Yıl: 2017

  • Mecazi Müennes Kelimeler

     Mecazi Müennes Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunmayan kelimeler, üzerlerinde müenneslik alameti taşısalar da taşımasalar da mecazi müennes kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde müenneslik alameti taşıyanlara mecazi lafzi müennesler; üzerinde müenneslik alameti taşımayanlara mecazi semai müennesler denir.

    Örnek:

    طاولة – Masa (Mecazi Lafzi)

    شمس – Güneş (Mecazi Semai)

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

     

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunmayan kelimeler, üzerlerinde müenneslik alameti taşısalar da taşımasalar da mecazi müennes kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde müenneslik alameti taşıyanlara mecazi lafzi müennesler; üzerinde müenneslik alameti taşımayanlara mecazi semai müennesler denir.

    Örnek:

    طاولة – Masa (Mecazi Lafzi)

    شمس – Güneş (Mecazi Semai)

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arız Mebniler

     Arız Mebniler

    Arız Mebni

    Mebni ifadesi Arapçada, cümle içerisinde hangi görevi alırsa alsın son harfinin harekesi değişmeyen kelimeler için kullanılan bir kavramdır. Arapçada Mebniler bahsinde bu konu ayrıca işlenmiştir. Arız Mebni ise mebni kategorisinde bir grup kelimeyi anlatmak için kullanılır.

    Arız mebni dendiğinde normalde muğrab (çekimli) olduğu halde bazı şartlar sebebiyle mebni olan kelimeler anlaşılır.

    Arız mebni kelime grupları şunlardır:

    1. Bazı münadalar

    Müfred alem için (yani özel ismin izafet veya şibhi izafet olmaması durumu) kullanılan münadalar ile nekre-i maksude (yani bir özelliğine binaen karşımızdakine ismini söylemeksizin yaptığımız sesleniş türü) arız mebni kategorisindedir.  Arız mebni olan bu münadalar ref alameti üzere mebnidir.

    Örnek: يا أَحْمَدُ – Ey Ahmet! (müfred alem)  ;   يا مُؤْمِنُ – Ey müslüman (nekre-i maksude)

    2. Bazı sayı isimleri

    11 ile 19 arası sayılar arız mebni kategorisinde değerlendirilir. Bu sayıların birler ve onlar basamağı fetha üzere mebnidir.

    Fail oluşuna örnek (ref hali): جاء أربعةَ عشرَ رجلاً – Ondört adam geldi.

    Meful oluşuna örnek (nasb hali):  رأيتُ تِسعةَ عشرَ رَجُلا – On dokuz adam gördüm.

    Mecrur oluşuna örnek (cer hali):  سَلّمتُ على تِسْعةَ عشرَ رَجُلا – On dokuz adama selam verdim

    Not: İki basamaklı sayılar müzekker için kullanıldığı zaman (13-19 arasında) birler basamağı müennes onlar basamağı müzekker, müennes için kullanıldığı zaman birler basamağı müzekker, onlar basamağı müennes olur.

    Örnek:

    (müennes)   أرْبعَ عشْرةَ   (müzekker)  أرْبعةَ عشَرَ

    3. Umumi olumsuzluk bildiren La (لا)’nın ismi

    Umumi olumsuzluk bildiren La’nın ismi, bir takım şartlar eğer mevcutsa nasb alametleri üzere mebni kabul edildiğinden arız mebni kategorisinde değerlendirilir.

    Örnek: لا رَجُلَ في الطريق – Yolda hiç adam yok

    Umumi olumsuzluk bildiren (لا) nın ismi aşağıdaki şartlarda nasb alametleri üzere mebni olur.

    • İsim müfred olmalı (yani, izafet veya şibh-i izafet olmamalı yoksa لا’nın ismi tensiye veya cemi olarak gelebilir).
    • Nekre olmalı
    • Muza’af olmamalı
    • Muza’afa benzer (şibh-i muza’af) olmamalı
    • (لا) ile ismi arasına başka bir kelime girmemeli
    • (لا) dan önce harf-i cer bulunmamalı

     

    Bahçede hiçbir adam yok     لا رجُلَ في الحديقةِ

    Sınıfta hiçbir öğrenci yok   لا طالِبَ في المدرسةِ

     

    لا’nın ismi tensiye veya cem-i müzekker salim olarak gelirse, yâ üzere mebnidir denir:

    Şehirde ne iki ne de daha çok Hıristiyan vardır.   لا نصرانِيَّيْنِ و لا نصرانِيِّينَ في المدينةِ

     

    Cem-i müennes salimin (kurallı dişi çoğul)  tâ (ت) sı kesreli olabileceği gibi, fethalı olması da mümkündür.

    Okulda kızlardan hiçbiri  (hiçbir kız) yoktur.   لا طالِباتِ في المدرسةِ (لا طالِباتَ في المدرسةِ)

    Umumi olumsuzluk bildirdiği için ismine “hiç” veya “hiçbir” manasını kazandırır; tercümede buna dikkat edilmelidir.

    4. Bileşik zarflar

    İki zarfın aynı anda kullanılmasıyla oluşan bileşik zarflar fetha üzere mebni olduklarından arız mebni kategorisindedir.

    Örnek: أَذهب إليه صباحَ مساءَ – Ona sabah – akşam giderim.

    5. Durum bildiren bileşik isimler

    İki ismin bir durumu anlatmak üzere yan yana kullanılmasıyla oluşan bileşik isimler fetha üzere mebnidir.

    Örnek: أنت جاري بَيْتَ بَيْتَ – Sen kapı kapıya (kapı-bir) komşumsun.

