Riyazus Salihin Arapça Türkçe Hadisler

PEYGAMBER SÜNNETİNİ VE EDEBLERİNİ KORUMAK ARAPÇA TÜRKÇE HADİSİ ŞERİFLER RİYAZUS SALİHİN

 

80- عنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رضي اللَّه عنه عن النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : «دَعُونِي ما تَرَكتُكُمْ: إِنَّما أَهْلَكَ من كَانَ قبْلكُم كَثْرةُ سُؤَالِهمْ ، وَاخْتِلافُهُمْ عَلَى أَنْبيائِهمْ، فَإِذا نَهَيْتُكُمْ عنْ شَيْءٍ فاجْتَنِبُوهُ ، وَإِذا أَمَرْتُكُمْ بأَمْرٍ فَأْتُوا مِنْهُ ما اسْتَطَعْتُمْ » متفقٌ عليه .                            

156-80   Ebu Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben size herhangi bir şeyi emredip yasaklamadığım sürece beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok soru sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşa etmeleri helak etmiştir. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan kesinlikle kaçınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu gücünüz yettiğince yerine getiriniz.” (Buhari, İtisam 2, Müslim Hac 412)

81- عَنْ أَبِي نَجِيحٍ الْعِرْباضِ بْنِ سَارِيَة رضي اللَّه عنه قال : وَعَظَنَا رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم مَوْعِظَةً بليغةً وَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ وَذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُون ، فقُلْنَا : يا رَسولَ اللَّه كَأَنَهَا موْعِظَةُ مُوَدِّعٍ فَأَوْصِنَا . قال : « أُوصِيكُمْ بِتَقْوى اللَّه، وَالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وإِنْ تَأَمَّر عَلَيْكُمْ عَبْدٌ حبشيٌ ، وَأَنَّهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ فَسَيرى اخْتِلافاً كثِيرا . فَعَلَيْكُمْ بسُنَّتي وَسُنَّةِ الْخُلُفَاءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ ، عضُّوا عَلَيْهَا بالنَّواجِذِ ، وإِيَّاكُمْ ومُحْدثَاتِ الأُمُورِ فَإِنَّ كُلَّ بِدْعَةٍ ضلالَةٌ » رواه أبو داود ، والترمذِي وقال حديث حسن صحيح                                                                   

157-81 Ebu Necih İrbâz İbn-i Sariye (r.a.) şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) gözleri yaşartan, kalpleri ürperten çok tesirli bir konuşma yaptı.

                -Ey Allah’ın Rasulü! Bu nasihat sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bizlere tavsiyede bulununuz, dedik. Bunun üzerine:

                -Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyıp yolunuzu Allah ve kitabıyla bulmanızı, başınıza Habeşli simsiyah bir köle bile olsa onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra içinizde hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar göreceklerdir. O zaman sizin yapacağınız benim sünnetim ve doğru yolda olan Hulefa-i Raşidin’in sünnetine sarılmaktır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bidatlerden şiddetle sakınınız. Çünkü her bidat bir sapıklıktır. (Ebu Davud, Sünnet 5, Tirmizi İlim 16)

* (Muvatta Kader 3 de) “Size iki şey bıraktım, onlara sarıldığınız müddetçe sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın kitabı ve benim sünnetim. 4 Nisa 65’de beyan edilen hususun bir açıklaması durumunda olan bu hadisi daha iyi anlamak için 4 Nisa 65’i tefsirlerden genişçe okumak lazımdır. Yine 24 Nur 63 ve 33 Ahzab 36, 45, 46 ayetleri de tefsirlerden okunursa konu daha iyi anlaşılmış olur. Ayrıca itaat edilecek kimseleri öğrenmek bakımından da 33 Ahzab 33, 3 Al-i İmran 32, 132, 4 Nisa 59, 5 Maide 92, 8 Enfal 1,20,46, 20 Taha 90, 24 Nur 54,56, 47 Muhammed 33, 58 Mücadele 13, 64 Teğabün 12, 16, ayetlerine bakılmalıdır.

82- : عن جابرٍ رضي اللَّه عنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : «مثَلِي ومثَلُكُمْ كَمَثَل رجُلٍ أَوْقَدَ نَاراً فَجَعَلَ الْجَنَادِبُ وَالْفَراشُ يَقَعْنَ فيهَا وهُوَ يذُبُّهُنَّ عَنهَا وأَنَا آخذٌ بحُجَزِكُمْ عَنِ النارِ ، وأَنْتُمْ تَفَلَّتُونَ منْ يَدِي » رواه مسلمٌ .              

