Arabic a singular verb for “you” to the plural verbDevamını Oku »
Yıl: 2014
-
Arabic singular verb for “you” to the plural verb
-
Diyanet’ten 17 bin 500 öğrenciye burs
TDV Genel Müdürü İsmail Palakoğlu yaptığı açıklamada, vakfın kurulduğu günden beri eğitime büyük önem verdiğini ve eğitimle ilgili faaliyetlerini de her geçen yıl arttığını söyledi.
Vakıf olarak milli ve manevi değerlerle sahip gençlerin yetişmesi ve daha iyi şartlarda eğitim alması için çalıştıklarını vurgulayan Palakoğlu, “Üniversite öğrencileri, rahat şekilde öğrenimlerini tamamlamaları için maddi kaynağa ihtiyaç duyuyor. Vakıf olarak 2013-2014 eğitim öğretim döneminde 15 bin 526 öğrenciye 7 milyon 21 bin 750 lira burs verdik. Bu yıl yaklaşık 17 bin 500 öğrenciye burs vermeyi planlıyoruz. Her yıl burs verdiğimiz öğrenci sayısı artıyor” dedi.
Vakfa bağışta bulunanların destekleriyle her yıl binlerce öğrencinin mutlu olduğunu dile getiren Palakoğlu, bugüne kadar 220 bin öğrenciye 44 milyon 347 bin lira eğitim ve burs yardımı yaptıklarını belirtti.
Bu yıl da üniversite öğrencilerine burs ve eğitim yardımı yapacaklarını ifade eden Palakoğlu, burs başvurularının 10 Kasım’a kadar “www.diyanetvakfi.org.tr” adresi üzerinden yapılacağını kaydetti.
Tıp, hukuk ve mühendislik öğrencileri de başvurabilecek
Vakfa bağış yapan vatandaşların hassasiyetini de gözeterek gerçekten ihtiyacı olan öğrencilere bursların verilmesi konusunda titiz şekilde çalışma yaptıklarının altını çizen Palakoğlu, üniversiteye yeni kayıt yaptıranlar arasında ilahiyatın yanı sıra hukuk, tıp, mimarlık ve mühendislik fakülteleri öğrencilerinin de burslara başvurabileceğini dile getirdi.
İlk defa üniversite öğrenimine başlayanlar ve bir üst sınıfa başarısız dersi olmadan geçen öğrencilerden şehit ve gazi çocuğu, engelli, yetim ve öksüz öğrencilere de 8 ay süreyle burs verileceğini duyuran Palakoğlu, burs verecek öğrencilerin üniversite yerleşme puan sırası ve kontenjana göre belirleneceğini kaydetti.
Soma’nın yetimlerine burs verilecek
Palakoğlu, ayrıca Manisa’nın Soma ilçesindeki maden kazasında hayatını kaybeden işçilerin yükseköğretim kurumunda okuyan çocuklarına da burs vereceklerini söyledi.
Vakfın ayrıca başarılı 266 öğrenciye 2 yıldır 300 lira özel destek başarı bursu verdiğine dikkati çeken Palakoğlu, şunları kaydetti:
“Bu burstan yararlanacak öğrencilerimizi, gelecekte kurumumuz ya da benzer kurumlarımızda kariyer yapabilecek kişilerden seçiyoruz. İmam hatip lisesi mezunu veya hafız olan öğrencilerden seçilmek kaydıyla, hukuk, tıp, mühendislik, mimarlık ve ilahiyat fakültelerinde öğrenim gören ve üniversiteye ilk defa 2014 yılında kayıt yaptıran bu öğrencilerin TDV Yurtlar ve Sosyal Tesislere Bağlı Yurtların olduğu iller ile il eğitim koordinatörlüklerimizin bulunduğu iller olan Afyon, Kayseri, Kastamonu, Ankara, Bursa, Isparta, Sakarya, Konya, Muğla, İstanbul, Samsun’da okuyan öğrenciler içerisinden seçiyoruz. Burs süresince öğrencilerimizin genel başarı durumlarını takip edeceğiz. Kendini geliştiren, yeniliğe açık, bilgili, manevi yönden donanımlı bu kardeşlerimizi, yetişmiş insan kaynağı olarak kurumlarımıza kazandırmak için çalışıyoruz.”
Yükseklisans ve doktora öğrencilerine de burs verilecek
Akademik seviyede eleman yetiştirilmesi maksadıyla master ve doktora bursu da vereceklerinin vurgulayan Palakoğlu, “İmam hatip lisesi mezunu veya hafız olup yurtiçinde herhangi bir ilahiyat fakültesinde yükseklisans-master veya doktora öğrenimlerine ilk defa 2014 yılında kayıt yaptıran öğrencilerden, lisans bitirme notu, dil puanı ve ALES puanı ortalamasına göre en yüksek puan alan öğrencilerden 100 kişiye 300’er lira burs vereceğiz. Amacımız başarılı öğrencilerin eğitimini daha rahat bir şekilde tamamlaması’ diye konuştu.
Palakoğlu, her bir burs kategorisinin kendine özel başvuru ve değerlendirme kriteri olduğunu belirterek, adayların “www.diyanetvakfi.org.tr” adresindeki başvuru kriterlerine dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
-
ARAPÇA TÜRKÇE SÖZLÜĞÜ HEDİYESİ – MEKTEP YAYINLARI 13.10.2014
Çekiliş Sonuçları
Asil: NİHAT ÖZSOY
1. YEDEK: ÇİĞDEM DİREK TEZCAN
2. YEDEK HÜLYA HİLAL
3. YEDEK YASEMİN ESEN
Değerli Fasih Arapça takipçileri . Perşembe günü saat 23.59’a kadar bu paylaşımı (beğenip+paylaşanlar) arasından çekilişle bir kişiye MEKTEP YAYINLARI’ndan çıkan ARAPÇA TÜRKÇE SÖZLÜĞÜ Hediye Edilecektir.Kampanya Şartları
1. Kampanyaya Katılmak isteyen takipçilerimiz bu paylaşımı hem beğenmeli hemde paylaşmalıdır.
2.Bir kazanan 3 tane de yedek çekilişi yapılacaktır.
3. Kampanya 16.10.2014 tarihinde 23.59 a kadar sürecektir.
4.Hediye Sponsorumuz Mektep Yayınlarıdır.
Detaylı BilgiMektep Yayınları
Adres :Akşemsettin Mah. Kınalızade Sok. No:15/A Fatih – İSTANBUL
Tel:(0 212) 531 69 95 – (0 212) 531 69 96 -
Mebni Kelimeler Arapça Konu Anlatımı- Murab – Mebni
İsimler ve fiillerin bazılarının sonu cümledeki yerine göre veya başına gelen bir edattan dolayı değişirken, bazılarının sonu da ne olursa olsun değişmez. Sonu cümledeki yerine göre veya başına gelen bir edata göre değişebilen kelimelere “murab” denir. Ne olursa olsun sonu değişmeyen ve tek bir hal üzere kalan kelimelere de “mebni” denir.