    6. Yön isimleri ve benzerleri

    Bir şeyin yönünü, konumunu belirten ifadeler de arız mebni sınıfındandır

    بَعْد،     قَبْل،     فَوْق،     تَحْت،     يَمين،     شِمال،     قُدّام،     خَلْف،     أوّل،     دُون،     حَسْب،     غَيْر … gibi

    Bu kelimelerin mebni olabilmeleri için muzafun ileyhlerinin hazfedilmesi; ancak, mana bakımından var kabul edilmesi gerekir. O zaman ötre üzere mebni olur:

    Halid ile Ömer önceden gittiler.    ذَهَبَ خالِدٌ و عُمرُ مِنْ قَبْلُ

     

    Bu cümlede (قَبْل) den sonra söyleyenin aklından geçirdiği bir isim (tamlayan) vardır; Halid ile Ömer ondan önce gittiler.

    Mesela:

    Halid ile Ömer Mahmud’dan önce gittiler.   ذهبَ خالِدٌ و عُمرُ من قَبلِ مَحْمودٍ

     

    (مِنْ قَبْلُ، مِنْ بَعْدُ)  şeklinde mebni olarak kullanılış yaygındır. Özellikle Kur’an’da buna çok sık rastlanmaktadır.

     

    Not: (قَبْل) ve (بَعْد) nın muzafun ileyhi fiil cümlesi olduğunda, başına (أنْ) alır.

    Örnek:  شَرِبَ أحمدُ ماءً بَعْدَ أنْ أكلَ الطعامَ – Ahmet, yemek yedikten sonra su içti

    7. Sonuna nun-u nisve (3. şahıs dişi çoğul çekimi) bitişen muzari fiiller

    Bu muzari fiillerde başlarına gelen cezm veya nasb edatları bir değişiklik yapamaz. Bu sebeple normalde muğrab olmasına rağmen muzari fiiller nun-u nisve aldıkları an arız mebni sınıfına girmiş olurlar.

    Örnek: يَخْرُجْنَ – (o bayanlar) çıkıyorlar

    8. Sonuna te’kid (pekiştirme) nun’u bitişen muzari filler

    Bu muzari fiillerde fetha üzere mebni olduklarından arız mebni kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek: لَنَسألَنَّ – Muhakkak sorarız

    Arız Mebni

    Mebni ifadesi Arapçada, cümle içerisinde hangi görevi alırsa alsın son harfinin harekesi değişmeyen kelimeler için kullanılan bir kavramdır. Arapçada Mebniler bahsinde bu konu ayrıca işlenmiştir. Arız Mebni ise mebni kategorisinde bir grup kelimeyi anlatmak için kullanılır.

    Arız mebni dendiğinde normalde muğrab (çekimli) olduğu halde bazı şartlar sebebiyle mebni olan kelimeler anlaşılır.

    Müfred alem için (yani özel ismin izafet veya şibhi izafet olmaması durumu) kullanılan münadalar ile nekre-i maksude (yani bir özelliğine binaen karşımızdakine ismini söylemeksizin yaptığımız sesleniş türü) arız mebni kategorisindedir.  Arız mebni olan bu münadalar ref alameti üzere mebnidir.

    Örnek: يا أَحْمَدُ – Ey Ahmet! (müfred alem)  ;   يا مُؤْمِنُ – Ey müslüman (nekre-i maksude)

    11 ile 19 arası sayılar arız mebni kategorisinde değerlendirilir. Bu sayıların birler ve onlar basamağı fetha üzere mebnidir.

    Fail oluşuna örnek (ref hali): جاء أربعةَ عشرَ رجلاً – Ondört adam geldi.

    Meful oluşuna örnek (nasb hali):  رأيتُ تِسعةَ عشرَ رَجُلا – On dokuz adam gördüm.

    Mecrur oluşuna örnek (cer hali):  سَلّمتُ على تِسْعةَ عشرَ رَجُلا – On dokuz adama selam verdim

    Not: İki basamaklı sayılar müzekker için kullanıldığı zaman (13-19 arasında) birler basamağı müennes onlar basamağı müzekker, müennes için kullanıldığı zaman birler basamağı müzekker, onlar basamağı müennes olur.

    Örnek:

    (müennes)   أرْبعَ عشْرةَ   (müzekker)  أرْبعةَ عشَرَ

    Umumi olumsuzluk bildiren La’nın ismi, bir takım şartlar eğer mevcutsa nasb alametleri üzere mebni kabul edildiğinden arız mebni kategorisinde değerlendirilir.

    Örnek: لا رَجُلَ في الطريق – Yolda hiç adam yok

    Umumi olumsuzluk bildiren (لا) nın ismi aşağıdaki şartlarda nasb alametleri üzere mebni olur.

    • İsim müfred olmalı (yani, izafet veya şibh-i izafet olmamalı yoksa لا’nın ismi tensiye veya cemi olarak gelebilir).
    • Nekre olmalı
    • Muza’af olmamalı
    • Muza’afa benzer (şibh-i muza’af) olmamalı
    • (لا) ile ismi arasına başka bir kelime girmemeli
    • (لا) dan önce harf-i cer bulunmamalı

     

    Bahçede hiçbir adam yok     لا رجُلَ في الحديقةِ

    Sınıfta hiçbir öğrenci yok   لا طالِبَ في المدرسةِ

     

    لا’nın ismi tensiye veya cem-i müzekker salim olarak gelirse, yâ üzere mebnidir denir:

    Şehirde ne iki ne de daha çok Hıristiyan vardır.   لا نصرانِيَّيْنِ و لا نصرانِيِّينَ في المدينةِ

     

    Cem-i müennes salimin (kurallı dişi çoğul)  tâ (ت) sı kesreli olabileceği gibi, fethalı olması da mümkündür.

    Okulda kızlardan hiçbiri  (hiçbir kız) yoktur.   لا طالِباتِ في المدرسةِ (لا طالِباتَ في المدرسةِ)

    Umumi olumsuzluk bildirdiği için ismine “hiç” veya “hiçbir” manasını kazandırır; tercümede buna dikkat edilmelidir.

    İki zarfın aynı anda kullanılmasıyla oluşan bileşik zarflar fetha üzere mebni olduklarından arız mebni kategorisindedir.

    Örnek: أَذهب إليه صباحَ مساءَ – Ona sabah – akşam giderim.

    İki ismin bir durumu anlatmak üzere yan yana kullanılmasıyla oluşan bileşik isimler fetha üzere mebnidir.

    Örnek: أنت جاري بَيْتَ بَيْتَ – Sen kapı kapıya (kapı-bir) komşumsun.

    Bir şeyin yönünü, konumunu belirten ifadeler de arız mebni sınıfındandır

    بَعْد،     قَبْل،     فَوْق،     تَحْت،     يَمين،     شِمال،     قُدّام،     خَلْف،     أوّل،     دُون،     حَسْب،     غَيْر … gibi

    Bu kelimelerin mebni olabilmeleri için muzafun ileyhlerinin hazfedilmesi; ancak, mana bakımından var kabul edilmesi gerekir. O zaman ötre üzere mebni olur:

    Halid ile Ömer önceden gittiler.    ذَهَبَ خالِدٌ و عُمرُ مِنْ قَبْلُ

     

    Bu cümlede (قَبْل) den sonra söyleyenin aklından geçirdiği bir isim (tamlayan) vardır; Halid ile Ömer ondan önce gittiler.

    Mesela:

    Halid ile Ömer Mahmud’dan önce gittiler.   ذهبَ خالِدٌ و عُمرُ من قَبلِ مَحْمودٍ

     

    (مِنْ قَبْلُ، مِنْ بَعْدُ)  şeklinde mebni olarak kullanılış yaygındır. Özellikle Kur’an’da buna çok sık rastlanmaktadır.

     

    Not: (قَبْل) ve (بَعْد) nın muzafun ileyhi fiil cümlesi olduğunda, başına (أنْ) alır.

    Örnek:  شَرِبَ أحمدُ ماءً بَعْدَ أنْ أكلَ الطعامَ – Ahmet, yemek yedikten sonra su içti

    Bu muzari fiillerde başlarına gelen cezm veya nasb edatları bir değişiklik yapamaz. Bu sebeple normalde muğrab olmasına rağmen muzari fiiller nun-u nisve aldıkları an arız mebni sınıfına girmiş olurlar.

    Örnek: يَخْرُجْنَ – (o bayanlar) çıkıyorlar

    Bu muzari fiillerde fetha üzere mebni olduklarından arız mebni kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek: لَنَسألَنَّ – Muhakkak sorarız

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Bedel Mutabık

     Bedel Mutabık

    Bedel Mutabık – بدل متابق [بدل كل من الكل]

    Bedel ile mübdelün minh aynı şey ise, aynı şeyi kastediyorlarsa bu tür bedele bedeli kül veya bedeli mutâbık denir.

    Örnek:

    حَضَرَ أبُوهُ أَكْرَمٌ – (HaDara a’bûhu a’kramu) – Babası Ekrem geldi.

    Bu cümlede أكرم ismi أبوه isim tamlamasının bedelidir. Yani أبوه ifadesi mübdel minh tir. Bu cümlede bedel ile mübdel minh aynı şeyi kastetmektedir. Burada babası ifadesi ile Ekrem ifadesi aslında aynı kişidir. Bir bedelin bedel mutabık olup olmadığını anlamanın en güzel yolu, bedeli veya mubdel minhi kaldırıp cümlede anlam değişmesi olup olmadığına bakmaktır. Eğer anlam değişmesi olmuyorsa o bedel, bedel mutabık cinsinden bir bedeldir.

    حَضَرَ أبُوهُ

    حَضَرَ أكْرَمٌ

    Her iki cümlede de kastedilen kişi aynıdır ve anlam bozulmamıştır.

     

    Diğer bedel çeşitleri şunlardır:

    1. Bedel Mutabık
    2. Bedel Mubayin
    3. Bedel İştimal

    Tüm detaylarıyla Arapçada Bedel konusu için tıklayın  

    Bedel Mutabık – بدل متابق [بدل كل من الكل]

    Bedel ile mübdelün minh aynı şey ise, aynı şeyi kastediyorlarsa bu tür bedele bedeli kül veya bedeli mutâbık denir.

    Örnek:

    حَضَرَ أبُوهُ أَكْرَمٌ – (HaDara a’bûhu a’kramu) – Babası Ekrem geldi.

    Bu cümlede أكرم ismi أبوه isim tamlamasının bedelidir. Yani أبوه ifadesi mübdel minh tir. Bu cümlede bedel ile mübdel minh aynı şeyi kastetmektedir. Burada babası ifadesi ile Ekrem ifadesi aslında aynı kişidir. Bir bedelin bedel mutabık olup olmadığını anlamanın en güzel yolu, bedeli veya mubdel minhi kaldırıp cümlede anlam değişmesi olup olmadığına bakmaktır. Eğer anlam değişmesi olmuyorsa o bedel, bedel mutabık cinsinden bir bedeldir.

    حَضَرَ أبُوهُ

    حَضَرَ أكْرَمٌ

    Her iki cümlede de kastedilen kişi aynıdır ve anlam bozulmamıştır.