163-82 Cabir (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Benim ve sizin durumunuz; ateş yakıp ta ateşine pervane ve çekirgeler düşmeye başlayınca onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için eteklerinizden tutuyorum, siz ise elimden kurtulup ateşe girmeye çalışıyorsunuz.” (Müslim, Fezail 19)     * Bu hadis peygamber (s.a.v.)’in ümmeti hakkındaki şefkat ve merhametinin ne kadar büyük olduğuna delildir.

83- عن ابن عباس ، رضيَ اللَّه عنهما ، قال : قَامَ فينَا رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بمَوْعِظَةٍ فقال : « أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّكُمْ محشورونَ إِلَى اللَّه تَعَالَى حُفَاةَ عُرَاةً غُرْلاً  { كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُعِيدُهُ وَعْداً علَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ }  [ الأنبياء : 103] أَلا وَإِنَّ أَوَّلَ الْخَلائِقِ يُكْسى يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِبراهيم صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، أَلا وإِنَّهُ سَيُجَاء بِرِجَالٍ مِنْ أُمَّتِى، فَيُؤْخَذُ بِهِمْ ذَاتَ الشِّمال فأَقُولُ: يارَبِّ أَصْحَابِي ، فيُقَالُ : إِنَّكَ لا تَدْرِي مَا أَحْدَثُوا بَعْدَكَ ، فَأَقُول كَما قَالَ الْعَبْدُ الصَّالِحُ : { وكُنْتُ عَلَيْهمْ شَهيداً ما دُمْتُ فِيهمْ }  إِلَى قولِهِ :  { العَزِيز الحَكيمُ } [ المائدة : 117 ، 118 ] فَيُقَالُ لِي : إِنَّهُمْ لَمْ يَزَالُوا مرْتَدِّينَ عَلَى أَعقَابِهِمْ مُنذُ فارَقْتَهُمْ » متفقٌ عليه                  

165-83 İbn-i Abbas (r.a.) şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) efendimiz vaaz etmek üzere doğrulup aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Sizler yalınayak, çırılçıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. (İlk defa yoktan varettiğimiz gibi yeniden yaratacağız. Bu bizim vadimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.) (21 Enbiya 104) Dikkat edin kıyamet günü ilk giydirilecek olan İbrahim (a.s.)’dır. Dikkat edin ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa cehennem tarafına doğru yöneltilirler. Ben ey Rabbim, bunlar benim ashabımdır, derim. Bunun üzerine: Sen bunların senden sonra ne bidatler ortaya çıkarıp kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben Salih kul İsa (a.s.)’ın dediği gibi derim: Ben onlara söylememi emrettiğin şeyden başkasını söylemedim. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, dedim ve onların arasında yaşadığım sürece onların üzerinde kontrolcu idim. Beni aralarından tutup aldığında üzerlerinde denetleyici sadece sen kaldın. Sen zaten her şeye yeterince şahitsin. Eğer onları azaba çarptırırsan onlar senin kullarındır ve eğer onları bağışlarsan doğrusu sen, çok güçlü ve üstün olansın ve yaptığın her şeyi yerli yerince yapansın. (5 Maide 117-118)

                Bunun üzerine bana şöyle denilir: Gerçekten sen onlardan ayrıldığın andan itibaren onlar tabanları üzere geri dönerek İslamdan çıkıp dinsizliğe yapıştılar.” (Buhari, Enbiya 8, Müslim, Cennet 58)

84- وعنْ عابسِ بن ربيعةَ قال : رَأَيْتُ عُمَرَ بنَ الخطاب ، رضي اللَّه عنه ، يُقَبِّلُ الْحَجَرَ     يَعْنِي الأَسْوَدَ ويَقُولُ : إِني أَعْلَمُ أَنَّكَ حَجَرٌ مَا تَنْفَعُ ولا تَضُرُّ ، ولَوْلا أنِّي رأَيْتُ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، يُقَبِّلُكَ ما قَبَّلْتُكَ .. متفقٌ عليه .          

167-84 Âbis İbn-i Rabia (r.a.) şöyle demiştir: Ben Ömer İbn-i Hattab’ın Hacer’ül Esved’i öptüğünü gördüm. O esnada diyordu ki: “Bilirim ki sen bir taşsın ne fayda verirsin ne de zarar. Eğer Rasulullah (s.a.v.)’ın seni öptüğünü görmeseydim ben de öpmezdim. (Buhari Hac 50, Müslim Hac 251)

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu