İbnu Sayyad Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Ebu Davud Tirmizi
Başlık: KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ
Konu: İbnu Sayyad Hakkında
Ravi: İbnu Ömer
Hadisin Arapçası:
وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]انْطَلَقَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه مَعَ النّبِيِّ # في رَهْطٍ مِنْ أصْحَابِهِ قِبَلَ ابْنِ صَيَّادٍ، فَوَجَدَهُ يَلْعَبُ مَعَ الْصِّبْيَانِ عِنْدَ أُطُمِ بَنِي مَغَالَةَ وَقَدْ قَارَبَ يَوْمَئِذٍ الْحُلْمَ. فَلَمْ يَشْعُرْ حَتّى ضَربَ # ظَهْرَهُ بِيَدِهِ. ثُمّ قَالَ: أتَشْهَدُ أنِّي رَسُولُ اللّهِ؟ فَنَظَرَ إلَيْهِ ابْنُ صَيّادٍ. فَقَالَ: أشْهَدُ أنّكَ رَسُولُ ا‘ُمِّيِّينَ. فَقَالَ ابْن صَيّادٍ لِرَسُولِ اللّهِ #: أتَشْهَدُ أنِّي رَسُولُ اللّهِ؟ فَرَفَضَهُ. ثُمَّ قَالَ: آمَنْتُ بِاللّهِ وَبِرُسُلِهِ. ثُمّ قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَاذَا تَرَى؟ قَالَ: يَأتِنِى صَادِقٌ وَكَاذِبٌ فَقَالَ #: خُلِّطَ عَلَيْكَ ا‘مْرُ. ثُمّ قَالَ لَهُ #: إنِّي قَدْ خَبَأتُ لَكَ خَبِيئاً. فقَالَ ابْنُ صَيَّادٍ: هُوَ الدُّخُّ. فقَالَ #: اِخْسَأ، فَلَنْ تَعْدُو قَدْرَكَ. فقَالَ عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ذَرْنِي يَا رَسُولَ اللّهِ أضْرِبْ عُنُقَهُ. فَقَالَ #: إنْ يَكُنْ هُوَ فَلَنْ تُسَلَّطَ عَلَيْهِ، وَإنْ لَمْ يَكُنْهُ فََ خَيْرَ لَكَ فِي قَتْلِهِ[. أخرجه الخمسة إ النسائي.وزاد الترمذي بعد قوله: »خَبأتُ لَكَ خَبِيئاً، وَخَبأ لَهُ: يَوْمَ تأتِي السَّمَاءُ بِدُخَانِ مُبين«.»ا‘طمُ« البناء المرتفع.وقوله »اخْسأ« خسأت الكلبُ: إذا طردته .
Hadisin Anlamı:
Ömer İnu’l-Hattab Radıyallahu Anh, Ashab’tan bir grup içerisinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’la birlikte İbnu Sayyad’a doğru gittiler, Onu, Beni Megale şatosunun yanında çocuklarla oynar buldular. O sıralarda buluğa yaklaşmış durumdaydı. İbnu Sayyad, Aleyhissalatu vesselam, eliyle sırtına vuruncaya kadar (onların geldiğini) hissetmedi. Aleyhissalatu vesselam, omuzuna vurup: “Benim Allah’ın resulü olduğuma şehadet ediyor musun?” diye sordu. İbnu Sayyad ona bakıp: “Şehadet ederim ki, sen ümmilerin peygamberisin!” dedi. İbnu Sayyad da Resulullah’a: “Sen, benim Allah’ın resulü olduğuma şehadet eder misin?” dedi. Aleyhissalatu vesselam onu reddetti ve: “Ben Allah’a ve O’nun resullerine iman ettim!” buyurdu ve sonra sordu: “Pekiyi, ne görüyorsun?” “Bana bir doğru sözlü (sadık), bir de yalancı (kazib) gelmektedir” diye cevap verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Sana bu iş karıştırıldı! (Sidkı kizb, kizbi sidk ile karıştırıyorsun)” buyurdular. Sonra da Aleyhissalatu vesselam ona: “Ben senin için (içimde) bir şey sakladım (bil bakalım!)” dedi. İbnu Sayyad: “O dumandır” diye cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: “Sus! Sen kendi kadrini hiçbir vakit aşamayacaksın!” buyurdular. Bunun üzerine Hazreti Ömer Radıyallahu Anh: “Ey Allah’ın Resulü! Bana müsaade büyürün şunun boynunu vurayım!” dedi. Aleyhissalatu vesselam da: “Eğer (Deccal) bu ise, sen ona musallat edilecek değilsin, eğer bu Deccal değilse onu öldürmekte sana bir hayır yok!” buyurdular. [Tirmizi, “Ben senin için (içimde) bir şey sakladım (bil bakalım!)” sözünden sonra şu ibareyi ilave etti: “Onun için (içinde) “O halde semanın ap aşikar bir duman getireceği günü gözetle (Habibim)” (Duhan 10) ayetini gizlemişti.”]
Kaynak: Buhari, Cenaiz 80, Şehadat 3, Cihad 178, Edeb 97, Müslim, Fiten 85, 96, (2924, 2930), Ebu Davud, Mehahim 16, (4329), Tirmizi, Fiten 63, (2250), 56, (2236)