     

    Diğer bedel çeşitleri şunlardır:

    1. Bedel Mutabık
    2. Bedel Mubayin
    3. Bedel İştimal

    Tüm detaylarıyla Arapçada Bedel konusu için tıklayın  

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Ef’alu şuru

     Ef’alu şuru

    Efal-u Şuru – افعال الشروع

    Bir eyleme başlamayı anlatmak için yardımcı olarak kullanılan fillere başlama fiilleri veya ef’alu’ş-şurû’ (الفعال الشروع) denir.

    Efal-u Şuru şunlardır:

    أخَذَ ، شَرَعَ ، أنْشَأَ ، طَفِقَ ، أَقْبَلَ ، جَعَلَ ، قامَ ، إبْتَدَأَ ، هَبَّ

    Başlama fiilleri tek başlarına kullanıldıklarında kendi anlamlarını taşırlar. Başlama fiili anlamı kazanabilmeleri için kendilerinden sonra bir muzari fiil gelmelidir. Böylece kendisinden sonra kullanılan o muzari fiil için başlama anlamı oluşturulmuş olur. Başlama fiillerinden sonra nasb eden “en”  أنْ  getirilmez. Başlama filleri yanlızca mazi fiil formunda kullanılırlar.

    Örnek:

    أَخَذَ الوَلَدُ يَقْرَأُ – Çocuk okumaya başladı.

    شَرَعَتْ السيّارَةُ تَقِفُ – Araba durmaya başladı.

    أَنْشَأَ الزَّرْعُ يَنْمُو. Ekinler büyümeye başladı.

    اِبْتَدَأَ الإمامُ يَتْلُو القرآنَ الكريم . İmam Kurânı Kerim okumaya başladı.

    Diğer mukarebe fiilleri şunlardır:

     

    1. Efal-u Mukarebe (Yaklaşma Fiilleri)
    2. Efal-u Reca (Ümit Bildiren Fiiller)
    3. Efal-u Şuru (Başlama Fiilleri)

     

    Mukarebe fiillerini daha detaylı incelemek için tıklayın >

     

    Efal-u Şuru – افعال الشروع

    Bir eyleme başlamayı anlatmak için yardımcı olarak kullanılan fillere başlama fiilleri veya ef’alu’ş-şurû’ (الفعال الشروع) denir.

    Efal-u Şuru şunlardır:

    أخَذَ ، شَرَعَ ، أنْشَأَ ، طَفِقَ ، أَقْبَلَ ، جَعَلَ ، قامَ ، إبْتَدَأَ ، هَبَّ

    Başlama fiilleri tek başlarına kullanıldıklarında kendi anlamlarını taşırlar. Başlama fiili anlamı kazanabilmeleri için kendilerinden sonra bir muzari fiil gelmelidir. Böylece kendisinden sonra kullanılan o muzari fiil için başlama anlamı oluşturulmuş olur. Başlama fiillerinden sonra nasb eden “en”  أنْ  getirilmez. Başlama filleri yanlızca mazi fiil formunda kullanılırlar.

    Örnek:

    أَخَذَ الوَلَدُ يَقْرَأُ – Çocuk okumaya başladı.

    شَرَعَتْ السيّارَةُ تَقِفُ – Araba durmaya başladı.

    أَنْشَأَ الزَّرْعُ يَنْمُو. Ekinler büyümeye başladı.

    اِبْتَدَأَ الإمامُ يَتْلُو القرآنَ الكريم . İmam Kurânı Kerim okumaya başladı.

    Diğer mukarebe fiilleri şunlardır:

     

    1. Efal-u Mukarebe (Yaklaşma Fiilleri)
    2. Efal-u Reca (Ümit Bildiren Fiiller)
    3. Efal-u Şuru (Başlama Fiilleri)

     

    Mukarebe fiillerini daha detaylı incelemek için tıklayın >

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Harfi Tarif

     Harfi Tarif

    Belirlilik Eki   (حرف التعريف)   (Harf-i Ta’rif)

    İsimlerin başına gelen  “belirtme edatı” ( ال ) dır.

    Bir isimde aynı anda hem belirlilik eki (harfi tarif) hem de çift hareke (tenvin) bulunmaz. Çünkü belirlilik eki, ismin belirli bir isim olduğunun, kelimenin son harfinin alacağı çift hareke ise belirsiz bir isim olduğunun işaretidir.

    (belirli) kalem القلمُ             (herhangi) bir kalem  قلمٌ

    (belirli) defter   الدفترُ           (herhangi) bir defter  دفترٌ

    Arapçada belirlilik eki almış isimler “marife” (المعرفة) yani “belirli isim”; çift hareke almış isimler ise “nekra” (النكرة) yani “belirsiz isim” olarak isimlendirilir.

    Belirlilik Eki   (حرف التعريف)   (Harf-i Ta’rif)

    İsimlerin başına gelen  “belirtme edatı” ( ال ) dır.

    Bir isimde aynı anda hem belirlilik eki (harfi tarif) hem de çift hareke (tenvin) bulunmaz. Çünkü belirlilik eki, ismin belirli bir isim olduğunun, kelimenin son harfinin alacağı çift hareke ise belirsiz bir isim olduğunun işaretidir.

    (belirli) kalem القلمُ             (herhangi) bir kalem  قلمٌ

    (belirli) defter   الدفترُ           (herhangi) bir defter  دفترٌ

    Arapçada belirlilik eki almış isimler “marife” (المعرفة) yani “belirli isim”; çift hareke almış isimler ise “nekra” (النكرة) yani “belirsiz isim” olarak isimlendirilir.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Lefifi Mefruk

     Lefifi Mefruk

    Lefifi mefruk, ikinci, dördüncü ve altıncı bablardan gelir.