Mebni kelime gruplarını öğrendiğimizde murabları da öğrenmiş oluruz. Çünkü mebni kelimeler belirli kelimelerdir. Mebni olan kelime gruplarını isimlerde ve fiillerde olmak üzere şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Zamirler
2-Müsennaları hariç işaret isimleri
3-Müsennaları hariç ismi mevsuller
4-Mazi fiiller
5-Muzarilerin cemi müennesleri
6-11-19 arası sayılar (12’nin 2’si hariç)
7-Soru isimleri ( أَىُّ hariç)
8-Şart isimleri مَهْمَا – اِذَا – مَنْ
9-Fiil isimleriهَلُمَّ – هَيْهَاتَ
10-Bütün harflerلَمْ – ب
11-Bazı zarflar
12-Cinsini nefyeden لا nın ismi
13- وَيْهِ ile biten özel isimler سِبَوَيْهِ – رَاحَوَيْهِ – مَرْدَوَيْهِ
Mebni kelimelerin dışında kalan kelimeler murabtır. Murab kelimelerin irab halleri vardır. Mebni kelimelerin ise bina halleri vardır.Bina halleri dört tanedir:
1- Fetha:هُوَ – أَنْتَ – كَتَبَ
2- Damme:نَحْنُ – حَيْثُ – قَطُّ
3-Kesra:أَنْتِ – بِ – لِ
4- Sükûn:اَلَّذِى – اُكْتُبْ – فِى
MEBNÎLIK:BIR KELIMENIN HAREKESININ VEYA YAPISININ DEĞIŞMEMESI DEMEKTIR.
Mebnî: Cümle içerisindeki yeri ne olursa olsun, son harekesi veya değişmeyen değişmeyen kelime demektir.Harekesi veya yapısı değişmeyen kelimeye mebni denir.Mebni kelimeler: Fetha üzeremebni, zamme üzeremebni,kesre üzeremebni, sükûn üzeremebni, nûnun hazfi ilemebni,son harfin hazfiile mebni şeklinde mebni oldukları belirtilir.Mebnilik bütün kelime gruplarında olabilir. Bunlar:1. Harfler:Bütün harfler mebnidirler. Yani cümle içerisinde yapıları her zaman aynıdır. Harfler için “irapda mahalli yoktur” ifadesi kullanılır. Son harekesi ne ise öylece mebnidir. Örnek:2. Fiiller: Fillerin mebni oluşları şu şekildedir.a. Mazi fiillerin tamamı mebnidir:Mazi fiillerin mebni oluşları üç şekildedir:i. Sonuna fiil çekimindeki harekeli zamir bitişen kiplersükûn üzeremebnidir:ii. Cemi vâvı bitişmiş olan kiplerzamme üzeremebnidir.iii. Bu iki maddenin dışındaki kipler, yani sonuna harekeli zamir veya cemi vâvı bitişmemiş kiplerfetha üzeremebnidirler.Aşağıdaki fiil çekimi tablosuna bakıldığında, fiil çekimindeki zamirlerin bulunduğu kiplerin sükûn üzere mebni oldukları; diğer kiplerin ise fetha/zamme üzere mebni oldukları görülmektedir:Sükûn üzere mebniكَتَبْتُمـاَكَتَبَFetha üzere mebniكَتَبْتُمْكَتَباَكَتَبْتِكَتَبُواZamme üzere mebniكَتَبْتُمـاَكَتَبْتَSükûn üzere mebniكَتَبْتُنَّكَتَبَتاَFetha üzere mebniكَتَبْتُكَتَبْنَSükûn üzere mebniكَتَبْناَكَتَبْتَSonu illetli fiiller takdiren mebnidirlerرَمَى ، دَعاَgibi.b. Emir fiiller: Emir fiiller üç şekilde mebni olur:i. Sahih fiillerde sonuna bir şey bitişmemiş kiplersükûn üzeremebnidir. Müenneslik nûnu bitişmiş olan kiplersükûn üzeremebnidir.ii. Sonu illetli fiillerde, illetliharfin hazfiile mebni olur.iii. Tensiye elifi, cemi vâvı veya muhataba ya’sı bitşen fillerde isenûnun hazfiile mebni olur.Bu durumu fiil çekimi tablosuna inceleyelim:«nûn»un hazfi ile mebni.اُكْتُبِيSükûn üzere mebni.اُكْتُبْاُكْتُباَİlletli fiillerde son harfin hazfi ile mebni.اِرْمِ–اغْزُ«nûn»un hazfi ile mebni.اُكْتُباَSükûn üzere mebni.اُكْتُبْنَاُكْتُبُواc. Sonuna müenneslik ve tekid nûnu bitişmiş muzari filler:i. Müenneslik nûnu bitişen muzari fiillersükûn üzeremebnidir.ii. Tekid nûnu bitişen fiilerfetha üzeremebnidir. Örnek:الْواَلِداَتُ يُرْضِعْنَأوْلاَدَهُنَّ ؛ لَيَكْتُبَنَّعَلِيٌّ– Anneler çocuklarını emzirirler; Ali mutlaka yazacak.3. Bazı İsimler:İsimlerde asıl olan mureb olmaktır. Ancak bazı isimler ya kendiliğinden veya yapısı itibariyle mebnidir veya her hangi bir sebepten dolayı mebnilik kazanmıştır. Yapısı itibariyle mebni olan isimler:a- Bütünzamirlermebnidir.b- İşaret isimlerimebnidir, (tesniyeleri hariç):c- İsmi mevsullermebnidir, (tesniyeleri hariç):d- Soru isimlerimebnidir.e- Terkip/bileşik yapıdaki özel isimler: سِيبَوَيْهِ(Sibeveyh)f- İsim fiiller: Fiil olmadığı halde fiil anlamını taşıyan kelimeler صَهْ=Sus.g- فَعاَلِ vezninde olan müennes özel isimler veya hakaret anlamına gelen sıfatlar:حذامِ =Hazâmi (özel isim), لَكاَعِ=alçak kadın.h- Bazı zarflar : أمسِ = dün, gibi.4. Sonradan Mebni Olan KelimelerBundan önce gördüğümüz mebniler, aslında mebni olan kelimelerdir. Bazı kelimeler ise mebni olmadığı halde cümle içerisindeki konumları veya başka kelimelerle oluşturdukları terkip (bileşik kelime) gereği mebni olurlar. Bunlar:a- Müfred ve nekre-i maksude olan münada:b- Cinsi nefyeden لا nın ismi:c- Yön isimleri (esmau’l-cihât):d- Tamlama halinde olmayanحسبُ ، غيرُ ، قبلُ، بعدُ gibi bazı kelimeler.e- 11-19 arası (12 hariç) mürekkep (bileşik) sayılarMebni Kelimeler
الكَلِمَاتُ المَبْنِيَّةُ
Mebni: Son harekesi değişmeyen kelimelerdir.
1-İsim cinsinden mebni olan kelimeler;
a-İşaret İsimleri
b-Zamirler
c-İsmul Mevsuller
d-Şart İsimleri
e-Soru İsimleri
f- Bazı harfler
g-Bazı Sayı isimleri (11-19 arası)
2-Fiil cinsinden mebni olan kelimeler;
a-Mazi fiil
b-Emir fiil
c-Sonunda te’kid nunu olan muzafi fiil
3-Harf cinsinden mebni olan kelimeler;
a-Bütün harfler
1-İsim cinsinden mebni olan kelimeler;
a-İşaret İsimleriأَسْمَاءُ الإِشَارَةِ
O adam geldi.جَاءَذَلِكَالرَّجُلُ
O adama bir dinar verdik.اَعْطَيْنَاذَلِكَالرَّجُلَ دِينَارًا
O adama uğradınız.مَرَرْتُمْبِذَلِكَالرُّجُلِ
Bu okul yeniden yapıldı.بُنِيَتْهَذِهِالمَدْرَسَةُ مِنْ جَدِيدٍ
Vatandaşlar bu okulu yaptı.بَنَى المُوَاطِنُهَذِهِالمَدْرَسَةَ
İpucu:
a-Görüldüğü gibi yukarıdaki örnek cümlelerdeki ismi işaretler hiçbir şekilde son harekeleri değişmemiştir, bu nedenle de ismi işaretler mebnidir, yani sonu değişmez.
b-Ancak ismi işaretlerde iki varlığı göstermek için kullanılanlar beni değil, murab’dır.
Örnek:
Bu iki adam bir dükkan satı aldı.اِشْتَرَىهَذَانِالرَّجُلاَنِ دُكَّانًا
Polis bu iki adamı tuttu.أَلْقَى الشُّرْطَةُ القَبْضَ عَلَىهَذَيْنِالرَّجُلَيْنِ
Mebni ve Mu’rab المَبْنِيُّ وَ لمُعْرَبُ
Arapçada, kelimeler cümle içinde bulundukları, yani yalın halden çıkıp cümle içinde bir görev aldıkları zaman, bazı kelimelerin sonlarında, o kelimelerin cümle içindeki durumlarına göre, değişiklik olur, bazılarınınkinde değişme olmaz.
Örnekler:
Öğrenci öğretmenleri dinledi. اِسْتَمَعَ التِّلمِيذُ إِِلَى المُعَلِّمِ
Öğretmen öğrenciyi imtihan etti. اِمْتَحَنَ المُعَلِّمُ التِّلْمِيذَاِسْتَمَعَ التِّلمِيذُ إِِلَى المُعَلِّمِ cümlesinde التِّلْمِيذَ kelimesi, cümlede fail-özne olduğundan, ötre ( ُ ) ile, harekelidir.
اِمْتَحَنَ المُعَلِّمُ التِّلْمِيذَ cümlesinde التِّلْمِيذَ nesne-mef’ulun bih المَفْعُولُ بِهِ olduğundan fetha ( َ ) ile harekelidir.اِسْتَمَعَ التِّلمِيذُ إِِلَى المُعَلِّمِ cümlesinde المُعَلِّمِ kelimesi, cer harfi olan إِلَى ‘dan sonra geldiğinden, kesre-esre ( ِ ) ile harekelidir.
اِمْتَحَنَ المُعَلِّمُ التِّلْمِيذَ cümlesinde المُعَلِّمُ kelimesi, fail-özne olduğu için, ötre ( ُ ) ile harekelidir.Böyle, cümle içindeki durumuna göre sonunun harekesi değişen kelimeye mu’rab المُعْرَبُ denir.
Bazı kelimeler ise, cümle içinde hangi görevde ve durumda bulunursa bulunsun, kelimenin sounda hiçbir değişiklik olmaz.
Örnekler:
Olduğun yerde dur. قِفْ حَيْثُ أَنْتَ
İstediğimiz yere gideriz. نَذْهَبُ إِلَي حَيْثُ نَشَاءُ
O adama baktınız. نَظَرْتُمْ إِلَي ذَلِكَ الرَّجُلِBöyle, cümle içindeki durumu ne olursa olsun, son harfinin harekesi asla değişmeyen, hep aynı olan kelimelere mebni المَبْنِيُّ denir.
Arapça kelimede esas olan, kelimenin mu’rab oluşudur. Mebni kelimeler azdır. Hangi cins kelimelerin mebni المَبْنِيُّ, hangilerinin mu’rab المُعْرَبُ olduklarını şu şekilde anlayabiliriz:
1) Mebni Kelimeler الكَلِمَاتُ المَبْنِيَّةُ
Mebni (sonu değişmez) kelimelerin başlıcaları şunlardır:
a- İsim cinsinden: İşaret isimleri, zamirler, el ismul mevsuller, şart isimleri, soru isimleri, bazı zarflar, bası sayı isimleri (11-19 arası).
b- Fiil cinsinden: Mazi fiil, emr, sonunda te’kid nunu olan muzari fiil.
c- Harf cinsinden: Bütün harfler.Mebni Kelimeleri maddeler halinde şu şekil inceleyebiliriz:
İşaret İsimleri أَسْمَاءُ الإِشَارَةِ
Örnekler:
O adam geldi. جَاءَ ذَلِكَ الرَّجُلُ
O adama bir dinar verdik. أَعْطَيْنَا ذَلِكَ الرَّجُلَ دِينَارًا
O adama uğradınız. مَرَرْتُمْ بِذَلِكَ الرَّجُلِ
Cümlede görüldüğü gibi, bir işaret ismi olan ذَلِكَ kelimesi, cümle içinde ne durumda olursa olsun, ne görevde bulunursa bulunsun, son harfinin harekesi olan fetha-üstün ( َ ) asla değişmiyor. Böyle, son harfi daima ( َ ) olan kelimeye, مَبْنِيٌّ عَلَي الفَتْحِ denir.Bu okul yeniden yapıldı. بُنِيَتْ هَذِهِ المَدْرَسَةُ مِنْ جَدِيدٍ
Vatandaşlar bu okulu yaptı. بَنَى المُوَاطِنُونَ هَذِهِ المَدْرَسَةَ
Öğrenciler bu okula gider. يَذْهَبُ التَّلاَمِيذُ إِلَى هَذِهِ المَدْرَسَةِ
cümlelerde görüldüğü üzere, sonu daima kesre-esre ( ِ ) ile harekeli olan ve asla değişmeyen kelimeye, مَبْنِيَّ عَلَى الكَسْرِ denir.Uyarı: İşaret isimlerinden, iki varlığı göstermek için kullanılan mebni değil, mu’rabdır.
Örnekler:
Bu iki adam bir dükkan satın aldı. اِشْتَرَى هَذَانِ الرَّجُلاَنِ دُكَّانًا
Polis bu iki adamı tuttu. أَلْقَى الشُّرْطَةُ القَبْضَ عَلَى هَذَيْنِ الرَّجُلَيْنِZamirler الضَّمَائِرُ
1) Ayrı zamirlerden:
a- Merfu ayrı zamirler الضَّمَائِرُ المَرْفُوعَةُ المُنْفَصِلَةُ
Örnekler:
O, yaradandır. هُوَ الخَالِقُ
Biz ibadet edicileriz. نَحْنُ عَابِدُونَb- Mansub ayrı zamirler الضَّمَائِرُ المَنْصُوبَةُ المُنْفَصِلَةُ
Örnekler:
Halit’i ve seni gördüm. رَأَيْتُ خَالِدًا وَ إِيَّاكَ
Bizi ve onları ziyaret etti. زَارَنَا وَ إِيَّاهُمْ2) Bitişik zamirlerden:
a- Yalnız merfu olarak kullanılanlar:
ت = عَرَفْتُ – عَرَفْتَ – عَرَفْتِ
ا = عَرَفَا – عَرَفَتَا
و= عَرَفُوا
ن= عَرَفْنَ
ي= اِعْرِفِيb- bazan masub, bazan mecrur olarak kullanılanlar:
ها – ه – ك – ي
Beni gördün. رَأَيْتَنِي
cümlede ي mansubtur, kendinden önce gelen ن ‘a, koruma nun’u نُونُ الوِقََايَةِ denir. Bu nun, ي ‘den önce gelen fiilin son harfinin harekesini korur.
Örnekler:
Arkadaşım beni ziyaret etti. زَارَنِي صَاحِبِي
cümlesindeki, ilk ي mefulun bih المَفْعُولُ بِهِ, ikinci ي ise muzafun ilehy مُضَافٌ اِلَيْهِ ‘dir.Baban sana anlattı. حَدَّثَكَ أَبُوكَ
cümlesinde, ilk ك mefulun bih المَفْعُولُ بِهِ, ikinci ك ise muzafun ilehy مُضَافٌ اِلَيْهِ ‘dir.Onu hasmı vurdu. ضَرَبَهُ خَصْمَهُ
cümlesinde, ilk ه mefulun bih المَفْعُولُ بِهِ, ikinci ه ise muzafun ilehy مُضَافٌ اِلَيْهِ ‘dir.Ana-babası, onu odada buldular. أَبَوَاهَا وَجَدََاهَا فِي الغُرْفَةِ
cümlesinde, ilk ها mefulun bih المَفْعُولُ بِهِ, ikinci ها ise muzafun ilehy مُضَافٌ اِلَيْهِ ‘dir.Örneklerde izlediğiniz üzere, ها – ه – ك – ي fiile bitişirse nasb durumunda isme bitişirse cer durumunda oluyor.
