İslâm Dini, başlangıcından günümüze, İslâm’ın yaşandığı her yerde, o günün şartları ve içtimaî yapılanma doğrultusunda öğretime konu olmuş, her devirde farklı öğretim şekilleri ve yöntemlerle insanlara dinî bilgiler öğretilmiştir. Din öğretimi faaliyeti zamanla sistemleşmiş, programlar geliştirilmiş ve kurumlaşmaya gidilmiştir. Bütün bu gelişmeler içerisinde din öğretiminin müstakil bir alan olarak ele alınması gecikmiştir. Eğitim alanında ve insanı tanıma yolunda birçok mesafenin kat edildiği asrımızda, din öğretiminin nasıl olması gerektiği bir problem alanını oluşturmaktadır. Günümüz insanının ihtiyaçları ve içinde bulunduğumuz asrın bilimsel, teknolojik, sosyal vb özellikleri dikkate alındığında din öğretiminde nasıl bir yapılanmaya gidilmelidir? İnsanlığın ulaştığı bilimsel sonuçlar (eğitim, psikoloji, sosyoloji, biyoloji, antropoloji vb. alanlarda) din öğretimi açısından nasıl değerlendirilmelidir? Gelişen şartlar ve yenilikler doğrultusunda, dinî malzeme öğretimde nasıl kullanılmalıdır? Özellikle ülkemizde din konusunda olumlu veya olumsuz altyapısı olan insanlara dinî konular nasıl anlatılmalıdır? Din konusunda olumsuz bir bakış açısına sahip olan insanlara nasıl davranmalı ve din nasıl sevdirilmelidir? Diğer taraftan dinî bilgilere herhangi bir şekilde ulaşmış, fakat hep aynı şeyleri duymaktan ve klasik metotlardan sıkılmış insanlara, dinî konular farklı bir yaklaşımla nasıl ilgi çekici hale getirilmelidir? Bütün bu sorular günümüzde din eğitimi ve öğretimi alanında hizmet veren veya bu meseleyi kendisine problem edinmiş insanların düşünmesi ve çözüm yolları bulması gereken sorulardır. Eğitim alanında günümüzde bilinmesi gereken temel bir yanlış vardır; “Çok bilen çok iyi öğretir.” Bu anlayışın terkedilmesi gerekmektedir. İyi öğretici elbette başta kendi alanını iyi bilmelidir. Fakat en az bilgi kadar, çocuğun psikolojisi, ihtiyaçları, öğretimde kullanılacak yöntem ve teknikler, öğrenciyle iletişim kurma gibi bazı meseleler de önem taşımaktadır. Bugün gelinen nokta itibariyle, sahip olduğumuz bilimsel veriler doğrultusunda, din öğretiminde yöntem ve teknikler konusunda yeni çalışmaların yapılması ve yapılan çalışmaların geliştirilmesi zaruridir. Din öğretiminde kullanılacak yöntem ve teknikler konusundaki çalışmalar ve yenilikler, din öğretimini daha etkili ve kalıcı hale getirecektir. Burada dinî konuların öğretiminin zorlukları da göz önünde bulundurulursa, meselenin önemi daha rahat anlaşılacaktır. Çünkü dinî konular, çoğunluk itibariyle metafizik bir alanı içine almakta ve soyut kavramlardan oluşmaktadır. Din, insanın zihnine hitap ettiği gibi, ruhuna ve hissiyatına da hitap etmektedir. Bu açıdan din öğretiminin çok yönlü ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Din öğretiminde yöntem konusunda herkesin söylediği ve fikir birliği ettiği bir esas vardır. Din öğretiminde yöntem; Kur’anı Kerim’in insanları eğitmede takip ettiği yöntem olmalıdır. Bu konuya herkes katılmaktadır. Fakat Kur’anı Kerim’in izlediği yöntem