    İkinci babdan gelen lefifi mefruklar فَعَى، يَفْعِى şeklindedir. وَقَى، يَقِى gibi. Demek ki, müzarisi nakıstan biraz farklıdır.

    Dördüncü babdan gelen lefifi mefruklar tamamıyla nakıs gibi فَعِىَ، يَفْعَى şeklinde olur. وَجِىَ، يَوْجَىgibi.

    Altıncı babdan gelen lefifi mafruklar فَعِىَ، يَعِى şeklinde olur. وَلِىَ، يَلِى gibi. Demek ki, müzarisi nakıstan biraz farklıdır.

     

     

    Lefifi mefruk, ikinci, dördüncü ve altıncı bablardan gelir.

    İkinci babdan gelen lefifi mefruklar فَعَى، يَفْعِى şeklindedir. وَقَى، يَقِى gibi. Demek ki, müzarisi nakıstan biraz farklıdır.

    Dördüncü babdan gelen lefifi mefruklar tamamıyla nakıs gibi فَعِىَ، يَفْعَى şeklinde olur. وَجِىَ، يَوْجَىgibi.

    Altıncı babdan gelen lefifi mafruklar فَعِىَ، يَعِى şeklinde olur. وَلِىَ، يَلِى gibi. Demek ki, müzarisi nakıstan biraz farklıdır.

     

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Mecazi Müzekker Kelimeler

     Mecazi Müzekker Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunmayan ve müenneslik alameti taşımayan kelimeler mecazi müzekker kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ev البيتُ

    Ay القمرُ

    Dil اللسانُ

     

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

     

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunmayan ve müenneslik alameti taşımayan kelimeler mecazi müzekker kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ev البيتُ

    Ay القمرُ

    Dil اللسانُ

     

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Belirli İsim

     Belirli İsim

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlere “belirli isimler” veya diğer adıyla “marife” denir.

    Belirli isim grupları şunlardır:

    1. Özel isimler – Alem isimler

    Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;

    This is custom heading element

    Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    3. Zamirler (bitişik ve ayrı zamirler)

    Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك

    4. İşaret isimleri (İsm-i işaretler)

    Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك

    5. Bağlantı isimleri (İsm-i mevsuller)

    Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من

    6. Belirli isimle isim tamlaması yapan isimler (Marife isme muzaf olan isimler)

    Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlere “belirli isimler” veya diğer adıyla “marife” denir.

    Belirli isim grupları şunlardır:

    Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;

    Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك

    Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك

    Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من

    Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Ef’alu Tahvil

     Ef’alu Tahvil

    Ef’al-u Tahvil  أفعال التحويل

    Ef’al-u Tahvil, bir durumdan başka bir duruma dönüşümü, değişimi, edinmeyi veya kılmayı anlatan fiillerdir. Bu fiillere ef’alu’t-tahvil de denir. Ef’alu tahvil şunlardır:

    إِتَّخَذَ – edindi – إتَّخَذَ اللهُ إبْرَاهِيمَ خَلِيلاً – Allah İbrahim’i dost edindi.

    صَيَّرَ – kıldı, yaptı –  مَنْ عَلَّمَنِي حَرْفًا فَقَدْ صَيَّرَنِي عَبْدًا – kim ki bana bir harf öğretti beni köle yaptı (bana bir harf öğretenin kölesi olurum)

    جَعَلَ – yaptı –  جَعَلَ الإسْلاَمُ المُؤْمِنِينَ إِخْوَانًا – İslam, müminleri kardeş yaptı.

    حَوَّلَ – değiştirdi –  حَوَّلَ المَوْضُوعَ إلى غَيْرِهِ – Konuyu değiştirdi.

    رَذَّ – geri çevirdi – رَذِذْتُ الرجُلَ حَزِينًا  – Adamı mutsuz olarak geri çevirdim

    Diğer ef’alu kulub (bilgi, zan ve değiştirme fiilleri) çeşitleri:

    1. Bilgi fiilleri – Ef’al-u Yakin
    2. Zan fiilleri – Ef’al-u Zan
    3. Değiştirme fiilleri – Ef’al-u Tahvil

    Ef’al-u Kulub (Bilgi, Zan ve Değiştirme Fiilleri) konusunun detayları için tıklayınız >

     

     

     

    Ef’al-u Tahvil  أفعال التحويل

    Ef’al-u Tahvil, bir durumdan başka bir duruma dönüşümü, değişimi, edinmeyi veya kılmayı anlatan fiillerdir. Bu fiillere ef’alu’t-tahvil de denir. Ef’alu tahvil şunlardır:

    إِتَّخَذَ – edindi – إتَّخَذَ اللهُ إبْرَاهِيمَ خَلِيلاً – Allah İbrahim’i dost edindi.

    صَيَّرَ – kıldı, yaptı –  مَنْ عَلَّمَنِي حَرْفًا فَقَدْ صَيَّرَنِي عَبْدًا – kim ki bana bir harf öğretti beni köle yaptı (bana bir harf öğretenin kölesi olurum)

    جَعَلَ – yaptı –  جَعَلَ الإسْلاَمُ المُؤْمِنِينَ إِخْوَانًا – İslam, müminleri kardeş yaptı.

    حَوَّلَ – değiştirdi –  حَوَّلَ المَوْضُوعَ إلى غَيْرِهِ – Konuyu değiştirdi.

