Muhammed’e tapıyor idiyse bilsin ki artık Muhammed ölmüştür. Kim de Allah’a tapıyor idiyse o da bilsin ki Allah hayydır, ölümsüzdür!” dedi ve şu ayeti okudu: “Ey Muhammed, şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler” (Zümer 30). Şu Ayeti de okudu: “Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah’a hiçbir zarar vermez. Allah, şürkedenlerin mükafatını verecektir.” (Al-i İmran 144). Bu açıklama üzerine halk boğuk boğuk ağlamaya başladı. Ensar Radıyallahu Anh, Beni Saide yurdunda, Sa’d İbnu Ubade’nin etrafında toplandı. (Muhacir de oraya geldi. Ensariler): “Bizden bir emir, sizden de bir emir!” dediler. Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Ebu Ubeyde Radıyallahu Anh de oraya geldiler. Hazreti Ömer konuşmaya başladı ise de Hazreti Ebu Bekir onu susturdu. Hazreti Ömer (bilahere) şöyle diyordu: “Vallahi, ben konuşmayı şu sebeple arzu etmiştim: (Zihnimde) hoşuma giden sözler hazırlamış, Ebu Bekir bunlara ulaşamaz (onun hatırından bunlar geçmeyebilir) diye endişe etmiştim. Ama, yemin olsun, Ebu Bekir öyle bir konuştu ki, vallahi içimde hazırlamış olduğum güzel sözlerin hepsine isabet etti, (benim aklıma gelmeyen daha da güzelini) beliğ şekilde ifade etti. Onun sözleri arasında şu da vardı: “(Ey Ensar) biz (Kureyşli)ler emirleriz, sizler de vezirlersiniz!” Bu söz üzerine Hubab İbnu’l-Münzir ayağa kalktı ve: “Hayır vallahi bunu yapmayız. Bizden bir emir, sizden de bir emir olacak!” dedi. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh: “Hayır! Olmaz bu. Bizler emirleriz, sizler de vezirlersiniz” dedi. Rezin şunu ilave etti: “Hazreti Ebu Bekir devamla şunu söyledi: “Bu “iş (hilafet), şu Kureyş cemaati için meşru tanınacaktır. Onlar, yer itibarıyla Arapların ortasındadır, şerefçe de (eskiden beri) en gözdeleridir. Öyleyse, Ömer’e veya Ebu Ubeydeye biat edin!” Hazreti Ömer atılarak: “Bilakis, biz sana biat ediyoruz. Sen bizim efendimizsin, en hayırlımızsın, üstelik Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e da en sevgili olanımızsın!” dedi ve Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh’in elinden tutup ona biat etti. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh’i müteakip halk da ona biat etti. Bunun üzerine biri: “Sa’d İbnu Ubade’yi katlettiniz!” diye bağırdı. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh öfkeyle: “Allah onu katletsin!” dedi. Hazreti Aişe Radıyallahu Anh devamla der ki: “Bu her iki konuşmada geçen sözleri de Allah faideli kıldı. Nitekim Hazreti Ömer’in konuşması halkı korkuttu. Aralarında nifak vardı, onun konuşmasıyla Cenab-ı Hakk nifakı bertaraf etti. Hazreti Ebu Bekir Radıyallahu Anh de halkın nazarını Allah’a çevirip, üzerinde oldukları hakkı (islam’ı) öğretti. Oradan şu ayeti okuyarak ayrıldılar. (Mealen): “Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah’a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenlerin mükafaatını verecektir” (Al-i İmran 144). [(İbnu Deybe diyor ki:) “Derim ki: “Rezin şunu ilave etti” sözü, et-Tecrid’de ve Tecrid’in aslında mevcuttur. Bu ziyade aynısıyla Sahih-i Buhari’de mevcuttur. Allahu a’lem.”]

Kaynak: Buhari, Fedailu’l-Ashab 5, Cenaiz 3, Megazi 83, Nesai, Cenaiz 11, (4, 11)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu