Tek bir muzari fiili cezm eden ( لَمَّا ) olarak görev yapar. Muzarinin mânasını maziye çevirir ve onu nefy eder. Olumsuzluğun başladığı zamandan, konuşulan zamana kadar olan süreyi kapsar. Önüne şart edatı gelemez.
Örnek : ( لَمَّا يَنْفَعْ عُمْرِى ) “Ömrüm, fayda vermedi.” Terkibindeki ( يَنْفَعْ ) muzari fiili, ( لَمَّا ) harfi ile lafzan meczumdur. ( عُمْرِى ) fâil olup, takdiren merfudur. ( ى ) muttasıl zamirdir ve ( عُمْرِ ) lafzının muzafun ileyhi olmak üzere, mahallen mecrurdur.
Cezm etmeyen şart edatı ( لَمَّا ) olarak görev yapar. Mazi fiile dahil olduğunda “gelin-ce, -diği vakit” mânasını verir
2/89 : ( … فَلَمَّا جَاءَهُمْ مَا عَرَفُوا كَفَرُوا بِهِ … ) “… kendilerine bildikleri şey gelince onu inkâr ettiler …” Ayet-i Kerimesindeki i’râb : ( لَمَّا ), şartla ilgili zaman zarfıdır. ( جَاءَ ) : Fi’lü’ş-şart, mazi. ( هُمْ ) : mef’ulün bih, muttasıl zamir NASB mahallinde. ( مَا ) : Fâil, ism-i mevsul REF mahallinde. ( عَرَفُوا ) : sıla, mazi fiil cümlesi. ( كَفَرُوا ) : cevabu’ş-şart, fiili mazi. ( بِهِ ) : car-mecrur.