    رَذَّ – geri çevirdi – رَذِذْتُ الرجُلَ حَزِينًا  – Adamı mutsuz olarak geri çevirdim

    Diğer ef’alu kulub (bilgi, zan ve değiştirme fiilleri) çeşitleri:

    1. Bilgi fiilleri – Ef’al-u Yakin
    2. Zan fiilleri – Ef’al-u Zan
    3. Değiştirme fiilleri – Ef’al-u Tahvil

    Ef’al-u Kulub (Bilgi, Zan ve Değiştirme Fiilleri) konusunun detayları için tıklayınız >

     

     

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Harflerin Mahreçleri (Ses Çıkış Noktaları)

     Harflerin Mahreçleri (Ses Çıkış Noktaları)

    Mahreç Nedir?

    Mahreç, “çıkış yeri” demektir. خرج (ha-ra-ce) yani “çıkmak” kökünden türemiştir. Arap harflerinin doğru telaffuzu için ses çıkış noktaları tek tek belirlenmiş ve bu ses çıkış noktalarına”mahreç” adı verilmiştir. Arap harflerinin mahreçleri Kuran’ı Kerim’in doğru okunması ve doğru telaffuzu açısından hassas bir konudur.

    Arap alfabesinin doğru seslendirilmesi için tespit edilmiş 17 adet mahreç bulunmaktadır.

    Harflerin Mahreçleri

    1- Birinci mahreç cevf, فولجا dediğimiz , boğazın göğüse bitişik olan kısmından, dudaklara varıncaya kadar, boğaz ile ağız içindeki boşluğa denir. Cevf’den harf-i medler (med harfleri) çıkar.Bunlarda mâkabli madmûm(ötreli) olan sâkin vâv (و ) mâkabli meksûr(esreli) olan sâkin yâ (ى ) ve eliftir.

    Elif harekeyi kabul etmez, daima sâkin ve mâkabli (üst yanı) meftûh (üstünlü) dür. O ağız boşluğuna bitişik olan boğaz boşluğundan muayyen bir mahrece dayanmaksızın çıkan hali bir sestir. Elif, ne bir harfe idğam olur, nede kendisine bir harf idğam edilir.

    Elif, hemzenin mahrecinden çıkar. Fakat elif, mahreci boğazda mukatı’ oluncaya kadar yükselen bir harftir. Onun mahrecinin boğaza nisbet edilişi, son çıkış yerinin boğaz olması sebebiyledir.Küllî mahrec de hemze ile beraber olmaları, cüz’î mahrecde bir olmalarını iktizâ ettirmez.Hemze ile elif arasında birçok bakımlardan fark vardır:

    • Elif, mahrec-i mukadderden, hemze ise mahrec-i muhakkaktan çıkar.
    • Hemze boğaz harfi, elif ise cevfî’dir.
    • Elifin ince ve kalın oluşu kendisinden önceki harfe bağlı olduğu halde, hemze ince harflerdendir.
    • Elif harekeyi kabul etmediği halde, hemze kabul eder.Bu ayrı, ayrı vasıfları dolayısıyla, hemzeyi “harekeli elif” şeklinde tarif etmek ilmi olmadığı gibi, bu iki harften, birinin diğerinin yerinede ıtlakınında câiz olmadığını gösterir.

    Ancak böyle bir tabir, mecaz yoluyla kabul edilebilir.Geniş bir yer tutan cevfe nispetleri sebebiyle, bu üç harften elif (ا ) boğaza, vâv (و ) ve yâ ( ى) da ağız boşluğuna nispet olunmuştur.Med harflerinin varlığı, ancak onların medleri ile tahakkuk ettikleri için, bunlara medd-i aslî المد الاصلي medd-i zâti المد الذاتي , medd-i tabiî المد الطبيعي , telâffuzlarındaki kolaylıktan dolayı da yumuşak harfler denir.

    2- İkinci mahrec boğazın nihayetidir. Bu mahrecden hemze ( ء ) ile he ( ه ) çıkar.

    3 – Üçüncü mahrec boğazın ortasıdır. Buradan ayn ( ع ) ve hâ ( ح ) harfi çıkar.

    4- Dördüncü mahrec, boğazın ağza en yakın olan kısmıdır. Bu mahrecden ( غ ) ve ( خ ) harfleri çıkar.

    5- Beşinci mahrec, dilin boğaza en yakın kısmı ile üst damak dır. Diğer bir değişle, dilin sonu ile küçük dildir. Buradan kâf (ق ) harfi çıkar.

    6- Altıncı mahrec, kâf harfinin mahrecinin biraz altı ve yine dil sonu kêf (ك ) harfinin mahrecidir.Kâf (ق ) ve kêf (ك ) harflerine ağız ile boğaz arasında bulunan küçük dil ile olan ilgileri sebebiyle küçük dil harfleri denir.

    7- Yedinci mahrec, dilin ortası ile üst damağın ortasıdır. Bu mahrecden cîm ( ج ) şîn (ش ) ve yâ (ى ) harfleri çıkar.

    8- Sekizinci mahrec, dilin sol veya sağ, veyahut her iki tarafı ile, adras denilen üst azı dişleridir. Dâd (ض) harfinin çıktığı yer olan bu mahrec, en zor mahrec olarak bilinir. Dâd harfinin çıkışını şöyle tarif etmek mümkündür: Dil kenarının evveli, soldan veya sağdan, veyahut da her iki taraftan üst azı dişlere yaklaşır, dil kenarının sıkışması esnasında, dil kenarı ile azı dişleri arasından zâ (ظ ) harfine benzeyen ve fakat zâ (ظ ) olmayan bir ses çıkar ki, bu ses dâd harfinin sesidir. Bu okuyuşta dil ucu serbesttir.