El İsmul Mevsuller الأَسْمَاءُ المَوْصُولَةُ
İsmul Mevsullerde mebnidir, yalnız, ikilleri mu’rabdır.
Örnekler:
Tanıdığın iki adamı gördüm. رَأَيْتُ الرَّجُلَيْنِ اللَّذَيْنِ تَعْرِفُهُمَا
Toplantıda bulunmayan iki memureya uğradık. مَرَرْنَا بِالمُوَظَّفَتَيْنِ اللَّتَيْنِ غَابَتَا عَنِ الاِجْتِمَاعِ
رَأَيْتُ الرَّجُلَيْنِ اللَّذَيْنِ تَعْرِفُهُمَا ve مَرَرْنَا بِالمُوَظَّفَتَيْنِ اللَّتَيْنِ غَابَتَا عَنِ الاِجْتِمَاعِ cümlelerinde kullanılan iki ismul mevsul dışında, bütün ismul mevsuller mebnidir.Suçluyu yakalayan polis geldi. جَاءَ الشُّرْطِيُّ الَّذِي أَلْقَى القَبْضَ عَلَى المُجْرِمِ
Suçluyu yakalayan polisi gördük. رَأَيْنَا الشُّرْطِيَّ الَّذِي أَلْقَى القَبْضَ عَلَى المُجْرِمِ
Suçluyu yakalayan polis öğüldü. أُثْنِيَ عَلَى الشُّرْطِيِّ الَّذِي أَلْقَى القَبْضَ عَلَى المُجْرِمِ
her üç cümlede de görüldüğü gibi, her üç durumda, الَّذِي hiçbir değişikliğe uğramıyor.İyilik ettiğin kişinin kötülüğünden sakın. اِتَّقِ شَرَّ مَنْ أَحْسَنْتَ إِلَيْهِ
örnek cümlede, مَنْ muzafun ileyh مُضَافٌ اِلَيْهِ ‘dir, sükun üzere mebni olup, cer yerindedir.Şart İsimleri أَسْمَاءُ الشَّرْطِ
Şart isimleri şunlardır: أَيٌّ – كَيْفَمَا – حَيْثُمَا – أَنَّى – أَيْنَمَا – أَيْنَ – أَيَّانَ – مَتَى – مَهْمَا – مَا – مَنْBu 11 şart isminden, أَيٌّ dışındaki 10 tanesi mebnidir. Bu 11 şart isminden başka, إِنْ ve إِذْمَا edatları (harfleri) de şart bildirir.
Soru İsimleri أَسْمَاءُ الإِسْتِفْهَامِ
Soru isimlerinin başlıcaları şunlardır:مَنْ؟: O öğrenci kimdir? مَنْ ذَلِكَ التِّلْمِيذُ؟
مَا؟: Bu iş hakkındaki görüşün nedir? مَا رَأْيُكَ فِي هَذَا الأَمْرِ؟
مَنْ ذَا؟: Kimi seçtin? مَنْذَا اِخْتَرْتَ؟
مَاذَا؟: Bugün ne yaptın? مَاذَا فَعَلْتَ اليَوْمَ؟
مَتَى؟: Okula ne zaman gittin? مَتَى ذَهَبْتَ إِلَى المَدْرَسَةِ؟
أَيْنَ؟: Kitabın nerede? أَيْنَ كِتَابُكَ؟
أَيَّانَ؟: İmtihan ne zaman? أَيَّانَ الاِمْتِحَانُ؟
كَمْ؟: Kaç kitabın var? كَمْ كِتَابًا عِنْدَكَ؟
أَيُّ: Hangi çocuk? أَيُّ طِفْلٍ؟أَيٌّ: ismi mu’rabdır, sonu değişir:
أَيٌّ: Kız çocuğu hangi suçtan dolayı öldürüldü? بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ؟
أَيَّ: Hangi çocuğu gördün? أَيَّ طِفْلٍ رَأَيْتَ؟Bazı Kinayeler بَعْضُ الكِنَايَاتِ
Belli bir nesneyi, varlığı, açık olmayan, belirsiz bir şekilde anlatmaya kinaye الكِنَايَةُ denir. Kinaye, türkçemizdeki belgisiz sıfatın gördüğü işi görür. Kiyane sözlerinden mebni olanların sayısı 6’dır.
Mebni olan kinaye kelimeler: ذَيْتَ – كَيْتَ – كَذَا – كَأَيٍّ – كَأَيِّنْ – كَمْ
Bunlardan ilk üçü ( كَأَيٍّ – كَأَيِّنْ – كَمْ ) belgisiz sayı sıfatı olarak kullanılır: nice, ne kadar çok manasına gelir.
Örnekler:
Nice kitap okuduk! ! كَمْ كُتُبٍ قَرَأْنَا
Nice mesele! ! كَأَيٍّ مِنْ مُشْكِلَةٍ
Şu kadar kitabım var. عِنْدِي كَذَا وَ كَذَا كِتَابًا
Şöyle etti. فَعَلَ كَذَا
şöyle ذَيْتَ
şöyle كَيْتَ
Ahmet, şöyle şöyle dedi. قَالَ اَحْمَدُ كَيْتَ وَ كَيْتَ
Ali şöyle şöyle etti. فَعَلَ عَلِيٌّ ذَيْتَ وَ ذَيْتَ
Ali şöyle şöyle etti. فَعَلَ عَلِيٌّ ذَيْتَ ذَيْتَ (Arada atıf vavı bulunmaksızın da kullanılır)Uyarı: Mebni olmayıp mu’rab olan kinayeler de vardır, başlıcaları şunlardır: فُلاَنٌ – فُلاَنَةٌ ve بِضْعٌ – بِضْعَةٌ
بِضْعٌ kelimesi, 3-9 arasındaki sayılara, belirsiz olarak işaret eder.
Örnekler
Odada birkaç çocuk var. فِي الغُرْفَةِ بِضْعَةُ أَوْلاَدٍ
Birkaç cetvel satın aldım. اِشْتَرَيْتُ بِضْعَ مَسَاطِرَ
Birkaç gün önce bir mektup yazdım. كَتَبْتُ رِسَالَةً قَبْلَ بِضْعَةِ أَيَّامٍ
Filancayı caddede gördük. رَأَيْنَا فُلاَنًا فِي الشَّارِعِ
Filanın evinde toplandılar. اِجْتَمَعْنَ فِي بَيْتِ فُلاَنَةٍBazı Zarflar بِضْعُ الظُّرُوفِ
Zarf, yer ve zaman bildirmek için kullanılan sözdür. Zarf olan kelimelerin bir kısmı mebni, bir kısmı ise mu’rabdır.
Mebni zarfların sayısı 16’dır. 6 tanesi zarfı olarak, 9 tanesi zaman zarfı olarak, 1 tanesi de hem yer, hem zaman zarfı olarak kullanılır.
a- Yer zarfı olarak kullanılan mebni kelimeler:
ثُمَّ – هُنَا – أَيْنَ – لَدَى – لَدُنْ – حَيْثُ
Örnekler:
Ötekilerin yattığı yerde yat. اُرْقُدْ حَيْثُ يَرْقُدُ الآخَرُونَ (حَيْثُ) yer zarfıdır, zamme-ötre üzere mebnidir.
…Osmanlı Devleti katında İran Elçisi idi. كَانَ سَفِيرَ إِيرَانَ لَدَى البَابِ العَالِي (لَدُنْ، لَدَى kelimelerin anlamı: yanında, katında, nezdinde)
Salih nerede? أَيْنَ صَالِحٌ؟
Burası bir yazıhanedir. هُنَا مَكْتَبٌ
Orada küçük bir kulübe vardır. ثَمَّ كُوخٌ صَغِيرٌb- Zaman için kullanılan mebni zarflar:
الآنَ – مَتَى – أَيَّانَ – لَمَّا – قَطٌّ – مُنْذُ – مُذْ – أَمْسِ – إِذْ
Örnekler:
Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً (السورة بقرة ٣٠) (إِذْ geçmiş zamanı bildirir)
Gemi dün açıldı. أَقْلَعَتْ السَّفِينَةُ أَمْسِ (أَمْسِ kelimesi kesre-esre üzere mebnidir, yani son harfinin harekesi değişmez, son harfi sürekli kesralıdır.)Uyarı:
– أَمْسِ ‘den önce اَلْ gelirse, kelime mu’rab olur.
Örnek:
Dün bir çarpışma (muharebe) oldu. حَدَثَتْ بِالأَمْسِ مَعْرَكَةُ– مُنْذُ veya مُذْ kelimeleri “denberi” anlamına gelirler. مُنْذُ veya onun hafifletilmiş şekli olan مُذْ zarf olarak kullanıldığında, isimden önce gelirse, o isim merfu olur.
Örnek:
Onu iki gündenberi görmedim. مَا رَأَيْتُهُ مُذْ يَوْمَانِ– مُنْذُ veya مُذْ böyle zaman zarfı olarak değilde, cer harfi olarak kullanılırsa, kendinen sonra gelen isim mecrur olur.
Örnek:
Onu perşembe gününden beri görmedim. مَا رَأَيْتُهُ مُذْ يَوْمِ الخَمِيسِ– قَطٌّ kelimesi “asla, hiç” anlamına gelir. Olumsuz geçmiş zaman fiilinden sonra bulunur.
Örnekler:
Onu hiç görmedim. مَا رَأَيْتُهُ قَطٌّ
Okula hiç gitmedik. لَمْ نَذْهَبْ إِلَى المَدْرَسَةِ قَطُّ– لَمَّا kelimesi “-ince, -ınca” anlamına gelirler. Geçmiş zaman (mazi)’den önce bulunurlar.
Örnek:
İkisi karşılaşınca, musafaha ettiler. لَمَّا تَلاَقَيَا تَصَافَحَا– الآنَ kelimesi “şimdi” anlamına gelir.
Örnek:
O, şimdi kahvehanede oturmaktadır. إَنَّهُ جَالِسٌ الآنَ فِي المَقْهَىc- Hem zaman, hem yer için kullanılan mebni zarf: أَنَّى
Örnekler:
Nerede durursan dururum. أَنَّى تَقِفْ أَقِفْ
Bu sana nereden geldi? أَنَّى لَكِ هَذَا؟
Ne zaman ulaştın? أَنَّى وَصَلْتَ؟Bazı Sayı İsimleri بَعْضُ الأَعْدَادِ
11-19 arası (11 ve 19 dahil) sayı isimlerinin iki bölümünün de son harfinin harekesi fetha-üstün’dır, her iki bölüm de, feth üzere mebnidir.
Örnekler:
11 adam geldi. جَاءَ أَحَدَ عَشَرَ رَجُلاً
19 adam gördük. رَأَيْنَا تِسْعَةَ عَشَرَ رَجُلاً
15 adam selamladık. سَلَّمْنَا عَلَى خَمْسَةَ عَشَرَ رَجُلاًUyarı:
Yalnız 12 sayısının ilk bölümü, mebni değil, mu’rabdır.
Örnekler:
12 çocuk geldi. جَاءَ اِثْنَا عَشَرَ طِفْلاً (مَرْفُوعٌ)
12 çocuk gördük. رَأَيْنَا اِثْنَيْ عَشَرَ طِفْلاً (مَنْصُوبٌ)
12 çocuğa uğradık. مَرَرْنَا بِاِثْنَىْ عَشَرَ طِفْلاً (مَجْرُورٌ)12 kız geldi. جَائَتْ اِثْنَتَا عَشَرَةَ طِفْلَةً (مَرْفُوعٌ)
12 kız gördük. رَأَيْنَا اِثْنَتَيْ عَشَرَةَ طِفْلَةً (مَنْصُوبٌ)
12 kıza uğradık. مَرَرْنَا بِاِثْنَتَيْ عَشَرَةَ طِفْلَةً (مَجْرُورٌ)b- Fiil cinsinden:
Mazi Fiil الفِعْلُ المَاضِي
Örnekler:
Çocuk kapıyı açtı. فَتَحَ الطِّفْلُ البَابَ
Çocuk kapıtı açtı. الطِّفْلُ فَتَحَ البَابَ
Çocuk kapıyı açtı mı? هالْ فَتَحَ الطِّفْلُ البَابَ؟
Örneklerde görüldüğü üzere, mazi fiil olan فَتَحَ kelimesi, cümlesinin neresinde bulunursa bulunsun, sonu değişmiyor, çünkü fetha üzere mebnidir.Kapıyı açtım. فَتَحْتُ البَابَ
Kapıyı açtın. فَتَحْتَ البَابَ
Kapıyı açtık. فَتَحْنَا البَابَ
İkiniz kapıyı açtınız. فَتَحْتُمَا البَابَ
Örneklerde görüldüğü üzere, mazi fiilde, fiil kökünün sonuna harekeli bir ref zamiri (yani تُ – تَ – نَا – تُمَا) bitişirse, mazi fiil, sükun üzere mebni olur.Kapıyı açtılar. فَتَحُوا البَابَ
örneğinde görüldüğü üzere, mazi fiilin sonunda topluluk vav’ı وَاوُ الجَمَاعَةِ eklenince, mazi fiil, zamme üzere mebni مَبْنِيٌّ عَلَي الضَّمِّ olur.Emir Fiil فِعْلُ الأَمْرِ
a- Fiilin son harfi sahih ise, emir, sükun üzere mebnidir.
Örnekler:
Kitabını oku! ! إِقْرَأْ كِتَابَكَ (قَرَأَ)
Başını kaldır! ! اِرْفَعْ رَأْسَكَ (رَفَعَ)
(hanımlara) Kitaplarınızı okuyunuz! ! اِقْرَأْنَ كِتَابَكُنَّ (emir filin sonuna dişilik nunu نُونُ النِّسْوَةِ bitişirse, emir yine sükun üzere mebnidir)
(hanımlara) Başlarınızı kaldırınız! اِرْفَعْ رُؤُسَكُنَّ (emir filin sonuna dişilik nunu نُونُ النِّسْوَةِ bitişirse, emir yine sükun üzere mebnidir)b- Sonunda te’kid nunu (pekiştirme nunu – نُونُ التَّأْكِيدِ) varsa, emir fetha üzere mebnidir.
Örnekler:
Kitabını mutlaka oku! ! اِقْرَأَنْ كِتَابَكَ
Kitabını mutlaka ve mutlaka oku! ! اِقْرَأَنَّ كِتَابَكَc- Fiilin son harfi illet harfi ise, o fiilin emri, illet harfinin harfi üzere mebnidir مَبْنِيٌّ عَلَى حَذْفِ حَرْفِ العِلَّةِ.
Örnekler:
Kapıcıyı çağır! ! اُدْعُ البَوَّابَ (دَعَا – يَدْعُو)
Kaldırımda yürü! اِمْشِ عَلَى الرَّصِيفِ (مَشَى – يَمْشِي)
Zulmün akıbetinden kork! ! اِخْشَ عَاقِبَةً الظُّلْمِ (خَشِيَ – يَخْشَى)d- Emrin sonunda, ikilik elifi أَلِفُ الاِثْنَيْنِ, topluluk vav’ı وَاوُ الجَمَاعَةِ veya muhataba ي’sı يَاءُ المُخَاطَبَةِ varsa, o emir, nunun hazfi üzere mebni مَبْنِيٌّ عَلَى حَذْفِ النُّونِ olur.
