arapça

  • Munfasıl Zamirler

     MUNFASIL (AYRI) ZAMİRLER

    munfasıl zamirler 1  MUNFASIL (AYRI) ZAMİRLER

    Herhangi bir kelimeye bitişmeksizin ayrı yazılan zamirlerdir. İki ayrı munfasıl zamir türü vardır. Birisi fâil olarak diğeri de meful olarak kullanılır:

    a) Fâil yerine geçen munfasıl zamirler:

    Aşağıdaki munfasıl zamirler cümlede ismin yerini tutup fâil yerine geçerler:

     

                  Çekim Tablosu

     

     
     

    Cemi

    Müsennâ

    Müfred

     
    Müzekker

    هُمْ

    هُمَا

    هُوَ

    Gâib
     

    Onlar

    O ikisi

    O

     
    Müennes

    هُنَّ

    هُمَا

    هِيَ

    Gâibe
               

     

    Müzekker

    أَنْتُمْ

    أَنْتُمَا

    أَنْتَ

    Muhâtab
     

    Siz(ler)

    İkiniz

    Sen

     
    Müennes

    أَنْتُنَّ

    أَنْتُمَا

    أَنْتِ

    Muhâtaba

     

    Müz + Müe

    نَحْنُ

    نَحْنُ

    أَنَا

    Mütekellim

     

    Biz

    İkimiz

    Ben

     

    munfasıl zamirler

     Cümle Örnekleri:

    هَلْ أَنْتَ مُدَرِّسٌ ؟

    Sen öğretmen misin?

    لاَ ، أَناَ طاَلِبٌ.

    Hayır, ben öğrenciyim.

    مَنْ ذَهَبَ إلَى الْمَدْرَسَةِ ؟

    Okula kim gitti?

    هُوَ ذَهَبَ.

    O gitti.

    أَنْتُمَا ذَهَبْتُمَا.

    Siz ikiniz gittiniz.

    هُوَ مَريِضٌ فيِ الْمَنْزِلِ.

    O evde hastadır.

    ماَذاَ فَعَلَتْ فاَطِمَةُ ؟

    Fatıma ne yaptı?

    هِيَ كَتَبَتْ رِساَلَةً إِلَى خاَلَتِهاَ.

    O, teyzesine bir mektup yazdı.

    أَناَ كَتَبْتُ رِساَلَةً إِلَى جَديِّ.

    Ben dedeme bir mektup yazdım.

    هُنَّ حَفِظْنَ الْقُرْآنَ.

    Onlar Kur’ân’ı ezberlediler.

    هُمْ دَرَسُوا الْعَرَبِيَّةَ.

    Onlar Arapça okudular (tahsil ettiler).

    هُوَ رَكِبَ الْحاَفِلَةَ.

    O otobüse bindi.

    هُنَّ شَرِبْنَ الْعَصيِرَ.

    Onlar meyve suyu içtiler.

    * Görüldüğü gibi bu fâil zamirler fiille birlikte kullanıldıklarında fiilin önüne geçerler. Normal kullanımın dışında fiilden sonra geldikleri takdirde fâiline vurgu kazandırırlar:

    كَتَبْتَ أَنْتَ لِواَلِدِكَ.

    Babana (baban için) sen yazdın.

    غَسَلْتِ أَنْتِ الْمَلاَبِسَ.

    Sen elbiseleri yıkadın (sen).

    شَرِبْتِ أَنْتِ الشاَّيَ.

    Sen çay içtin (sen) ya da “Çayı sen içtin sen”.

    * Zamirlerin pekiştirilmesi tekrar edilmek suretiyle olur.

    هُوَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ.

    O, O gafurdur, rahimdir.

    Aynı şekilde muttasıl zamir birleşmiş bir isimden sonra o muttasıl zamirin mukabili olan munfasıl zamir getirilirse manayı pekiştirmiş olur:

    هَذِهِ حَقيِبَتِي أَناَ.

    Bu benim çamtamdır benim.

    هَذاَ كِتاَبُكَ أَنْتَ.

    Bu senin kitabındır senin.

    Görüldüğü gibi, (حَقيِبَتِي) kelimesindeki mütekellim ya’sına uygun munfasıl zamir (أَناَ), (كِتاَبُكَ) kelimesinin sonundaki muttasıl zamirin mukabil munfasıl zamiri de (أَنْتَ) dir.

    Not:  هُمْ  ve أَنْتُمْ  munfasıl zamirlerinden sonra hemze-i vasıl (elif-lâmlı kelime) gelirse sonlarındaki cezimli mimler zamme ile harekelenir:

    هُمُ الْفُقَراَءُ.

    Onlar fakirdir.

    أَنْتُمُ الْأَغْنِياَءَُ.

    Sizler zenginsiniz.

    b) Mef’ûl yerine geçen munfasıl zamirler:

    Aşağıdaki munfasıl (ayrı) zamirler cümlede mef’ûl yerine geçerler.

     

    Cemi

    Tesniye

    Müfred

     

    Müzekker

    إيَّاهُمْ

    إيَّاهُمَا

    إِياَّهُ

    Gâib
     

    onları, onlara

    o ikisini, o ikisine

    onu, ona

     
    Müennes

    إيَّاهُنَّ

    إيَّاهُمَا

    إيَّاهَا

    Gâibe
                   

     

    Müzekker

    إيَّاكُمْ

    إيَّاكُمَا

    إيَّاكَ

    Muhâtab
     

    sizi, size

    siz ikinizi, ikinize

    seni, sana

     
    Müennes

    ِإيَّاكُنَّ

    إيَّاكُمَا

    إيَّاكِ

    Muhâtaba
               

     

    Müz-Müe

    إيَّانَا

    إيَّانَا

    إيَّايَ

    Mütekellim
     

    bizi, bize

    ikimizi, ikimize

    beni, bana

     
               

    Cümle Örnekleri:

    أنَا رَأَيْتُكَ وَ إيَّاهُ فِي السُّوقِ.

    Ben seni ve onu çarşıda gördüm.

    ظَنَّ الرَّجُلُ خاَلِداً إِياَّكَ.

    Adam Halit’i sen zannetti.

    ظَنَّتِ الْمَرْأَةُ عاَئِشَةَ إِياَّهاَ.

    Kadın Aişe’yi o sandı.

    عَلَّمَهُ الْمُعَلِّمُ إِياَّهُ.

    Öğretmen onu ona öğretti.

    هَلْ عَلَّمَكَ الْمُعَلِّمُ إياَّهُ ؟

    Öğretmen onu sana öğretti mi?

    رَأَيْتُ خاَلِداً وَ إِياَّكُنَّ فِي السُوقِ.

    Halit’i ve sizi çarşıda gördüm.

    زاَرَناَ وَ إِياَّهُمْ.

    (O) bizi ve onları ziyaret etti.

    وَجَدْنَا اِخْواَنَكُمْ وَإيَّاكُمْ أَغْنِيَاءَ.

    Kardeşlerinizi ve sizi zengin bulduk.

    *Mef’ûl munfasıl zamirler başa geldikleri takdirde vurguyu kuvvetlendirmek amacıyla “yalnız, ancak  sana, ancak ona..” manası verirler:

    إِياَّكَ  عَبَدْتُ ياَ رَبِّي!

    Yalnızca sana ibadet ettim ey Rabbim!

    إِياَّهُ قَصَدْتُ.

    Ben ancak onu kastettim.

    إِياَّكِ مَدَحَ الْمُدِيرُ وَ الْمُعَلِّمُ.

    Müdür ve öğretmen yalnız seni methetti.

    إِياَّىَ مَدَحَ الْأُسْتاَذُ.

    Hoca yalnız beni methetti.

    إِياَّهُمْ مَدَحَ الْمُدَرِّسُ.

    Öğretmen yalnız onları methetti.
  • Klasik Arapça 8.Ders Sarf: Bina Kitabı (Fiillerde Çatı = 3. – 6. Bab)

     

     

     

    8.Ders        

    Sarf: Bina Kitabı (Fiillerde Çatı = 3. – 6. Bab) 8. Ders İzle-İndirDevamını Oku »

  • Cesur Yürek Vatansever Arapca Film

     