    9- Dokuzuncu mahrec, dilin iki kenarı ile birlikte dil ucuna varıncaya kadar üst damaktır. Dâd mahrecinin bitiminden başlar, azı dişlerden sonraki (dâhık, nâb, rubâiyye, ve seneiyye) dişlerimizin üst kısımları bu mahreci teşkil ederler. Lâm ( ل ) harfinin mahreci olan bu saha en geniş mahrectir.

    10- Onuncu mahrec, dil ucu ile onun hizasındaki iki üst ön dişlerin etleridir. Buradan da Nûn ( ) harfi çıkar. Yeri itibariyle lâm harfinin biraz altıdır ve onun mahrecinden biraz dardır. Burada bahis konu edilen nûn, “ızhâr olunan nûn”dur. Bu kaydı koymamızın sebebi, ihfâ olunan nûn (nûn-i muhfât)’dan farkını göstermek içindir. Zira ihfâ olunan nûn, fer’i harflerden olup mahreci genizdir ve bu nûn ile alâkası yoktur.

    11- Onbirinci mahrec, dil ucu ile ona tekâbül eden iki üst ön dişlerin üstündeki damak kısmıdır. Bu mahrec Râ ( ر ) harfinin mahrecidir. Dilin üst kısmı bakımından lâm harfine nazaran daha dahide kalır. Çünkü bundaki inhirâf (dilin geriye dönmesi), nûn’dan daha içeriye dönüktür.

    12- Onikinci mahrec, dil ucu ile üst ön dişlerin dipleridir. Bu mahrecten evvelâ Tâ ( ط ) sonra Dâl ( د ) sonrada Tê ( ت ) harfi çıkar.

    13- Onüçüncü mahrec, dil ucu ile alt ön dişlerin üstüdür. Hurûf-i safîr dediğimiz Sâd ( ص ), Sîn (س ) ve Ze ( ز ) harflerinin mahreci burasıdır. Mahrec sıraları da söylediğimiz sıraya göredir.

    14- Ondördüncü mahrec, dil ucu ile ön dişlerin uçlarıdır. Buradan Zâ ( ظ ), sonra Zêl ( ذ ) ve daha sonrada Sê ( ث ) harfleri çıkar.

    15- Onbeşinci mahrec, alt dudağın içi ile üst ön dişlerin uçlarıdır. Bu mahrec Fâ ( ف ) harfinin mahrecidir.

    16- Onaltıncı mahrec, dudaklardır. Vâv ( و ) Bâ ( ب ) Mîm ( م ) harflerinin mahreci burasıdır.

    17- Onyedinci mahrec, hayşûm ال يشوم dediğimiz geniz kovuğudur. Buda ğunne’nin mahrecidir. Ğunne şöyle tarif edilir. “Ğunne genizden çıkan nûn-i sâkine-i hafifedir.” İhfâ halindeki sâkin nûn ve sâkin mîm ile, mâalğunne (ğunneli) idğamlar da bulunur. Ğunne’nin mevcudiyeti, burnu tutmakla belli olur. Burundan ses geliyorsa ğunne var, gelmiyorsa yok demektir.

     

    Mahreç Nedir?

    Mahreç, “çıkış yeri” demektir. خرج (ha-ra-ce) yani “çıkmak” kökünden türemiştir. Arap harflerinin doğru telaffuzu için ses çıkış noktaları tek tek belirlenmiş ve bu ses çıkış noktalarına”mahreç” adı verilmiştir. Arap harflerinin mahreçleri Kuran’ı Kerim’in doğru okunması ve doğru telaffuzu açısından hassas bir konudur.

    Arap alfabesinin doğru seslendirilmesi için tespit edilmiş 17 adet mahreç bulunmaktadır.

    1- Birinci mahreç cevf, فولجا dediğimiz , boğazın göğüse bitişik olan kısmından, dudaklara varıncaya kadar, boğaz ile ağız içindeki boşluğa denir. Cevf’den harf-i medler (med harfleri) çıkar.Bunlarda mâkabli madmûm(ötreli) olan sâkin vâv (و ) mâkabli meksûr(esreli) olan sâkin yâ (ى ) ve eliftir.

    Elif harekeyi kabul etmez, daima sâkin ve mâkabli (üst yanı) meftûh (üstünlü) dür. O ağız boşluğuna bitişik olan boğaz boşluğundan muayyen bir mahrece dayanmaksızın çıkan hali bir sestir. Elif, ne bir harfe idğam olur, nede kendisine bir harf idğam edilir.

    Elif, hemzenin mahrecinden çıkar. Fakat elif, mahreci boğazda mukatı’ oluncaya kadar yükselen bir harftir. Onun mahrecinin boğaza nisbet edilişi, son çıkış yerinin boğaz olması sebebiyledir.Küllî mahrec de hemze ile beraber olmaları, cüz’î mahrecde bir olmalarını iktizâ ettirmez.Hemze ile elif arasında birçok bakımlardan fark vardır:

    • Elif, mahrec-i mukadderden, hemze ise mahrec-i muhakkaktan çıkar.
    • Hemze boğaz harfi, elif ise cevfî’dir.
    • Elifin ince ve kalın oluşu kendisinden önceki harfe bağlı olduğu halde, hemze ince harflerdendir.
    • Elif harekeyi kabul etmediği halde, hemze kabul eder.Bu ayrı, ayrı vasıfları dolayısıyla, hemzeyi “harekeli elif” şeklinde tarif etmek ilmi olmadığı gibi, bu iki harften, birinin diğerinin yerinede ıtlakınında câiz olmadığını gösterir.