Örnekler:
(ikiniz) Kitaplarınızı okuyunuz! ! اِقْرَآ كِتَابَكُمَا
(ikiniz) Başlarınızı kaldırınız! ! اِرْفَعَا رَأْسَيْكُمَا
Kitaplarınızı okuyun! ! اِقْرَأُوا كُتُبَكُمْ
Başlarınızı kaldırınız! ! اِرْفَعُوا رُؤُوسَكُمْ
(hanıma) Kitabını oku! ! اِقْرَإِي كِتَابَكِ
(hanıma) Başını kaldır! ! اِرْفَعِي رَأْسَكِTe’kid Nununa Bitişik Muzari: الفِعْلُ المُضَارِعُ المُتَّصِلُ بِنُونِ التَّوْكِيدِ
Muzari fiilin sonuna te’kid (pekiştirme) nunu نُونُ التَّوْكِيدِ bitişirse o muzari fiil, feth üzere mebni olur.
Örnek:
Dostlara mutlaka yardım ederiz. لَنَنْصُرَنَّ الأَصْدِقَاءَ (نَصَرَ)örnekte gördüğümüz üzere, “yardım ederiz” fiilini pekiştirmek, kuvvetlendirmek için, başına ل sonuna ن gelmiştir. Örnekte, fiilin asli harfinin harekesi fethadır ve fiil, fetha üzere mebni مَنْنِيٌّ عَلَى الفَتْحِ dir.
Dişilik Nununa Bitişik Muzari: الفِعْلُ المُضَارِعُ المُتَّصِلُ بِنُونِ النِّسْوَةِ
Sonunda dişilik nunu bulunursa, muzari, sükun üzere mebni مَبْنِيٌّ عَلَى السُّكُونِ olur.
Örnek:
Kadınlar yiyorlar. النِّسَاءُ يَأْكُلْنَ
örnekte يَأْكُلُ yiyor fiiline, dişilik nunu bitişmiştir, kelime, sükun üzere mebni مَبْنِيٌّ عَلَى السُّكُونِ dir.c- Harf Cinsinden:
Mana Harfleri حُرُوفُ المَعَانِي
Hece harflerinden ayrılmak için mana harfleri adı verilen harflerin ( فِي – مِنْ – أَنْ – هَلْ – ثُمَّ – نَعَمْ ) gibi hepsi mebnidir, sonları değişmez.
Mana harflerinin bir bölümü isimlere eklenir, bir bölümü ise fillere eklenir, bir bölümü de hem fiillere, hem isimlere eklenir.Mana Harfleri حُرُوفُ المَعَانِي
Fiile Mahsus المُخْتَصُّ بِالفِعْلِ
(١- أَحْرُفُ النَّصْبِ: (أَنْ ، لَنْ
(٢- أَحْرُفُ المَصْدَرِ: (أَنْ ، كَيْ
(٣- أَحْرُفُ الجَزْمِ: (إِنْ ، لمْْ
(٤- حَرْفَا الشَّرْطِ: (إِنْ ، لَوْ
(٥- أَحْرُفُ التَّخْصِيصِ: (أَلاَ، هَلاَّ
(٦- حَرْفَا الإِسْتِقْبَالِ: (سَ ، سَوْفَ
(٧- حَرْفُ التَّوَقُّعِ: (قَدْ
(٨- حَرْفُ الرَّدْعِ: (كَلاَّ
(٩- أَحْرُفُ النَّفِي: (لَمْ ، لَمَّا ، لَنْİsme Mahsus المُخْتَصُّ بِالاِسْمِ
(١- حُرُوفُ الجَرِّ: (مِنْ ، إِلَى
(٢- أَحْرُفُ القَسَمِ: (ب ، ت
(٣- أَحْرُفُ الاِسْتِثْنَاءِ: (اِلاَّ، خَلاَ
(٤- أَحْرُفُ النِّدَاءِ: (يَا ، أَيْ
(٥- الأَحْرُفُ المُشَبَّهَةُ بِالفِعْلِ: (إَنَّ وَ أَخَوَاتُهَا
(٦- حَرْفَا المُفَاجَأَةِ: (إِذْ ، إِذَا
(٧- حَرْفَا التَّفْصِيلِ: (أَمَّا ، إِمَّا
(٨- أَحْرُفُ التَّنْبِيهِ: (أَلاَ ، هَا
(٩- حَرْفَا النَّفْيِ: (لاَتَ ، إِنْMüşterek المُشْتَرَكُ
(١- حُرُوفُ الجَرِّ: (مِنْ ، إِلَى
(٢- أَحْرُفُ القَسَمِ: (ب ، ت
(٣- أَحْرُفُ الاِسْتِثْنَاءِ: (اِلاَّ، خَلاَ
(٤- أَحْرُفُ النِّدَاءِ: (يَا ، أَيْ
(٥- الأَحْرُفُ المُشَبَّهَةُ بِالفِعْلِ: (إَنَّ وَ أَخَوَاتُهَا
(٦- حَرْفَا المُفَاجَأَةِ: (إِذْ ، إِذَا
(٧- حَرْفَا التَّفْصِيلِ: (أَمَّا ، إِمَّا
(٨- أَحْرُفُ التَّنْبِيهِ: (أَلاَ ، هَا
(٩- حَرْفَا النَّفْيِ: (لاَتَ ، إِنْالأَحْرُفُ المُشْتَرَكَةُ بَيْنَ الإِسْمِ وَالفِعْلِ
(١- أَحْرُفُ العَطْفِ: (وَ ، فَ ، ثُمَّ ، أَوْ
(٢- حَرْفَا الاِسْتِفْهَامِ: (هَلْ، أَ
(٣- حَرْفَا التَّفْشِيرِ: (أَيْ ، أَنْ
(٤- حَرْفَا الاِسْتِفْتَاحِ: (أَلاَ ، أَمَا
(٥- أَحْرُفُ النَّفْيِ: (مَا ، لاَ
(٦- أَحْرُفُ الجَوَابِ: (نَعَمْ ، بَلَى ، أَجَلْMana harflerinin cümle içinde kullanılışını örneklerle görelim:
a- İsme Mahsus mana harflerine örnekler:
Öğrenci evden çıktı. خَرَجَ التِّلْمِيذُ مِنْ البَيْتِ
Adam tarlaya gitti. ذَهَبَ الرَّجُلُ إِلَى الحَقْلِ
Allaha andolsun. بِاللهِ
Allaha andolsun. تَاللهِ
Biri müstesna, öğrenciler geldi. جَاءَ الطُّلاَّبُ اِلاَّ وَاحِدًا
Biri dışında, öğrenciler geldi. جَاءَ الطُّلاَّبُ خَلاَ وَاحِدٍ
Ey Halid! ! يَا خَالِدُ
Ey Halid! ! أَيْ خَالِدُ
Muhakkak ki Allah her şeye muktedirdir. إِنَّ اللهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Yürüdük bir de ne görelim, Hamit önümüzde! ! سِرْنَا فَإِذَا حَامِدٌ أَمَامَنَا
Ben yolda iken, Mahmut çıkageldi. بَيْنَا أَنَا فِي الطَّرِيقِ إِذْ أَقْبَلَ مَحْمُودٌ
Dilenciye gelince onu azarlama. وَ أَمَّا السَّائِلَ فَلاَ تَنْهَرْ
Sen mi atarsın, yoksa biz mi atanlar olalım? إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ نَحْنُ المُلْقُونَ؟
Doğrusu akılsızlar onlardır. أَلاَ إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاءُ
İşte muvaffıksın. هَا إِنَّكَ نَاجِحٌ
Keşki bir gün gençlik geri gelseydi. لَيْتَ الشَّبَابَ يَعُودُ يَوْمًا
Kafirler ancak bir aldanma içindedir. إِنِ الكَافِرُونَ إِلاَّ فِي غُرُورٍb- Fiile Mahsus mana harflerine örnekler:
Çıkmak istiyorum. أُرِيدُ أَنْ أَخْرُجَ
Yalan söylemeyeceksin. لَنْ تَكْذِبَ
Oruç tutmanız, sizin için daha iyidir. وَ أَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ
Öğrenmek için geldim. جِئْتُ كَيْ أَتَعَلَّمَ
Çalışırsan başarırsın. إِنْ تجْتَهِدْ تَنْجَحْ
Yazmadı لَمْ يَكْتُبْ
Dinlersen öğrenirsin. إِنْ تَسْتَمِعْ تَتَعَلَّمْ
Çalışsaydın başarırdın. لَوِ اجْتَهَدْتَ لَنَجَحْتَ
Allah’ın bağışlamasını sevmez misiniz? أَلاَ تُحِبُّونَ أَنْ يَغْفِرَ اللهُ لَكُمْ -سورة النور ٢٢
Bizi ziyaret etmez misiniz? (etsene!) ! هَلاَّ تَزُورُنَا
Mahmut, bir mektup yazacak. سَيَكْتُبُ مَحْمُودٌ رِسَالَةً
Ali, ileride Mekkeye gidecek. سُوْفَ يَذْهَبُ هَلِيٌّ إِلَى مَكَّةَ
Belki yağmur yağar. قَدْ يَنْزِلُ المَطَرُ
olmaz, doğrusu, kafir insan azgınlık eder. كَلاَّ إَنَّ الإِنْسَانَ لَيَطْغَى
Çocuk büyüdü ama terbiye olmadı. كَبُرَ الغُلاَمُ وَ لَمَّا يَتَهَذَّبْ
Yalan söylemedim. لَمْ أَكْذِبْ
Hamit gelmeyecek. لَنْ يَأْتِيَ حَامِدٌc- Hem isim hem de fiil ile kullanılan harflere örnekler:
Halit ve Mahmut geldi. جَاءَ خَالِدٌ وَ مَحْمُودٌ
Halit geldi ve oturdu. جَاءَ خَالِدٌ فَجَلَسَ
Sadık geldi, sonra Necip geldi. جَاءَ صَادِقٌ ثُمَّ نَجِيبٌ
Kitabı yahut kalemi al. خُذِ الكِتَابَ أَوِ القَلَمَ
Pencereyi açtın mı? هَلْ فَتَحْتَ النَّافِذَةَ؟
Sen öğrenci misin? أَ أَنْتَ تِلْمِيذٌ؟
Onun ascedi var, yani altını var. عِنْدَهُ عَسْجَدٌ أَيْ ذَهَبٌ
Gitmeni emrettim. أَمَرْتُكَ أَنِ اذْهَبْ
Doğrusu akılsızlar, sefihler onlardır ve lakin bilmezler. أَلاَ إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاءُ وَلَكِنْ لاَ يَعْلَمُونَ -سورة بقرة ١٣
Doğrusu, ağlatan ve güldürene, öldüren ve diriltene ve emri gerçek emir olana andolsun. أَمَّا وَالَّذِي أَبْكَى وَأَضْحَكَ وَالَّذِي أَمَاتَ وَأَحْيَا وَالَّذِي أَمْرُهُ الأَمْرُ
Bu kitabı okumadım. مَا قَرَأْتُ هَذَا الكِتَابَ
Ceryanlı (rüzgarlı) yerde oturma. لاَ تَجْلِسْ فِي مَجْرَي الهَوَاءِ
O hikayeyi okudun mu? هَلْ قَرَأْتَ تِلْكَ القِصَّةَ؟
Evet أَجَلْ
Evet نَعَمْ
O hikayeyi okumadın mı? أَلَمْ تَقْرَأْ تِلْكَ القِصَّةَ؟
Evet, okudum. بَلَى، قَدْ قَرَأْتُ
ÖZET:Arapçada bir kelime, cümle içerisinde aldığı göreve göre son harekesinde veya yapısında değişiklik kabul edip etmemesi bakımından ikiye ayrılır. Kabul eden kelimelere “mureb” , etmeyen kelimelere “mebnî” denir. İşte bir kelimenin cümle içerisinde harekesinin veya yapısının değişmemesine mebnîlik; değişmesine ise irâb denir. Mebni kelimeler: Fetha üzere mebni, zamme üzere mebni, kesre üzere mebni, sükûn üzere mebni, nûnun hazfi ile mebni, son harfin hazfi ile mebni şeklinde mebni oldukları belirtilir. Mebnilik bütün kelime gruplarında olabilir. Başta bütün harfler mebnidirler. Harfler için “irapda mahalli yoktur” ifadesi kullanılır. Aynı şekilde mazi fillerin tamamı mebnidir.İsimlerden mebni olanlar ise şunlardır: Zamirler, İşaret isimleri (tesniyeleri hariç), ismi mevsuller (tesniyeleri hariç), soru isimleri, terkip/bileşik yapıdaki özel isimler, isim fiiller vs. Bunun yanında bazı mebni olmayan isimler, cümle içerisindeki görevi nedeniyle veya başka bir kelime bileşik kelime oluşturduğu için mebni olabilirler.Arapçada anlamlı bir cümleyi oluşturan kelimeler, cümle içerisindeki görevi (öge oluşu) gereği bir birlerini etkilerler. Bu etkileşim içerisinde etkileyen kelimeye “âmil”; etkilenen kelimeye “mamûl”; bu etkinin kelime üzerindeki şekli görüntüsüne ise “irâb” denir. Arapçadaetkileyen, yaniâmildurumunda olan kelimelerin tamamınaavâmildenir. Bunlar: Fiiller, muzari fiili nasbeden edatlar, muzari fiili cezmeden edatlar,كاَنَ ve benzeri nakıs fiiller,إنَّve benzeri edatlar, harfi cerler, muzâf olan isim.Bir ismin veya fiilin, başına her hangi bir âmilin gelmesiyle sonundaki harekenin veya sonundaki yapının değişmesine «İrâb» denir.Buna göre«irâb», cümlede yer alan bir kelimeye özne, nesne, tümleç ya da tamlanan gibi bir görevin işaretini belirten durum demektir. Bu görevlerden her birinin kendine özgü işaretleri vardır. İşte bu işaretlere«irâbalametleri»denir.Âmilin gerektirdiği bu değişikliği kabul edenkelimeye«mureb»veya«mamul», yani irab almış kelime denir.MEBNİ ve MURAB, Arapçada, kelimeler cümle içinde bulundukları, yani yalın halden çıkıp cümle içinde bir görev aldıkları zaman, bazı kelimelerin sonlarında, o kelimelerin cümle içindeki durumuna göre değişiklik olur, bazılarınınkinde değişme olmaz.
Öğrenci öğretmeni dinledi استمع التلميذ الى المعلم
Öğretmen öğrenciyi imtihan etti امتحن المعلم التلميذ
التلميذ kelimesi, ilk cümlede fail olduğundan, ötre ile, ikinci cümlede ise, mefulun bih olduğundan üstün ile harekelidir.
المعلم kelimesi ise ilk cümlede, cer harfi olan الى dan sonra geldiğinden esre ile, ikinci cümlede, fail olduğu için ötre ile harekelidir.
Böyle, cümle içindeki durumuna göre sonunun harekesi değişen kelimeye murab denir.
Bazı kelimeler ise, cümle içinde hangi görevde ve durumda bulunursa bulunsun, kelimenin sonunda hiçbir değişiklik olmaz.
Olduğun yerde dur قف حيث انت
İstediğimiz yere gideriz نذهب الى حيث نشاء
Böyle, cümle içindeki durumu ne olursa olsun, son harfinin harekesi asla değişmeyen, hep aynı olan kelimelere mebni denir.
Arapça kelimede esas olan, kelimenin mu’rab oluşudur. Mebni kelimeler azdır.
MEBNİ KELİMELER: Mebni (sonu değişmeyen) kelimelerin başlıcaları şunlardır:
a)İsim cinsinden: 1-İşaret isimleri 2-Zamirler 3-İsmi mevsuller 4-Şart isimleri
5-Soru isimleri 6-Bazı zarflar 7-Bazı sayılar (11-19 arası)
b)Fiil cinsinden: 1-Mazi 2-Emir 3-Sonunda te’kit nunu olan muzari fiil
c)Harf cinsinden: Bütün harfler -
YDS Arapça Örnek Felsefi Metin Çevirisi
الطوباوية : بحر خيال ومتاهة اوهام
أ.د. سيّار الجَميل
الطوباوية : المعنى والمضمون
نعم ، انها امتداد مخيال في الافق البعيد ، ورسوخ اوهام ، وهو مصطلح من
اليونانية u-topos ، أي “ليس في أيِّ مكان” . وهو التعبير الذي استخدمه
بالمعنى نفسه توماس مور )في كتابه يوطوبيا( ليصف مدينة مثالية وخيالية ،أول
ما نستنتج، أنه ليس بوسع هذا البنيان اليوطوبي أن يقوم إلا على جزيرة محمية
ومنعزلة في الوقت نفسه. اما إن وسَّعنا المفهوم، فإنه يشمل كلَّ مجتمع خيالي
غير قابل للتحقيق على حد توصيف جيرار دوروزوي وأندريه روسيل في
معجم ناثان الفلسفي
Labirenti Denizi ve Kuruntular ÜTOPYA: Bir Hayal Prof. Dr. Seyyar el-Cemil Çeviri: Eyup Akşit Ütopya: Anlam ve İçerik Evet, ütopya hayal gücünün uzak ufukta genişlemesi ve vehimlerin kökleşmesidir. Ütopya, Yunanca’dan alınma u-topos yani ‘’ herhangi bir yerde değil’’ anlamında bir terimdir. Bu, Ütopya adlı kitabında Thomas More’un ideal ve hayali şehir/devleti betimlemek için aynı anlamda kullandığı ifadedir. Sonuç çıkaracağımız ilk şey : Bu ütopik yapının ancak korunmuş ve aynı zamanda izole edilmiş bir adada tesis edilebileceğidir . Ama kavramı genişletirsek, Nathan Felsefe Sözlüğü’nde A.Russel ve G. Dorozoa’nın betimlediğine göre ütopya gerçekleşme imkanı olmayan her hayali toplumu içerir. . انني لم اقف عند اول من استخدم مصطلح ” الطوباوية ” في الثقافة العربية
التاريخية والسياسية ، ولكنها بكل تأكيد احدى مولدات بدايات القرن العشرين
التي قام بنحتها أحد المترجمين العرب الاوائل .. وهي ترجمة محرفة لفظيا
ومعنويا لمصطلح ” اليوتوبيا ” Utopia Biz tarihsel ve politik Arap Kültürü’nde Ütopya terimini ilk kullanan kişi üzerinde durmadık. Fakat kesinlikle ‘’et-Tûbaviyye’’, ilk arap çevirmenlerden birinin oluşturduğu yirminci asrın başlarındaki uyduruk kelimelerden biridir. Bu, ‘’Ütopya’’ teriminin lafız ve anlam olarak bozuk bir çevirisidir.Eyüp Akşit
-
Arapça YDS Örnek Sorular 10 Adet
SORU 1
خصوصًا حين يترك الخطيب النصّ الذي لا يُحسن قراءته إلى اللهجة العامّيّة وما يشوبها من رواسب لا علاقة لها باللغة العربيّة الفصحى في نقائها وصفائها
fiilinin eş anlamlısı nedir “يشوبها” yukarıdaki cümledeki ?
يلائمها
يختلط بها
يوازيها
ينتج عنهاSORU 2
ومن الطبيعيّ أن يقترن بذلك كلّه خطاب الذين يتحدّثون ليل نهار عن احترام التراث، وضرورة العودة إلى الماضي بوصفه الوضع الأمثل، وعن مبدأ الزمن الذهبيّ الذي يتدهور كلّما مضينا إلى الأمام، وكلّما ابتعدنا عن التأسّي به في كلّ تطلّع إلى المستقبل، كما لو كنّا أمّة عيناها في ظهرها!
ile kasdedilen nedir “أمّة عيناها في ظهرها” yukarıdaki cümledeki
تهجر تراثها كلّه
تخشى التخلّف عن غيرها
تسير على غير هدى
تتطلّع إلى الماضي فقطSORU 3
ifadesi kimin için kullanılır “على الطائر الميمون”
للفائِز
للمُحتفِل
للمُسافِر
للمُتبرِّعSORU 4
“منحَ المديرُ الجائزةَ ل 19 طالبًا”
yukarıdaki cümledeki 19 rakamının yazıyla ifadesi
تسعةَ عشْرةَ
تسعَ عشَرَ
تسعَ عشْرةَ
تسعةَ عشَرَSORU 5
?Aşağıdaki kelimelerden anlam açısından farklı olanı işaretleyiniz
تَشَدّد
ترقّق
تَصَلّب
تزمّتSORU 6
ifadesiyle aşağıdakilerden hangisi kastedilmektedir”حفظَ فلانٌ ماءَ وجهِهِ”
اِعْتنى بمظهره
دارى خجلَهُ
مسحَ عرَقَهُSORU 7
1. حيث كان في استقبالي قريبٌ لي 2. ذهبت إلى القاهرة الأسبوع الماضي
3. لم ننته منها إلا ونحن متعبان جدّ اً 4. الذي أخذني مباشرة في جولة رائعة في المدينة
Yukarıda verilen cümlelerin anlamlı şekilde sıralanışı hangi seçenekte doğru verilmiştir. ?
2,1,4,3
2,4,1,3
2,3,1,4SORU 8
الناتو يحذر روسيا من مغبة تأجيج الوضع في أوكرانيا
?kelimesinin yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse anlam bozulmaz تأجيج Yukarıdaki
خُبُوٌّ
إِطْفاءٌ
إِخْماد
إِضْرامSORU 9
وقال في بيان إن فشل العملية مرده ——- أن الرهائن «لم يكونوا موجودين في المكان المحدد».
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki hangi harfi cer uygun şekilde tamamlar
في
على
إلى
لSORU 10
يختلقون الذرائع أمام محاولات الحكومة حل الخلاف
?Yukarıdaki cümlenin en yakın Türkçe karşılığını işaretleyiniz
İhtilafın çözümüne ilişkin hükümetin girişimlerini destekliyorlar
Hükümetin ihtilafın çözümüne ilişkin girişimlerini gönülden destekliyorlar
Hükümetin girişimlerinin önüne ihtilaf ederek, geçiyorlar
İhtilafın çözümüne ilişkin hükümetin girişimlerinin önünde bahaneler uyduruyorlarTEST DEĞERLENDİRME
Hazırlayan: Eyup AKŞİT İslami İlimler Fakültesi
Arapça Öğretim Görevlisi
-
Arabic Pronouns You – Your – Plural form of the Personal and Possessive
Arabic Pronouns You – YourDevamını Oku »
-
Arabic “Some” بَعْضٌ
Arabic “Some”Devamını Oku »
-
Arabic verb with pronouns
Arabic verb with pronouns
Devamını Oku » -
Arabic pronouns He – They – She – His – Her – Their
Arabic pronounsDevamını Oku »