    M.S 1280 yılında, “Uzunbacaklı” Edward İskoçya’nın büyük bir bölümünü işgal eder ve işgal sırasında William Wallace’ın babasıyla ağabeyini öldürür. Amcası tarafından yurtdışında büyütülen Wallace, yıllar sonra Uzunbacaklı’nın zalim yönetiminin sürdüğü İskoçya’ya döner. Çiftçilik yaparak sakin bir yaşam kurmak isteyen Wallace beladan uzak durmaya çalışır. Çocukluk aşkı Murron’a tekrar aşık olan Wallaca ona Murron’ın çocukken verdiği ve yıllarca sakladığı “gül”ni gösterir. Daha sonra kralın koyduğu primae noctis emri yüzünden gizlice evlenirler. Fakat bir gün, kasabadaki İngiliz askerleri Murron’a tecavüz etmeye çalışır. Askerlere saldıran Wallace, Murron’ı kurtarır ve bir ata bindirerek kaçmasını sağlar. Ancak Murron yolda yakalanır. Kasabanın şerifi, bütün kasaba halkının önünde Murron’ın boğazını keser. Gözü dönen Wallace, kasabadaki diğer İskoçların da yardımıyla İngiliz garnizonunu yener ve o da şerifin boğazını keser.
    Bölgedeki İngiliz lordunun karşılık vereceğini bilen Wallace ve adamları, İngiliz askerlerinin üniformalarını giyerek bir İngiliz kalesine girer ve kaleyi tamamen yakarlar. Wallace’ın kahramanlıklarından cesaret alan İskoç halkı da İngilizlere karşı ayaklanır.
    Wallace’ın efsanesi dilden dile yayılır ve dağılmış olan İskoç klanları gönüllü olarak ona katılmak isterler. Wallace ordusunun başına geçer ve Stirling’te İngiliz ordusunu yener. Bu büyük başarısı için, İskoç soyluları onu İskoçya’nın koruyucusu ilan ederler. Daha sonra York’u işgal eden Wallace burada Uzunbacaklı’yı bekler. Sıradaki büyük savaş için soylulardan yardım ister ve İskoç tahtının varisi Bruce’dan yardım için söz alır. Ancak Falkirk Savaşı’nda İskoç soyluları ona ihanet eder. Uzunbacaklı’ya yenilen Wallace saklanmak zorunda kalır.
    İngilizlerle gerilla taktiğiyle savaşmaya devam eden Wallace, Falkirk’te ona ihanet eden iki İskoç soylusunu öldürür. Bu arada, daha önce İngiliz elçisi olarak Wallace’la görüşen ve ona aşık olan Prens Edward’ın (Uzunbacaklı’nın oğlu ve vârisi) eşi Prenses Isabelle, ona yardım eder. Sonra bir geceyi birlikte geçirirler ve Wallace’tan hamile kalır.
    Wallace’a ihanet ettiği için vicdan azabı duyan Bruce, onu Edinburg’a çağırtır. Bu şekilde İngilizlere karşı başarılı olamayacağını düşünen Wallace, soyluların yardımını alabileceği umuduyla bu daveti kabul eder. Ancak Edinburg’a geldiğinde, Bruce’un babası ve diğer soylular tarafından kurulan tuzağa düşerek yakalanır. Babasına karşı büyük bir öfke duyan Bruce, onun babalığını reddeder.
    Wallace Londra’da krala ihanet etmek suçundan mahkemeye çıkar. Bunu reddeden Wallace, Uzunbacaklı’ya hiçbir zaman bağlılık yemini etmediğini söyler. Bunun üzerine mahkeme, onun “acıyla arındırılmasına” karar verir. Londra meydanında halkın önünde işkenceye maruz kalan Wallace, son gücüyle “Özgürlük!” diye haykırır. Kafası kesilmeden önce, kalabalığa döner ve Murron’ı ona gülümserken görür.

     

     

  • Arapça Hobiler Faaliyetler

    Arapça Hobiler Faaliyetler

     

    Arapça Hobiler Diyaloğu Konuşması

     

    Arapça Hobiler Diyaloğu Konuşması Hakkında:

     

    Hobin nedir?
    مَا هِوَايَتُك؟
    Hobim, Okumak, futbol ve müzik dinlemek
    هِواَيَتي قِرَائَة وَ لُعْبَة الْقَدَمِ وَ اسْتِمَاع المْوُسِيقِي
    Boş vaktinde ne yapmayı tercih edersin?
    مَاذَا تُفَضِّلُ اَنْ تَعْمل في وَقْتِ الْفَارِغك؟
    Ben dolaşmayı her şeye tercih ederim.
    اَنَا اُفَضِّلُ تَنَزَّهَ عَلَي كُلَّ شَيْءٍ

     

     
    arapça hobiler
    Arapçada Hobiler (هِوايَتُك )
    Arapça الأيروبيكس        ayrobik
    Arapça البطاقات        kart
    Arapça البيسبول        beyzbol
    Arapça التجوال        sörf
    Arapça التنس        tenis
    Arapça الجمباز        jimnastik
    Arapça الركبي        ragbi
    Arapça الركض        koşu
    Arapça الزلاجة        paten
    Arapça السِباحَة        yüzme
    Arapça الشطرنج        satranç
    Arapça الطائرة الورقية        uçurtma

    Arapça القفز العالي        yüksek atlama
    Arapça الكرة        top
    Arapça اللعبة        oyun
    Arapça المدقّقون        dama
    Arapça المزلجة        paten
    Arapça المشي        gezi
    Arapça الملاكمة        boks
    Arapça الهوكي        hokey
    Arapça الهَرْوَلَة        koşu
    Arapça توازن        denge
    Arapça ركوب الدراجات        bisiklet yarışı
    Arapça رياضي        atlet
    Arapça ساحةِ التزحلق        paten alanı
    Arapça سباق الخيول        at yarışı
    Arapça كرة السلة        basketbol
    Arapça كرة القدم        amerikan futbolu
    Arapça كرة القدم        futbol
    Arapça للتَزَحْلُق        paten yapmak
    Arapça للتَزَلج        kayak yapmak
    Arapça للسِباحَة        yüzmek
    Arapça للِعْب        oynamak

    Film Seyretmek 

    Çalışmak

    Üniversite Okuyor

    Kitap Okuyor

    Futbol Oynuyor

    Voleybol Oynuyor

    Muzik Dinliyor

    ‫الأنشطة والأعمال 

    Film Seyrediyor