    Ancak böyle bir tabir, mecaz yoluyla kabul edilebilir.Geniş bir yer tutan cevfe nispetleri sebebiyle, bu üç harften elif (ا ) boğaza, vâv (و ) ve yâ ( ى) da ağız boşluğuna nispet olunmuştur.Med harflerinin varlığı, ancak onların medleri ile tahakkuk ettikleri için, bunlara medd-i aslî المد الاصلي medd-i zâti المد الذاتي , medd-i tabiî المد الطبيعي , telâffuzlarındaki kolaylıktan dolayı da yumuşak harfler denir.

    2- İkinci mahrec boğazın nihayetidir. Bu mahrecden hemze ( ء ) ile he ( ه ) çıkar.

    3 – Üçüncü mahrec boğazın ortasıdır. Buradan ayn ( ع ) ve hâ ( ح ) harfi çıkar.

    4- Dördüncü mahrec, boğazın ağza en yakın olan kısmıdır. Bu mahrecden ( غ ) ve ( خ ) harfleri çıkar.

    5- Beşinci mahrec, dilin boğaza en yakın kısmı ile üst damak dır. Diğer bir değişle, dilin sonu ile küçük dildir. Buradan kâf (ق ) harfi çıkar.

    6- Altıncı mahrec, kâf harfinin mahrecinin biraz altı ve yine dil sonu kêf (ك ) harfinin mahrecidir.Kâf (ق ) ve kêf (ك ) harflerine ağız ile boğaz arasında bulunan küçük dil ile olan ilgileri sebebiyle küçük dil harfleri denir.

    7- Yedinci mahrec, dilin ortası ile üst damağın ortasıdır. Bu mahrecden cîm ( ج ) şîn (ش ) ve yâ (ى ) harfleri çıkar.

    8- Sekizinci mahrec, dilin sol veya sağ, veyahut her iki tarafı ile, adras denilen üst azı dişleridir. Dâd (ض) harfinin çıktığı yer olan bu mahrec, en zor mahrec olarak bilinir. Dâd harfinin çıkışını şöyle tarif etmek mümkündür: Dil kenarının evveli, soldan veya sağdan, veyahut da her iki taraftan üst azı dişlere yaklaşır, dil kenarının sıkışması esnasında, dil kenarı ile azı dişleri arasından zâ (ظ ) harfine benzeyen ve fakat zâ (ظ ) olmayan bir ses çıkar ki, bu ses dâd harfinin sesidir. Bu okuyuşta dil ucu serbesttir.

    9- Dokuzuncu mahrec, dilin iki kenarı ile birlikte dil ucuna varıncaya kadar üst damaktır. Dâd mahrecinin bitiminden başlar, azı dişlerden sonraki (dâhık, nâb, rubâiyye, ve seneiyye) dişlerimizin üst kısımları bu mahreci teşkil ederler. Lâm ( ل ) harfinin mahreci olan bu saha en geniş mahrectir.

    10- Onuncu mahrec, dil ucu ile onun hizasındaki iki üst ön dişlerin etleridir. Buradan da Nûn ( ) harfi çıkar. Yeri itibariyle lâm harfinin biraz altıdır ve onun mahrecinden biraz dardır. Burada bahis konu edilen nûn, “ızhâr olunan nûn”dur. Bu kaydı koymamızın sebebi, ihfâ olunan nûn (nûn-i muhfât)’dan farkını göstermek içindir. Zira ihfâ olunan nûn, fer’i harflerden olup mahreci genizdir ve bu nûn ile alâkası yoktur.

    11- Onbirinci mahrec, dil ucu ile ona tekâbül eden iki üst ön dişlerin üstündeki damak kısmıdır. Bu mahrec Râ ( ر ) harfinin mahrecidir. Dilin üst kısmı bakımından lâm harfine nazaran daha dahide kalır. Çünkü bundaki inhirâf (dilin geriye dönmesi), nûn’dan daha içeriye dönüktür.

    12- Onikinci mahrec, dil ucu ile üst ön dişlerin dipleridir. Bu mahrecten evvelâ Tâ ( ط ) sonra Dâl ( د ) sonrada Tê ( ت ) harfi çıkar.

    13- Onüçüncü mahrec, dil ucu ile alt ön dişlerin üstüdür. Hurûf-i safîr dediğimiz Sâd ( ص ), Sîn (س ) ve Ze ( ز ) harflerinin mahreci burasıdır. Mahrec sıraları da söylediğimiz sıraya göredir.

    14- Ondördüncü mahrec, dil ucu ile ön dişlerin uçlarıdır. Buradan Zâ ( ظ ), sonra Zêl ( ذ ) ve daha sonrada Sê ( ث ) harfleri çıkar.

    15- Onbeşinci mahrec, alt dudağın içi ile üst ön dişlerin uçlarıdır. Bu mahrec Fâ ( ف ) harfinin mahrecidir.

    16- Onaltıncı mahrec, dudaklardır. Vâv ( و ) Bâ ( ب ) Mîm ( م ) harflerinin mahreci burasıdır.

    17- Onyedinci mahrec, hayşûm ال يشوم dediğimiz geniz kovuğudur. Buda ğunne’nin mahrecidir. Ğunne şöyle tarif edilir. “Ğunne genizden çıkan nûn-i sâkine-i hafifedir.” İhfâ halindeki sâkin nûn ve sâkin mîm ile, mâalğunne (ğunneli) idğamlar da bulunur. Ğunne’nin mevcudiyeti, burnu tutmakla belli olur. Burundan ses geliyorsa ğunne var, gelmiyorsa yok demektir.

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –